Kurum: 31 Mart’ta gelin, sağlam İstanbul’dan yana olun

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Küçükçekmece’de düzenlenen Caferiler ile Sahur Sofrası programına katıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Küçükçekmece’de düzenlenen Caferiler ile Sahur programına katıldı. Murat Kurum konuşmasına, “Bundan yaklaşık 2 ay, 2 buçuk ay önce yine burada dostlarımızla, kardeşlerimizle bir araya gelmiştik ve o zaman da kardeşlerimizin taleplerini, bizden beklentilerini tek tek not aldık. Aslında tüm İstanbul'da, kıymetli milletvekillerimizle birlikte 22 yıldır da bu işleri çözmek için gayret gösteriyoruz.” ifadeleriyle başladı.

“1 Nisan’dan itibaren vatandaşımızın talebini karşılayacağız”

İnanç özgürlüğüne sahip çıkacaklarının altını çizen Kurum, “İstanbul Türkiye'nin özeti. Anadolu'nun, Trakya'nın özetidir. Burası 72 milletten insanımızın barış ve huzur içerisinde yaşadığı kadim bir şehir. Farklı kültürleri, farklı renkleri bünyesinde barındıran aziz bir şehrimizdir. İstanbul'umuzun bu çeşitliliği aslında aynı zamanda kültürümüzü daha da zenginleştiriyor. Toplumumuzu daha bereketli, daha hoşgörülü hale getiriyor. Bu şehre baktığınızda hep söylüyoruz; bu şehir bize Sultan Fatih’in emanetidir. Ve Fatih Sultan Mehmet şehri fethettiğinde herkesin inanç özgürlüğünü koruma altına almış, bunun teminatını da çıkardığı fermanlarla vermiştir. İşte bu anlayışın mirasçısı olarak diyoruz ki; inançlara saygı duymak, inanç özgürlüğüne sahip çıkmak hepimizin sorumluluğu altındadır.” dedi.

İstanbul’da kardeşlik ve barış hukukunu koruyacağını belirten Kurum, “Bizler de 1 Nisan’dan itibaren bu şehirde yaşayan her bir vatandaşımızın talebini, isteğini karşılayacağız. Bizim hizmet anlayışımız kimin nereli olduğuna ve neye nasıl inandığına göre değil, herkesin belediyecilik hizmetlerinden eşit ve adil yararlanması esasına göre olacak. Bütün ilçeleri, semtleri, mahalleleri caddeleri ve sokakları bir göreceğiz. Hiçbir yeri bir diğerinin üzerinde görmeyeceğiz. Herkes bizim biriciğimizdir, özümüzdür, canımızdır. Ve herkesi kardeş olarak göreceğiz. Bu şehirde kardeşlik hukukunu ve barış iklimini daha fazla koruyacak ve daha da güçlendireceğiz.” şeklinde konuştu.

“Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki; trafik çile olmaktan çıkacak sokakları güvenle dolacak”

İstanbul’un kaderine terk edilemeyeceğini vurgulayan Kurum, “90 gündür sahadayız. Aşkla, şevkle, büyük bir heyecanla İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak için çalışıyoruz. Şimdi bu aşkla, bu şuurla İstanbul’umuzu ayağa kaldırmak için, İstanbul’un beş yıllık fetret devrini bitirmek için sahadayız. İstanbul’umuza, hayallerimizin olduğu bu aziz şehre hizmetkar olmak için yollardayız. Biz biliyoruz ki, ancak samimi hayaller muradına kavuşur. Şimdi bu kardeşinizin, Murat Kurum’un da bir hayali var. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, hiçbir hanemizde deprem endişesi kalmayacak, bütün yuvalarımız güvenli hale gelecek. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, trafik çile olmaktan çıkacak. Öyle bir İstanbul hayal ediyoruz ki, sokaklarının huzur ve güvenle dolduğu, gençlerin geleceğe umutla baktığı, kimsenin kendini yalnız hissetmediği bir İstanbul. Size söz veriyoruz; biz İstanbul’umuzu asla ve asla kendi kaderine terk etmeyeceğiz. Milletimizin her anında hep yanında olacağız. Bu söz, onların verip de tutmadıkları sözlere benzemez. Bu söz, eser adamlarının sözüdür, bu söz sağlam adamların sözüdür, bu söz Murat Kurum sözüdür.” sözleriyle konuşmasını sürdürdü.

“Aynı acılar bir daha yaşanmasın diye İstanbul’u depreme hazır hale getirmeliyiz”

Murat Kurum, 5 yıllık bakanlık döneminde kimseyi ötekileştirmeden milletin taleplerini yerine getirdiğini belirtti. İstanbul’da deprem acısının yaşanmaması için gece gündüz çalışacağını söyleyen Kurum, “Hayalimizi, ‘İstanbul Vizyonu’ projemizle paylaştık. İstiyoruz ki; İstanbul'da deprem çilesi olmasın. Biz bir deprem şehriyiz, deprem şehrinde depremle mücadele ederek vatandaşımızın canını, malı korunsun. Yaşadığımız şu son bir asırdaki depremlerde 153 bin canımızı kaybettik. Ben o acıları bizzat yaşamış bir kardeşinizim. Oraya gittiğimizde inanın o acıları, o feryatları duyduğumuzda artık her şeyin bittiği an oluyor. Hiçbir şeyin kıymeti yok, hiçbir şeyin önemi yok. Orada hatıralarınız, yakınlarınız kayboluyor. Hani kızınızı gelin edersiniz o evde bir hatıramız vardır değil mi, büyüdüğünüz, çocukluğunuzu yaşadığınız mahallede bir hatıramız vardır. Oradaki ağaç size bir şey anlatır, sokak sizin gençlik yıllarınızda arkadaşlarınızla vakit geçirdiğiniz sokaktır. Oğlumuzu askere göndeririz gururla ama o gün geldiğinde maalesef o hatıraların yok olduğu bir manzarayla karşılaşıyoruz. İstiyoruz ki; bu acılar bir daha yaşanmasın. Yaşanmaması adına da çalışıp çabalayıp İstanbul’u depreme hazır hale getirmemiz lazım. Burada yapılması gereken tek şey, depremle mücadele

 

etmektir. Gerçekten bir milli güvenlik meselesidir, beka sorunudur. Bu sorunu halletmek için de çalışmak gerekir, çabalamak gerekir. Milletiyle el ele verip nasıl asrın felaketinde tüm kardeşlerimiz, 85 milyon depremzede illerimiz için mücadele ettiyse, aynı anlayışla İstanbul'u da ayağa kaldırmak için mücadele etmek durumundayız. Ben 5 yıllık bakanlık görevinde, 9 yıllık genel müdürlük görevimde bu anlayışla çalıştım. Kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi ayrıştırmadan milletimizin bizden beklentisi neyse o beklentiyi gerçekleştirebilmek için gece gündüz mücadele ettim. Buradaki liyakatli kadrolarla yaptık.” İfadelerini kullandı.

“Asrın felaketini yaşayan kardeşlerimizin evleri 1 yıl sonra teslim edilmeye başlandı”

11 ili etkileyen 6 Şubat depremlerinde yaşadıklarını anlatan Murat Kurum, vatandaşa verdiği sözleri tuttuğunun altını çizdi. Muhalefetin, ‘yapamazsınız, bitiremezsiniz’ dediğini hatırlatan Kurum, “Göreve başladıktan 6 ay sonra Elazığ’da, Malatya’da depremde biz sokakta vatandaşımızla birlikteydik. Birileri o günlerde kayağa gittiğinde, biz Elazığ’ın, Malatya’nın konutlarını yapıyorduk. Ardından Kastamonu'da, Bartın'da, Rize'de seller oldu ve biz yine oradaydık. Milletimize bir söz verdik, hamdolsun o sözü tuttuk, gerçekleştirdik. En son asrın felaketinde de 6 Şubat'ta çok acı bir güne uyandık. 11 ilde hep beraber üzüldüğümüz, hep beraber ağladığımız ama o az önce anlattığım hayatın yeni resmini çizerek bir taraftan da mücadele verdik. Birileri o zaman ağız dolusu vaatler verdiler, ‘bu işleri yapamazsınız, bitiremezsiniz’ dediler ama biz milletimizle el ele verdik. 3 ayda 180 bin konutun inşasını başlattık. Bir yıl geçti, oradaki afetzede kardeşlerimiz yeni evlerine kavuştu. Huzurla, güvenle şimdi yeni evlerinde yaşıyorlar. Çaresizlik kadar zor bir durum yok. O yüzden biz kaderimizi hep birlikte çizmek zorundayız, mücadele edeceğiz. Üstümüze düşen vazifeyi yapacağız, takdir Rabb’imizindir. Bekleyip duramayız, burada mücadeleyi 31 Mart'ta sandığa gittiğimizde birlikte vereceğiz. Sandığa gittiğimizde İstanbul'da deprem çilesi bitsin mi, trafikte yaşadığımız o sorun artık İstanbul'un gündeminden tamamen kalksın mı, bunun kararını vereceğiz. Burada mesele İstanbul, mesele İstanbul'un geleceği. Biz istiyoruz ki; İstanbul'da yaşayan her bir kardeşimiz huzur içerisinde, güven içerisinde yaşasın. Bu şehir hepimizin, paylaşılmayacak hiçbir şeyimiz yok. Her şeyi paylaşırız yeter ki o samimiyeti, o içtenliği hep birlikte gösterin. Be İstanbul'umuzu, ne de 81 ilimizi asla ve asla kaderine terk etmedik. Milletimizin her anında hep yanında olduk ve milletimize bir söz verdik. Dedik ki; ‘Gazi Mustafa Kemal’in hayal ettiği o muasır medeniyetler seviyesine ülkemizi çıkarmak için gece gündüz çalışacağız.’ 22 yıldır da bu sözleri tutmak için çalışıp, çabalıyoruz. Bu söz, açık söylüyorum 81 ile gitmiş, 550’yi aşkın ziyaret gerçekleştirmiş ve her afette milletin yanında olmuş bir kardeşinizin sözü. Millete söz vermiş; ‘bir yıl içerisinde sağlam, güvenlikli konutlarınızı yapacağız’ deyip o konutları teslim etmiş, 5 yıllık süreçte 365 bin sosyal konutu başlatmış, İstanbul'da 173 bin kentsel dönüşüm projesini 39 ilçede vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde yürütmüş bir kardeşinizin sözü. 81 ile hizmeti olan, eseri olan bir kardeşiniz olarak ifade ediyorum ve o yüzden bugün İstanbul'a bir söz veriyorum; bu söz Murat Kurum sözü, bu söz eser adamlarının sözü, bu söz sağlam adamların sözü.” ifadelerini kullandı.

“Verilen vaatler bile hatırlanmıyor, verilen sözlerin unutulduğu bir İstanbul sürecini yaşıyoruz”

İstanbul’un hakkının İstanbul’a verilmesi gerektiğini, vurgulayan Kurum, “Biz hep sözlerimizi tutarak, eserlerimizle milletimizin karşısına çıktık. Bundan sonraki süreçte de biz hiçbir zaman algının, polemiklerin içerisinde olmayacağız. Dedikoduların tarafında olmayacağız. Hep iş yapan, eser yapan tarafta olacağız. Bugün buraya gelip sizlere bir söz veriyorsak, o sözü tutmak için gece gündüz sokakta olacağız, milletimizin yanında olacağız. Biz böyle çalıştık ve 1 Nisan'dan sonra da bu kardeşiniz bu anlayışla çalışacak. Herkesi kucaklayan, herkese o samimiyeti, sevgiyi gösteren, söz verip o sözleri unutmayan, sözleri gerçekleştirmek için tüm arkadaşlarıyla çalışan anlayışta olacak.

Her gün şunu duyacaksınız; ‘acaba Murat Kurum ve arkadaşları bugün nerenin temelini atıyorlar?’, ‘Murat Kurum ve arkadaşları bugün nerenin açılışını yapıyorlar.’ 5 yıllık fetret dönemini sizlerle birlikte bitireceğiz. Bugün verilen vaatler bile hatırlanmıyor, verilen sözlerin unutulduğu bir İstanbul sürecini yaşıyoruz. İstanbul sevgi bekler, şefkat bekler, ilgi bekler, alaka bekler. İstanbul hiç kimsenin bir rant aracı olamaz, İstanbul bir basamak olarak görülemez, İstanbul’un kaynakları Cumhuriyet Halk Partili Belediye’nin yaptığı gibi, kendi geleceğiniz için harcanmaz. İstanbul'un hakkını İstanbul'a vereceksiniz, İstanbullulara vereceksiniz. 5 yıllık süreçte İstanbul Büyükşehir Belediyesi buradaki meydanı yapsaydı kötü mü olurdu? Biz bugün derdik ki; ‘geldik hakikaten adamlar çalışmış, yapmışlar.’ Halbuki bugün burada neyi konuşuyoruz; Aziz Yeniay Başkan’ım zamanında başlatılan camimizin, külliyemizin inşaatının niye yarım kaldığını konuşuyoruz. Ne zaman başlamış temeli; 2009’da. Burada Büyükşehir Belediyesi’nin desteği olsa, çok daha güzel bir şekilde bu ihtiyaçlarımızı gidersek, ibadetlerimizi yapsak kötü mü olacak?” dedi.

Murat Kurum, 2019’da verdiği vaatleri unutan mevcut İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi. Kurum, “Hani her şey güzel olacaktı? Hani herkes mutlu olacaktı, huzurlu olacaktı? Nerede bu sözler, hepsi unutuldu. Bugünü unutmayın, ben buraya geldim ve hocam diyor ki; avlunun yapılması lazım. Hocam diyor ki; bizim gençlerimizin, çocuklarımızın spor tesisinde huzurla vakit geçirmesi lazım. Ben de diyorum ki; ‘ben Murat Kurum’sam, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığına oturduğumda burada Caferi kardeşlerimizin hiçbir endişesi olmayacak. Sizlerle birlikte eyleme geçeceğiz. Ne eksiğimiz varsa, ne sorunumuz varsa masada oturacağız birlikte karar vereceğiz. Birlikte o icraatlarımızı yapacağız. Bizim çalışma anlayışımız bu. Ki; bir önceki ziyaretimizde de aynı anlayışla buraya geldik. Bundan sonra da 1 Nisan sabahı biz bu anlayıştan hiç ama hiç uzaklaşacağız. Mesele Murat Kurum meselesi değil, mesele evlatlarımızın, çocuklarımızın gelecek meselesi. Bu ülkenin huzuru, bu ülkenin güvenliği, bu şehirde yaşayan her bir insanımızın geleceğe güvenle bakması. Biz bunun için çalışıyoruz, çabalıyoruz.” şeklinde konuştu.

“Sel olduğunda ne ilçe Belediyesi vardı ne de Büyükşehir Belediyesi”

Küçükçekmecelilerin selde mevcut İBB yönetimi tarafından yalnız bırakıldığını söyleyen Murat Kurum, “31 Mart geldiğinde, bir tarafta 5 yıllık süreçte İstanbul'a unutanlar olacak, diğer tarafta 5 yıllık süreçte 81 ile gitmiş ve hizmet yapmış bu kardeşiniz olacak. Bir tarafta 230 km metro sözü verip 17,88 km metro yapanlar, bir tarafta da İstanbul'un trafik çilesini bitirecek bu kardeşiniz olacak. Bir tarafta İstanbul'un kaynaklarını israf edenler olacak, diğer tarafta İstanbul'un kaynakları ‘yetimin hakkıdır’ diyerek kendi malı gibi koruyacak, kollayacak olan bu kardeşiniz olacak. Küçükçekmece’nin hali ortada, 5 yıllık süreçte maalesef bizim bıraktığımız dönemden geriye gitmiş. Halbuki ne uğraşlar verdik. Ben burada yaşadım, burada çalıştım. Birçok sokakta emeğim var, alın terim var. Okullar yaptım, hastaneler yaptık, konutlar yaptım, parklar yaptım. Üstüne sen de bir şey koy. Sel olduğunda buraya geldim, milletvekili vatandaşlarımızın ne ihtiyacı var diye geldim, baktım ne ilçe Belediyesi var, ne de Büyükşehir Belediyesi var. Sen selde gelmeyeceksin, karda balıkçıda büyükelçiyle yemek yiyeceksin, vatandaşın zor gününde tatilde olacaksın, sen ne zaman Belediye Başkanlığı yapacaksın. Böyle bir anlayışla İstanbul yönetilebilir mi? Böylesi aziz bir şehre hizmet edilebilir mi?” ifadelerini kullandı.

“31 Mart’ta gelin, sağlam İstanbul’dan yana olun”

İstanbullu seçmene, ‘şehrine oy ver ki; hizmet bulsun’ diyerek seslenen Kurum, “Buradan İstanbul’umuzun güzel insanlarına sesleniyorum. 31 Mart’ta gelin, Gerçek Belediyecilikten yana olun.

31 Mart’ta gelin, İstanbul’un geleceğinden yana olun. 31 Mart’ta gelin, sağlam İstanbul’dan yana olun. Her oy bir tohumdur. Hizmet görürse yeşerir, emek verilirse fidan olur, karşılık bulursa orman olur. Haydi İstanbul şehrine oy ver. Şehrine oy ver ki, İstanbul; hizmet bulsun, huzur bulsun, mutluluk bulsun. Sen yaparsın, sen cesursun. Çünkü sen İstanbul’sun. İstanbul'un geleceğine sahip çıkalım. Belediye başkanına ulaşamama, hizmetleri alamama veya bu hizmetleri alamadığından dolayı hiçbir Caferi kardeşimizin boynu öne edilmeyecek. Hep birlikte kazanacağız.” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’a Cumhur İttifakı Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Aziz Yeniay, TBMM Komisyon Başkanı Cüneyt Yüksel, Caferiler Derneği Başkanı Hasan Babur ve Türkiye Caferiler Lideri Selahattin Özgündüz eşlik etti.

İstanbul Valiliğinden okul saatlerine yılbaşı düzenlemesi Tarım Bakanı Yumaklı'dan fahiş fiyat uyarısı En düşük emekli maaşı zamlanacak mı? Esad beceriksiz olduğu için iktidar değişti Olmayan daireleri onlarca kişiye sattılar Nevzat'ın cezasına itiraz edeceğiz