Şentop: 9 parti olmasına rağmen bu dönem kanunlar daha hızlı çıkarılıyor

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, yasama faaliyetleri hakkında, “9 parti olmasına rağmen bu dönem kanunlar daha hızlı çıkarılıyor" ifadelerini kullandı.

Binali Yıldırım’ın istifasından sonra Meclis Başkanlığı görevine seçilen Mustafa Şentop Habertürk’ten Kübra Par’a konuştu.

Şentop’un verdiği röportaj şöyle:

Çok fazla oturum yönetmiyor ama partiler arasında adil bir başkan olması, kendi siyasi partisini öne çıkarmaması bekleniyor. Sizin partiler arası uzlaştırıcı bir rolünüz olur mu?

Meclis başkanının siyasi partisinin mensubu olma durumu devam ediyor ama çalışmalarına katılamıyor. Tartışmalarda düşünüldüğü üzere, görüşünü belli etmemesi bakımından Meclis’te oy kullanmıyor. Dünyanın büyük bir çoğunluğunda bu kural geçerli. Tüm siyasi partiler ve milletvekillerine tarafsız ve adil bir davranış sergilemem konusunda bir taahhütte de bulundum ki bu zaten Meclis başkanının görevidir. Elimden geleni yapacağımı ifade edebilirim.

AK Parti’de kimin Meclis başkan adayı gösterileceği tartışılırken, Numan Kurtulmuş, Hayati Yazıcı, Naci Bostancı gibi başka isimler de dillendiriliyordu. Sizin için sürpriz oldu mu?

Tereddüt olmadan söyleyebiliriz ki, partimizden de, diğer partilerden de Meclis başkanlığı görevini yapabilecek arkadaşlarımız mevcut. Sonuç itibarıyla adaylıkla ilgili süreç, parti içerisinde yapılan değerlendirmelerle gelişti. En son bununla ilgili temayül yapıldı. Tüm bunları Cumhurbaşkanımız, genel başkan olarak değerlendirdi ve nihayetinde adaylıkla ilgili bir karar verildi. Meclis’te adaylar arasında yapılan oylamayla sonuçlandırıldı.

16 Nisan 2017’de yapılan referandumla yeni bir hükümet sistemine geçildi. Yasama ve yürütme organları bütünüyle birbirinden ayrıldı. Yeni sistemin bütün olarak kuralları ve kurumlarıyla yerleşmesi için de yoğun bir çalışma gereken bir dönemden geçiyoruz. Meclis başkanlığının yeni sistemle yasama organının yerinin belirlenmesi ve itibarının artırılmasına yönelik çalışmalar da üstlenmesi gerekiyor. Önemli bir görev ve sorumluluk.

"Bu yeni sistemde milletvekillerinin ve Meclis’in rolü azalacak mı?” şeklinde pek çok tartışma vardı. Siz yeni Meclis başkanı olarak, Meclis’in itibarını ve rolünü güçlendirmek için ne yapacaksınız?

Yeni sistem Meclis’in itibarı ile ilgili bir sorun ortaya çıkarmadı. Bunu söyleyen bazı siyasetçiler var ama doğru değil. Referandum öncesinde de savunduğumuz gibi, bu değişikliği yaparken sadece yürütme organının güçleneceği tezinin yanında yasama organının da güçleneceğini ve itibarının artacağını savunduk ve hâlâ aynı noktadayız. Kaçırılan iki nokta var. İlki, sadece kural değişiklikleriyle bir sistem değişikliğinin bütünüyle yerleşmesi mümkün değil. Kuralları değiştirdiğinizde, temel ve hukuki altyapıyı kurmuş oluyorsunuz ama bazı teamüller, gelenekler ve anlayışlar var, bunların değişmesi zaman alır. Sistem değişikliğinin bütünüyle oturabilmesi için Türkiye’nin zamana ihtiyacı var. Yasa değişikliğiyle beraber kanun değişikliği de oldu. Bunların da tamamlanması için yine zamana ihtiyaç var.

Parlamenter sistemlerde, hükümetlerin parlamentonun gündemini belirlediğini ve hatta ona yön verdiğini görüyoruz. Bu sistemde ise milletvekilliği seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için ayrı oylamalar kullanılıyor. Bu oyların farklılaştırılması bazen söz konusu olabilir. Bazen Cumhurbaşkanı’nın seçildiği partinin dışında bir başka parti veya partilerin yoğunlukta olduğu bir parlamento oluşabilir. Parlamentonun en azından teorik olarak yürütmeden daha fazla bağımsızlaştırıldığı, kendi gündemini belirleme ve inisiyatif kullanma imkânına sahip olduğu bu sistemde, işin gerçeği olarak itibarının daha da artacağı ve güçleneceği rahatlıkla söylenebilir. Ama konjonktür farklı bir şey. Hangi sistemi getirirseniz getirin, siyasetin zamanla değişebilecek kendi tabiatı, işleyişi ve aktörleri var. Bu değişiklikler de sistemin kendisinden değil, konjonktürden kaynaklanır.

“Bu dönem kanunlar daha hızlı çıkarılıyor"

Meclis’in çok renkli ve partili olduğu bir dönemde Meclis başkanı oldunuz. 19 yıl sonra 8 parti Meclis’teydi. Şimdi 2 HDP’li milletvekilinin Türkiye İşçi Partisi’ne geçmesiyle Meclis’te temsil edilen parti sayısı 9’a çıktı. 5 tane de grup var. Bu durum, Meclis ve yasama çalışmalarını nasıl etkiliyor? Bu iyi bir şey mi, yoksa zorlaştırıyor mu?

Süre bakımından düşünürsek, çalışmaların biraz daha uzamasına sebep oluyor. Araştırma önergelerinde ve kanunların görüşülmesi sırasında parti gruplarının belli bir söz hakkı vardır. Grup sayısı ne kadar çok olursa, o kadar söz hakkı ortaya çıkıyor ve bu, süre bakımından çalışmaları uzatmış oluyor. Ama sonuçta tabii Meclis’te milletvekilleri gruplarda olmakla beraber, milletvekili esaslı bir çalışma yürütüldüğünden, çalışmaları zorlaştırdığını söylemek çok doğru olmaz. Hatta belki bir önceki dönemle mukayese ettiğimizde, kanunların daha hızlı çıkarıldığını söyleyebiliriz. Bunu geçtiğimiz birkaç aylık tecrübeye dayanarak söyleyebilirim.

İttifakların da rolü var mı bunda?

Elbette var ama grupların fazla olması, müzakerelerin yürütülmesi için önceden konuşularak işin kolaylaştırılması yönünde bir anlaşma sağlanmasıyla, oylamaya gelmeden biraz daha kolaylaştırılmış oluyor. Doğrusu da zaten budur. Parlamentoda sadece genel kurulda yapılan çalışmalarla değil, kurul dışında da görüşülecek konuların milletvekilleri ve siyasi partiler arasında müzakere edilmesi gerekir. Bir grubun önerisinin ve teklifinin eksikleri ve yanlışları olabilir. Müzakereler sırasında bunlar ortaya çıkıyor. Genel kurula belli mutabakatlarla gelmesi daha doğru oluyor, işi süratlendiriyor ve daha az hatalı bir metin çıkmasını da sağlıyor.

İsrail'in hedefindeki yeni ülke belli oldu! Eczanelere 5 litrelik etil alkol sınırlaması Balıkesir'de patlayıcı fabrikasında patlama! İçişleri Bakanı Yerlikaya Suriye'ye dönenlerin sayısını açıkladı Şifreli dil geliştirmişler! Özgür Özel CHP'yi siyasi çıkmaza sürüklüyor