Prof. Dr. Sözbilir'den Karadeniz'e uyarı: ‘Deprem tehlikesi bilinenden daha yüksek’
Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Rize Hemşin’deki 4.7 büyüklüğündeki depremin Doğu Karadeniz’deki diri fayların varlığını gösterdiğini belirtti. Sözbilir, bölgenin deprem tehlikesinin bilinenden daha yüksek olduğunu belirterek, “Bölgenin yeni veriler ışığında yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir" dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 15 Kasım'da saat 12.02'de Rize'nin Hemşin ilçesinde meydana gelen 4.7 büyüklüğündeki depreme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sözbilir, depremin Doğu Karadeniz gibi deprem tehlikesinin düşük olduğu düşünülen bölgelerde diri fayların varlığını kanıtlaması açısından bu depremin önemine dikkat çekti.
'MALATYA FAYI'NIN 6 ŞUBAT DEPREMLERİNDEN ETKİLENDİ'
Prof. Dr. Sözbilir, aynı gün Malatya’nın Doğanşehir ilçesinde yaşanan 4.9 büyüklüğündeki depreme de değinerek şu değerlendirmeyi yaptı:
“Doğanşehir- Malatya depremi 6 Şubat depremlerinde kırılan Çardak-Doğanşehir Faylarının kuzey ucunda gerçekleşti. Burası aynı zamanda Malatya Fayı’nın güneydeki segmentini oluşturan Akçadağ Fayı üzerindeki bir deprem. Bu da Malatya Fayı'nın 6 Şubat depremlerinden sonra etkilendiğini ve küçük ölçekli depremler üretmeye başladığını göstermektedir"
'YENİ VERİLER IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME YAPILMALI'
Rize-Hemşin depremi Karadeniz Fayı ile Kuzeydoğu Anadolu Fayı arasında sıkışan Doğu Pontid yükselimiyle ilgili bir deprem niteliği taşıdığını belirten Prof. Dr. Sözbilir şöyle konuştu:
“Doğu Pontid yükselimi olarak bilinen alanda, Karadeniz Fayı ile Kuzeydoğu Anadolu Fayı arasında bir sıkışma söz konusu. 2014-2018 yılları arasında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda Trabzon ile Rize arasında, potansiyel diri fay sınıfına girebilecek çok sayıda fay haritaladık. Bu faylar, hem kıyı boyunca hem deniz içinde hem de dağlık alanlarda yer almakta."
Doğu Karadeniz'deki bu fay hatlarının daha detaylı araştırılması gerektiğini belirten Sözbilir, risklerin doğru şekilde yönetilebilmesi için bilimsel çalışmaların artırılmasının önemine vurgu yaptı.