19 Mayıs 1919 Gençlik ve Spor Bayramı

98 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk ve 18 asker Samsun'a vardı. Görevleri Rum çetelerini bastırmak ve Türk direniş topluluklarını dağıtmaktı. Ama onlar direnişin ta kendisiydi. Türkiye'nin kurtuluş mücadelesini ve bu uğurda 19 Mayıs 1919'un önemini sizler için derledik.

"Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun, bunun da paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey değildi. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife, hükûmet, bunların hepsi anlamını yitirmiş birtakım anlamsız sözlerdi. Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak" diyordu Mustafa Kemal Nutuk adlı eserinde ve ekliyordu: İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.

Nitekim 1918'in sonlarında imzalanan Mondros Mütarekesi ve sonuçları Mustafa Kemal’i doğrular nitelikteydi. Zira İtilaf devletlerinin ‘hasta adam’ olarak tanımladığı Osmanlı Devleti birçok zafiyet vermişti. Öyle ki boğazlarda hakimiyeti, yeraltı kaynaklarının kullanım haklarını ve donanma ile ordu üzerindeki tüm emir haklarını İtilaf Devletleri’ne devretmişti.

Bununla da kalmamıştı. İzmir Yunanlar, Adana Fransızlar, Antalya ve Konya İtalyanlar tarafından işgal edilmişti. Urfa, Maraş, Antep, Merzifon ve Samsun’da ise İngiliz askerleri konuşlanmıştı.

Tüm bunların yanı sıra devletin zayıflığını fırsat bilen çeteciler de yurdun dört bir yanında peyda olmuştu. Nitekim Samsun’daki Rum çeteleri de bunlardandı ve bölge halkıyla çatışma halindeydi. Bu durum bölgedeki İngilizleri de rahatsız ediyordu.

Bunun üzerine Arthur Calthorpe'ın imzasıyla İtilaf Devletleri, Osmanlı Hükûmeti'ne bir nota vermiş ve bölgedeki karışıklıkların giderilmesini istemiş, aksi halde Mondros Ateşkes Anlaşması'nın 7. maddesinin gerekçe gösterilerek bölgenin işgal edileceğini beyan etmişti.

1919 yılının Mayıs ayında Samsun'da Rum çeteleri ve Türk halkı arasında meydana gelen çatışmaların sonlandırılması için Mustafa Kemal görevlendirildi ve kendisine 9. Ordu'nun müfettişliği görevi verildi.

Mustafa Kemal’in görevleri kısaca şu şekildeydi;

Bölgede düzenin kurulması, yerleştirilmesi ve olayların sebebinin araştırılması.

Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına yerleştirilerek korunması.

Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması.

Öte yandan 3. ve 4. kolordular ile Diyarbakır, Bitlis, Elazığ, Ankara ve Kastamonu illerinin kolordu komutanlarına doğrudan emir verebileceği de yetki açıklamaları arasında yer almaktaydı. Yani 9. Ordu müfettişliğine getirilen Mustafa Kemal, Anadolu coğrafyasının tüm doğu kısmına emir verebilecekti.

Tüm bu görev ve yetkilerle birlikte Mustafa Kemal Atatürk, Yunanlar İzmir’e ayak bastıktan bir gün sonra, 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru'yla Samsun'a doğru yola çıktı. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a vardı ve Kurtuluş Savaşı’nın ateşini burada yaktı.

SAMSUN’A HAREKET

Bandırma Vapuru, Mustafa Kemal ve 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri İstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıktı. Vapur yola çıkmadan önce Raif Bey, Mustafa Kemal'e vapurun işgal kuvvetlerine mensup bir torpido tarafından takip edileceğini ve batırılacağını haber aldığını belirtmişti.

Nitekim Rauf Bey'in belirttiği İngiliz gemisi, Bandırma Vapuru'nu izlemeye başlamış ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini kaybetmişti. Mustafa Kemal, geminin kaptanı İsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düşman saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını söylemişti.

Mustafa Kemal ve 18 askeri taşıyan Bandırma Vapuru Samsun’a vardığında takvimler 19 Mayıs 1919’u gösteriyordu.

O gün Mustafa Kemal’e eşlik eden 18 askerin ismiyse şu şekilde;

Kurmay Albay Kazım Bey — Müfettişlik kurmay başkanı
Kurmay Albay Mehmet Arif Bey — Kurmay başkanı yardımcısı
Kurmay Binbaşı Hüsrev Bey — Birinci şube müdürü
Binbaşı Kemal Bey — Müfettişlik topçu kumandanı
Dr. Albay İbrahim Bey — Ordu sıhhiye başkanı
Dr. Binbaşı Refik Bey — Sıhhiye başkan yardımcısı
Yüzbaşı Cevat Bey — Müfettişlik yaşyaveri
Üsteğmen Muzaffer Bey — Müfettişlik ikinci yaveri
Yüzbaşı Ali Şevket Bey — Müfettişlik emir subayı
Üsteğmen Hayati Bey — Kurmay başkanı emir subayı
Yüzbaşı Mümtaz Bey
Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey
Yüzbaşı Mustafa Bey — Karargah komutanı
Üsteğmen Abdullah Bey — İaşe subayı
Birinci Sınıf Kâtip Faik Bey — Şifre kâtibi
Dördüncü Sınıf Kâtip Memduh Bey — Şifre kâtibi yardımcısı
Kurmay Albay Refet Bey — 3. Kolordu komutanı
Üsteğmen Hikmet Bey — Refet Bey'in yaveri

Samsun’da gözlemlerde bulunan Mustafa Kemal Atatürk, memleketin içinde bulunduğu durumu Nutuk’ta şu sözlerle dile getiriyordu:

Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu grup, I. Dünya Savaşı'nda yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta zedelenmiş, şartları ağır bir ateşkes anlaşması imzalanmış. Büyük Savaş'ın uzun yılları boyunca millet yorgun ve fakir bir durumda.

Milleti ve memleketi I. Dünya Savaşı'na sürükleyenler, kendi hayatlarını kurtarma kaygısına düşerek memleketten kaçmışlar. Saltanat ve hilâfet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça tedbirler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükûmet âciz, haysiyetsiz ve korkak. Yalnız padişahın iradesine boyun eğmekte ve onunla birlikte kendilerini koruyabilecekleri herhangi bir duruma razı. 

Ordunun elinden silâhları ve cephanesi alınmış ve alınmakta... İtilâf Devletleri, ateşkes anlaşmasının hükümlerine uymayı gerekli bulmuyorlar. Birer bahane ile itilâf donanmaları ve askerleri İstanbul' da.

Adana iIi Fransızlar; Urfa, Maraş, Ayıntap (Gaziantep) İngilizler tarafından işgal edilmiş. Antalya ve Konya'da İtalyan askerî birlikleri, Merzifon ve Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her tarafta yabancı subay ve memurlar ile özel ajanlar faaliyette.

Nihayet, konuşmamıza başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da, İtilâf Devletleri'nin uygun bulması ile Yunan ordusu da İzmir'e çıkartılıyor. Bundan başka, memleketin her tarafında Hristiyan azınlıklar gizli veya açıktan açığa kendi özel emel ve maksatlarını gerçekleştirmeye devleti bir an önce çökertmeye çalışıyorlar. 

Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgelerle iyice anlaşılmıştır ki, İstanbul Rum Patrikhanesi'nde kurulan Mavi Mira Heyeti illerde çeteler kurmak ve idare etmek, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla meşgul. Yunan Kızılhaç'ı ve Resmî Göçmenler Komisyonu, Mavi Mira Heyeti'nin çalışmalarını kolaylaştırmakla görevli.

Mavi Mira Heyeti tarafın yönetilen Rum okullarının izni teşkilâtları, yirmi yaşından yukarı gençleri de içine almak üzere her yerde kuruluşunu tamamlıyor. Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavi Mira Heyeti ile birlikte çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tıpkı Rum hazırlığı gibi ilerliyor. Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz sahillerinde örgütlenmiş olan ve İstanbul'daki merkeze bağlı bulunan Pontus Cemiyeti hiç bir engelle karşılaşmadan kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor.

MÜCADELE BAŞLADI

Samsun’daki vaziyeti gören Mustafa Kemal, Erzurum ve Ankara'da bulunan kolordular ile iletişim kurmuş ve Kurtuluş Savaşı’na dair ilk adımları burada atmıştı. Öyle ki, müfettişlik görevleri arasında yer alan "bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniş topluluklarının dağıtılması" görevini yerine getirmek bir yana, ulusal mücadele örgütleri kurulmasını destekledi.

Bir hafta Samsun'da kalan Mustafa Kemal, 25 Mayıs günü ise Havza’ya geçti. 28 Mayıs’ta müdafaa-i hukuk cemiyetlerine gönderdiği bir genelgeyle İzmir'in İşgali'nin protesto edilmesini istedi. Bu çağrıyla Anadolu'da 90’ın üzerinde miting gerçekleştirilince Osmanlı Hükümeti rahatsız oldu ve Mustafa Kemal Atatürk’ü İstanbul’a geri çağırdı.

Ancak Nutuk’ta da kurtuluş mücadelesinde kararlılığı dile getiren Mustafa Kemal İstanbul’a dönmedi. Havza’dan Amasya’ya, Amasya’dan Sivas’a ve Erzurum’a giderek yurdun dört bir yanında direniş çağrısı yaptı. Muvaffakiyetle sonuçlanan hürriyet mücadelesinin bize mirası 94 yaşındaki Türkiye Cumhuriyeti oldu.

19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’a çıkışı, Kurtuluş Savaşı’nın filizlenmesinin başlangıcıydı. Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıç noktası olan bu tarih o kadar önemliydi ki, Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs için ‘bugün benim doğum günüm’ diyecekti.

BANDIRMA VAPURU VE MİLLİ MÜCADELE MÜZESİ GÖRÜNTÜLERİ İÇİN TIKLAYINIZ

BAYRAM OLDU

Çoğu milli bayram gibi 19 Mayıs’ta cumhuriyetin ilanından sonra kutlanmaya başlandı.

19 Mayıs, ilk defa 24 Mayıs 1935’de Beşiktaş'ın öncülüğüyle Atatürk Spor Günü adı altında kutlandı. Kutlamaya Fenerbahçe ve Galatasaray sporcuları da katıldı. Bu etkinliğin amacı, Türk gençliğinin Atatürk'e olan minnet ve sevgisini gösterebilmesiydi.

Bu etkinlikten birkaç yıl sonra Beşiktaş kurucu üyelerinden Ahmet Fetgeri Aşeni, bu bayramın bütün gençliğe mal edilmesi gerektiğini belirterek 'Gençlik ve Spor Bayramı' adı altında her yıl kutlanmasını önerdi. Bu öneri hem kongre hem de Atatürk tarafından kabul edildi. Gençlik ve Spor bayramı, 1938 yılı haziran ayından itibaren her yıl milli bayram olarak kutlanmaya başlandı.

1980’lere kadar ‘19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlandı. 12 Eylül darbesinden sonraysa ‘19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’ adını aldı.
 

2025 yılı asgari ücret rakamı belli oldu İşsizlik maaşı ne kadar oldu? Kazakistan'da yolcu uçağı düştü Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücret mesajı! Cumartesi günü miting yapılacak Balıkesir'deki patlamaya ilişkin 10 kişi gözaltına alındı!