Erdoğan’dan net cevap! Kısıtlamalar genişleyecek mi?

Cumhurbaşkanı, Erdoğan, 'Kısıtlamalar genişleyecek mi' sorusuna "Bizim Bilim Kurulu'nda öyle bir şey yok. Bizim Bilim Kurulu’nun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani cuma akşamı 9’dan itibaren pazartesi sabahı 5’e kadar eve kapanalım. Dediği bu. Buna uyuyoruz." yanıtını verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyaretinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Azerbaycan'a tarihi bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karabağ Zaferi, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin tarihinde bir dönüm noktasıdır. 'Tek millet, iki devlet' ilkesi, Azerbaycan'la dayanışmamızın temel felsefesidir. Bu birlik ve beraberlik Karabağ'ın özgürleştirilmesiyle adeta taçlanmıştır. Karabağ Zaferi'ni getiren 44 günlük mücadele süreci boyunca biz anbean Azerbaycan'ın yanında olduk. Ben sürekli süreci bizzat takip ettim. Başta Dışişleri Bakanım, Milli Savunma Bakanım, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanım olmak üzere arkadaşlarım ilişkileri sürekli diri tuttular. Bunun yanında, diğer ekiplerimizin oraya gidiş gelişleriyle süreci yakından takip ettik." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile sürekli telefon diplomasisini ayakta tuttuklarını dile getirerek "Arkadaşlarımız da sürekli sahada ve masada yoğun bir mücadele verdiler. Bu 44 günün perde arkası eminim yazılacaktır. Zaman, bu işin çok ciddi bir şahidi olacaktır." değerlendirmesini yaptı.

"Karabağ Zaferi ile Kafkasların tarihinde yeni bir sayfa açılmıştır. İnanıyorum ki bölge tarihi yeni bir istikamette şekillenecektir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Üzerinde çalıştığımız 6'lı Platform herkes için kazan-kazan imkanı sağlayacak bir girişimdir. Ermenistan da bu sürece katılır ve olumlu adımlar atarsa Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de yeni bir sayfa açılabilir. Yeni imkanlar doğduğu takdirde şüphesiz ki burada Ermenistan'ın kazancı da ciddi manada artacaktır. Bundan en çok da Ermenistan kazanacaktır." açıklamasını yaptı.

"Artık pasaportla değil kimlik kartı ile gidiş gelişler yapılabilecek"

Azerbaycan ziyaretinde ikili ilişkilerin de ele alındığına ve 5 anlaşma imzalandığına işaret eden Erdoğan, ilişkileri bundan sonra da her alanda geliştirmeye devam edeceklerini vurguladı.

"BMC AZ Şirketi ile Azerbaycan Otoyolları Devlet Acenteliği Arasında Anlaşma Protokolü, BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile Bakü Ulaşım Başkanlığı Arasında Anlaşma Protokolü, Azerbaycan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmelerin Geliştirilmesi Ajansı ile Türkiye Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Arasında Mutabakat Zaptı, Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Medya Alanında Stratejik İş Birliğine İlişkin Mutabakat Zaptı"nın imzalandığını hatırlatan Erdoğan, ayrıca "Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında 25 Şubat'ta Bakü'de imzalanan Karşılıklı Vize Muafiyetine Dair Anlaşma'ya Getirilen Değişikliklere Dair Protokol"e de imza konulduğunu belirtti. Erdoğan, bununla artık pasaportla değil kimlik kartı ile gidiş gelişlerin yapılabileceği bir sürecin başlayacağını bildirerek "Adeta Kuzey Kıbrıs ile olan gidiş gelişlerdeki uygulamayı burada da yapmış olacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu anlaşmaların dışında, özellikle karşılıklı yatırımların artırılması hususunda, ticaret ve turizm alanlarında çalışmaları yoğunlaştıracaklarına dikkati çekerek Cumhurbaşkanı Aliyev ile aldıkları karar doğrultusunda Karabağ'ın yeniden inşasında Türkiye'nin önemli bir rol oynayacağını söyledi. Türkiye'nin Karabağ'da gerek altyapıda gerek üstyapıda atacağı adımlar olacağını ifade eden Erdoğan, bir yıla varmadan özellikle Karabağ bölgesinin yeniden şekillenmesini sağlayacak adımların atılacağını aktardı.

Erdoğan, Dağlık Karabağ'daki Ermeni işgali sonrası Fransa Parlamentosu'nun "Dağlık Karabağ'daki sözde yönetimi tanıma kararı"na ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Çok açık ve net konuşacağım. Minsk Üçlüsü içerisinde dönem başkanlığını yürüten Macron'un bu sürece olumlu bir katkısı maalesef hiç olmadı. Burada da ne yazık ki Fransa'nın Cumhurbaşkanı olarak hakikaten acemice tavırlar içerisinde. Çok acemice attığı adımlar sebebiyle de şu anda burada her şeyi birbirine kattı." yanıtını verdi.

"Macron da bir siyaset acemisidir"

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un siyasi yaşamında her yerden bir şeyler elde etme veya çıkarma gayreti içinde olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bakıyorsunuz, Lübnan'da her taraf yanmış yıkılmış, Macron Lübnan'a oradan talimatlar veriyor, oradan iş çıkarmaya çalışıyor. Yani hep durumdan vazife çıkarma gibi bir gayret içerisinde. Ne oldu? Halk Lübnan'dan bunu adeta kovdu. Aynı şeyi darbeci Hafter'in yanında yer almak suretiyle Libya'da yaptı. Bir Berlin Konferansı yaşandı. Darbeci Hafter'i Birleşmiş Milletler tanımıyor ama sen onun yanında yer alıyorsun. Sen demokrasiden yana mısın, darbelerden yana mısın? Öbür tarafta ise meşruiyeti olan bir Serrac var. Senin Serrac'ın yanında yer alman lazım. Ama almadı. Orada durumdan vazife çıkarmak suretiyle bizimle dalaşmaya başladı. Orada bizim bir sivil gemimize saldırma ve bu sivil gemimize bir suç isnat etme yoluna gitti. Halbuki hiç alakası yok ama oradan ben nasıl Türkiye'ye bir çamur atarım hesabı yaptı. Her şey ortaya konuldu, açıklandı ama o buna rağmen çeşitli ülkelerle irtibatlar kurarak oradan bize çamur atmaya kalkıştı. Tutmadı tabii. Yani Macron böyle bir karakter. Dolayısıyla şu anda Azerbaycan'la ilgili attığı adımlarda da hesapları burada tutmadı."

Özellikle Aliyev'in duruşuyla Macron'un hesaplarının alt üst olduğunu belirten Erdoğan, "Bunun zararı kime olacak? Fransa'ya olacak. Niye? Fransa bugüne kadar attığı adımlarla ilgili, örneğin çeşitli anlaşmalar vesaire dışında, belki Azerbaycan-Fransa ilişkilerini bitirmiş olacak. Siyasi acemilik budur. Siyasetin acemiliği budur. Macron da bir siyaset acemisidir. Zaten şu andaki tüm kamuoyu araştırmalarında da kendisini bitirmiş durumdadır." dedi.

"Azerbaycan Türkiyesiz olmayacak"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Rus barış gücünün Karabağ'a gelmesiyle alakalı Azerbaycan kamuoyunda bir endişe söz konusuydu. Türkiye'nin sürece dahil olmasıyla bu endişe biraz giderildi. Bundan sonraki süreçte Azerbaycan Türkleri, bu endişelerinin tamamen giderileceği şekilde Türkiye'nin fiili varlığını görebilecek mi?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:

"Biliyorsunuz bizim zaten Azerbaycan'la askeri eğitim noktasında da bir anlaşmamız var. Son olarak bu anlaşmayı zaten Meclisimizden de geçirmiş bulunuyoruz. Bu iş birliğimizle de bir defa eğitim-öğretim noktasındaki anlaşma aramızdaki dayanışmayı çok daha farklı bir platforma taşıyacaktır. Bununla ilgili Rusya'yla da aramızdaki bağları bir dayanışma içerisinde adeta pekiştirdik. Bunu Sayın Putin'le de görüştük. Türkiye şu anda Azerbaycan topraklarında bu eğitimi-öğretimi yapabileceği gibi, zaten Azerbaycanlı askerler daha önce de ülkemize gelip eğitim-öğretim alıyordu, yine alabilecekler. Bütün bunlar aramızdaki dayanışmayı da pekiştirecektir. Zaten bizim aramızda istihbarat iş birliği vesaire, bütün bunlar var. Yani inşallah Azerbaycan Türkiye'siz olmayacak ve bu dayanışmamız her alanda devam edecek. Azerbaycan'la siyasi, askeri, ekonomik, kültürel, diplomasi, her alanda bu iş birliğini sürdüreceğiz. Sadece başkanlar düzeyinde değil bütün bakanlarımız, diğer birimlerimiz de bu iş birliğini cansiperane devam ettirecek."

Türkiye-Azerbaycan ortak medya platformu

Türkiye-Azerbaycan Ortak Medya Platformu'ndan Türkiye'nin beklentisi sorulan Erdoğan, bunun bir ilk olmadığını, önce de Türkiye-Pakistan-Malezya arasında benzer bir adım atıldığını anımsattı.

Erdoğan, İletişim Başkanlığının bunu daha farklı şekillendirmeye yönelik bir çalışmayı devam ettirdiğini vurgulayarak şunları kaydetti:

"Şimdi Azerbaycan'daki bu gelişmeler sebebiyle, İletişim Başkanlığımız ve Azerbaycan'daki muadili kurum arasında yapılan bu anlaşma, süreci çok daha zenginleştirecektir. Çünkü Azerbaycan'ın böyle bir dayanışmaya, böyle bir ittifaka ihtiyacı ciddi manada var. Bölgeyle ilgili zaten böyle bir şeye ihtiyaç var. Bunu inşallah süratle geliştireceğiz ve bir de tabi bunu zenginleştireceğiz. İletişim Başkanlarımız, aralarında görüşmek suretiyle buraya hangi ülkeler katılırsa daha güçlü hale geleceğinin çalışmasını da yürütecek. Bu mesela Pakistan mı olur, yoksa başka bir ülke mi olur, bu çalışmaları da devam ettirmek suretiyle inşallah bu yapılan anlaşmayı daha zengin hale getireceğiz."

"NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır"

"ABD CAATSA yaptırımlarını uygulamayı planlıyor, Avrupa Birliği'nden de yaptırım kararları var. Bu tehdit dilinin altında yatan nedir?" sorusu üzerine Erdoğan, bir NATO üyesi ülke olan Türkiye'nin NATO'nun ilk 5'i içerisinde önemli yere sahip olduğunu söyledi.

Eski ABD Başkanları Trump ve Obama döneminde her zaman iftiharla "Türkiye gibi bir NATO ülkesine sahibiz" denildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şu anda Amerika'nın kalkıp CAATSA diye bir olayla Türkiye'yi karşı karşıya getirmesi, bir defa NATO’daki çok önemli bir ortağına yapılan bir saygısızlıktır. Ben olaya böyle bakıyorum." diye konuştu.

Donald Trump döneminde Amerika ile iletişimin sıkıntılı olmadığını, aksine birçok konuda çok daha olumlu adımlar atıldığını belirten Erdoğan, eski Başkan Barack Obama ile de 8 yıl çalıştığını ve Obama'nın, "Benim dünyadaki ilk 5 dostum arasında en önemlilerinden bir tanesi Erdoğan'dır." dediğini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şu anda Demokratlar iş başına geliyor. Dolayısıyla ne oldu da şu anda Türkiye'ye böyle bir CAATSA yaptırımına gidilecek? Kaldı ki Biden, evimde beni rahatsızlığımda ziyaret eden birisidir. Kendisiyle Amerika'da birkaç kez görüşmüş birisiyim. Beni iyi tanıyan birisi. Ben de onu iyi tanıyorum ama bir kez bir açıklaması oldu, ben cevap dahi vermedim. Şimdi böyle bir şey, dünyada siyasiler arasında asla tevessül edilmeyecek bir konudur. Fakat ben bazı şeylere alıştığım için diyorum ki Amerika'da devir teslim yapıldıktan sonra herhalde akışı çok daha iyi göreceğiz. Onun için bize düşen 'men sabera zafera', sabredeceğiz ve göreceğiz."

"Seni kim, nerede, ne zaman dinlemiş? yargıya anlat"

Erdoğan, "FETÖ tarafından dinlendiği bilinen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, o dönem kendisini dinleyenlerden şikayetçi olmazken şimdi dinlendiğini iddia etmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Öyle bir şey varsa, eğer sen de ciddiysen, yapman gereken ne? Bunu bu şekilde medya önünde seslendirmek değil, bu işin mercisi yargıdır. Belgeyle, bilgiyle bunu yargıya bildirirsin. Ama diyorum ya bu daha hala siyaseti öğrenemedi, bilmiyor bu işi. Tek bildiği bir şey var, akşam yalan, sabah yalan, iftira iftira... Başka bir şey bilmiyor. Burada da iftirada bulunuyor. Hadi git yargıya. Yargıya anlat bunu. Seni kim, nerede, ne zaman dinlemiş? Yargıya anlat. Ona göre de gereği yapılır. Nitekim Bakanım da bunu gayet güzel bir şekilde söyledi. Olay bu."

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM'deki bütçe görüşmelerindeki konuşması bütün siyasi çevreler tarafından '2023'te aday olacağının sinyali' olarak yorumlandı. Olmalı mı? Olacak mı?" sorusu üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hani bizde güzel bir laf var ya, 'Gaza geldi' diye. Orada da gaza geldi. Gazı hayırlı olsun." dedi.

"Sıfır atık projesi ülkemiz için çok büyük getiriler ortaya koydu"

Erdoğan, "2018'de il başkanları toplantısında 'Sıfır Atık Vakfı kuracağız' demiştiniz. Şimdi Çevre Ajansı adında Bakanlık bünyesinde kuruluyor. Hayaliniz gerçek oluyor. Bu adımlar, Hanımefendinin de himayesine aldığı “sıfır atık” sisteminin çalışmasına yardımcı olur mu?" sorusu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:

"Ben eşimin elinden, adımları atılmış böyle güzel bir işi alamam. O, onun hakkıdır. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte yine o işi kendisinin de vakıf namı altında, ajansla da bütünleşerek yürütebileceğine inanıyorum. Çünkü o işi gerçekten çok seviyor, adeta kendini o işe adamış vaziyette. Tabii orada bize de ne düşerse eşime ve bu konuda görev alacak olan tüm arkadaşlara inşallah yardımcı oluruz. Çünkü bu kısa sürede bunun getirilerini gördük. Gerçekten ülkemiz için bu sıfır atık projesi çok büyük getiriler ortaya koydu. Hele hele böyle bir kurumsallaşmada çok daha önemli getirisi olacağına inanıyorum."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Paris İklim Anlaşması ile ilgili 2015'te Paris'teyken müzakerelerde sizin Türkiye adına birtakım talepleriniz olmuştu ve yerine getirileceği taahhüdü verilmişti ama hala yerine getirilmedi. Son G20 Zirvesi'nde de siz bu konuda şerh düştünüz. Müzakereler devam ediyor mu? Anlaşmayı Meclis'ten geçirmeyi düşünür müsünüz?" sorusu üzerine, bu konuyla ilgili eski Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in, "Gelişmekte olan ülkeler statüsünde size yapılması gereken destekleri yapacağız." şeklinde verdikleri sözü tutmadıklarını belirtti.

Bunun üzerine konuyla ilgili yapılan her toplantıda, "Sözünüzü tutmadınız. Sözünüzü tutmadığınız için ben buna imza atmam. Ama sözünüzü tutar da Türkiye'ye yapılması gereken desteği yaparsanız, o zaman imzayı atarım." dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi Suudi Arabistan'daki G20 toplantısında yine bunu yerine getiremediler. Hep bize dayatma yapmaya çalışıyorlar. İşte 'Bu 20'de 20 çıksın. Bunu başaralım' diyorlar. Dedim ki 'Yani kusura bakmayın, 20'de 20 çıkacaksa, 20'de 20'nin vereceği onayla bunun çıkması lazım. Siz bu onayı vermiyorsunuz, bizi köşeye sıkıştırıp 'gel işte buna evet' de ve 'Riyad G20 toplantısı başarılı bir şekilde sonuçlandı desinler' diyorsunuz. Hayır. O zaman ne olacak? İşte Paris'teki toplantıda, 'orada şöyle olur, böyle olur vesaire.' Ne oldu? Bizim imzamız olmadan 19'la bu çıkmış oldu. Şimdi Londra'da yapılacak toplantıda bu konu yine önümüze gelecek. Tabii biz orada şerhimizi en geniş manada ortaya koyacağız. Çünkü bizi gelişmiş ülkeler statüsünde tuzağa düşürmek istiyorlar. Olay bu."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hayvanları Koruma Kanunu ile ilgili bir soru üzerine de "Çalışılıyor. Onda şu anda geri adım atma yok. Devam ediyor. Büyük ihtimalle bütçeden sonra herhalde çıkar." diye konuştu.

Ekonomi ve hukukta yeni reform dönemi başlatacaklarına yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine Erdoğan, işsizlik rakamlarının açıklandığını, işsizlikte bir düşüş olduğunu belirtti. Üçüncü çeyrekte büyümede ciddi bir sıçramanın göz önünde bulunduğuna işaret eden Erdoğan, şu anda ibrenin olumlu istikamette geliştiğini vurguladı.

"Her birimin üzerine düşeni hakkıyla yerine getirmesi halinde bizler şu korona döneminde mesafeyi çabuk kapatırız diye düşünüyorum." diyen Erdoğan, Türkiye'nin altyapısının buna müsait olduğunu, bu noktada sıkıntı bulunmadığını dile getirdi. Erdoğan, şöyle devam etti:

"Nasıl ki tüm dünya şu anda bir sıkıntının içinden geçiyorsa tabii ki bunun bizde de yansımaları var. Ama ben şuna eminim daha da iyi olacağız. İhracatta iyi bir konumdayız. Her şeyden önce özellikle teknolojideki gelişmelerimiz, savunma sanayiindeki ihracat kalemlerimiz her an sürekli artmaya devam ediyor. Yani biz leblebi, çekirdek veya buğday gibi ihraç kalemlerine dayalı bir ülke değiliz. Bizim artık Türkiye olarak bundan sonra gücümüz ağırlıklı olarak teknolojiden geliyor. Bu ileri teknoloji hamdolsun Türkiye'yi farklı yere doğru taşıyor. Şimdi bizim bunu çok iyi değerlendirmemiz lazım. Buradan bulacağımız güçle de inşallah kendimizi toparlayacağız. Onun için 2021 çok çok önemli. İnşallah 2022'ye de çok çok farklı girmeliyiz."

Hukuk reformu ve İnsan Hakları Eylem Planı'ndaki takvimin sorulması üzerine Erdoğan, hukuk reformuna yönelik Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantıda her şeyi A'dan Z'ye açıkladığını söyledi. Erdoğan, "Hakimler, savcılar, avukatlar, hepsiyle ilgili neler yapacağız, hak ve özgürlükler konusunda neler yaptık, neler yapıyoruz, neler yapacağız, bunların hepsini açıkladım. Son olarak Adalet Bakanım bütçe müzakerelerinde de açıkladı. Bundan sonraki süreçte de inşallah sürekli bunları açıklamaya ve düzenlemeleri yapmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.

Kovid-19 süreci

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin gözden geçirilip geçirilmeyeceğine yönelik soruya ilişkin Erdoğan, Bilim Kurulunun bu konudaki son durumu değerlendirmek üzere sürekli toplandığını aktardı. Dünyanın her yerinde ciddi bir sıkıntının bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu anda aşılara endekslenildiğine işaret etti. Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Biliyorsunuz şu anda Çin'den ilk etapta 10 milyon doz aşı gelecek, bunu 50 milyona tamamlayacağız. Bunların ödeme planıyla ilgili imzayı da atmış durumdayım. Bu uygulamadan sonra temenni ederiz ki inşallah alınacak olumlu netice zaten kısa zamanda kendini gösterecektir. Ama bütün mesele burada gerek gönüllülük konusuna hassasiyet gösterilmesi gerek 65 yaş üstü ile ilgili planlamalarımıza halkımızın uymasıdır. Bütün bunların dışında yine bir başka olay da şu anda cuma akşamından başlayıp pazartesi sabahına kadar yaptığımız uygulamaya halkımızın uymasıdır. Burada tereddütsüz bir ilgi alaka bekliyoruz. Çünkü Bilim Kurulumuzun da tavsiyesi, 'Evimizde bulunmaktan başka şu an çıkış yolumuz yok' diyorlar. Bir de zaman zaman maalesef bazı yerlerde toplu bulunmalar var ki bu konuda da İçişleri Bakanlığımız çok kararlı. Yine söylüyorum, özellikle bu süreç içerisinde sigara, nargile içenlere, bunların hastalarına tavsiyem bunlardan kaçınmalarıdır. Çünkü sigara da nargile de akciğerin bir numaralı düşmanıdır. Yani doktorlar nereye bakıyor? Akciğer tutulmasına bakıyor. Yani orada bir tutulma varsa diyor ki 'bu ağıra gidiyor, sıkıntı var', şimdi buna da benim vatandaşımın dikkat etmesi lazım. İçme şu meredi ya, sigarayı, nargileyi içme. Kendi kendinin katili oluyorsun."

Bir gazetecinin "Kovid-19 aşısının yan etkilerinden endişe edenler var. Bu konuda neler söylersiniz?" sorusuna Erdoğan, "Ben, inşallah başladığımızda aşıyı olacağım." yanıtını verdi.

Çin aşısına ilişkin endişelerin hatırlatılması üzerine Erdoğan, aşıyla ilgili anlaşmanın yapıldığını, Çin'deki firmanın dünyada kendini ispatlamış bir firma olduğunu belirtti.

Türkiye'nin kendi aşı çalışmalarının da bulunduğunu anımsatan Erdoğan, "Bir de malum Almanya'daki iki Türk'ün, yani Uğur Bey ve eşi Özlem Hanım'ın beraber yaptığı çalışma var, BionTech ve Pfizer çalışması. Üçlemiş olacağız o zaman ama ilk etapta elimize geçecek olan bu Çin'deki firmanın aşıları." Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çin'den gelecek aşılarla ilk adımın atılacağını anlattı.

Bir gazetecinin, bazı bilim insanlarının vaka sayılarının azaltılması için 14 günlük sokağa çıkma kısıtlamasından bahsettiğini aktarması üzerine Erdoğan, "Bizim Bilim Kurulunda öyle bir şey yok. Bilim Kurulunun bize söylediği, şu anda hafta sonlarında, yani 'Cuma akşamı 9'dan itibaren pazartesi sabahı 5'e kadar eve kapanalım' dediği bu. Buna uyuyoruz." şeklinde konuştu.

FETÖ ile mücadele

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, "Haftaya 17 Aralık'ın yıl dönümü. FETÖ ile mücadelede gelinen noktayı bize özetleyebilir misiniz? Çünkü o yargı ve polis darbesi doğrudan sizeydi. Ne düşünüyorsunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Bilmiyorum şu anda muhatap olmaya yönelik bir değerlendirme yapmam doğru olur mu ama biz şu anda FETÖ terör örgütü ile mücadelede, yoğun bir şekilde, emniyet teşkilatı içinde, silahlı kuvvetlerimizin içinde, jandarma teşkilatımızın içinde ne bulursak gereğini yapıyoruz. En son biliyorsunuz 300 civarında yakalandı, alındı. Yine alınmaya devam edecek. Yani biz kimsenin bu terör örgütüyle ilgili ağlamasına, sızlamasına bakamayız ve bu konuda acıma düşünemeyiz. Niye? Çünkü bizim için PKK terör örgütü neyse diğerleri de aynıdır. Bu noktada da görevimiz anında müdahaledir ve bu müdahalemizi de yapacağız. Çünkü bu millet bunlardan çok çekti. Bunlara asla fırsat vermeyeceğiz."

Maliye, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin peşinde Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne büyük zam En fazla at ve eşek eti satılan iller belli oldu Narin cinayetinde 4 sanığın dışında 'korunan' 1 kişi daha var Kremlin'den Esma Esad açıklaması Türkiye'de öğrenciydi memleketinde bakan oldu