Erdoğan: Darbecilerin iade edileceği söylendi ama hala Yunanistan’dalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunan basınına yaptığı konuşmada, “Darbe sonrası Çipras, bana darbeci askerleri iade edeceğini söyledi. Ama hala Yunanistan’dalar" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yunan Skai TV’ye gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan’a kaçan 8 darbeci asker konusuna değinerek “Darbeciler Yunanistan’a kaçınca Çipras’ı aradım ve kendisine ‘Sevgili dostum bu adamlar darbeye teşebbüs ettiler ve buradan kaçıp Yunanistan’a kaçtılar. Bunların iadesini istiyorum’ dedim. Bu ilk gece oldu. Çipras, konu ile ilgileneceğini ve 15-20 günde Türkiye’ye iade edileceğini söyledi. Ama maalesef hala Yunanistan’dalar” diye konuştu.
Erdoğan, teröristlerin iadesinde yargı süreçlerini değerlendirirken, "Bunları yargıya bıraktığımız zaman bir netice alamayız. Siz de bir netice alamazsınız. Yargının böyle bir derdi yok. Yargının da işini kolaylaştırmak için yürütme, hükümetler olarak yargıya iş düşmeden hemen bu konunun bitmesi lazım. Emniyet teşkilatlarımız yaptıkları işi hangi çerçevede yapıyor? Herhalde hukuka rağmen yapmıyor. O da hukuk çerçevesinde yapıyor. Onların bunu hukuk içerisinde süratle yapmaları mümkün ancak yargının bunu hukuk içerisinde aynı sürede yapması mümkün değil." şeklinde konuştu.
"Geciken adalet, adalet değildir" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu geciken adalet işte. Uzadıkça uzarsa bu adalet olmaktan çıkıyor. Buna fırsat vermemek lazım. Bazı ülkeler var ki biz onlarla bunu çok seri vaziyette hallettik ama Yunanistan ile halledemedik." dedi.
Erdoğan, "Darbecilerin iadesinin şu anki koşullarda mümkün olmamasına karşı Türkiye'nin tepkisine" ilişkin soru üzerine, "Bunlar, Yunanistan adalet sistemine olan saygımızı zedeliyor. Bizi de üzüyor. Demek ki Yunanistan'da bu mekanizma bu kadar çalışıyor. Yoksa aramızdaki siyasi, askeri, ekonomik, ticari ilişkiler aynı kararlılıkla belki daha kararlı bir şekilde devam ediyor. Devam edecek." ifadesini kullandı.
Türkiye'de yargı sisteminin Batı'daki hiçbir ülkede olmadığı kadar adil çalıştığını belirten Erdoğan, "Şu anda 15 Temmuz olayında 251 şehidimiz, 2 bin 193 gazimiz var. Tabii ki bunlarla ilgili olarak kararlarını yoğun bir şekilde aldılar. Bu olayların faillerini dışarıda mı bırakacaklardı. Onları da süratle tutuklanmaları kararı çıktı. Bütün bunların bağlantılarının hepsinin üzerine de şu anda yargı gidiyor." dedi.
Erdoğan, girdikleri 9 seçimden açık ara başarıyla çıktıklarına dikkati çekerek, "İlk defa cumhurbaşkanlığı seçimini halkın oylarıyla yaptık. Halkın oylarıyla yapılmış olan bir seçimden yüzde 52 ile çıktım. Bunlar demokrasi olmuyor ama öbür tarafta 15 Temmuz darbe girişimini yapanlar demokratlar oluyor. Türkiye'de yollara inip yürüyüş yapanlar oluyor. Biz talimat veriyoruz, bu yürüyüşü yapanların güvenlik çemberi altında Ankara'dan İstanbul'a kadar yürümesini sağlıyoruz. Biz demokrat olmuyoruz, bize her türlü hakareti, saygısızlığı yapanlar demokrat oluyor. Böyle söylemek suretiyle bizi yıpratacaklarını zannediyorlar ama biz böyle yıpranmadık, yıpranmıyoruz, yıpranmayacağız. Şu anda partimiz Türkiye'nin en güçlü partisidir." ifadelerini kullandı.
ABD İLE İLİŞKİLER
"Eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in kullanılarak Trump yönetiminin etkilenmeye çalışıldığı" iddialarına ilişkin ise Erdoğan, "Flynn ile doğru dürüst bir görüşmem bile yok. Flynn'i gazetelerde televizyonlarda duyuyorum o kadar. Benim daha çok irtibat halinde olduğum tabii ki Trump, Tillerson. Bunlarla yaptığımız görüşmeler dışında diğer arkadaşlarım görüşmeleri yaparlar." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, son dönemde ABD ile üzücü gelişmeler yaşandığını dile getirerek, "Suriye'deki, Irak'taki gelişmeleri bizim birlikte kontrol altına almamız gerekir. Kendileriyle yaptığımız telefon görüşmelerinde de ele aldık fakat oralarda da henüz bir ilerleme yok. Şu anda Rusya ile bazı görüşmeleri yapıyoruz. Orayla yaptığımız görüşmelerde bazı olumlu adımlar atıyoruz, atacağız." şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE YUNANİSTAN ARASINDA O OLUMSUZ İLİŞKİLER BİR TARİH OLMUŞTUR”
Yunanistan ziyaretinin bugün başlayacağını anımsatan Erdoğan, "Yunan halkına birinci mesajım şu, bilsinler ki Türkiye Yunanistan arasında o olumsuz ilişkiler bir tarih olmuştur. Şu anda aralarında yüksek düzeyli stratejik konsey anlaşmasını yapan, bunun üzerine ilişkilerini tesis eden iki ülke var. Bu iki ülke şu anda bu çalışmalara yoğunlaşarak geleceği tesis ediyor. Güven ve istikrar bizim en önemli iki ilkemiz. İki ilkeyi korumamız gerekiyor. Ben diyorum ki Yunanistan Türkiye'ye karşı ve Türk halkı da Yunan halkına karşı çok daha farklı sevgi ve barış beslemeli, bunlar üzerine dayanışmamızı geliştirmeliyiz." dedi.
Erdoğan, "Dönemin Yunanistan Başbakanı Elefteris Venizelos ile Mustafa Kemal Atatürk arasındaki dostane ilişkileri Çipras ile birlikte yeniden gerçekleştirme ihtimali" ile ilgili soruya ise "Geçmişe bakıp oradan dersler alarak geleceği inşa edebilirsek o güzel bir şey. Ders almazsak tarih tekerrür eder. Şu anda biz Çipras ile konuşarak onları da aşalım diyoruz. Yeni bir sayfa, yeni bir süreç başlatalım. Türkiye ve Yunanistan süratle, yoğun bir şekilde geleceği inşa etsinler." şeklinde cevap verdi.
Son kez 65 yıl önce bir Türk cumhurbaşkanının Yunanistan'ı ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla Atina'ya gidiyor olmak heyecan verici. 2005'te Batı Trakya'ya gitmiştim. Orada 150 bine yakın soydaşımız var. Yunanistan'a gidip de soydaşlarımızı ziyaret etmemek doğru olmaz. 2005'teki o heyecan da farklıydı. Bizim oraya gidişimiz, adeta Yunanistan-Türkiye arasında bir köprü görevi ifa eden soydaşlarımızla tekrar buluşmamız şu an Türkiye-Yunanistan arasındaki münasebetlerin de güç bulmasına katkı sağlayacaktır.
Türkiye'de çok az sayıda Rum vatandaşımız var. Ben burayı terk edip Amerika'ya gitmiş olanların ailelerine de söylüyorum. Çağırın gelsinler. Burada yeniden yaşama başlasınlar diyorum. Temenni ediyorum ki onlar da yeniden Türkiye'ye dönerler."
LOZAN ANTLAŞMASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lozan Antlaşması'nın güncellenmesine ilişkin bir soruyu yanıtladı.
Bu antlaşmanın sadece Yunanistan'ı değil, bütün bölgeyi kapsadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aslında, dünyada tüm yapılan anlaşmaların zamanın akışı içerisinde güncellenmesi gerekir. Lozan'ın da bu şekilde tüm bu gelişmeler karşısında bir güncellenmeye ihtiyacı var. Bu güncellenme, sadece Türkiye için değil Yunanistan için de faydalı olabilir. Bu konuya hakim olmayanlar, 'Bunu Erdoğan söylediğine göre acaba bunun altından farklı bir şey mi çıkar?' diyor. İşin aslı, bu güncellemeyle iki ülke dostluğumuzu, güvenliğimizi nasıl daha güçlü hale getirebiliriz; bunun üzerinde durmamız lazım. Zaman zaman bakıyorsunuz bir adadan dolayı hemen ortalığı karıştırıyorlar. Bunların aşılması lazım diye düşünüyorum. Güncelleme derken, A'dan Z'ye bir değerlendirmeye tabi tutulabilir. Yunanistan'ın da rahatsız olduğu bazı madde başlıkları olabilir. Bunlar oturulup konuşulur. Bir Kardak Krizi var, hala çözülemiyor. Sürekli dışişleri bakanları bir araya geliyor. Bakıyorsunuz, birinde bir dışişleri bakanı farklı bir ifade kullanıyor, bir diğerinde bir başka dışişleri bakanı farklı cümleler kullanıyor. Sıkıntılar devam ediyor. Tüm bu krizlerin aşılabilmesi için bir araya gelinip bunların tekrar görüşülmesinde fayda var. Bu, ülkelerimizin geleceği açısından önem ifade ediyor. Konuşa konuşa halledeceğiz bunları. Konuşmadan, bir araya gelmeden bunları aşmak mümkün değil. Öyleyse hiç çekinmeye gerek yok."
"KÜLTÜR VE GELENEKLERİMİZDE ÇOK FAZLA ORTAK YÖN VAR"
Erdoğan, Türkiye'den Yunanistan'a ciddi sayıda turistin seyahat ettiğini belirtti.
Her iki ülkenin birbiriyle muhabbet noktalarının çok farklı olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bugünün işi değil bu. Geçmişten bugüne böyle geliyor. Adalar arasında gidiş gelişler, çok çok heyecan dolu. Biz bunların geliştirilmesi için de diyoruz ki bu adımları kararlı bir şekilde atalım. Yunanistan Cumhurbaşkanı'yla da ve Sayın Başbakan'la bu alanda yaptığım görüşmelerde 'Gelin bunları aşalım' diyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülkenin kültür ve geleneklerinde çok fazla ortak noktanın olduğuna dikkati çekti.
Türkiye'de Bozcaada, Gökçeada gibi bölgelerde yaşayan Rumlar ile diğer Türk vatandaşları arasında ciddi bir ortak payda olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hatta orada bir Rum okulunu bir öğrenciyle dahi olsa başbakanlığım döneminde biz onu açtık. Yeter ki burada Rum vatandaşımız okulunu burada okumaya devam etsin. Orada bir Rum genç, benim partimin gençlik kolu başkanıydı veya yönetim kurulu üyesiydi. Bir Türk kızına da aşıktı. Evlenmeleri için de babasına söyledim. 'Neden bunlara engel oluyorsun?' dedim. Annesi istiyor, babası istemiyor. Bunları geliştirmek, artırmak bana göre önem arz ediyor. Bizler de geleceği çok daha güçlü nasıl inşa ederiz; buna kendimizi odaklamamız lazım."
"BUNLARIN AŞILMASI GEREKİYOR"
Ege'de bazı adaların arasındaki mesafelerin çok sıkıntı verici olduğuna işaret eden Erdoğan, "Bunları aşmamız lazım. Burada, hava sahası, deniz, bunlarla ilgili olarak kıta sahanlığındaki ölçümlemelerde sıkıntılar var. Bunların aşılması gerekiyor. Bunlar aşılabilirse iki ülke de bundan huzur bulacaktır. Burada hakim olan hırs olmamalı. Karşılıklı özveri hakim olursa, bu işi çok daha rahat aşarız diyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, en önemli noktanın deniz sahası olduğunu anlatarak, "Deniz sahasında bu iş aşılabilirse ciddi manada süreci halletmiş olacağız. Türk gemilerinin adeta Ege'de seyahat etmesi imkansız hale getiriliyor. Bu katlanılabilir bir şey değil." değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan, zaman zaman hava sahasında ciddi sıkıntılar yaşandığını dile getirerek, artık bunları yaşamak istemediklerini söyledi.
Uçakların sürekli birbirlerine tehdit oluşturmaması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bunların da geride kalmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Tam aksine bizler, ülkeler arasında bir dayanışma ruhunu sağlamalıyız. Eğer bu dayanışma ruhunu ülkelerimiz arasında sahada, denizde, daha ileriye gidiyorum, karada sağlayabilirsek, inanıyorum ki bu gidiş gelişler çok daha farklı bir konuma gelecek. Biz, Türkiye olarak bir birçok şeye hazırız ama dediğim gibi burada bizim ön kabulleri bir kenara atmalıyız. Gerçekten barışa odaklanmalıyız. Medyasıyla vesaire halkını tahrik eden bir yapıdan kurtulmamız lazım."
KITA SAHANLIĞI
Erdoğan, Yunanistan'ın Ege'de kara sularının mesafesini tek taraflı olarak 6 milden 12 mile çıkarma kararı alması durumunda bunun Türkiye tarafından savaş sebebi sayılıp sayılmayacağına ilişkin bir soruya, "(Kıta sahanlığı) Tabii ki işimizi zorlaştırır. 'Casus belli' de bunlardan bir tanesi. Bunları tahrik etmememiz lazım. Bırakalım teknik kadrolarımız bunları en iyi şekilde çalışsınlar. Bunları da aşalım." yanıtını verdi.
Görevde bulunduğu süreçte birçok Yunan başbakanla ortak çalışmalar yaptığını hatırlatan Erdoğan, "Fakat neticeye varmaya gelince, neticeye varamadık. Dört başbakan ama netice olmadıktan sonra işe yaramıyor. Bu arkadaşların hepsiyle muhabbetimiz iyiydi ama neticeye gelince alamadı. Ben diyorum ki neticeye oynamamız lazım." açıklamasında bulundu.
Erdoğan, Ege'de Türk ve Yunan savaş uçaklarının karşılaşmalarına ilişkin bir soruya ise şu cevabı verdi:
"Zaman zaman maalesef oluyor. Pilotlar genç, heyecanlı. Birisi hava sahasını ihlale doğru yöneldiği anda bakıyorsunuz karşı taraf da ona cevap veriyor. Yoksa, komuta kademeleri 'Bu konularda dikkatli olun, sakın bunlara tevessül etmeyin' diyor ve hep bizim de söylediklerimiz budur. Daha yeni bazı şeyler yaşandı. Temenni ediyorum ki bunlar da yaşanmaz."
Ege'de jetler arasındaki karşılaşmalardan ötürü iki ülke arasında savaş ihtimaline ilişkin ise Erdoğan, "Bizim böyle bir risk ortaya koymamız, bunu konuşmamız çok çok yanlış, çok çok sakat şeyler." yorumunu yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gecesine de değinerek, "Olay olduğu andan itibaren Türkiye'de kendi topraklarımda nereye gideceğim, Ankara mı İstanbul mu? Konu bu olmuştur. Ben kendi topraklarımdan farklı bir yere gitmeyi aklımın ucundan geçirmem." diye konuştu.