Çiftlik Bank, Tanker Bank şimdi de Fırın Bank!
Yazar Uğur Dündar, Çiftlik Bank ve Tanker Bank’tan sonra şimdi de Fırın Bank’ın çıktığını yazdı.
Çiftlik Bank’ın sahibi Mehmet Aydın birçok kişiyi daha fazla para kazanmayı vaat ederek dolandırıp yurt dışına kaçtı. Tanker Bank olayında ise hayali tanker alıp hisse sahipleri adına çalıştıran Mustafa Ç. topladığı 70 milyon lira parayla kayıplara karışmıştı. Bu olaylardan sonra Sözcü yazarı Uğur Dündar Fırın Bank’ın da ortaya çıktığını yazdı.
Dündar şu ifadeleri kullandı:
“Öylesine garip bir dönemden geçiyoruz ki inanılması zor olaylar doğalmış gibi görülüyor, hayatın akışında hiç dikkate alınmaması gereken sıradan olaylar ise aşırı büyütülüyor!..
Çiftlikbank'ın “Tosuncuk”u Mehmet Aydın'ın, binlerce insanı kısa sürede kopacağı çok belli olan saadet zincirinin halkaları haline getirebilmesi başka nasıl açıklanabilir ki!..
Allah'tan Uruguay'daki malikanesi, yatı ve sıfır kilometredeki Ferrari'sinin yanı sıra, New-York”taki milyon dolarlık dairesini yazdık da İnterpol harekete geçerek “Tosuncuk Mehmet”i en çok aranan kaçaklar listesine aldı!.
Şimdi anlatacağım dolandırıcılık türüne benzer bir olay ise bugüne kadar ne duyuldu, ne de görüldü!
Efendim, Aziz Nesin öykülerini aratmayan olayımız Şanlıurfa'nın bir ilçesinde geçiyor…
Daha önce “Çiftlikbank”a para kaptıranları okudukça kıs kıs gülen ve içlerinden “Oh olsun, yalana kanmasalardı” diyen ilçenin uyanık (!) sakinleri, fırın işletmeciliğinin yanı sıra çok karlı un ticareti yaptığını söyleyen bir dostları tarafından kar payı vaadiyle dolandırılmışlar!..
Fırıncı, kendilerini çok uyanık zanneden ve “Çiftlikbank”ı hatırlatan kurbanlarına “Benim işim garanti. Çünkü paranızın karşılığında size güvence olarak evimin ve işyerimin tapusunu vereceğim” demiş. Tapuları görenler de “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diyerek, elde avuçta ne varsa teslim etmişler. Hatta aralarında evini satıp, ayda 8-10 bin lira kazanmak umuduyla parasını dolandırıcıya verenler bile olmuş!
Bana yazan ve sattığı evden gelen 300 bin lirayı fırıncıya takdim edip, karşılığında tapuyu cebine indiren yurttaşımız “Adam 20 yıllık komşumdu. Ekmeğimizi de ondan alıyorduk. 300 bin lira için kaçabileceğine hiç ihtimal vermedim. Kaçsa bile nasılsa tapu bende, satar paraya çeviririm diye düşündüm” diyor.
Aralık ayının 10'unu da kar payı dağıtım günü olarak belirliyor.
O gün gelip çattığında dükkanını kapalı görünce, şüphelenip evine gidiyor. Ama o da ne? Evde kapı duvar! Biraz araştırınca anlıyor ki fırıncı, kendisi gibi aralarında öz akrabalarının da bulunduğu 100'den fazla kişiye aynı tapuları hisselere bölüp dağıtmış, paraları bir güzel topladıktan sonra da ortalıktan kaybolmuş!..
Mağdur yurttaş “Uğur Bey, ne olur bize kızmayın! İnanın ben de Çiftlikbank'a para kaptıranlara çok kızardım. Saflıklarına doymasınlar derdim. Ama ne yazık ki şimdi kendim, kızdığım insanların durumuna düştüm. Maalesef ben de dolandırıldım. Sizden ricam bunları yazın ki, başkaları benzer oyunlara gelmesinler. Biz yandık, bari onlar yanmasınlar” diyor!..
Bu olayda en üzüldüğüm taraf da dolandırılanlar arasında kanser hastası çocuğunun tedavisi için fırıncıdan para almayı umut edenlerin olması!
Şimdi çaresiz duruma düşmüşler…
“Çiftlikbank”, “Tankerbank”, şimdi de “Fırınbank”!..
Bakalım yolda daha hangi “Bank”lar var?
Banka sözcüğü şimdiye kadar hiç böylesine ucuzlamamıştı!..”