Bahçeli’den Beştepe’ye giden CHP’li yorumu: Kumpastan ziyade proje
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giden CHP’li iddialarına ilişkin açıklamalarda bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli, “Bana göre bir kumpastan ziyade bir projedir. Bu projenin ismi de Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkgün gazetesine gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli, sağlık durumuna ilişkin olarak, "Allah’a bin şükür gayet iyiyim. Tedavi sürecimiz çok olumlu seyrediyor. Kaldı ki günlük mesaimize çoktan başladık. Elbette doktorların tavsiyelerine azami şekilde riayet ediyorum. Üst solunum yollarındaki bir rahatsızlıktan dolayı dikkatli ve titiz bir geçiş dönemi yaşadık. Hamd olsun çoğu gitti azı kaldı. Tedavimizde şifa bulduk. Hastalığın tekrar nüksetmemesi, tamamıyla silinip gitmesi için çalışmalarımızı bir plan dahilinde, istirahati de ihmal etmeden ifa ediyoruz. Hastalık insan içindir. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır. Bazen insan olduğunu ve insanlık değerlerini unutanlar çıkabiliyor. Hastalık üzerinden spekülasyon yapanları, dedikodu çıkaranları, olmadık şeyleri varmış gibi yazıp söyleyenleri Allah’a ve milletimizin vicdanına havale ediyorum" dedi.
"Mücadelemizi sürdüreceğiz"
Tedavi sürecinde Türkiye gündeminden uzak kalmadığını vurgulayan Bahçeli, "Hafızamız yerinde, muhayyilemiz çalışıyor. Muhakememiz faal. Mukavemetimiz faaliyette. Kaldı ki, hayat normal akışı içinde. Elbette bütün olay ve sıcak gelişmeleri yakından takip ettim. Yeri geldiğinde görüş ve kanaatlerimi milletimizle paylaştım. Bu can bu tenden çıkmadıkça mücadelemizi heyecan ve inanmışlıkla sürdüreceğiz" ifadelerini kullandı.
Külliye'ye giden CHP'li tartışması
MHP lideri Bahçeli, "Külliye'ye giden CHP'li" tartışmasına ilişkin olarak, "Bir defa yaşananlar bana göre bir kumpastan ziyade bir projedir. Bu projenin ismi de Kılıçdaroğlu’na alternatif oluşturma projesidir" ifadelerini kullandı.
Bahçeli şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP Türkiye’nin karşısındaki mihrak haline gelmiştir. Kaynağından ve kökünden tamamen kopmuştur. Atatürk’ün mirası yağmalanmıştır. Yabancı başkentlerin esaretine giren bir CHP söz konusudur. Bununla birlikte muhasım lobilerin tasallutu altındadır.
Kılıçdaroğlu denetim ve kontrolden çıkmıştır. Türkiye’yi uçuruma çekmek maksadıyla yaptığı çirkeflikleri ve çirkin siyaseti milletimiz reddetmektedir.
Anlaşılan bu siyaset ilkelliğiyle bezenmiş kirli ve zillet üsluptan rahatsızlık duyanların bir alternatif oluşturmak için harekete geçmişlerdir. Meşru mudur değil midir, bunu bilemem. Ama ortada bir arayış olduğu kesindir.
Beştepe’de Sayın Cumhurbaşkanı’yla gizemli bir CHP’linin görüştüğü yalanını ilk servis eden çürümüş ve iftiralarıyla sivrilmiş Rahmi Turan’dır. Kaynağı da son derece şüphelidir. Sonunda yazan da, kaynak da, suçlanan da, suçlayanlar da konuşmuştur. Akıl tutulması had safhadadır. Ortalık karmakarışıktır.
İşin tuhaf yanı, Kılıçdaroğlu’nun Rahmi Turan’ın iddiasına inanması, ama isim vermekten kaçınmasıdır. Cumhurbaşkanı, ‘külliyen yalan’ diyor, Muharrem İnce, ‘kendimi yakarım ve CHP’de çete var’ diyor, kaynak ‘ısrarlıyım’ mesajı veriyor, Rahmi Turan ‘hata yaptım’ diye yazıyor, Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamalarda, 9 Kasım saat 01.15’de gizemli CHP’liyi taşıdığı iddia edilen araçların olmadığı, teşhir edilen plakaların kullanılmadığı dahi söyleniyor, o halde kumpas bunun neresinde? Kılıçdaroğlu’nun bildiği ve inandığı nedir?
CHP Genel Başkanı bir defa kendi arkadaşlarına güvenmiyor. CHP üzerinde pek çok kumpas yapıldığını dile getiriyor. Bana göre yanılıyor. Krize ve kaosa oynadıkça açık veriyor. Kendi partisindeki alaborayı göremiyor, görmek istemiyor. Bay Kemal’in suyu ısınıyor, kendisine alternatif oluşturma süreci farklı metot ve kanallarla devam ediyor. Bizim dışarıdan gördüğümüz budur. Süreç nasıl ilerler bilemem, çok da dert etmem. Su akar mecrasını bulur. Fakat bir gerçeğin altını tekraren çizmek isterim: Kılıçdaroğlu milli güvenlik sorununa dönüşmüştür. CHP’nin gelenekleri ve gerçekleri bu şahsı artık taşıyamıyor. Dilinin ayarı kaçtığından densizliği de tavan yapmış durumda. Terör örgütleriyle girdiği mesai onun çuvallatmış, Atatürk’ün ahı tutmuştur. CHP’de kaynayan kazanlar artık kapak tutmaz, sular durulmaz, kanamaya yol açan yüksek basınç dinmez.Parti içindeki hesaplaşmaları kumpas örtüsüyle kapatamazlar. Çivi tutmayan çürük tahtaların üzerinde daha fazla duramazlar. CHP sallanıyor, sallandıkça da gövde yarılıyor."