Kalın’dan BAE Dışişleri Bakanı'na Fahreddin Paşa yanıtı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, BAE Dışişleri Bakanı’nın Osmanlı Paşası Fahreddin Türkkan'ı 'hırsız' olarak niteleyen mesajına ‘utanç verici’ dedi.

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Iraklı bir Twitter kullanıcısının paylaşımını kendi sayfasında paylaştı.

Paylaşımda şu ifadeler yer aldı:

“1916 yılında Türk Fahri Paşa’nın Medinetü’l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam’dan İstanbul’a “Seferberlik” ilan ederek, Medine’deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan’ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu.”

Hürriyet’te yer alan habere göre, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, bu mesaja çok tepki gösterdi. Kalın, Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Zayed’in, Türkler ve Arapları tekrar karşı karşıya getirmeyi hedefleyen yalan dolu propagandayı retweet etmesi utanç verici. O zamanlar İngiliz planlarına karşı Medine’yi cesurca savunan Fahreddin Paşa idi. Ne pahasına olursa olsun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saldırmak yeni moda mı?” ifadelerini kullandı.

MAHİR ÜNAL: ÇEKİRGE YİYEREK SAVAŞTILAR

AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal ise twitter'dan şu mesajı paylaştı: "BAE Dışişleri Bakanı’nın yaptığı çarpıtma,yalan,kin,nefret ve tarihe ihanet dolu paylaşımı şiddetle kınıyoruz. Türkiye’yi ve Cumhurbaşkanı’mızı hedef alan bu tarz paylaşımların ne milletimiz ne de bölge halkları nezdinde hiçbir değerinin ve karşılığının olmadığı bilinmelidir. Hz. Peygamber’in yattığı mübarek topraklara düşman çizmesi değmesin, kutsal emanetlere namahrem eli sürülmesin, İslam sancağı Medine-i Münevvere gönderlerinden inmesin diye askerleriyle çekirge yiyerek savaşıp Medine Müdafası Destanı’nı yazan Çöl Kaplanı'dır Fahreddin Paşa"

FAHREDDİN PAŞA KİMDİR?

Gündeme gelen Fahreddin Paşa kimdir? Atatürk Fahreddin Paşa hakkında ne söyledi?

NEDEN GÜNDEM OLDU?

Fahreddin Paşa Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed’in Iraklı bir Twitter kullanıcısının paylaşımını kendi hesabında paylaştı.

Paylaşımda şu ifadeler yer aldı. "1916 yılında Türk Fahri Paşa'nın Medinetü'l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam'dan İstanbul'a "Seferberlik" ilan ederek , Medine'deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan'ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN FAHREDDİN PAŞA HAKKINDA NE SÖYLEDİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harp Akademileri'nde 800 subaya hitap eden konuşmasında, “Fahreddin Paşa, Medine'de açlıkla boğuşan askerlerine çekirge yedirdi; ancak bugün Türkiye kendi uydusunu üretir konuma geldi. Harp Akademisi'nin komutanlığını yapan Orgeneral Ali Fuat Erden, Fahreddin Paşa ile ilgili, "Bir çeşit Harbiyelilerin destanıdır. Hiçbir Harbiyeli bunu göğsü kabarmadan okuyamaz" demiştir. "Afganistan'da Türk askerinin ne işi var?" demek tarh bilmezliktir. 35 farklı ülkede şehitliğimiz var. Harp Akademileri'nde 1000 yabancı öğrenci eğitim gördü. Hiçbirinin ülkesinde subaylara, "Türkiye'de ne işiniz vardı?" denildiğini zannetmiyorum"  ifadelerini kullandı

ÇÖL KAPLANI

Birinci Dünya savaşında Hicaz cephesinde kutsal topraklar Medine'yi İngilizlere karşı savunan Osmanlı birliğinin komutanı olan Fahreddin Paşa, askerleriyle Medine'yi öylesine savunur. O günden sonra "Çöl Kaplanı" lakabıyla anılır.

Medine'yi kahramanca savunurken, açlıkla da mücadele eden askerlerine "çekirge yemeleri talimatını" vermesiyle akıllarda yer edindi.

Fahreddin Paşa'nın Medine'yi savunduğu kadar yaptığı bir büyük hizmeti ise Hazreti Peygamberin kutsal emanetlerini İstanbul'a göndermesidir

2 YIL 7 AY MEDİNEYİ SAVUNDU

Mekke Şerifi Hüseyin'in isyanını bastırmak için 4. Ordu kumandanı Cemal Paşa tarafından 1916'da Medine'ye gönderilen Fahreddin Paşa, Mekke Valisi Galip Paşa'nın becereksiz idaresi yüzünden gittikçe büyüyen isyanın tüm Arap yarımadasına yayılmasıyla Medine dışındaki tüm şehirler isyancıların eline geçti. Yaklaşan tehlikeyi görerek Medine ve çevresinde 100 km'lik bir emniyet şeridi oluşturan Fahreddin Paşa, imkansızlıklar içerisinde 2 yıl 7 ay boyunca İngilizler ile yerli işbirlikçileri olan çöl bedevilerine karşı Medine'yi savundu.

ÇEKİRGE EMİRNAMESİ

Maliki ve Hanefi alimlerinin görüşlerini de zikrederek, çekirgenin yenilebileceğini belirtip, çekirgenin faydalarını anlatan Fahreddin Paşa, birkaç çekirge yemeği tarifi de verdiği emirnamede şunları zikreder:

"Çekirgenin serçe kuşundan ne farkı var? Yalnız tüyü yok. O da serçe gibi kanatlı ve uçuyor. Bitkilerle besleniyor, temiz ve taze şeyler yiyor. Hem de tiryaki ve keyif sahibi, tütün ve limondan zevk alıyor. Ayrıca Hicaz, Asir, Yemen ve Afrika bedevilerinin başlıca gıdası çekirgedir. Bedeviler sağlamlıklarını ve zindeliklerini yedikleri çekirgeye borçludurlar. Çekirgeyi develerde büyük zevkle yiyorlar. Dizlerinin bağı çözülenlere, basurlulara ve romatizmalılara şifadır.

Dün karargah sofrasında çekirge tavası vardı. Arkadaşlarımla beraber yedim ve bunu dil konservesinden daha lezzetli buldum. Hele zeytinyağı ile ve limon suyu ile salatası pek nefis oluyor.

Elhasıl, dün çekirgeyi bahçelerden def ve tenkil tedarikini düşünürken, bu gün çekirge geliyor mu diye yollarını gözlüyorum. Hangi mıntıkaya çekirge düşerse tarifim veçhile istifade edilmesini ve bana da hediye olarak çekirge gönderilmesini arkadaşlarımdan rica ederim."

30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Mütarekesi imzalanmıştır ve anlaşma gereği Osmanlı Devleti'nin Medine'yi 48 saat içinde İngilizlere teslim etmesi gerekmektedir. Beyninden vurulmuşa döner FahreddinPaşa. Peygamber kentini İngilizlere teslim etmeyi aklından bile geçirmez. Fakat kötü haber çabuk yayılır. Aylardır komutanlarının izinde kahramanca direnen Osmanlı askerinin de artık takati kalmamıştır ve moraller bozulur.

‘YA RESULALLAH BİZ SENİ BIRAKMAYIZ’

İçinde bulundukları durumun farkında olan Fahreddin Paşa'nın gönlü yine de el vermez. Şehir İngilizlere teslim etmeyecektir.

Hazreti Peygamberin kabir önünde topladığı askerlerine tarihe geçecek şu konuşmayı yapar: "Ey insanlar, malumunuz olsun ki bütün kahraman askerlerim, bütün İslam'ın sırtını dayadığı yer, manevi gücün desteği olan Medine'yi, son fişengine, son damla kanına, son nefesine kadar korumaya ve kollamaya me'murdur. Bu asker Medine'nin enkazı ve nihayet Ravza-ı Mutahhara'nın yeşil türesi altında, kan ve ateşten dokunmuş kefenle gömülmedikçe, Medine-i Münevvere kalesinin burçlarından ve yeşil kubbesinden al sancağı alınmayacaktır. Ey Osmanlı ordusunun yiğit subayları! Ey her cenkte cihanı tir tir titretmiş, yiğit Mehmetçiklerim! Gelin hep beraber Allah'ın ve işte huzurunda huşu ve aşk içinde gözyaşları döktüğümüz Peygamber’in karşısında, aynı yemini tekrar edelim... Ve diyelim ki; Ya Resulallah, biz seni bırakmayız!.."

ANLAŞMADAN 72 GÜN SONRA ZORAKİ TESLİM!

Mondoros Mütarekesi'ne ve İstanbul Hükümeti'nin kesin emrine karşı gelerek şehri teslim etmeyen Fahrettin Paşa, hayatta kalan askerlerinin çoğunun hastalanmasına, yiyecek, ilaç ve giyecek stoklarının tükenmesine rağmen tarihe geçecek direnişini sürdürdü. Fakat her direncin bir sonu vardı ve askerlerin de takati kalmamıştı. Çaresizlik içindeki Fahrettin Paşa da artık teslim olma kararı vermişti. Hicaz Kuvve-i Seferiyyesi Kumandanı Fahreddin Paşa'nın şartlar gereği 24 saat içinde Haşimi kuvvetleri karargâhının özel misafiri olması istendi. Son anda "misafir" edilmeyi de kabullenemeyen Fahreddin Paşa, Ravza-i Mutahhara yakınındaki bir medresede giderek şehri terk etmeme direnişine geçti. Fakat kendisi ile görüşmeye gelen kumandan vekili Necip Bey ve diğer askerler tarafıdan "tutuklanarak" 10 Ocak 1919'da Haşimi karargâhında hazırlanan çadıra götürüldü. İngilizlerin kontrolündeki Şerif Abdullah'ın birlikleri Medine'yi Mondros Mütarekesi'nden ancak 72 gün sonra teslim almış oldular.

 ATATÜRK: FAHRETTİN PAŞA, SAĞLIĞINDA ADINI TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRAN KUMANDANDIR

24 Eylül 1921'de Milli Mücadele'ye katılmak üzere Ankara'ya gelen Fahrettin Paşa yaklaşık altı yıl sonra döndüğü memleketinde hak ettiği saygıyı gördü. Ankara'da buluştuğu Mustafa Kemal Paşa kendisi için ''Fahreddin Paşa, daha sağlığında adını tarihe altın harflerle yazdıran kumandandır...'' demiştir

Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 9 Kasım 1921'de Kabil sefirliğine tayin edilen Fahrettin Paşa'nın Türk-Afgan dostluğunun gelişmesinde çok önemli rol oynadı. Ve bugün tartışmaya açılan Afganistan'daki varlığımızın temellerini 90 yıl önce atan isim oldu. Kurtuluş savaşı sürecinden Afganistan halkının da maddi desteğiyle çıkan Türkiye'ye 12 Mayıs 1926'da dönen Fahrettin Paşa, 5 Şubat 1936'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nden tümgeneral rütbesiyle emekliye ayrıldı. 22 Kasım 1948'de vefat eden Fahreddin Paşa vasiyeti üzerine Rumelihisarı'na defnedildi.

Suriye'de tüm muhalif gruplar kendini feshedecek Bizim yoksulumuz bize yeter Teğmenler için karar günü 16 Ocak 2025 yılı asgari ücret rakamı belli oldu İşsizlik maaşı ne kadar oldu? Kazakistan'da yolcu uçağı düştü