Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Kendisi delikanlıca 'özür dilerim' demedi"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti'nin Meclis grup toplantısında konuşuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Külliye'de bir CHP'li ile görüşme" iddiasıyla ilgili olarak, "Bu iddianın neresini düzeltelim bilmiyoruz. Her şeyden önce böyle bir görüşme olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Geçtiğimiz hafta grup toplantımızın ardından bakanlarımızla bir araya geldik. Çarşamba günü il başkanlarımızla gündemdeki meseleleri istişare etme imkanı bulduk. Perşembe günü çiftçilerimizle hasret giderdik. Cuma günü İzmir'de dolu dolu bir gün geçirdik. Dün de Katar'da toplantımızı gerçekleştirdik. Katar Emiri'yle ikili ve heyetler arası görüşmeleri yaptık. Bunların yanında çok sayıda görüşme ve toplantımız oldu. Bölgesel ve uluslararası konuları değerlendirdik.
Çalışma temposunun kademe kademe tüm illerimize, ilçelerimize kadar yayılarak devam ettiğine inanıyorum. AK Parti asla seçimden seçime milletin karşısına çıkan bir parti olmamıştır. Biz yılın 365 günü günün 24 saati işleyen bir partiyiz. AK Parti'nin kurulduktan 15 ay sonra iktidar gelmesinin gerisindeki sırrı merak edenler buraya baksınlar.
"Bölgemizdeki gelişmeler karşısında kararlı ve onurlu bir duruş sergiliyoruz"
Halka tepeden bakanların, milletin kendi ajandalarının bir aracı olarak görenlerin devrini sona erdirdik. Sadece eski Türkiye'nin hastalıklı siyaset tarzını çöpe atmakla kalmadık, yönetim sistemi değiştirerek bunu kalıcı hale getirdik. Eksiklerimiz var. Ülkemizin gelecek yarım asrını belirleyecek önemde harekatlar yürütüyoruz. Bölgemizdeki gelişmeler karşısında kararlı ve onurlu bir duruş sergiliyoruz. İtirazlarımızı her platformda dile getiriyoruz. Eski Türkiye'de olduğu gibi kendi kabuğumuza çekilip, küçük hesaplarla uğraşıyor olsaydık, bunların hiçbirini konuşmazdık.
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bize düşen görev milletimizin bu güvenine, desteğine layık olacak işler yapmaktır. Büyük kongre sürecine büyük önem veriyorum. Gönül bağı güçlü dava bilincine sahip teşkilatla yolumuza devam edeceğiz. AK Parti kademelerinde görev yapmış her arkadaşımızın başımızın üzerinde yeri vardır. Ülkemizin her bölümünde özellikle 81 vilayetin tamamında hizmet etme kabiliyeti, kapasitesi yüksek, dava bilincine sahip bir teşkilatla yolumuza devam edeceğiz. Partimizde sadece görev değişikliği olur. Her AK Partili davamızın ve hedeflerimizin tabii neferidir.
"Dokunulmazlık zırhı olmazsa gidecekleri yerler bellidir"
Bizim gündemimiz ülkemize nasıl daha iyi hizmet edebileceğimizdir. Dünyanın dört bir yanında ülkemizin menfaatlerini savunuyoruz. 81 vilayete yeni eserler kazandırma gayreti içindeyiz. Aldığı oy oranı ve sandalye bakımında Türkiye'nin ikinci büyük partisine baktığımızda bambaşka manzara görüyoruz.
Öncelikle bir grup başkanvekili, grup başkanvekilimize imalı sataşmada bulunuyor. Dün Katar'dan dönerken, basın mensupları sordu, 'Şizofrenik vakalar caddelerde değil, parlamentoda da var' dedim. Önce bunları temizlemek lazım. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek, Türkiye Cumhuriyeti'nin bu parlamentosuna yazık olur. 'Köşelerinizde bunları yazmanız lazım' dedim. Başörtülü hanımlara had bildirmeye kalkanlar ortaya çıkmaya başladı. Onlar gözaltına alınabiliyor, bunlar ise dokunulmazlık zırhına sarılıyor. Dokunulmazlık zırhı olmazsa gidecekleri yerler bellidir. Hukuk sınırları içinde hesabı sorulmuştur. Özür falan geçiştirme, yüreğin varsa 'Benim dokunulmazlığımı kaldırın, hukukta mücadelemizi verelim' desin. Eskiden gelme alışkanlıkları var. CHP yöneticilerinin bu tavrı, 28 Şubat zihniyetinden bir milim öteye geçemediğinin işaretidir.
Türkiye demokrasisine sahip çıkarak 28 Şubat zihniyetini gömmüştür. Bunların kalıntılarının var olduğunu görmüş olduk. Milletimizin ilk fırsatta bu kafaya hak ettiği dersi vereceğine inanıyoruz.
"CHP'lilerin de buraya gelme hakkı vardır"
Bu ilkelliklerinin tartışması bitmeden milletimiz CHP merkezli bir kavganın içinde bulundu. Bir CHP'li casus filmlerine taş çıkartırcasına bizimle görüşmüş. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evidir. CHP'lilerin de buraya gelme hakkı vardır. Çeşitli vesilelerle gelenler olmuştur. 15 Temmuz'un ardında Bay Kemal de anlık gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde Muharrem İnce Külliye'ye değil, Genel Merkezimizde görüşme yaptık. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu da geldi, kabul ettik. Seçim sonrası tüm büyükşehir belediye başkanlarını kabul ettik. Başka vesilelerle gelenler arasında mutlaka CHP üyesi olanlar mevcuttur. Külliye benim şahsi malım değildir. Bu milletin varlığıdır.
Türkiye'nin tüm meselelerini, ülkenin ikinci büyük partisinin yöneticileriyle konuşmaktan kaçınmayız. Son günlerdeki tartışma bambaşka mecrada seyrediyor. CHP'nin halini göstermesi bakımından ibret verici olarak kısaca bir özetlemek istiyorum. Londra'da tedavi gördüğü anlaşılan, mesleki kariyeri örnek gösterilemeyecek bir gazeteci var. Bu kişi CHP Genel Başkanı'nın yeni amiral gemi olarak sıfatlandırdığı gazetede bir iddia ortaya attı. CHP plakası değiştirilmiş araçla bizimle görüşmüş ve farklı plakalı bir araçla çıkıp gitmiş. Güya bu görüşmede biz 'CHP Genel Başkanı olman gerekir' demişiz. Şimdi biz de bu iddianın neresini düzeltelim?
"Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz"
Böyle bir görüşmemiz olmadı. Gizli saklı hiçbir CHP'li yanımıza gelmedi. Giren araç da çıkan araç da bellidir. Hepsinin künyesi bellidir. Bunlar nasıl bir külliyede yaşadıklarını bilmiyorlar. Kendi merkezleri gibi zannediyorlar. Hiçbir CHP'liye genel başkan olması yönünde telkinde bulunmadık, çünkü Sayın Kılıçdaroğlu'ndan daha ideal bir genel başkan olmaz. Başında kimin olduğundan bize ne?
Bu iddialar üzerine gazeteci özür dilemiş. Peki 'doğrudur' diyen Genel Başkanı ne yapacağız? Konuyla ilgili açıklamayı arkadaşlarımız yaptı. Meselenin dallanıp budaklanması üzerine 'Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum diyerek' iddiayı yalanladım. Kendisi delikanlıca 'özür dilerim' demedi. Sakarya'dan, Man Adası'na kadar aynı şekilde davranmıştır. Yargıda çıkan kararlar da yola getirmiyor. Kaset kumpasıyla geldiği için kalmanın çaresini de aynı yöntemlerle arıyor. Bay Kemal olmak böyle bir şeydir. Bu arada Külliye'ye gelen CHP'li iddiası da ortada kaldı. Yazıyı yazan benim haber kaynağım filanca kişi, kaynak CHP diyor. CHP'li bizden öyle bir şey olmaz. Bunca rezillik ortaya dökülmesine rağmen CHP'lilerin bizi suçlaması işin trajik tarafıdır. Yatta bir araya gelenler de birbirini suçluyor.
Televizyondaki taht oyunlarını geride bırakan bir senaryo izliyoruz. Onurlı bir siyasetçinin yapacağı iş önce bizden sonra itham ettikleri kişilerden özür dilemek olmalı. Altı boş iddialar, içi boş ithamlarla ülkemizi meşgul ettikleri için özür dilemeliler. CHP bir ortaoyunu oynadı ve bitti. Yeniden hep birlikte ülkemizin gerçek gündemine dönme zamanı geldi.
"Havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor"
Kazandıkları birkaç belediye dengelerini iyice bozdu. 'Biz bu şartlarda Ankara'yı yönetemeyiz' diyorlar. Niye yönetemiyorsun, kazandın ya... 'Ankara'nın suyundaki kirliliği gideremem' diyor. Devletten alman gereken parayı alıyor musun, alıyorsun. Şu andan itibaren parayı yönetme kabiliyetini göstermen gerekiyor. Krediyi bulacaksan bul. Aynı şey İstanbul için de geçerli. Sakarya'dan İstanbul'a suyu taşıdık. Boğazın altından suyu taşıdık. Bunları yaptık. Eğer bunları yapmamış olsaydık şu anda herhangi bir sıkıntıda İstanbul yine susuzluğu yaşardı. Fakat gelen haberler hayra alamet değil. Havalar böyle giderse İstanbul susuzluğa doğru yürüyor. Benzer şey Ankara için de geçerli. Ankara'da atık su konusu. Yapacaksın, çözeceksin. Madem bu horona girdin, bu işi yapacaksın. Bu konuyla ilgili olarak, borçlanma konusunda 'Meclis müsaade etmiyor'. Borç yiğidin kamçısıdır. Bu konuyla ilgili olarak da Meclis belli sorumlulukları üzerine alamaz. Gerekli görüyorsa Meclis desteği verir.
Bunca yıl Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı yaptım. En çok hayıflandığım şey dişime göre şöyle ana muhalefet lideri bulamayışımdır. Kendilerince en güçlü oldukları zamanda düştükleri durum ortada. Bakalım yarın hangi senaryo ile çıkacaklar. Allah milletimizi CHP afetinden muhafaza eylesin.
"Tarım-Kredi Kooperatifimiz 500 noktada kendi satış mağazalarını açacak"
Hamd olsun bir süredir milletimizin en büyük sıkıntı kaynağı olan ekonomideki toparlanma sürüyor. Toparlanırken bunlar hala battık, bittik diyor. Açıklanan verilen bunları doğruluyor. Ülkemize güvenen, yatırım yapan herkes kazandı, kazanmaya devam edecek. Bırakın doları, Türk Lirası'na dönelim. Türk Lirası'na dönelim, milliliğimizi yerliliğimizi gösterelim.
Son dönemde bölgemizdeki kimi ülkelerde yerli ürünlere sinsi bir kampanya yürütüldüğünü görüyoruz. Tarım-Kredi Kooperatifimiz 500 noktada güzel muhteşem diyebileceğimiz kendi satış mağazalarını açacak. Ucuzluk, istikrar halkım için çok çok önemli çıkış olacak.
"Satmadığımızı defaatle söylememize rağmen devamlı satıldığını söylüyor"
Savunma sanayimiz için bazı gelişmeleri paylaşmak istiyorum. Bırakın yeni anlaşmaları, alınan lisansları iptal etmeye vardırdılar. Özellikle Suriye'deki son harekatlarımız ve Doğu Akdeniz'deki adımlarımız sonrası bu adımlar sertleşti. Ancak savunma sanayimiz bunları etkisiz hale getirecek seviyeye ulaştı. Ektiğimiz tohumların meyvelerini alıyoruz. Yeni nesil tank vermediler prototipini hazırladık. Helikopter vermediler ürettik. İşte Arifiye'deki tank-palet fabrikasıyla alakalı yalan üstüne yalan. Ne diyor '20 milyar dolar' diyor. Bu adam rakam bilmiyor. Dolar nedir, para nedir bilmiyor. Bunlardan haberi yok. Burayı satmadığımızı defaatle söylememize rağmen devamlı buranın satıldığını söylüyor. Tekrar ediyorum, Arifiye'deki bu fabrika satılmamıştır, 25 yıllığına burası Katar-BMC ortaklığı ile çalıştırılan BMC firmasına tahsis edilmiştir. Burada satış yok. Bir, mevcut tanklarımızın ve paletlerimizin tamir bakımı yapılacak, sıfır üretimi yapılacak. Bay Kemal bunları öğren. Diğer ayağı ile burada bir şart daha var. Buraya 50 milyon dolar yatırım yapacak. İçerideki bütün makineler yenilenmeye muhtaç. Durmadan yalan. Biz işimize bakacağız. İstediği kadar yalan söylesin. Şu anda da burada bu firma çalışmalarını sürdürüyor.
"Milli gemimizden ilk defa milli füze atışını gerçekleştirdik"
F-35 konusunda yapılan haksızlığı takip ediyorsunuz. 5-6 yıl içinde kendi uçağımızı hazır hale getirmeyi planlıyoruz. Harekatlarımızda kullandığımız silah ve mühimmat konusunda Batı'ya bağımlılığımız neredeyse kalmadı. Havadan havaya füzelerin yerli ve milli muadillerinin seri üretimi için gün sayıyoruz. Havadan havaya füzelerimiz tam isabet sağladı. Uçaktan atışlı testleri de önümüzdeki yıl yapılacak. Göktuğ projemizin ürünü olan Bozdoğan projesi TSK envanterine girecek. Dünyada sadece 9 ülkenin ürettiği havadan havaya füzemiz savaş uçaklarımıza monte edilecek. Milli gemimizden ilk defa milli füze atışını gerçekleştirdik. Yapay zekalı İHA'larımızdan sonra Herkes projemizi başlattık. Haberleşmenin olmadığı noktalarda da bu kullanılabilecek. Atak Faz-2 helikopterlerini de önümüzdeki yıl kullanıma almayı hedefliyoruz. F-16 ve SİHA'larımız için üretilen bombarın patlayıcı kapsüllerini yapacak yerli üretim başlıyor.
Önümüze çıkartılan engeller bizi durdurmuyor. Biz işte bu gündemlerle yolumuza devam etmekte kararlıyız. Kendi entrikaları içinde boğulanlara da yolunuz açık olsun diyoruz."