Hakan: Tarafsız bir gözle ‘Millet Kıraathaneleri’ projesi
Yazar Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitingde açıkladığı Millet Kıraathaneleri projesini değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kampanyalarını yürüttüğü bir miting sırasında, “İnşallah yeni bir adım, Millet Kıraathaneleri kuracağız. Bunu bay İnce yanlış anlayabilir. İskambil oynanan değil, kitaplarla döşeli, içeride kahvesi, keki olacak. Gençlerimiz yaşlılarımız gelecek. Hem kitabını okuyacak, hem kekini alacak, çayını kahvesini alacak; ücretsiz, ücretsiz. Yani buralar adeta hayata ne katacak ruh katacak ruh. 24 saat açık olacak" ifadelerini kullanmıştı.
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında Erdoğan’ın Millet Kıraathaneleri projesini kaleme aldı.
Hakan’ın yazısı şöyle:
“Kıraat” demek, “okumak” demek...
“Kıraathane” ise... “okuma evi”.
Kıraathane bizim geleneğimizde, kültürümüzde var.
Eskiden okuma yazma oranı çok düşük olduğundan...
Bir kişinin kitap okuduğu, diğerlerinin de dinlediği mekânlar olurmuş.
İşte bu mekânlara da “kıraathane” denirmiş.
(Dikkat: Herkes kitabını alıp bir köşeye çekilmiyor... Bir kişi kitap okuyor, herkes ona kulak veriyor.)
Sonra işin şekli değişti tabii...
Kitaptı, okumaydı falan unutuldu gitti.
Bildiğimiz kahvehaneler ortaya çıktı.
Ama eski bir alışkanlıkla bildiğimiz kahvehanelere de “kıraathane” demeye devam ettik.
Bugün “Kıraathaneye gidiyorum” dendiğinde...
“Okuma evine gidiyorum” denmiş olmaz.
“Kahveye gidiyorum” denmiş olur.
Böyle bilinir, böyle anlaşılır, böyle algılanır.
7’den 77’ye herkes böyle bilir, böyle anlar, böyle algılar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıkladığı “millet kıraathaneleri” projesiyle aslında geleneğimizdeki kıraathane kültürünü diriltme çabası içinde.
Yani sadece kitaba, sadece okumaya alan açan mekânlar oluşturmak istiyor Erdoğan.
Peki sorun nerede?
Sorun şu iki noktada:
BİR: “Kıraathane” dendiğinde akla “kahvehane” gelmesinde, kahvehane dendiğinde de akla işsizliğin gelmesinde.
İKİ: “Kıraathane” ile “kahvehane” arasındaki farkı, inceliği, ayrımı anlatmanın çok ama çok zor olmasında.
Keşke...
“Kıraathane” kelimesinin istismar edileceği hesaba katılsaydı...
Ve “millet kıraathaneleri” demek yerine...
“Bir geleneğimizi farklı biçimde de olsa yeniden hayata geçireceğiz... Kitap okumayı teşvik edeceğiz” falan denilerek...
“Millet kütüphaneleri” kavramı kullanılsaydı.”