Bakan Kurum: 2025'te bir sosyal konut kampanyasını daha başlatacağız
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 2025 yılı sonu itibarıyla, 81 ili kapsayan yeni bir sosyal konut kampanyasını başlatacaklarını bildirdi
Kurum, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçelerine ilişkin sunum yaptı. Türkiye'de 85 milyon nüfusun yüzde 71'inin deprem riski taşıyan bölgelerde yaşadığına dikkati çeken Kurum, son yıllarda Elazığ, Malatya ve İzmir'de yaşanan depremleri hatırlattı. Kurum, burada 45 bin yeni konut, iş yeri ve köy evinin 1 yıl gibi kısa bir sürede teslim edildiğini vurguladı. Bakan Kurum, 6 Şubat'ta meydana gelen, Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen depremleri de hatırlatarak, depremin üzerinden 45 gün geçmeden ilk temelleri attıklarını, üç ayın sonunda tam 180 bin konutun inşasını başlattıklarını anlattı. Deprem bölgesinin şu anda dünyanın en büyük, en hareketli şantiye alanı olduğunu dile getiren Kurum şunları söyledi:
Şu anda biz bu toplantıyı yaparken, 11 ilimizde 1900
şantiyemizde, deprem bölgesine adanmış 160 bin işçi, emekçi
kardeşimiz 'bir vatan müdafaası şuuruyla' yeni yuvalarımızı
yapmaktadır.
Deprem bölgesinde bugüne kadar 358 bin ev ve iş yerinin ihalesini
gerçekleştirdiklerine dikkati çeken Kurum, 4 bin 333 köyde,
yaklaşık 62 bin köy evini de hızla inşa ettiklerini bildirdi.
Kurum, 26 Ekim'de 130 bininci konutun anahtar teslimini Hatay'da
yaptıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
2024 yılı sonuna kadar, her gün ortalama 1500 konut yaparak, 70 bin konutumuzu daha tamamlayacak, toplam 202 bin ev ve iş yerimizi teslim edeceğiz. 2025 yılı sonuna geldiğimizde, 453 bin yuva ve iş yerimizin anahtarlarını afetzede kardeşlerimize vermiş olacağız. Evine girmeyen tek bir afetzede kardeşimizi bırakmayacak anlayışla gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Ve bizi yetiştiren, okutan, büyüten bu millete verdiği bir sözü namus bilen bir kardeşiniz olarak, bir kez daha Gazi Meclisi'mizde söz veriyorum, 11 ilimizde sadece yeni yuva yapılmayacak, milletimizin hatıralarıyla dolu tüm mekanları da, tarihteki o asıl konumlarına yeniden kavuşturacağız.
Tüm yuvalarımız kurulana, tüm ocaklarımız tütene kadar,
annelerimiz ve çocuklarımız güvenle uyuyana kadar deprem
bölgesinden ayrılmayacağız.
Bugüne kadar, sosyal konutlarımızla beraber baktığımızda tam 3,7
milyon yuvamızı yenilemiş, yaklaşık 15 milyon vatandaşımızı güvenli
bir hayata eriştirmiş durumdayız. Bugün, 81 şehrimizde sosyal
konutlarla beraber toplam 735 bin yuvanın ve iş yerinin dönüşümüne
hızla devam ediyoruz." diye konuştu.
İstanbul'da 907 bin ev ve iş yerinin dönüşümü tamamlandı
Özellikle bu konuda özellikle İstanbul'un üzerine titrediklerini
dile getiren Kurum, şunları söyledi:
Bugün İstanbul'umuz, toplam 7,5 milyon ev ve iş yeriyle devasa
bir metropoldür. Bu yuvaların 1,5 milyonu, mühendislik hizmeti
almamış ve zemin nedeniyle de ileri derecede de risk altındadır.
Bunların 600 bini, bırakın 7 şiddetindeki bir depremi, her an
kendiliğinden çökebilecek vaziyettedir. Zaten gün geçmiyor ki
İstanbul'un bir mahallesinde kendiliğinden çöken bir bina olmasın.
Bu durum nedeniyle, devletimizin gücü, özel sektörümüzün
özverisiyle İstanbul'un 39 ilçesinde, toplam 907 bin ev ve iş
yerimizin dönüşümünü tamamladık.
Bugün yaklaşık 3 bin yuvamızda artık yaşam başladı. İstanbul'da 193
bin evimizin, dükkanımızın yenilenme süreci de olanca hızıyla devam
etmektedir. Bizim tek bir hedefimiz var, tarihimizin, omuzlarımıza
yüklediği en kutlu emanet olan İstanbul'umuzu ve İstanbulluları
deprem tehdidinden kurtarmak için canla başla çalışacağız.
Bu noktada dönüşümün yürütücüsü, paydaşı olan belediyelerimize,
tarih, vicdan ve millet önünde büyük vazifeler düşmektedir.
Belediyelerimizden artık deprem tehdidine odaklanmalarını, dönüşümü
ilk gündem haline gelmesini ve korumakla mükellef olduğumuz
annelerimiz ve çocuklarımız adına beklediğimizi ifade etmek
istiyorum.
'88 bin konutumuzun inşasına başladık'
Dünyada çok az devletin başarabileceği bir "Sosyal Konut
Seferberliğini" yıllardır sürdürdüklerine dikkati çeken Kurum,
sosyal devlet anlayışını lafla veya sözle değil, doğrudan doğruya
icraatla gösterdiklerini söyledi. Toplu Konut İdaresini
canlandırdıklarını, 21 yılda 3 trilyon lira yatırım, 1 milyon 462
bin sosyal konut ve 46 bin sosyal donatıyı 5 milyon dar gelirli
vatandaşa sunduklarını kaydeden Kurum, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
Bugün 81 ilin tamamına yayılan tam 1210 şantiyede, 312 bin
yuvamız, park, bahçe, cami, okul ve sosyal donatımızın inşasını da
aşkla sürdürüyoruz. 2024 yılında 130 bin konutun ihalesini, 34 bin
evin satışını ve 52 bin evin teslimini gerçekleştirdik. Şu anda 50
ve 100 bin sosyal konut projelerindeki konutlarımızı, depremin
getirdiği yüksek maliyetlere ve zorluklara rağmen büyük oranda
bitirdik. 250 bin sosyal konut kampanyamızda, şu anda 88 bin
konutumuzun inşasına başladık, TOKİ'mizin 2 gün önce açıkladığı
ihale takvimine göre tüm inşaatlarımızı tamamlayacağız. Milletimize
seçim meydanlarında verdiğimiz sözü tutacağız.
Ben de yine Gazi Meclisimizden milletimize ilan ediyorum, 2025 yılı
sonu itibarıyla, 81 ilimizi kapsayan bir sosyal konut kampanyasını
daha başlatacağız.
Saraçoğlu Mahallesi'ni de Ankara'mızın şanına yakışır bir mekan
haline getirdik. Bu muhteşem eseri engellemek için türlü türlü
yollara başvuranların bile o güzel mekanları keyifle gezdiklerini
görmekten de ayrı bir mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim.
'Yeşil dönüşümü hızlandıracağız'
Bakan Kurum, iklim krizinin dünyaya etkilerine değinerek,
Türkiye'nin Akdeniz Havzası'nda yer alması sebebiyle iklim krizinin
ağır neticelerinden etkilendiğini vurguladı. Türkiye'de son
yıllarda yaşanan iklim değişikliği kaynaklı doğal afetleri
anımsatan Kurum, şu ifadelere yer verdi:
Bu gerçekler ışığında, iklim politikalarımızı belirledik, uyumu sağlamaya yönelik takvimimizi oluşturduk ve hedeflerimize sadık kalarak çalışıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Hedefi'mizi tüm dünyaya sundular. Biz de bakanlık olarak, 2024-2030 İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı'mızı süratle hazırladık. İnşallah 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi haritamızı da 3 gün sonra Bakü'de düzenlenecek olan COP29'da dünya kamuoyuyla paylaşacağız.
İklim Kanunu'muz bizi güçlendirecek, biz de yeşil dönüşümü hızlandıracağız. Dış ticarette rekabet gücümüzü artırmak için karbon fiyatlandırma ve Emisyon Ticaret Sistemimizi hemen hayata geçireceğiz. Yeşil yatırımlar için finansman mekanizmaları geliştirecek, 'Ulusal Yeşil Taksonomi' yönetmeliğimizi de 2025 yılında çıkaracağız.
Yerel İklim Değişikliği Eylem Planlarımızı tamamlayacağız. İklim krizini etkileme noktasında önemli bir alan olan sanayi sektöründe atılımlar yapacağız. 2053 yılına kadar alüminyum sektöründe yüzde 75, çelikte yüzde 99, çimentoda yüzde 93 emisyon azaltımı sağlayacağız. Yine Enerji sektöründe, yenilenebilir enerjinin payını 2035'te yüzde 65'e yükselteceğiz.
81 ilimiz için 'Sıfır Atık Yönetim Sistemi Planı'mızı hazırladık. 193 bin binada, sıfır atık yönetim sistemini kurduk. Toplam 60 milyon ton atığı geri dönüşüme tabi tutmak suretiyle kazandık. Yüzlerce okul, binlerce kilometre yol, onlarca hastane yapılabilecek olan tam 185 milyar lira gibi devasa bir bütçeyi ekonomimize kazandırdık. Daha da önemlisi tam 498 milyon ağacın kesilmesinin ve 5,9 milyon ton sera gazı salımının önüne geçtik.
Son 22 yılda, 25 bin 950 adet çevre yatırımına, hiçbir belediye ayrımı gözetmeksizin 58 milyar lira destek sağladık. Şu anda da yerel yönetimlerimizin çevre, sıfır atık ve iklim projelerine en büyük destekleri vermeye devam ediyoruz. 7 bölgemizde sıfır atık pilot ilçelerimizi belirleyeceğiz. Depozito Yönetim Sistemimizin makine ve altyapı kurulumunu 2025 yılı sonuna kadar yapacak; ülke genelinde uygulamaya geçeceğiz. 2017 yılında yüzde 13 olan geri kazanım oranımızı, 2024 yılı itibarıyla yüzde 35'e çıkardık, inşallah daha çok çalışarak 2035 yılında yüzde 60'a çıkaracağız.
İzmir Körfezi'nden alınan numune su
komisyonda
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum, İzmir
Körfezi'nde yaşanan balık ölümlerinin gündeme oturduğunu
anımsatarak, burada saha incelemesini tamamladıklarını; İzmir
Körfezi'ne ve "mavi vatan"a dair sayısız çalışma yapan bilim
insanlarından oluşan İzmir Körfezi Bilim Kurulu'nu kurduklarını
bildirdi. Yanında getirdiği, İzmir Körfezi'nden alınan bir şişe
deniz suyu numunesini milletvekillerine gösteren Kurum, şöyle devam
etti:
Bu suyu, İzmir Körfezi'ndeki kirliliği görmekten imtina eden, bu acı tablo karşısında tek bir açıklama dahi yapmayan siyasilere, denizin kirliliğini daha iyi anlatmak için getirdik. Artık İzmir Körfezi'mizde büyük bir çevre felaketi yaşandığını, körfezin içindeki tüm canlılarla birlikte can çekiştiğini, her saat başı binlerce balığın öldüğünü görmenin vakti gelmiş, hatta geçmiştir. Millet önünde soruyorum; şu kirliliğin olduğu bir denizde balıklar yaşayabilir mi? Bu kokunun olduğu bir denizin kıyısında, İzmirliler rahatça hayat sürebilir mi? Şu anda bu su numunesi içerisinde atık su kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden 50 kat daha fazladır. Bu şişenin içindeki oksijen miktarı sıfırdır, sıfır.
Bu kirliliğin nedeni nedir biliyor musunuz? 85 milyonun da malumu olduğu gibi, İzmir'in atık sularını arıtmayan, yağmur suyu ile kanalizasyonu bile birbirinden ayıramayan, pis suları doğrudan İzmir Körfezi'ne döken, körfezi foseptik çukuru gibi kullanan İzmir Büyükşehir Belediyesidir, İzmir Büyükşehir Belediyesi yönetimleridir. Bu kirliliği çözmek adına 15 maddeden oluşan İzmir Körfezi Acil ve Kısa Vadeli Eylem Planı'mızı milletimizle paylaşmış durumdayız. Orta ve uzun vadeli eylem planlarımızı da çok yakın zamanda açıklayacağız.
İzmir Körfezi'nin, umursamaz ellerde heba olmasına; 'Her seçim öncesinde Körfez'de kulaç atacağız.' deyip tek bir olumlu adım atmayan zihniyete müsaade etmeyeceğiz. Ben Çevre Bakanı olarak diyorum ki; bunu herkes not alsın, İzmir Körfezi bir zahmet temizlenecek. Büyükşehir Belediyesi yapması gereken sorumluluklarını, görevlerini bir zahmet yerine getirecek ve İzmir Körfezi'nin temizlenmesi adına ilgili herkese sorumluluklarını, vazifelerini, görevlerini hatırlatmaya İzmir halkı ve milletimiz adına devam edeceğiz.
'Atatürk Havalimanı Millet Bahçemizi coşkuyla
açacağız'
81 ilimizde 81 milyon metrekare yeşil, sağlıklı alan hedefiyle yola
çıktık. Bugün hedefimize ulaşmamıza çok az kaldı. Şu anda 77 milyon
metrekare alana yayılan tam 521 millet bahçesi yapıyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda, Bağcılar'da İstanbullu hemşehrilerimize
armağan ettiğimiz bahçemizle birlikte 32 milyon metrekarelik alanda
toplam 274 millet bahçesini bitirip vatandaşımızın hizmetine
sunduk. 45 milyon metrekarelik alanda 247 millet bahçesinin
çalışmalarına da olanca hızıyla devam ediyoruz. İstanbul'un
fethinin 569. yılında ilk fidanlarıyla buluşturduğumuz Atatürk
Havalimanı Millet Bahçemizi kalan tüm etaplarını hızla tamamlayarak
milletimizle birlikte coşkuyla açacağız.
Bugün itibarıyla atık su arıtma tesisi sayımızı 1231'e yükseltmiş bir Türkiye'ye ulaştık. Hizmet verilen belediye nüfusuna baktığımızda bu oran, yüzde 91'e geldi. Dahası da var, 2002 yılında bu ülkede sadece 15 tane katı atık düzenli depolama tesisi varken 8 Kasım, yani bugün itibarıyla 94 sayısına ulaştık. Bu tesislerle 1248 belediyede nüfusumuzun yüzde 95'ine hizmet verir hale geldik. Üstelik bu alanlarda sadece atığı depolamıyor, geri kazanım ön işlem tesislerini yapıyor, atığı paraya ve milletimize hizmet edecek yatırımlara dönüştürüyoruz.
Tam bu noktada, vatandaşımızı son derece rahatlatacak yeni
uygulamalarımızı ve mevzuat değişikliklerimizi ilk kez buradan
paylaşmak istiyorum. Birincisi, gayrimenkul sektöründe vergi
adaletinin sağlanması, kamu gelirlerinin artırılmasına dair
çalışmamıza başladık. İnşallah 2026 yılında tüm ülke genelinde
tamamlayacağız. Böylece tüm kamusal işlemlerde rayiç bedeller
yerine gerçek değerlerin kullanılmasını sağlamış olacağız. Yine
belediyelerin kamu ortaklığı payı ve imar hakkı transferi ile
ilgili düzenlemeler üzerinde çalışıyoruz. Buna göre, KOP
alanlarındaki imar hakkını başka bir imar adasına aktaran,
mağduriyet yaşayan vatandaşlarımızın ve belediyelerimizin
sorunlarını çözen adımımızı çok yakında açıklayacağız. Diğer
taraftan imar hakkı transferinin sertifikalaştırılması yani
menkulleştirilmesi için de çalışmalarımızı tamamlayarak milletimize
sunacağız.
Apartman ve sitelerde, ortak alanların ve ortak giderlerin nasıl
yönetileceği konusunda gerek kat maliklerinin gerekse hizmet
sunucusu şirketlerin sorunlarına çözüm bulacak olan mevzuat
çalışmamızı tamamlamak üzereyiz, inşallah bu yıl içinde bu sorunu
çözecek adımları atıp milletimizle paylaşacağız.
Yerleşim alanlarında elektrikli araçlar için şarj ünitelerinin
kurulumunu kolaylaştırıyoruz. Site ve apartman otoparklarında şarj
ünitelerinin kurulumu için zorunlu olan elektrik tesisatı için
ruhsat alınmasını gündemden çıkaracak, bu süreci kolaylaştıracak ve
yenilenebilir enerjideki payımızı artıracak adımlarımızı
atıyoruz.
Kamuya ait ve yeni yapı ruhsatı alınacak 10 bin metrekare ve
üzerindeki sağlık, eğitim ve hizmet binaları için Yeşil Sertifika
alınmasını zorunlu hale getiriyoruz. Belli büyüklük ve tipteki kamu
binaları ve özel binalarda yağmur suyu ve gri su sistemlerinin
kurulumu artık zorunlu hale gelecek. Bu sayede her 1,5 yılda Mogan
Gölü kadar sudan tasarruf etmeyi hedefliyoruz.
Sorarsınız, cevap veririm. Siz bizim hizmetlerimizi, eserlerimizi hazmedemiyorsunuz, hazmedemiyorsunuz, hazmedemiyorsunuz, hazmedemiyorsunuz. Siz hazmetseniz de hazmetmeseniz de biz bu aziz millet için bu hizmetleri yapmaya devam edeceğiz.