CHP Lideri Kılıçdaroğlu: Bu kişiler, insan ve hayvan sınıfına girmez
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Başak Demirtaş'a ilişkin söylenenler hakkında, "Bu kişiler, insan ve hayvan sınıfına girmez. Hayvan bile bunu yapmaz. Bütün bu gelişmeler, kadına yönelik şiddeti artırdı" ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları:
Adalet Yürüyüşü
Kardeş olalım, kavga etmeyelim, çocuklar yatağa aç girmesin diye yürüdük. Biz, haksız yere hapislerde çürüyen kardeşlerimiz için yürüdük. Kalemini satmayan, özgürce yazı yazan gazeteciler için yürüdük. Biz bu yürüyüşü hiçbir beklenti içinde olmayan adalet kalemi için yürüdük.Hala aynı nokta mıyız, hayır. Ve biz bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz. Bizim böyle tarihsel bir sorumluluğumuz var. Geleceği yürüdük, yürüyemeyenler bize destek oldu. Altan Bey ile Adalet Yürüyüşü’nde konuşurken, ona sordum. 'Neden bu güzel ülkede birlikte yaşayamıyoruz? Neden birilerine baskı yapacaksınız?' İnsanlık tarihi, adalet mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi adaletin mücadelesidir. Gelen bütün peygamberler adalet için gelmişlerdir. Güzel ahlak, liyakat için gelmişlerdir. Eğer insansan, insanlığının hakkını vereceksin.
Bingöl depremi
Sözlerime aslında Bingöl depremi ile başlayacaktım, 5,6 şiddetindeki deprem bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Ona Allah’tan rahmet, ailesin sabır diliyorum. İstanbul deprem için çok büyük riski yaşıyor. Sormayacak mıyız, 18 yıldır neden önlem almadınız? Hala çöken binalar var. Nasıl bir devlet yönetimi anlayışları var, inanın anlamakta zorlanıyoruz. AK Parti’ye en çok oy çıkan yerler, depremin riskinin en fazla olduğu yerler. Önlem alınmıyor, bir rant kavgası var. Doğarken eşit doğduk, ölürken de eşit öleceğiz. Nedir bu rant ve para hırsı? Neyi götüreceksiniz, vatandaş ekmek derdinde. Nedir bu hırs?
Koronavirüs ile mücadele
Sağlık çalışanları Kovid-19 salgınında canla başla çalıştılar. Buradan aile hekimlerine de sesleniyorum. Onlar da bu mücadelede en ön safta canla başla mücadele ettiler. Sorunları var biliyorum. Ama sorun varsa çözümü de vardır. Sorunları da biliyoruz, çözüm yollarını da biliyoruz. Türkiye zengin bir ülke. Yeter ki parayı yerinde kullanın. Geçen toplantıda CHP'li belediyeler için de bir şey söylemedim. Onların görevi. Ama huzurlarınız da onlara da yürekten teşekkür ediyorum. Hepsi de tarih yazdılar. Yasak getirdiler, paralarına el koydular. Ne yaparlarsa yapsınlar, asla sitem etmeyin dedim. Onlar engel çıkaracak, siz yardım edeceksiniz. Vatandaş para gönderdi, banka hesaplarına el koydular. Dolayısıyla bizim belediye başkanlarımız çok iyi çalıştılar. 5 milyon aileye ayni yardım yapıldı. Asla bunun reklamı yapılmadı. Bizi üzen neydi biliyor musunuz, esnafın bile yardım paketine muhtaç hale gelmeseydi. 2 milyon aileye nakdi yardım yapıldı. 254 bin hanenin suyu açıldı. 21 bin işletmenin kirası ertelendi. 43 milyon 384 bin litre dezenfektan dağıtımı yapıldı. Okullar, duraklar, yerler, berber dükkanları, nerede isteniyorsa orada temizlik yapıldı. Sağlık çalışanlarına otellerde yer ayrıldı. 2 milyon 988 bin bina ve iş yerine binada dezenfekte işlemi yapıldı. Dolayısıyla belediye başkanlarımız elinden gelen her türlü çabayı gösterdiler, göstermeye de devam ediyorlar.
Başak Demirtaş'a çirkin sözler
Selahattin Bey'in eşine yönelik saldırıda bulunanı önce gözaltına aldılar sonra serbest bıraktılar. Eğer bir sorun varsa oturur konuşursun, sende de akıl var, onda da ancak birileri akıllarını kiraya veriyor. Bu sayede de insan olmaktan çıkıyor. Bu kişiler, insan ve hayvan sınıfına girmez. Hayvan bile bunu yapmaz. Bütün bu gelişmeler, kadına yönelik şiddeti artırdı. Korona sürecinde de yaşanan şiddetin arttığını görüyoruz. 5 bin 114 kadın için koruma kararı verilmiş. Neden bu şiddet, yaratılan, herkesi etkileyen yoksulluk, sefalet bu şiddetin nedeni olabilir mi? Çöpten ekmek kırıntısı arayan kadının sefaletini bunlar düşünüyor mu acaba? Özellikle Ak Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Senin de burada bir sorumluluğun yok mu? Sen de bu sefalete dur demeyecek misin kardeşim? Peygamber efendimiz kadınları koruyun derken, siz nasıl bıçakla saldırırsınız kadınlarımıza.
Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank'a atanması
Devleti, devlet olarak değil, intikam alacak organ olarak görüyorlar. Geçenlerde bankalara atamalar yapıldı. Eski güreşçi arkadaşımız da bir bankanın yönetim kuruluna atandı. Hepimizin gurur duyduğu bir kişi, bir sporcu ama banka yönetiminde ne işi var? Hatırlarsınız değil mi burada bir adamdan söz etmiştik, bir kişi hastaneye görevli olarak atanıyor ve ilk yaptığı iş, hastaneyi soymak oluyor. Siz alıyorsunuz birini, bankaya atıyorsunuz ama bankanın b’sini bilmiyor. Ama kardeşim, bu adamın banka ile ne ilgisi var? Bu kardeşimden bir istirhamım var, elde ettiğin başarıları gölgelemek istemiyorsan, o koltuğa oturmayacaksınız kardeşim. Ancak devlet dediğimiz kurumun bu kadar yıpranması ahlaki değil. Binlerce öğretmen atanmıyor, niye para gider diye… Ama bu beylere 2-3 yerden maaş alıyor. Bankalara öyle adam atadılar ki, adamlar ATM’den para çekmeyi bilmez. Devleti, arpalık olarak kullanmayacaksınız arkadaş. Rabbimiz diyor ki, her şey ile karşıma gel ama kul hakkı ile gelme. Siz kul hakkı yiyorsunuz kardeşim.
Tarımdaki sorunlar
Tarımda ciddi bir afet yaşanmıştı. Milletvekili arkadaşlarımızı gönderdik. 2018’de gülün kilosu 8 lira, 2019’da 7 liraya, 2020’de de 5 liraya kadar düşüyor. Şimdi, Isparta’ya soruyorum. Gülünüz tüm dünyada marka, peki bu gülün kilosu nasıl bu kadar düştü.Neden tavan fiyat açıklanmıyor. Neyin fiyatı düştü kardeşim. Dışarıdan çay ithal ediyorlar, Bulgaristan’dan da gül getiriyorlar. Senin çay üreticilerin haber bekliyor, sen İran’dan çay getiriyorlar. Rizeliler hak ediyor mu?Ama oy veriyorlar. Gel biraz daha sırtıma bin diyor. Karadeniz kadının nasıl çalıştığını bilmiyor muyuz? Onun da adalet duygusu yok mu? İthal hayvan getiriyoruz, ithal saman ile besliyoruz.
Belediyelere sınav çağrısı
Temmuz’daki sınavı erkene aldılar. Bilim kurulu üyelerinin görüşünü değil, otel sahiplerinin görüşünü aldılar. Gençlerimizle telefonda görüştüm, siz daha iyi çalışın, başarılı olun. Nasıl olsa seçimlerde size bir mühür verilecek. Siz gerekli cevabı o zaman vereceksiniz. Onlara değil, sizin hakkınızı ve hukukunuzu savunan partiye, yani Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy vereceksiniz. Bütün belediye başkanlarımıza çağrımdır, maske dağıtın, sessiz ortamı sağlayın, dezenfektan, su ve kalem bulunduracaksınız. Tabii bunu yaparken de hükümete sormak lazım. Diyelim ki bu çocuklarımızdan birisi virüse yakalanmış, bu çocuğun nasıl hakkını koruyacaksınız. Bunları bilmiyoruz ancak önümüzdeki süreçte bunları göreceğiz.
15 Temmuz yardımları: Dün değerli arkadaşlarım, 15 Temmuz gazilerinin eylemi vardı. Onların hakkını, hukukunu savunan partiyiz. 15 Temmuz gece, 251 şehit verdik 2 bin de gazimiz var.Vatandaşlara dediler ki para verin yardım yapacağız. Vatandaş yardım yaptı. 309 milyon para toplandı o dönem ancak para nereye gitti bilinmiyor. Nerede bu paralar. Vakıf kurduk dediler ama gittiler o arkadaşlarımız baktı, böyle bir vakıf yok. O paralar, arkadaşlarımızın anasının ak sütü kadar helaldir. Hep şunu söyledim, baskıcı bir yönetimde hak aramanın bir bedeli var. Demokrasilerde hak aramanın bir bedeli yoktur. Ama 20 Temmuz sivil darbesinden sonra hak aramanın bir bedeli var. Ancak sizlerin hakkınızı aramanız için gerekeni yapacağız. Her birisine 2 milyon lira para verebilirler ama vermiyorlar. Beşiktaş saldırısında ölen 39 polis, bunlar için de kampanya açıldı. Şehit olmuş bir polisin hakkına bile el koydular. Nasıl bir anlayışları var, gerçekten anlamıyorum.