Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni yıl mesajı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni yıl mesajı yayımladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2018 yılı mesajı, Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinden yayınlandı. Erdoğan mesajında, "Bu kritik süreçte kışkırtmalara karşı uyanık olmalı, siyasi hesaplar uğruna bizi birbirimize düşürmek isteyenlere asla fırsat vermemeliyiz." dedi. 2018 yılında Türkiye'yi çok önemli gelişmelerin beklediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önceki yılı, PKK terör eylemleri ile 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihimizin en büyük ihanetlerinden birinin gölgesinde tamamlamıştık" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeni yıl mesajında şu ifadeler yer verildi,
Değerli Vatandaşlarım,
2017’yi bitirip 2018 senesine girmeye hazırlandığımız bugün, yeni yılınızı en kalbi duygularımla tebrik ediyorum.
Yeni yılın ülkemiz, milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
Cumhurbaşkanı olarak, 2017 yılında 51 ilimize 64 ziyaret gerçekleştirerek, her fırsatta vatandaşlarımızla kucaklaşmanın, hasbihal etmenin, hasret gidermenin gayreti içinde olduk.
Ankara ve İstanbul’da çok sayıda programa katılarak, hem kurumlarımızın çalışmalarını yakından gördük, hem de mesajlarımızı yurt içine ve yurt dışına iletme imkânı bulduk. Aynı şekilde, yıl içerisinde 25 ülkeye 34 ziyaret gerçekleştirerek, ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştık.
Önceki yılı, PKK terör eylemleri ile 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihimizin en büyük ihanetlerinden birinin gölgesinde tamamlamıştık. Bu terör eylemlerini ve darbe girişimini, hem içeride yürüttüğümüz operasyonlar, hem de Suriye’de başlattığımız Fırat Kalkanı Harekâtıyla boşa çıkarmamız, tarihimizin en önemli hadiselerinden biri oldu. Bu yılı da benzer mücadelelerle dolu bir şekilde geçirdik.
FETÖ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle mücadele konusunda çok önemli adımları attığımız 2017 yılında, özellikle ekonomi alanında ciddi saldırılarla karşı karşıya kaldık. Hamdolsun, milletimizin feraseti, hükümetimizin dirayeti ve dostlarımızın desteğiyle, tüm bu saldırıları akamete uğrattık.
Aldığımız tedbirler sayesinde ilk üççeyrekte yüzde 7,4’lük bir büyüme elde etmeyi, ihracatımızı 155 milyar doların üzerine çıkarmayı, işsizliği yeniden düşüşe geçirmeyi başardık. İş dünyamızla birlikte, geçtiğimiz yıl “mevcut çalışanların üzerine +1” olarak başlattığımız istihdam seferberliğini, önümüzdeki yıl “mevcut çalışanların üzerine +2” olarak sürdürme kararı aldık.
İnşallah, işsizliği ülkemizin gündeminden tamamen çıkartana kadar durmayacak, bu çalışmaları devam ettireceğiz.
Kamu kuruluşlarına hizmet veren firmalarda görev yapan işçilerimizin, kurumlarında daimi olarak çalışmaya devam etmelerini sağlayacak düzenleme de,
2017’nin önemli gelişmelerinden biriydi. Kamuoyunda “taşeron işçilere kadro verilmesi” olarak bilinen bu düzenlemeyle, uzun zamandır konuşulan, tartışılan bir meseleyi daha çözmüş olduk. Bir kez daha bu kritik düzenlemenin ülkemize, çalışanlarımıza ve ailelerine hayırlı olmasını diliyorum.
Ülkemizin en önemli meselelerinden biri olan cari açığın azaltılması için, bir yandan enerji üretiminde kendi potansiyelimizi harekete geçirmeye, diğer yandan da ithal ettiğimiz ürünleri ülkemizde üretmeye dönük çalışmalara hız verdik. Enerjide, su, rüzgâr, güneş, termal, nükleer ve diğer tüm kaynakları seferber ederek, dışa bağımlılığımızı azaltmak, aynı zamanda stratejik bir önceliğimizdir.
Ülkemizi, savunma sanayi ihtiyaçları ve yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin üretimleri konusunda da mutlaka çok daha ileri bir seviyeye çıkartmak zorundayız.
Bu meseleyi, istiklalimizi ve istikbalimizi güvence altına alabilmemizin en önemli unsurlarından biri olarak görüyoruz. Bunun için, önümüzdeki yıl enerji, savunma sanayi ve yüksek teknoloji konularındaki projelerimizi, yenilerini de ekleyerek sürdürmekte kararlıyız.
Değerli Vatandaşlarım,
Geçtiğimiz yılın en önemli hadiselerinden biri de, ülkemizin yönetiminde gerçekleştirdiğimiz köklü değişikliktir.
16 Nisan tarihindeki halkoylamasında milletimiz tarafından da kabul edilen Anayasa değişikliğiyle, Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçme kararı almıştır.
Böylece, geçmişte yaşadığımız pek çok darbeye, muhtıraya, cunta girişimine, istikrarsızlığa ve buna bağlı olarak ekonomik krize, vesayetin hâkimiyetine engel olamayan mevcut sistemi artık terk ediyoruz. Bunun yerine, doğrudan milletin seçtiği Cumhurbaşkanının ülkeyi yönettiği, siyasi istikrarı garanti altına alan bir sistemle, inşallah yolumuza devam edeceğiz.
16 Nisan’da hayata geçirdiğimiz bu yönetim reformunu aynı zamanda, Türk Milleti’nin 15 Temmuz’da gösterdiği fedakârlığa siyaset kurumunun bir teşekkürü olarak da görüyoruz.
Ülkesine ve devletine canı pahasına sahip çıkan bu millete, daha güçlü, daha müreffeh, daha güvenli bir Türkiye bırakmak en büyük sorumluluğumuzdur.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, 2023 hedeflerimizle somut çerçevesini çizdiğimiz, 2053 ve 2071 vizyonlarımızla istikametini belirlediğimiz büyük ve güçlü Türkiye ülküsünün lokomotifi olacağına inanıyoruz.
Türkiye’nin gerçek potansiyelini, gerçek büyüklüğünü, yurt dışına yaptığımız seyahatlerde çok daha iyi görme imkânına sahip oluyoruz.
Geçtiğimiz günlerde yaptığımız Sudan, Çad, Tunus ziyareti, bunun en güzel örneklerinden biridir. Özellikle Sudan’da şahsımızda ülkemize ve milletimize gösterilen teveccüh, bizlere tarihi sorumluluklarımızı tekrar ve tekrar hatırlatmıştır. Benzer bir manzaraya, yine kısa bir süre önce yaptığımız Sırbistan ve Yunanistan seyahatlerimizde de şahit olmuştuk.
Biz, Afrika’ya, Orta Doğu’ya, Orta Asya’ya, Balkanlara yönelik açılımlarımızla, bu topraklarda senelerdir bekleyen tohumları yeşertmenin gayreti içindeyiz.
Gittiğimiz yerlerdeki kardeşlerimizin de bize aynı iştiyakla, aynı heyecanla, aynı umutla baktıklarını, sarıldıklarını görüyoruz.
Karşılıklı sevginin, saygının ve muhabbetin olduğu bir yerde, bunun tüm insanlık için hayırlara vesile olacak neticelere tebdil olmasını kimse engelleyemez.
Değerli Vatandaşlarım,
Suriye, Irak, Filistin, Libya başta olmak üzere, bölgemizde yaşanan gelişmeler, ülke ve millet olarak bizim geleceğimizi yakından ilgilendiriyor.
Her ne kadar bazıları bizim bu coğrafyalardaki gelişmeler konusundaki hassasiyetimizin sebebini anlayamıyor olsa da, bu hususta milletimizle tam bir mutabakat içinde olduğumuzu biliyoruz.
Türkiye’nin bölgesindeki meseleleri çözmeden kendi geleceğini güvence altına alamayacağı gerçeği, bizi daha aktif, daha kararlı, yeri geldiğinde daha çok risk alan bir dış politika izlemeye yöneltiyor.
Son dönemde yaşadığımız tecrübeler “sahada olmadan masada olunamayacağını” hepimize çok net bir şekilde göstermiştir. Geçtiğimiz yıl, Suriye’de İdlib operasyonunu başlatarak, Irak’ta bölgesel yönetimin bağımsızlık girişimini boşa çıkartarak, bu yönde önemli adımlar attık.
Kudüs meselesi, ülkemiz ve bölgemizle birlikte dünyanın her köşesindeki Müslümanlar ve mazlumlar için yeni bir imtihan haline dönüşmüştür.
Amerika’nın attığı adım, İsrail dışında hiçbir ülkeden mâkes bulmamış, tam tersine, Kudüs’ün Filistin’in başkenti olarak ilan edilmesiyle hayırlı bir gelişmenin kapılarını aralamıştır.
Tüm milletime, bu konuda gösterdikleri dik duruş ve ortaya koydukları samimi tavır için şükranlarımı sunuyorum. Bu süreçte teklifimizi destekleyen 127 dünya ülkesine teşekkür ediyorum. Yine bu süreçte adaletten, hukuktan ve barıştan yana tavır koyan, Kudüs’ün tarihi statüsüne sahip çıkan bütün ülkelere de tekrar tekrar teşekkür ediyorum.
Önümüzdeki yıl, gerek içerde, gerekse dışarda yine çok önemli gelişmelerin bizi beklediğini biliyoruz. Her alanda ülkemizi güçlendirerek, devlet-millet tam bir dayanışma içerisinde karşımıza çıkabilecek yeni sıkıntılara hazırlıklı olmak için gece-gündüz çalışmayı sürdüreceğiz.
2019 yılının Mart ayında yapılacak mahalli seçimler ile aynı yılın Kasım ayında yapılacak milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri, ülkemizin geleceği bakımından kritik öneme sahiptir.
Tüm vatandaşlarımdan, ülkemizin ve milletimizin geleceği için heyecanı, hedefi, projesi, enerjisi olan kadrolara sahip çıkmalarını, onlara yol göstermelerini bekliyorum.
Bu kritik süreçte kışkırtmalara karşı uyanık olmalı, siyasi hesaplar uğruna bizi birbirimize düşürmek isteyenlere asla fırsat vermemeliyiz.
Son olarak, TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET uğrunda gözlerini kırpmadan hayatlarını ortaya koyan tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlık ve afiyet diliyorum.
2018 yılının milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Yeni yılda, acıların, zulümlerin, adaletsizliklerin son bulduğu; huzurun, mutluluğun, refahın hâkim olduğu yeni bir dünyada buluşmak dileğiyle, hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum.
Kalın sağlıcakla…