İstinaf Mahkemesi'nden Berberoğlu kararının gerekçesi

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, durdurulan MİT tırları görüntülerini eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ilettiği gerekçesiyle yargılanan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'na verilen 5 yıl 10 ay hapis cezasına ilişkin gerekçeli kararını yazdı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin  görüntüleri eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a ilettiği iddiasına ilişkin "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçundan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nu verdiği 5 yıl 10 ay hapis cezasının gerekçeli kararını hazırladı. 

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi'nce hazırlanan 36 sayfalık gerekçeli kararda, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında delillerin tespitine ve içeriklerine ilişkin yaptığı değerlendirmeye dairenin de katıldığı belirtildi.

Gerekçeli kararda, yine dairenin Berberoğlu'nun eyleminin sübutu noktasında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin yaptığı değerlendirmelere katıldığı belirtilerek, "Dairemiz, sübutu konusunda aynı düşündüğü ilk derece mahkemesinden, eylemin Türk Ceza Kanunu'nun hangi maddesine temas ettiği, sanığın kastının özel olup olmadığı noktasında ayrılmaktadır." denildi.

TCK'nın 329. maddesinde "Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama" suçunun düzenlendiği, TCK'nın 330. maddesinde de "Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklama" suçunun düzenlendiği belirtilen gerekçeli kararda, bu maddelerin gerekçelerine yer verildi.

TCK'nın 328. maddesinin ise "Devletin güvenliğine veya iç veya siyasal yararlarına ilişkin belge ya da vesika içeriklerindeki bilgilerin siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin edilmesi" suçunun cezalandırıldığı aktarılan gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"Casusluk suçunu, TCK'nın 327. (Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme) ve 329. maddesinde düzenlenen suçlardan ayıran temel unsur, eylemin casusluk kastıyla gerçekleştirilmesi hususudur. Bu manevi unsurun oluşabilmesi için failin genel kastının yanında, sözü edilen özel maksadının da bulunması gerekir. Gerek TCK'nın 328. maddesinin ve gerekse 330. maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için diğer unsurların yanında eylemin yabancı bir devlet ya da örgüt yararına gerçekleştirilmesi ve bu şekilde devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından milli güvenliğin tehlikeye düşürülmesi gereklidir. Aksi halde, yani casusluk kastının belirtilen şekilde bulunmaması durumunda eylem TCK'nın 327. (Devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme) ve 329. (Devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin bilgileri açıklama) maddelerinde düzenlenen suçlara vücut verecektir."

"Genel kasıtla işlenen suç"

Gerekçeli kararda, TCK'nın 329. maddesinde düzenlenen suçun genel kastla, 330. maddesinde düzenlenen suçun da özel kastla işlenebileceğinde kuşku bulunmadığı vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi:

"Sanığın, sübut bulduğunda kuşku bulunmayan 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla  gizli kalması gereken bilgileri' hangi kasıtla açıkladığının tespiti açısından yapılan incelemede, sanığın uzun süren gazetecilik yaşamına ve medya sektöründe yöneticilik yapma vasfına haiz olduğu, 2015 yılı Haziran ayı itibarıyla yapılan seçimlerde CHP'den milletvekili seçildiği, henüz milletvekili görevine başlamamışken, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016/37 esas 2016/162 karar sayılı dosyasında yargılanarak mahkumiyetine karar verilen Can Dündar'a, Can Dündar'ın 'Tutuklandık' isimli kitabında da açıkça belirtildiği üzere, 27 Mayıs öğleden sonra daha önce ayrıntıya girilmeksizin, kamuoyunu aydınlatma ve haber verme kapsamında kalır nitelikte Aydınlık gazetesinde yer alan bilgilerden çok fazlasını içerir görüntü ve bilgileri yayınlanacağını bilerek ve bu bilgilerin 'Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgiler' olduğunu öngörebilecek bilgi ve birikime sahip olmasına rağmen verdiği, eylemin bu haliyle genel kastla işlenebilen 'devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklama' suçuna vücut verdiği anlaşılmıştır."

Can Dündar'ın sanığa iftira ettiğine, başka kişi veya kişilerle iş birliği yaparak sanığa kumpas kurduğuna ilişkin bir savunma bulunmadığı gibi bunu destekler nitelikte herhangi bir bilgi ve belgenin de dosyada bulunmadığı aktarılan gerekçeli kararda, "HTS kayıtlarının konuşma tarihi, saati ve konuşulan kişi yönüyle Can Dündar'ın beyanı ile uyumlu olduğu sabittir. Aynı gün konuşulduğu belirtilen kişilerden milletvekili vasfına sahip olanlar ile Can Dündar'ın görüşme saatleri ve konuşan kişilerin sinyal bilgilerinin ait olduğu baz istasyonlarının yerleri dikkate alındığında, Can Dündar'ın kitabında verdiği zaman dilimi ile uyumlu olmadıkları sabittir." bilgisi verildi.

"Bilgileri, kamu görevlisini kullanarak elde ettiğine dair bilgi yok"

Gerekçeli kararda, "Sanığın herhangi bir yabancı devlet görevlisi ile veya herhangi bir terör örgütü yöneticisi veya üyesi ile temas halinde olduğuna ve bu bilgileri bu maksatla elde edip yayınlanacağını bilerek Can Dündar'a vermek suretiyle açıklanmasını sağladığına dair dosyaya yansıyan bir delil bulunmamaktadır. Verilen bilgilerin yayınlanması sonrası oluşacak kamuoyunun hükümet aleyhine olacağını bilmek ve bunu istemek tek başına özel kastın varlığını ortaya koymaya yetmeyecektir. Sanık kamu görevlisi değildir. Bilgileri bir kamu görevlisini kullanmak suretiyle elde ettiğine dair bu dosyamızda bir bilgi de yoktur." denildi.

Bu açıklamalar ve dosya içeriğine göre yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre sanığın üzerine atılı eylemin TCK'nın 329/1. maddesi kapsamında kaldığı belirtilen gerekçeli kararda, bu suçtan ötürü cezalandırılması gerektiği kanaatine varıldığı ve hüküm kurulduğu aktarıldı.

Gerekçeli kararda, bu kapsamda Berberoğlu hakkında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan dolayı verilen 25 yıllık hapis cezasına ilişkin hükmün kaldırılmasına karar verildiği belirtildi.

Berberoğlu'nun eyleminin "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklamak" suçunu oluşturduğunu belirtilen gerekçeli kararda, sanık Berberoğlu'nun bu nedenle TCK'nın 329/1. maddesi uyarınca 7 yıl hapisle cezalandırıldığı kaydedildi. 

Gerekçeli kararda, Berberoğlu'nun geçmişi, sabıkasız oluşu ve cezanın geleceği üzerindeki olası etkilerini dikkate alınarak,  lehine takdiri indirim hükümlerinin tatbiki ile verilen cezada indirime gidilerek 5 yıl 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği belirtildi.

Ceza miktarı, tutuklulukta kaldığı süre, atılı suçun niteliği, hakkında devam eden başka dava dosyalarının bulunması ve buna bağlı kaçma şüphesi karşısında Berberoğlu'nun tutukluluk halinin de devamına karar verildiği kaydedildi.

Maliye, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin peşinde En fazla at ve eşek eti satılan iller belli oldu Kremlin'den Esma Esad açıklaması Narin cinayetinde 4 sanığın dışında 'korunan' 1 kişi daha var Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne büyük zam Türkiye'de öğrenciydi memleketinde bakan oldu