Liderlerden 30 Ağustos mesajı

30 Ağustos Zafer bayramı nedeniyle liderler mesaj yayımladı

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan Büyük Taarruz’un 96 yılı anılıyor. Liderler 30 Ağustos Zafer bayramı nedeniyle mesaj yayınladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yeni Zaferlerin Eşiğindeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, Türk milletine bu zaferi armağan eden Kurtuluş Savaşı'nın Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve ordunun tüm mensuplarını rahmetle, tazimle, şükranla yad etti, şehitlere ve gazilere Allah'tan rahmet diledi.

Ağustos ayındaki zaferler zincirinin son halkasının, Türk milletinin istiklalini ve istikbalini koruma konusundaki kararlılığının sembollerinden biri olarak tarihteki yerini aldığına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Malazgirt'le başlayan Anadolu'yu kendimize vatan kılma mücadelemizin asla bitmeyeceğini, en zor dönemimizde 7 düvele karşı verdiğimiz Çanakkale Savaşı ile ilan etmiştik. 30 Ağustos Zaferi, bu kararlılığımızın yeni bir şahlanışa dönüşmesinin adıdır. Türk milleti, 15 Temmuz'da, emperyalist heveslere karşı istiklalini ve istikbalini koruma hususundaki azmini bir kez daha dünyaya göstermiştir. Tarihimizin her döneminde olduğu gibi bugün de kendimizle birlikte umudunu bize bağlamış tüm mazlumlar ve mağdurlar için mücadele ediyoruz.Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması, bizimle birlikte tüm coğrafyamızın geleceğine yön verecektir. Diğer zaferlerimiz gibi, 30 Ağustos da bize, şartlar ne kadar zor olursa olsun başarıya ulaşma konusunda önümüzde daima açık bir yol bulunduğuna işaret etmektedir. Geçtiğimiz 16 yılda ülkemizin kat ettiği mesafe, bize bunun mümkün olduğunu göstermiştir. Bugün de yeni zaferlerin, yeni başarıların eşiğinde bulunduğumuza inanıyorum. Türkiye'ye ve Türk milletine güvenenlerle birlikte mutlaka bu mücadeleyi de kazanacağız. Bu vesileyle bir kez daha, şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun

Yıldırım: Altın Harflerle Kayıtlı

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla mesaj yayımladı.

Necip milletin tarihindeki en büyük destanlardan birinin İstiklal Savaşı olduğunu belirten Yıldırım, hürriyet ve istiklali korumak gayesiyle emperyalist güçlere karşı yazılan bu destanın, şanlı tarihe altın harflerle kaydedildiğine işaret etti.

Yıldırım, "19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'dan verilen işaret ile başlayan ve 30 Ağustos 1922 tarihinde kazandığımız büyük zafer ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun temeli atılmıştır. Afyon Kocatepe’de kazanılan zafer ile şanlı milletimizin tarihin öznesi olduğu ve milletler ailesinin şerefli bir üyesi olduğu bütün dünyaya ilan edilmiştir." değerlendirmesinde bulundu.

Atatürk'ün Büyük Taarruz sabahı Kocatepe'deki gözetleme yerindeki fotoğrafı Genelkurmay arşivinde.

26 Ağustos'ta Afyon Kocatepe'den başlatılan büyük taarruzun, 30 Ağustos'ta Dumlupınar'da zaferle taçlandırıldığına değinen Yıldırım, şunları kaydetti:

"İstiklal Savaşı'nın son safhasını teşkil eden savaşta, düğüne gider gibi şehadete koşan kahraman ordumuzun önünde hiçbir engelin duramayacağı bütün dünyaya gösterilmiştir. Tarihinde esaret yüzü görmemiş asil milletimiz, varlığını hedef alan saldırılar karşısında büyük bir sorumluluk şuuru ile hareket ederek, istikbalini karartmak isteyen şer güçlerine fırsat vermemiştir. Bu şuurun en müşahhas örneklerinden biri de 15 Temmuz 2016'de yaşanmıştır. Bağımsızlık ve hürriyet aşığı ecdadımızın mücadele ruhundan aldığı şuur ile hareket eden milletimiz, istilacı, işgalci emperyalistlerin devletimize sinsice sızan iş birlikçileri eliyle gerçekleştirmek istedikleri darbe girişimini bastırarak büyük bir vatanseverlik örneği sergilemiştir."

30 Ağustos Zafer Bayramı'nın, coşku, heyecan ve gururu hatırlattığını bildiren Yıldırım, 96 yıl önce yaşanılan zaferin, bugün de aynı övünçle kutlandığını vurguladı.

Yıldırım, dünyanın bütün mazlum milletlerinin bağımsızlığa olan inancını kuvvetlendiren büyük zafer vesilesiyle Başkomutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İstiklal Savaşı'nın gazi ve şehitlerini rahmet, minnet, şükranla andı.

Kılıçdaroğlu: Tüm Kahramanlarımızı Anıyorum

Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında, 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü başlayan Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da ulaşılan zaferle tamamlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Başkomutan Mustafa Kemal’in, kazanılan zaferi 1 Eylül 1922 tarihli telgrafıyla Türk Milletine “Garp cephesinde 26 Ağustos’ta başlayan taarruzumuz Afyonkarahisar, Altuntaş, Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti. TBMM ordularının yiğitliği, şiddeti ve süratiyle, zalim ve mağrur düşman ordusunun ana unsurları akıllara dehşet verecek katiyetle imha edildi” sözleriyle duyurduğunu aktardı.

Ülkesini düşmanlardan kurtarmış bir kahraman olarak Ankara’ya geri dönen Mustafa Kemal’in, 4 Ekim 1922’de TBMM kürsüsüne çıkarak bir yıl içinde kuracağı Cumhuriyetin yol haritasına ilişkin bir konuşma yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün, “Bugün artık Misak-ı Milli’nin çizdiği sınırlar içinde, mutlu, rahat ve hür yaşamak için her ne gerekse, bunların hepsini elde edeceğiz. Düşman elleriyle viran olmuş ve milletimiz tarafından her köşesini kurtarmak için seve seve can verilmiş ve çocuklarımızın kanıyla sulanmış olan yurdumuzun ufkunda artık barışın tatlı güneşi gecikmeyecektir” ifadelerini kullandığını anımsattı.

Kılıçdaroğlu, savaş meydanlarından zaferlerle çıkmış Mustafa Kemal’in özlemini duyduğu “Barışın tatlı güneşi”nin, büyük şair Nazım Hikmet’in “Kuvayi Milliye Destanı” adlı eserinde yer alan “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim” dizelerine de esin kaynağı olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Mustafa Kemal için 30 Ağustos, askeri bir zafer olmanın da ötesinde ‘Kayıtsız şartsız milletin olacak egemenliğe’ aralanan tarihi bir dönüm noktasıdır. Bu nedenledir ki tüm cumhuriyetçilerin ve demokratların, herkes için adalet ve huzur talep edenlerin, ülkemizin içinden geçtiği bu karanlık dönemde, ‘vazgeçtim’ deme lüksü yoktur. Tek adam rejimine karşı kararlılıkla ‘demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti’ ülküsünü savunacak, Atatürk’ün kimsesizlerin kimsesi olarak nitelendirdiği Cumhuriyetimizi demokratikleştireceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle, başta 30 Ağustos Zaferi’ni kazanan ve büyük dehasıyla ülkemizin geleceğine ışık tutan Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm kahramanlarımızı ile tüm terör şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.”

 Bahçeli: Operasyonları Engellemek Türkiye’nin Var Oluş Sebebidir

MHP Genel Başkanı Bahçeli, “30 Ağustos Zafer Bayramı” dolayısıyla mesaj yayımladı. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 96. yıldönümünün muazzez bir heyecan, müteyakkız bir hissiyat, müstahkem bir iradeyle kutlandığını ve idrak edildiğini belirten Bahçeli, aziz Türk milletinin 96 yıl önce Dumlupınar’da muhteşem bir zafere, yankıları halen devam eden göğüs kabartıcı bir başarıya imza attığını ifade etti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının öncülüğünde yapılan Kurtuluş Mücadelesi’nin 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile zirveye taşındığını, bu vesileyle söken zafer şafağının son Türk yurdunun talihini, kaderini ve geleceğini pırıl pırıl aydınlattığını kaydeden Bahçeli, "Esaret zincirleri parçalanmış, emperyalist hevesler paralanmış, düşman tasallutu pençelenmiş, küresel abluka milletimizin tertemiz ve imanlı mücadelesiyle çok şükür püskürtülmüştür. 30 Ağustos, Türk vatanını tahakküm altına almak isteyen müstevlilerin bozguna uğratıldığı kutlu bir gün olarak tarihe geçmiştir. Türk milleti istiklal ve istikbaline sahip çıkmış, kendi geleceğine bizzat kendisinin yön vereceğini aziz varlığının kefaretiyle göstermiştir" ifadelerini kullandı.

Bahçeli, 30 Ağustos zaferiyle; 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Limanı’nda imzalanan teslimiyet antlaşmasının ve 10 Ağustos 1920’de dayatılan Sevr ihanetinin Dumlupınar’da tarihin çöplüğüne atıldığını dile getirerek şunları kaydetti:

"Bu zaferle aziz milletimiz muhasım odaklara haddini bildirmiş, Anadolu’yu ilelebet bir Türk yurdu olarak belgelemiş ve belleklere yerleştirmiştir. Türksüz millet, milletsiz vatan, vatansız insan yığını planlayanlar geldikleri gibi def edilmişlerdir. İstiklalimize kara çalmaya, itibarımıza leke düşürmeye cüret eden iç ve dış karanlık mihraklar hak ettikleri ibretlik dersi almışlardır. Bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti cemre gibi yüreklere düşmüş, yeni bir diriliş müjdesi, yeni bir yükseliş mükafatı milletimizin azim ve iradesiyle tezahür etmiştir. 30 Ağustos; köşeye sıkışmış, işgale uğramış, bağrı delinmiş, bitkin düşmüş, darda kalmış, şehit olmuş, canı yanmış bir milletin neleri başarabileceğini, hangi müşkülat ve mihnetleri aşabileceğini net olarak göstermiştir."

30 Ağustos ruhunun milli vicdanda hala canlı olduğunun altını çizen Bahçeli, "Bu ruh zulme karşı güvenlik zırhı, hıyanet ve melanete karşı en emin sığınak ve direnç kaynağıdır. Çevremizde sahnelenen küresel ve bölgesel ayak oyunlarına karşı 30 Ağustos şuuruyla hareket edip beka ve birliğimizi tehdit eden riskli gelişmelere karşı tedbir almamız acil bir zarurettir. Özellikle İdlip merkezli kaynama ve karışıklığın dikkat ve titizlikle takibi, ülkemizi olumsuz etkileyecek muhtemel göç hareketlerinin ve sıcak çatışma ortamının her türlü ihtimali göz önüne alarak değerlendirilmesi milli güvenlik ihtiyacıdır. Siyasi ve ekonomik bekamızı üst düzeyde tehlikeye atan zincirleme oluşum ve operasyonları engellemek Türkiye Cumhuriyeti Devleti için var oluş meselesi, hayat ve varlık mevzusudur. Unutulmasın ki; bu vatan için, bu millet için, bu şanlı bayrak için candan, yardan ve serden vazgeçmeye hazır ve kararlı olan Türk milleti bizzat kendi müstakbelinin güvencesi, yenilmeyecek muazzam gücüdür" dedi.

Bahçeli, mesajında şu ifadeleri kullandı:

"Ecdadımızın kahramanlık ve fedakârlıkları, bizlere emanet ettikleri milli ve manevi kazanımların yaşatılması hem övüncümüz, hem de muhafaza konusunda yeminli olduğumuz tarihi görevler arasındadır. Türk milleti, aleyhine olacak şekilde gittikçe daralan küresel emperyalist çemberi kıracak basiret ve yeterliliktedir. Hiç kimse ülkemiz ve milletimiz üzerinde yanlış hesaba yeltenmemeli, sabrımızı daha fazla test etmeye kalkışmamalıdır. Kafkaslar’dan Hicaz çöllerine, Çanakkale’den Yemen’e, Galiçya’dan Dumlupınar’a kadar insanlığa dik duruşu, bağımsızlık onurunu gösterip öğreten milletimiz karşısına çıkacak her külfeti aşacak, her zorluğu alt edecek muktedir vasfa sahiptir. Türk milleti, dün olduğu gibi bugün ve yarın da bekasına sahip çıkacak, aziz vatan üzerinde sinsi plan yapanların tezgahlarını bozarak başlarına geçirecek cesaret ve dirayettedir."

Bahçeli, bu duygu ve düşüncelerle, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladığını, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün kurucu kahramanları; büyük Türk milleti için canlarını seve seve feda eden aziz şehitleri rahmet, şükran ve minnet duygularıyla andığını ifade etti.

Akşener: Karakterimizin Simgesi

Meral Akşener sosyal medya hesabı Twittier üzerinden, "Karakterimizin simgesi, özgürlük ve bağımsızlığımızı kazandığımız 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun" mesajını paylaştı.

Bakanı Akar: Destansı Mücadele

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, tarihi boyunca hür ve bağımsız yaşamış asil Türk milletinin vatanını işgal edenlere karşı kazandığı Büyük Zafer'in 96'ncı yıl dönümünü ile Türk Silahlı Kuvvetleri Günü'nü kutlamanın onur ve heyecanını yaşadıklarını belirtti.

Asil Türk milletinin ebedi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde 1919'da Samsun'da başlattığı istiklal mücadelesinin, en zor şartlara ve imkansızlıklara rağmen büyük bir kahramanlık destanı yazılarak 30 Ağustos'ta zaferle sonuçlandırıldığını anımsatan Akar, "30 Ağustos, esaret zincirine vurularak yok edilmek istenen bir milletin 'Ya istiklal ya ölüm' parolasıyla başlattığı ve yedi düvele karşı verdiği destansı mücadelenin zaferle taçlandığı gündür. Kahraman Türk ordusu, 26 Ağustos sabahı 'bizim' olanı, düşmanın elinden almak için Kocatepe'den Afyon Ovası'na coşkun bir sel gibi akıp düşman birliklerini bozguna uğratmış ve 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da zafere ulaşmıştır." ifadelerini kullandı.

Bu zaferle Türk milletinin işgalcilere karşı vatanını, bayrağını ve kutsal değerlerini canı pahasına koruyacağını tüm dünyaya göstererek, esaret altında yaşayan mazlum milletler için umut kaynağı olduğuna işaret eden Akar, 26 Ağustos 1071'de Malazgirt Meydan Muharebesi’nde kazandığı zaferle Anadolu'yu vatan yapan asil Türk milletinin, yine bir 26 Ağustos'ta başlattığı ve 30 Ağustos 1922'de kazandığı zaferle Anadolu'nun ebediyen bir Türk yurdu olarak kalacağını tüm dünyaya ilan ettiğini ve ilelebet payidar olacak Türkiye Cumhuriyeti'nin inşa sürecini başlattığını vurguladı.

Atatürk'ün Büyük Zafer'e ilişkin, "Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat, Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun Başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur." sözlerini anımsatan Bakan Akar, mesajında şunları kaydetti:

"Bu zafer, binlerce yıllık Türk kültürü içerisinde şekillenen ordu-millet anlayışının da en önemli tezahürlerinden biridir. 2 bin 227 yıllık köklü bir gelenekten gelen ve asil milletimizin bağrından çıkan kahraman Türk ordusunun, Çanakkale'de ve Dumlupınar'da gösterdiği vatanını ve milletini koruma azmi, bugün de aynı azim ve kararlılık ile devam etmektedir. Türk Silahlı Kuvvetleri, asil milletimizin sevgi ve güveninden aldığı güçle, bayraklaşan vatan topraklarının bütünlüğü ve güvenliği ile milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için gece gündüz, yaz kış, dağ bayır demeden FETÖ, PKK/KCK/PYD-YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleri başta olmak üzere, her türlü tehdit ve tehlikeye karşı 'Ölürsem şehit, kalırsam gazi' anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir. Bu mücadele, en son terörist yok edilinceye kadar, yurt içinde ve sınır ötesinde aralıksız devam edecektir."

Bakan Akar, çukur ve diğer terörle mücadele operasyonlarıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları'nı bu kararlılığın en önemli göstergesi olarak nitelendirerek, "Şanlı tarihimizdeki büyük zaferlerden ilham alan Türk Silahlı Kuvvetleri, bu azim ve kararlılık içerisinde binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen köklü gelenekleri, sahip olduğu milli ve manevi değerleri ile anayasa çerçevesinde ve yasalar doğrultusunda milletinin emrinde ve görevinin başındadır." değerlendirmesini yaptı.

"Peygamber Ocağı" olarak da bilinen Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, her geçen gün daha da geliştirilmekte olan yerli ve milli savunma sanayiye dayalı imkan ve kabiliyetleriyle etkin, caydırıcı ve saygın bir ordu olarak ülkede, bölgede ve dünyada güvenlik, barış ve istikrara katkı sağlamayı sürdüreceğine işaret eden Hulusi Akar, 30 Ağustos günlerinin, aynı zamanda "Türk Silahlı Kuvvetleri Günü" olması dolayısıyla TSK'da bir üst rütbeye terfi etme heyecanının ve görevi tamamlamanın huzuru içinde emekli olma gururunun yaşandığını belirtti.

Milli Savunma Bakanı Akar, terfi edenleri kutladı, emekliye ayrılanlara hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir hayat temenni etti.

Kılıçdaroğlu, 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında, 26 Ağustos 1922 Cumartesi günü başlayan Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da ulaşılan zaferle tamamlandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Başkomutan Mustafa Kemal’in, kazanılan zaferi 1 Eylül 1922 tarihli telgrafıyla Türk Milletine “Garp cephesinde 26 Ağustos’ta başlayan taarruzumuz Afyonkarahisar, Altuntaş, Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti. TBMM ordularının yiğitliği, şiddeti ve süratiyle, zalim ve mağrur düşman ordusunun ana unsurları akıllara dehşet verecek katiyetle imha edildi” sözleriyle duyurduğunu aktardı.

Ülkesini düşmanlardan kurtarmış bir kahraman olarak Ankara’ya geri dönen Mustafa Kemal’in, 4 Ekim 1922’de TBMM kürsüsüne çıkarak bir yıl içinde kuracağı Cumhuriyetin yol haritasına ilişkin bir konuşma yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, Atatürk’ün, “Bugün artık Misak-ı Milli’nin çizdiği sınırlar içinde, mutlu, rahat ve hür yaşamak için her ne gerekse, bunların hepsini elde edeceğiz. Düşman elleriyle viran olmuş ve milletimiz tarafından her köşesini kurtarmak için seve seve can verilmiş ve çocuklarımızın kanıyla sulanmış olan yurdumuzun ufkunda artık barışın tatlı güneşi gecikmeyecektir” ifadelerini kullandığını anımsattı.

Maliye, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin peşinde En fazla at ve eşek eti satılan iller belli oldu Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne büyük zam Narin cinayetinde 4 sanığın dışında 'korunan' 1 kişi daha var Kremlin'den Esma Esad açıklaması Türkiye'de öğrenciydi memleketinde bakan oldu