Kılıçdaroğlu’ndan Azerbaycan’a destek: Bu işgalin sonlanmasını diliyoruz

CHP lideri, Ermenistan'ın Azerbaycan'a saldırıları konusunda, "Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruyarak bu işgalin sonlanmasını diliyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor. Kılıçdaroğlu yeni yasama dönemine ilişkin olarak "Tam bir dert yumağına dönmüş Türkiye’de sorunların çözümü için parlamentoda en azından sorunlara katkı vermek adına vatandaşlar en azından sorunların çözümü için partilerin katkı vermelerini istiyorlar. Sizin sorunlarınızın çözümleri için hangi partiden teklif gelirse gelsin, buradan açık imza veriyorum, katkı vereceğiz. Böyle bir teklif gelmezse sizin sorunlarını çözmek için CHP’li milletvekilleri kanun teklifini hazırlayıp TBMM’ye getirecekler, sonra o sorunla ilgilenen kanaat önderleriyle görüşüp sizin sorunlarınız için çözüm üretiyoruz diyeceğiz" dedi.

Ermenistan'ın saldırıları

Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarına değinen CHP lideri, "Azerbaycan toprakları işgal altında olan bir devlet. Uluslararası hukuka aykırı olarak toprakları işgal edildi. Ermenistan yönetimi hiç dinlemiyor. Azerbaycan yönetimi de artık bizin işgale tahammülümüz kalmadı diyor. Artık burada bir çatışma var. 83 milyon olarak Azerbaycan’ın yanındayız. Bürokrat olarak Azerbaycan'a 2 defa gittim. Türkiye’de yaşayan çok sayıda Azeri vatandaşımız var. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruyarak bu işgalin sonlanmasını diliyoruz. Sayın Aliyev net bir açıklama yaptı. Bizim Ermeni halkıyla değil, Ermeni yönetimiyle sorunumuz var. Bu arada sivillerin hedef alınması çok acı bir olay. Umarım uluslararası kuruluşlar bu konuda adımlar atarlar" ifadelerini kullandı.

Kayyum atamaları

Kayyum atamalarını eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

"Sorunlar nasıl çözülür, demokrasiyle çözülür. Parlamentoya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının seçimiyle geliyoruz. Demokrasi bizim için vazgeçilmez bir alan. Bu alanı güçlendirmemiz lazım. Ayrıca düşüncelerini özgürce ifade ederler. Düşüncelerine katılırsınız ya da katılmazsınız ama fikirlerine saygı duyarsınız. Eğer siz bir gazeteciyi hapse atarsanız, farklı düşündü diye bir siyasetçiyi hapse atarsanız bunlar doğru değil. Bu tür eylemler Türkiye’de demokrasi olmadığı inancını uluslararası arenada kuvvetlendiriyor.

Biz her koşulda demokrasiyi korumak zorundayız. Baroların kendi seçimlerini yapmalarıyla ilgili yasak geldi. Hukukçuya, avukata yasaya aykırı işlem yaptırıyorlar ve ülkede demokrasi var diyorlar. Demokrasinin bir başka özelliği de seçimle gelenin seçimle gitmesidir. İster cumhurbaşkanı ister muhtar, seçimle geliyorsunuz. Neden seçimle gelmek önemlidir, çünkü meşruiyetin kaynağı halktır. Eğer seçimle gelen birinin yerine kayyum atıyorsanız burada demokrasi yok demektir. Hele ki seçimle gelen biri gözaltına alınmış, hapse girmiş, ceza almış ve sonrasında Anayasa Mahkemesi bu konuda devleti tazminata mahkum oluyorsa burada bir sorun var demektir. Sayın Davutoğlu istifa ettiğinde de aynı itirazı yaptık. Demokrasinin çifte standardı olmaz. Aksi halde sizin adalet kavramınız evrensel adalet kavramıyla uyuşmuyor demektir."

Bazen deniyor ki gözaltına alınanlar HDP’li ya da bir başka partiden. Bir yerde haksızlık varsa o haksızlığa susana ne denir? Haksızlıklara kaşı susana dilsiz şeytan denir. Varsa bir adaletsizlik yapma kardeşim diyeceksiniz. Balyoz, Ergenekon olaylarını hatırlıyorsunuz. O zaman da itiraz ettik. Kim haklı çıktı, biz çıktık. Bir kişi seçime girmek istiyorsa, savcılığa dilekçe veriyorsunuz aday olacağım diye. Savcı sizin sicilinize bakıp olabilirsin diyor. Sonra YSK bakıyor olabilirsiniz diyor. Peki bir suç için 6 yıl niye beklediniz. Papazı hemen bırakıyorsunuz. Bunlar biz Millet İttifakını nasıl dağıtırız diye bakıyorlar. Ama milletimiz bunları çok iyi biliyor. Biz doğru olmaya devam edeceğiz."

TTB'ye destek

Türkiye Tabipleri Birliği'ne destek veren CHP lideri, "Zor bir pandemi sürecinden geçiyoruz. Bu dönemde sağlıkçılar tarih yazdılar. Türk Tabipleri Birliği “rakamları yanlış açıklıyorsunuz doğruyu açıklayın” dediler. Sonra “vay sen bunu nasıl dersin” dediler. Sonra çıktı ki gerçekten Sağlık Bakanı doğruları millete söylemiyor. Devlet yalan söyler mi? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sözcüsü olan biri yalan söyler mi? Biz bilgi vermiyoruz diyebilirsiniz eyvallah ama doğruyu söylemek zorundasınız. Çok sayıda vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepsine Allah’tan rahmet, yakınlarımıza başsağlığı diliyoruz" ifadelerini kullandı.

Esnafın sıkıntıları

"Bugün konuşmanın ağırlığını esnafa vereceğim" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, koronavirüs sürecinde esnafın zor durumda olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

"Esnafı bir direk gibi tanımlarız. Devletin orta direği… Esnafın yaygınlığı, coğrafyanın her yanına dağıldığı bir gruptur. Esnaf, ahilik ocağının kurallarına uyan kişidir. Çocukken ilk alışveriş yaptığımız kişi de mahallenin bakkalıdır. Gelirimiz yoksa açar defterini istediğimiz verir, defterine kaydeder. Ahilik geleneğinin verdiği her şeyi yansıtır.

Salgın döneminde esnafa 'dükkanı kapatacaksın' dediler. 700 bine yakın dükkan kapandı. Kapatıldı da ne oldu? Basın toplantısında söylemiştim. Dükkanın kapatılması doğruydu ama mali olanakları onlara sağlamak zorundasın. Hemen bir sicil affı çıkar, esnafın kredi almasını sağlarsın. Stopaj vergisini kaldır. Aslında stopaj vergisi esnafla değil gayrimenkul sahibiyle alakalı. Esnafın elektrik, su ve doğalgaz faturalarının ödenmesine devlet destek versin dedik ama hiçbirine yapmadılar. Üstüne zam üstüne zam yaptılar. Bütün dünyada doğalgaz fiyatları düşüyor, bizde zam yapıyorlar. Esnafın kim onlara sahip çıkıyor, kim sahip çıkıyormuş gibi yapıyor görmesi lazım. Sadece İstanbul, Ankara ve İzmir’de 35 bin esnaf kepenk kapattı. Sadece İstanbul, Ankara ve İzmir’de 35 bin esnaf kepenk kapattı. TÜİK’in verilerine göre, 2 milyon 616 bin esnafımız var. Bu yıl 335 bin esnaf dükkan kapattı. Birleşik Esnaf Derneği başkanıyla konuştu arkadaşlar. Başkan, 'devlet bize hiç destek vermedi, sadece kredi verdi' dedi. Kahveciler, lokantacılar iş yapamıyor 'bizim kira ve stopaj desteğine ihtiyacımız var' diyor. Söylediklerinin tamamı doğrudur. Eksiği var, fazlası yok.

Bir ekonomik buhran yaşıyoruz. Yıllardır yapılan yanlış ekonomi politikaları yüzünden bu hale geldik. Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde 5 çocuk babası bir esnaf borcunu ödeyemediği için kendini dükkanında astı. Sonra dükkanı satılığa çıkarıldı. Aydın’da evli ve 2 çocuk babası bir kişi kendini evinde astı. Eşine attığı son mesajda ekonomik sebepler yüzünden intihar ettiğini söylüyor 

Bunlar esnaf. Bütün esnaf kardeşlerime sesleniyorum: Saray, bakanlar, sizin sesinizi duyuyor mu? Bütün esnafların, sokak satıcılarının alnının teriyle ekmeğini kazananların sözcüsüyüm, olmaya da devam edeceğim. Sorunu yaşayanı dinlemezsen nasıl çözeceksin? CHP’li bütün milletvekili arkadaşlarımı görevlendirdim. İllere dağılın, bütün esnaf dernekleriyle görüşün bir rapor hazırlayın. Saray bir tane esnafı çağırıp dinledi mi? Biz halkın partisiysek herkesin ayağına gidip sorunlarını dinleyeceğiz, sonra çözüm üreteceğiz. Bir kırtasiye esnafı bütün yıl içinde satışların yüzde 40’ını okulların açık olduğu zaman yapıyoruz dedi. Ama şimdi okullar kapalı. Bir esnaf kardeşim 60 yıldır böyle bir tablo görmedim diyor. O zaman şu soruyu sorması lazım esnaf kardeşimin: 18 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor?

Gelir olmayınca ev kirası, elektrik su faturası ödeyemez hale geldi vatandaş. Bir milletvekili arkadaşımızın raporuna göre, sadece bir esnaf SGK primlerini ödeyebilmiş. Bayburtlu bir servisçi arkadaşımız eğitimin yüzde 90’ı tanımalı eğitim 6 aydır iş yok. Diyarbakır’da okul servis güzergah ücretleri yılda bir defa belediyeler tarafından alınıyor. Türkiye’de en fazla ücret Diyarbakır’da. Yozgat’ta bir arkadaş araç muayene fiyatları olağanüstü arttı, ödeyemiyoruz diyor."

Herhalde çeteyi yakalattığım için istifamı istiyorlar Erken faiz indirimi yakalanan başarıyı zedeler Hastalar eczane eczane dolaşıyor: İlaç yok, zam beklentisi var Kendimi insan olarak görmüyorum Millet iradesi gasp ediliyor Halkla teması olmayan kibirli bir milyarder