Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesi ne zaman bitecek, kim yapacak?

Akkuyu Nükleer Enerji Santralinde inşaat için ilk adım Nisan ayında başlayacak. Peki ya Akkuyu Nükleer Santrali projesi ne zaman bitecek, kim yapacak?

Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak olan ve 20 milyar dolar yatırım maliyeti öngörülen Akkuyu Nükleer Güç Santrali projesinin nisan ayında başlayacağı açıklamalarından sonra ne zaman biteceği ve kim tarafından işletileceği merak konusu oldu.

Akkuyu Nükleer Enerji Santralinde İnşaat için ilk adım Nisan’da atılıyor. Rusya Devlet Nükleer Enerji Kurumu (Rosatom) Başkanı Aleksey Lihaçev, Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nin inşasına nisan ayında başlayacaklarını söyledi. Lihaçev, “Nisan ayının başında Akkuyu’daki arazide ‘ilk betonun’ dökülmesi planlanıyor” dedi. Akkuyu Nükleer santral arazisindeki çalışmaların başlaması için 101 lisans gerekli olduğunu da belirten Lihaçev, söz konusu lisanslardan 90’ını aldıklarını vurguladı. Türkiye’nin ilk nükleer enerji santrali olacak olan ve 20 milyar dolar yatırım maliyeti öngörülen Akkuyu Nükleer Güç Santrali için ekim ayı sonuna doğru sınırlı çalışma izni alınmıştı. Santraldeki ilk ünitenin 2023 yılında devreye alınması bekleniyor.

Akkuyu’da ilk elektrik üretimi 2019’da başlayacak

Türkiye'nin ilk nükleer santralini yapacak olan Rus kamu nükleer enerji şirketi Rosatom'un Genel Müdür Yardımcısı Kirill Komarov, Akkuyu Nükleer Santrali için sismik çalışmaların tamamlandığını ve santralin 2020 yılında resmi olarak işletmeye alınacağını söyledi. Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakat kapsamında Rusya dört üniteden oluşacak toplam 4,800 MW kurulu güce sahip olacak Türkiye'nin ilk nükleer santralini 20 milyar dolarlık yatırımla Mersin Akkuyu'ya yapacak.

Reuters'ın sorularını yanıtlayan Komarov, Akkuyu'ya nükleer santral yapmak için Türk hükümeti ile iki tarafın da çıkarına olan bir sistem üzerinde anlaştıklarını belirterek, "Çalışmalarımız takvim çerçevesinde ilerliyor. Herhangi bir gecikme söz konusu değil. Nükleer santralin kurulumu için gerekli olan belgeler denetim kuruluna sunuldu ve değerlendiriliyor. Bu sene elektrik üretim lisansı almayı planlıyoruz. Sahada tüm mühendislik etüd çalışmaları tamamladı, buna sismik değerlendirme de dahildir ki sismik değerlendirme yeniden yapıldı" dedi. Akkuyu Nükleer Santrali için taşoacağı işletme lisansını aldıklarını, inşaata ancak bütün gerekli lisans ve izinler alındıktan sonra başlanabileceğini kaydeden Komarov, şöyle konuştu:

"Denetim organına sunmuş olduğumuz belgelerin ne kadar sürede değerlendirileceğine bağlı olarak inşaata başlamak mümkün olacak. Bu senenin sonunda ön proje tamamlanacak ve sunacağız. 1.5 sene içinde bu proje değerlendirilecek; 2015'in ortasına kadar. Bu tasarım taslağını değerlendirecek olan Türk tarafı bunu daha önce yaparsa çalışmalara o zaman başlanacak. Nükleer santralin bir sene start up çalışması olacak, test çalışması yapılacak. Dolayısıyla nükleer enerjinin üretimi fiziki olarak 2019'da başlanacak. Resmi işletmeye alınması 2020 olacak." Projenin finansmanı için yerli bankalarla görüşme ihtiyacı olmadığını kaydeden Komarov, "Projenin finansmanını Rusya sağlayacak. İleride kredi bazlı çalışabiliriz ve Türk bankalarla da görüşebiliriz" dedi.

SADECE AKKUYU DEĞİL..

Komarov, Akkuyu Nükleer Santrali’nin yapımında yerli şirketleri aktif şekilde sürece dahil etmek istediklerini kaydederek, "Halihazırda buna benzer anlaşmalarımız var. Şu anda 110 milyon dolarlık bir kontratımız var; yaklaşık 15 şirketle. İnşaat aşaması daha başlamadan çok ciddi bir rakam söz konusu" dedi. "İleride Türk şirketlerle çok ciddi işbirliğini planlıyoruz. Sadece Akkuyu'da değil başka yerlerde de işbirliği yapabilir" diyen Komarov, şöyle devam etti:

"Türkiye'ye benzer nükleer güç üniteleri planlanıyor; Rusya'da dokuz adet, diğer ülkelerde 19. Sadece Türkiye'de değil başka ülkelerde de nükleer santral inşaa projelerinde Türk şirketlerinin yer alması söz konusu olabilir." Reuters'a daha önce açıklamada bulunan Akkuyu Genel Müdürü Alexander Superfin, santralin yapımında yüzde 35 dolayında yerli katkı öngördüklerini söylemişti.

DİĞER NÜKLEER SANTRALLER

Komarov, Türkiye'deki nükleer enerji alanındaki gelişimi yakından izlediklerini kaydederek, "Ne kadar çok santralimiz olursa, Türkiye'de yerel şirketlerin de katkı payını o kadar yükseltebiliriz" dedi. Türkiye'nin yeni nükleer santral projelerine davet edilmeleri halinde bunu değerlendirmeye hazır olduklarını kaydeden Komarov, "(Yeni nükleer santraller için) Türk hükümeti ve Enerji Bakanlığı ile sürekli temastayız. Yeni nükleer santral için uygun bir format bulacağımıza eminim" dedi. Türkiye Sinop'a yapılacak olan nükleer santral için Çin, Japonya, Güney Kore ve Kanada ile görüşmelerini sürdürürken Fransa da sürece dahil olmak istediğini açıkladı. 2023 yılına kadar üç nükleer santral yapımı planlayan Türkiye, Sinop'u hangi ülke ve teknolojiyle yapacağını belirlemesinin ardından üçüncü nükleer santral için görüşmelere başlamayı planlıyor. Komarov, "Bizim için kendi teknolojimizi Türkiye'ye getirmek, Rus yapımı nükleer santrali yapmak, kâr etmek, tabii ki enerjiyi satmak önemli" dedi.

ÇALIŞTIĞIMIZ YERLERDE GÜVENLİK KÜLTÜRÜ YÜKSEK

Komarov, Rosotom'un çalıştığı ülkelerde güvenlik kültürünün son derece yüksek seviyelerde bulunduğunu ve "Hindistan ve Çin bunlara örnek. AB'nin beş ülkesinde 18 güç ünitemiz var. Fukuşima sonrasından stres testleri uygulandı ve olumlu sonuçlandı" dedi. "Bugün halihazırda nükleer santralin bulunmadığı birçok ülke, nükleer enerjiye büyük ilgi gösteriyor. Ancak nükleer güvenlikte tavize yer yok" diyen Komarov, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu yola giren herhangi bir ülke ciddi şekilde altyapı çalışması yapmaktadır. Türkiye'yi bu ülkelere dahil edebiliriz. Türkiye'nin altyapısının hazır olduğunu düşünüyoruz. Fukuşima'dan önce nükleer program hazırlığı olan herhangi bir ülke bu amacından vazgeçmedi. Nükleer enerjiden vazgeçen tek ülke Almanya idi, onların da zaten yeni santral inşa etme amacı yoktu." Japonya'da 2011'deki deprem ile birlikte Fukuşima santralinde meydana gelen sızıntı, bazı ülkelerde nükleer enerjinin tartışılmasına neden olmuştu. Fukuşima öncesi yatırıma ilişkin öngörülerin bu olay sonrası yüzde 10 düştüğünü kaydeden Komarov, "Fukuşima sonrasında kendi portföyümüzü ikiye katladık" dedi.

Akkuyu Ngs İddiaları Doğru mu?

Nükleer Karşıtı Platform’un “Santral, Rusların malı olacak' ve 'Enerjide dışa bağımlılık devam edecek' iddialarına Akkuyu NGS'den cevap geldi.. Rus Hükümeti’nin tüm maliyeti üstlendiğine ve ortalama yüzde 50 oranındaki iş hacminin Türk müteahhit ve işadamlarınca karşılanacağına vurgu yapılan açıklamada, "Santralin Rusların malı olacağı ve Türkiye bütçesinin zarara uğratılacağı iddiası asılsızdır" denildi.

Akkuyu NGS'den yapılan açıklamada, nükleer karşıtlarının yaptığı açıklamanın bilgi eksikliğinden kaynaklandığını belirtilirken; "Yapılan basın açıklamasındaki nükleer santrallerin turizme zarar verdiği, yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacağı, Avrupa ve Amerika'daki nükleer santrallerin kapatıldığı, Akkuyu projesi ile Türkiye'ye 71 milyar dolarlık fatura çıkacağı yönündeki iddialar, çok temel literatür bilgilerinden bile haberdar olmayan kişilerce hazırlanmıştır ve asılsızdır" denildi. Nükleer Santralin tamamen Rus sermayesi ile finanse edildiği, santralin inşaat aşamasında ise yerli firmaların katkı sağlaması ve Türk personelin çalışmasının hedeflendiği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Akkuyu Nükleer Santrali civarındaki yerleşim bölgelerinin altyapılarının gelişmesi , yeni yol, hastane, okul ve spor tesislerinin yanı sıra, ticaret, ulaşım, eğitim ve tıp gibi alanlarda yaklaşık 15 bin kişiye istihdam sağlayacaktır. Türk Tarafı, inşaat-montaj çalışmalarının yüzde 50'ye kadar büyük bir kısmını üstlenecek olup, nükleer reaktör ekipmanları dışındaki ekipmanların tedarikini sağlayacak ve santralin işletiminde de yer alacaktır. 2 bin işletme personeli çalışacak Mersin Akkuyu'ya kurulacak 20 milyar dolarlık Nükleer Güç Santrali (NGS) için yerli sanayinin kapısı çalınacak. Proje'nin 10 milyar dolarlık makine, ekipman ve inşaat kısmının Türk firmaları tarafından karşılanması öngörülüyor. Öte yandan inşaatta çalışanların dışında, nükleer santralin işletilmesi sırasında yaklaşık 2 bin işletme personeli çalışacaktır. Planlı bakım-onarım döneminde ise bu sayıya ek olarak bin 200 kişi daha istihdam edilecektir.

Tüm isteyenler ilgili belgeleri düzenledikten sonra NGS inşaatında çalışabileceklerdir. Ancak NGS'nin işletimi, belirli uzmanlık gerektirdiği gibi, güvenlik ve sağlık kriterlerine de uyulması hususu önem kazanmaktadır. Türkiye bütçesi zarara uğratılmadı Projenin başlangıç maliyeti 20 milyar dolardır. Bu maliyetin tamamı proje şirketi aracılığıyla Rus tarafınca karşılanacaktır. 4 ünitenin devreye alınması ve işletilmesi sürecinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kasasından hiçbir şekilde para çıkmayacaktır. Anlaşılacağı üzere; basın açıklamasında iddia edildiğinin aksine Rus hükümeti projenin tüm maliyetini üstlenmiştir ve ortalama yüzde 50 oranındaki iş hacminin Türk müteahhit ve iş adamlarınca karşılanacaktır. Bu açıdan bakıldığında santralin Rusların malı olacağı ve Türkiye bütçesinin zarara uğratılacağı iddiası asılsızdır" denildi. Yenilenebilir kaynaklar enerji ihtiyacını karşılayamaz Nükleer karşıtlarının 'Enerji maliyeti yüksek olurken, dışa bağımlılık devam edecek' iddialarına da cevap veren Akkuyu NGS yetkilileri, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi: "Türkiye'nin hızla artan enerji açığının yenilenebilir enerji kaynaklan ile sağlanması mümkün gözükmemektedir.

Türkiye’nin 10 yıllık enerji planlamasına bakıldığında yıllık ortalama yüzde 8 enerji açığı görülmektedir. 2023'te bu açığın 500 milyar kWh'a çıkması beklenmektedir. 15 yıl boyunca alım garantisi var Hükümetler arası anlaşmada ülkemizin yükümlülüğü olarak sahanın, santralin söküm sürecinin sonuna kadar Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş.'ye tahsis edilmesi ve santralde üretilecek elektriğin yüzde 50'sinin 15 yıl boyunca TETAŞ tarafından satın alınması hükmü yer almaktadır. 15 yıllık bir satın alma anlaşması süresince, KDV hariç 12,35 ABD senti/kWh ortalama fiyattan satın almayı garanti etmiştir. Bu fiyat, ilgili üretim yılında ortalaması alınmış enerji bedelinin nominal değeri olarak belirlenmiştir. Enerji Bakanı Taner Yıldız çeşitli vesilelerle daha önce konuya ilişkin yaptığı açıklamalarda nükleer santralden üretilecek elektriğin kilovatsaatine 15 yıl boyunca 12.35 sent alım garantisinin Türkiye için uygun olduğunun altını çizmiştir. iddialar bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor Bu tespitlerden ve beyanlardan da görüleceği üzere; Akkuyu NGS Elektrik Üretim A.Ş., santralde üretilecek elektriği oldukça cazip şartlarda satmayı taahhüt etmektedir. Bunun yan ısıra ikili anlaşma incelendiğinde görüleceği gibi Türk tarafının nükleer yakıtı Rusya Federasyonu'ndan temin edeceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır.

Dolayısıyla yeni bir bağımlılık oluşacağı ve enerjinin yüksek maliyetle satın alınacağı yönündeki açıklamalar asılsızdır ve muhtemelen bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Yapılan basın açıklamasındaki nükleer santrallerin turizme zarar verdiği, yenilenebilir enerji kaynaklarının Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılayacağı, Avrupa ve Amerika'daki nükleer santrallerin kapatıldığı, Akkuyu projesi ile Türkiye'ye 71 milyar dolarlık fatura çıkacağı yönündeki iddialar, çok temel literatür bilgilerinden bile haberdar olmayan kişilerce hazırlanmıştır ve asılsızdır. Akkuyu projesinin 71 milyar dolarlık faturaya yol açacağı iddiasının hangi hesaplamadan üretildiğini anlamak mümkün değildir; ancak ortada olan bir gerçek şudur ki, bu proje Türk tarafına hiçbir mali külfet getirmeden gerçekleştirilecek bir projedir. Enerji birim fiyatı olarak da Türkiye'nin mevcut enerji kaynağı ithalatına (doğalgaz, petrol) ödediği tutardan çok daha düşük olacağı açıktır. İddia edildiği gibi Türkiye'nin oluşacak enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiyle karşılaması mümkün değildir. Türkiye'nin toplam yenilenebilir enerji potansiyeli, ihtiyacının yarısını bile karşılayamayacaktır. Bu durumda küçük bir oran gibi görünen yüzde 5'lik oranın anlamı daha iyi anlaşılacaktır."

İsrail'in hedefindeki yeni ülke belli oldu! Balıkesir'de patlayıcı fabrikasında patlama! Eczanelere 5 litrelik etil alkol sınırlaması İçişleri Bakanı Yerlikaya Suriye'ye dönenlerin sayısını açıkladı Özgür Özel CHP'yi siyasi çıkmaza sürüklüyor Şifreli dil geliştirmişler!