Provokasyonlara yanıt: Diyanet başkanı artık dostumdur

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ağabeyi vefat eden Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’a taziye ziyaretinde bulundu. Doğan, Erbaş için “Artık dostumdur diyebilirim” dedi.

Son dönemlerde ortaya çıkan provokasyonlara en güzel yanıt Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, ağabeyi vefat eden Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’a taziye ziyaretinde bulunmasıyla oldu.

Ziyaret hakkında Hürriyet’e bilgi veren İzzettin Doğan, şunları söyledi:

“Bu tür ziyaretleri beşeri ilişkiler olarak değerlendirmek, mütalaa etmek gerekir. Diyanet İşleri Başkanı, abimin vefatı nedeniyle başsağlığı için böyle nazik ziyarette bulunmak istediğini söyledi. Ben de ‘Tabi ki buyrun, şeref verirsiniz’ dedim. Gelirken beraberinde bir de Kuran-ı Kerim getirmişti. Öperek başımıza koyduk. Kuran-ı Kerim hepimizin kitabı. O vesileyle bazı sohbetlerimiz oldu.

“Daha çok konuşmalıyız”

Tabi Alevi vatandaşların sorunlarıyla ilgili olarak Diyanet’in daha çok çalışması ve kucaklayıcı olması gerektiğini ifade ettim. Alevilerin bu ülkenin bin yıllık tarihini ifade ettiklerini, meseleye bu açıdan bakılmasını gerektiğini ama bu konuda fazla bir adım da atılmadığını kendisine söyledim. O da ‘Daha çok konuşmamız gerekiyor hocam’ dedi. ‘Doğrudur, biz her zaman konuşmaya açığız’ dedim.

“Bana sıcak davrandı”

Ziyaret benim için sürpriz olmadı. Aksine bekliyordum. Daha önce kendisiyle bir iftarda buluşmuştuk. Sohbet etmiştik. Kendisiyle dostluk seviyesinde bir ilişkimiz olmamıştı. Gayet sıcak bir görüşme oldu. Bir saatten fazla sürdü ziyaret. İnsanlar farklı düşüncelerde olabilirler ama bu dostluk kurmalarına, sohbet etmelerine engel değil. Bundan sonra ‘dostum’ olarak görebilirim. O da çok sıcak davrandı. Ben de zaten genel olarak sıcak davranan biriyim. Kendisi için dostumdur diyebilirim. Bunlar duygusal kelimeler tabi. Sosyal meselelerde olur böyle dostluklar, siyasette pozisyonlar korunarak.

“Daha çok ziyaret edin”

Daha önce böyle bir görüşme olmamıştı. Daha önceki Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Bey başkan olmadan önce vakfımıza gelir giderdi. Çok aydın bir insandı. Ama siyasi iktidar bu konuda çözümlere kapalıydı. Konuşmaya kapalı değildi. Yedi tane de çalıştay yapılmıştı. (O dönem) Başbakan Erdoğan, Dolmabahçe’ye davet etmişti. Orada da görüşmüş konuşmuştuk. Ali Erbaş Hoca daha önce Tunceli’deki cemevini ziyaret etmiş. O konudan da konuştuk. ‘Ben Tunceli’ye gittim. Çok iyi karşılandım. Dedelerle sohbet ettik’ dedi. Ben de ‘İyi etmişsiniz, arkadaşlar bana anlattılar ziyaretinizi, daha çok ziyaret etmeniz lazım’ dedim.

“Bunu bilmek için siyasi deha olmaya gerek yok”

Cemevlerine saldırılar provokasyondan da öte bir durum. Bunların organize faaliyetler olduğunu görmemek için art niyetli olmak gerekir. Bunlara karşı palyatif tedbirler de yeterli olmaz. Devletin Anayasası’na uygun davranmakla ancak sağlanır. 10’uncu maddedeki yasalar eşitlik ilkesine tam riayet etmek gerekir. Ama bütün yurttaşlardan vergi alınıyor, 30 milyondan fazla Alevi var. Alevilerden alınan vergilerle Sünni İslam’ı temsil eden Diyanet’i besliyorsunuz. Etrafımızda hiç barışık, huzurlu bir ülke kalmadı. Böyle bir ortamda Türkiye’nin kargaşaya sürüklenebilmesi için iki önemli olay vardır. Biri Türk-Kürt; diğeri Alevi-Sünni ayrımı... Bunu bilmek için siyasi deha olmaya da gerek yok. Ama Türkiye’nin siyaset yapan kesimlerinin kapasite olarak bu tür meseleleri teşhis edip tedavi edebilecek tedbirleri almaktan yoksun olduklarını görüyorum.

“Arka bahçe değiliz başka partiye de oy veririz”

“İktidar da muhalefet de buna dahil. Aleviler bu ülkede yokmuş muamelesi görüyor. Ayrım yapmıyorum. Muhalefet Alevileri arka bahçesi olarak görüyor. ‘Nasılsa oy veriyorlar’ diye Sünnilerden oy almaya çalışıyor. İktidar da ‘Nasılsa bize oy vermezler’ diye meselelerini çözmüyor. Aleviler bu ülkede kendi sağduyularıyla hareket edip Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir kitle görünümünde. Zaten öyle de yapıyorlar. Cemevlerini kendi imkânlarıyla yapıyorlar, devletten yardım almadan. TOKİ 600 küsur cami yapmış ama bir tane Cemevi veya kilise yok. Bu konuda ciddi eleştirilerim olacak.”

Kuran hediye etti

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, önceki günkü ziyaret sırasında Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’a Kuran-ı Kerim hediye etti. Kuran’ı öperek başına koyan Doğan, “Kuran-ı Kerim hepimizin kitabı” dedi.

Alım gücü yükselmediği sürece bir anlamı yok Belediyeleri değil kendinizi silkeleseniz daha faydalı olur 2025 yılı asgari ücret rakamı belli oldu İşsizlik maaşı ne kadar oldu? Kazakistan'da yolcu uçağı düştü Çocukların sağlık durumu hakkında açıklama