İmamoğlu: Her gün seçim varmış gibi önümüze bakıyoruz

İBB Başkanı İmamoğlu, erken seçime ilişkin açıklamalarda bulundu. "Her gün seçim varmış gibi önümüze bakıyoruz. Bundan önce de böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bugün görevimiz, halkın karşısına iktidar olmayı hak ettiğimizi, iktidara hazır olduğumuzu gösteren vizyoner bir programla çıkmaktır." diyen İmamoğlu, "Yegane gücün CHP olduğunu ve buna gücünün yettiğini, birlikte milletimize yaşatacağız." dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediyesi Atatürk Kültür Sanat Merkezi’nde gerçekleşen CHP İstanbul İl Başkanlığı Danışma Kurulu toplantısında açıklamalarda bulundu. Erken seçime ilişkin konuşan İmamoğlu "Her gün seçim varmış gibi önümüze bakıyoruz. Bundan önce de böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bugün görevimiz, halkın karşısına iktidar olmayı hak ettiğimizi, iktidara hazır olduğumuzu gösteren vizyoner bir programla çıkmaktır." dedi.

Sadece halkın gündemine ve iktidar olma hedefine odaklanacaklarını belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Partimizin ortak aklını, iktidar olma vizyonumuzu ve kararlılığımızı yansıtan bir programla, ülkenin sorunlarını çözecek bir reçeteyle milletimizle buluşacağız. Yüzümüzü vatandaşa döndüğümüz, icraatçı ve halkçı karakterimizi sergilediğimiz, her gün yarın seçim varmış gibi çalıştığımız ölçüde partimizi büyütürüz. Partimizin, parti yöneticilerinin en tepesinden, Genel Başkanımızdan ilçe yöneticisine, gençlik kollarından kadın kollarına, büyükşehir belediye başkanından ilçe belediye başkanına herkesin hatası olabilir, herkesin eksiği olabilir. Kurduğunuz masalar, oturduğunuz ortamlarda partinin gündemini, partinin konularını yüzde 80-90 gündeminizden azaltıp milletin konularına, milletin sıkıntılarına veya problemlerine ya da partinin içerisinde iyi gitmediğini düşündüğümüz mevzulara destek olmaya, onları birleştirip bütünleştirmeye, küsleri barıştırmaya vakit ayırdığınızda göreceksiniz, her gün anketlerde de oylarınız artacak, milletin gönlünde de size olan sevgi ve saygı büyüyecek.

"HER GÜN SEÇİM VARMIŞ GİBİ ÖNÜMÜZE BAKIYORUZ"

O bakımdan her gün seçim varmış gibi önümüze bakıyoruz. Bundan önce de böyle oldu, bundan sonra da böyle olacak. Bugün görevimiz, halkın karşısına iktidar olmayı hak ettiğimizi, iktidara hazır olduğumuzu gösteren vizyoner bir programla çıkmaktır. Ben programı çok önemsiyorum. Çünkü bu program, hükümet programımızın altyapısı. Bunun için el ele verelim. Toplumun her kesimiyle konuşarak, onlara açılarak hiç kimsenin derdini, hassasiyetini görmezden gelmeden parti programımızı vatandaşlara güven ve umut verecek bir ruhla donatalım. Devleti istişareyle, liyakatle, adaletle, kudretli ve kuvvetli kılacağımızı; vatandaşlarımızı savaş, afet, iklim ve gıda krizi, göçler gibi riskler karşısında zayıf ve çaresiz koymayacağımızı programımızda anlatalım ve bunu şimdiden vatandaşımıza hissettirelim.

"VATANDAŞLARI KUTUPLAŞMALARDAN ÇIKARALIM, ORTAK GELECEK ETRAFINDA BULUŞTURALIM"

Ortak bir tarihi ve ortak bir vatanı paylaşmaktan kaynaklanan müştereklerimize güvenelim. Bu müşterekler üzerinde güçlü ve ortak bir gelecek inşa edelim. Vatandaşları ayrışmalardan, kutuplaşmalardan sıyıralım, çıkaralım, ortak bir gelecek etrafında buluşturalım. Çocuklarımıza, gençlerimize, ayrıştırılan bütün unsurlardan çıkarak ortak vatandaş, 86 milyon insanımızın bir parçası, bu yurdun eşit hissedarı olduklarını bildikleri bir geleceğe baktıklarını hissettirelim. Her bir vatandaşımızı eşit görelim. Herkesin farklılığına hürmet edelim. Bizi hep birlikte millet yapanın ortak geçmişimiz, ortak kaderimiz, geleceğimiz, ortak vatanımız olduğunu en yüksek sesle haykıralım. Bizi hep birlikte bir millet yapan, ortaklıklarımıza yaslanırsak bizi zayıflatan, güçsüz düşüren, kutuplaşmaları aşar, tüm dünya milletleriyle rekabet eden çok güçlü bir millet oluruz.

"EĞİTİMİ ‘İMAM HATİPLER AÇILSIN, KAPATILSIN’ DARLIĞINDAN, SIĞLIĞINDAN ÇIKARTALIM"

Çağın belki de en önemli döneminde görev yaptığımızı bilerek, bu adımları atıp işte yola bu şekilde çıkalım. Bunları yapacak akla, bilime, kadrolara, toplumsal desteğe sahip olduğumuzu gösterelim. İsrafı değil, üretimi teşvik eden bir programı ortaya koyalım. Ülkenin tüm kaynaklarını zengin yandaşlar yaratmak için kullanma, aynı zamanda onlarla inşaattan bankacılığa, medyadan spora, her şeyi partizanca yönettikleri dönemi sona erdirelim. Milli bir endüstriyel stratejiye dayanan paydaş ekonomisine hep birlikte geçiş sürecini başlatalım. Fırsatlarda eşit, imkanlarda adil bir toplum olmayı teklif edelim halkımıza. Bunu anlatalım. Bunun için eğitimi, bizi içine sıkıştırmaya çalıştıkları 50 yıldır yok efendim ‘İmam hatipler açılsın, kapatılsın’ darlığından, sığlığından çıkartalım. Herkesin inancına, kimliğine uygun eğitim alma hakkına hep birlikte saygı duyalım ancak bir hedef koyalım. Liseyi bitirmiş her gencimizin en azından bir yabancı dil konuşabildiği, dijital dünyaya uyum sağlayabildiği, tüm dünyadaki akranlarıyla rekabet edebildiği kapasiteyi yaratacağımızı, onlara böyle bir eğitim düzeni vereceğimizi bugünden hissettirelim ve teminat gösterelim.

"Yargıyı ve polisi iktidarın değil, devletin, milletin yargısı ve polisi kılalım"

Dünyayla rekabet eden milli bir ekonomi, ancak rekabet kapasitesi yüksek genç nesillerle mümkündür. İşte o genç nüfus, fırsatı kaybetmeden, nüfus yaşlanmadan, bu treni kaçırmadan… Sanayi devrimini kaçıran bir millet olduk. Bu dönemi, bu yüksek endüstriyel dönemi ıskalamadan, kaçırmadan trenin en ön kompartımanına hatta lokomotifin başına geçmeyi kendimize hedef koyalım. Şehirleri yaşanabilir, sürdürülebilir kılarak, yerel yönetimleri güçlendirip demokratikleştirerek süreci yöneteceğimizi herkese gösterelim. Meclisi güçlü, yargıyı ve polisi iktidarın değil, devletin, milletin yargısı ve polisi kılarak, hayatın çok daha güzel ve adil olacağının milletimize yaşatalım.

İsrail’in zulmüne karşı Tel Aviv’de, Berlin’de, Londra’da sesini yükselten gençleri örnek gösterirken ülkemizde aynı cesur duruşu gösteren gençlerimizin protesto hakkına, onları tutuklayarak karşılık verenleri bu ülkenin yönetiminden hep birlikte gönderelim.

"KAYYIMLARLA, SORUŞTURMALARLA, MESNETSİZ İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABALARIYLA RAKİPLERİNE AHLAKSIZCA VE HUKUKSUZLUKLA SALDIRANLAR..."

Kayyımlarla, soruşturmalarla, mesnetsiz itibarsızlaştırma çabalarıyla rakiplerine ahlaksızca ve hukuksuzlukla saldıranlar, bunların hiçbirini yapamaz. En önemlisi; devletin karar mekanizmasını tek bir kişide toplayan, yürütmeyi, yasamayı, yargıyı kendine bağlayan; Meclis’i, sivil toplumu, akademiyi, yerel yönetimleri karar süreçlerinden tasfiye eden, medyayı baskıyla hatta sahibi olarak zorla kendi iktidarını aparatına çeviren bu yönetim sistemiyle bu söylediklerimin hiçbirisi olmaz.

Hepimizin en önemli önceliklerinden biri, kesinlikle tüm muhalefetle birlikte onlara liderlik ederek Türkiye’yi demokratik parlamenter sisteme taşıma iddiası olmalıdır. Türkiye’nin, milletin gücüyle millete ait bir yönetimle kalkınabileceğini milletimize hem göstermeli hem ispat etmeli ve milletimizi ayağa kaldırmalı ve her birisine tam yol ileri demeliyiz. Bunun başka yolu yok. Elbette üniter yapımızın korunması ve güçlenmesi, karar mekanizmasının aşırı merkezileşmesiyle değil, çoğulcu demokrasiye dayalı, denge-denetlemenin güçlü olduğu, demokratik bir parlamenter sistemle mümkün olduğunu anlatmalıyız.”

Nevzat Bahtiyar suçu üstlensin diye... Bundan sonra Sedat Peker'in benim Yargıtay Ümitcan Uygun'a verilen 10 yıl hapsi onadı 16 yaş altına sosyal medya yasağı geliyor İstanbul Emniyeti’nde yeni dönem! 'Telefonlarımızı izliyorlar'