Mankurt ne anlama geliyor? Mankurt kimlere denir?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşması sırasında söylemiş olduğu Mankurt kelimesi merak edilmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması sırasında mankurt kelimesini kullandı. Bu kelimeyi duyanlar ne anlama geldiğini araştırmaya başladı. Peki ya mankurt ne anlama geliyor? Mankurt kimlere denir?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Mankurt Açıklaması
"Türkiye'de Kimsenin Can ve Mal Güvenliği Yok" Diyen CHP'li Vekile Sert Çıktı: Mankurt
Ülkemizde kendinize ideal olarak seçebileceğiniz pek çok iyi örnekle birlikte kesinlikle uzak durmanız gereken kötü örneklerle de karşılaşabilirsiniz. Türkiye’nin başına musallat edilen terör örgütlerinin hedefinde öncelikle genç dimağlar olur. Şayet terör örgütleri sizlere de bulaşırsa, ölçünüz gayet açık olsun. Her kim ki size, annenize, babanıza rağmen bir şey yaptırmak istiyorsa onlardan uzak durun. Her kim ki sizi tarihinize, kültürünüze, değerlerinize aykırı bir takım fikirlerle zehirlemeye çalışıyorsa onlardan uzak durun. Her kim ki sizi ülkenize, milletinize, devletinize karşı kışkırtıyorsa onlardan uzak durun. Bunların hiçbirinin de bizim dünyamızda, inancımızla, bizim töremizle ilgisi yoktur. Annesine, babasına saygı duymayan bir ferdin ne milletine ne insanlığa faydası olur. Tarihini bilmeyen veya yanlış bilen, medeniyetinin ışığından nasibini almamış bir gencimizi geleceğimizin teminatı olarak göremeyiz. Hele hele milletine ve devletine ihanet eden hiç kimsenin… sözünü etmeye bile değmez bunlar. Maalesef bu tür kötü örneklere rastlayabiliyoruz.
Milletvekili sıfatı taşıyan bir tanesi bizim uluslararası yatırımcıları ülkemize davet etmesine ‘Türkiye’de kimsenin can ve mal güvenliği yok’ diye mesajla cevap vermiş. İşte bu tam bir kötü örnektir. Yahu benim torunum bile diyor ki ‘Bunlar kötü değil mi dede’ diyor. Gerçi bunlara en güzel cevabı yarın Mersin’de 20 milyar dolarlık yatırım olan Akkuyu nükleer santralinin temel atma töreniyle vereceğiz. Ancak böyle bir zihniyetin sorgulamasını da mutlaka yapmamız gerekiyor. Bu malum kişiler için kendisiyle çeşitli defalar sohbet etme imkanı da bulduğum merhum Cengiz Aytmatov’un romanında geçen ve zaman zaman kullandığım bir benzetme var. Biz bunlara mankurt diyoruz. Mankut, beyni iğdiş edildiği için kendi toplumunu, halkını hatta kendi ailesini düşman gören, onlara saldıran kişi demektir. İşte bunlar mankurt. Her terörist bir mankurttur.
Ülkesinin aleyhine çalışanlar da birer mankurttur. Bunlar kimi zaman işte bu şekilde siyasetçi kılığına bürünüp dünyaya ülkesini kötüler. Nerede bunun genel başkanı? Niye kalkıp da ‘sen ne diyorsun, nasıl böyle bir şey söylersin’ diyor mu? Tam aksine cepheye sürüyor, arkadan da ona sufle ediyor. Bunlar kimi zaman öğrenci kılığına girip, şehitlerimizin anılmasını engellemeye de kalkar. Eline silah alıp doğrudan devletine saldırır. Zihinler aynı hastalıkla malüldür. Biz tüm hayatımız boyunca evlatlarımız bu zihniyetin tuzağına düşmesin, mankurtlaşmasın diye çalıştık, mücadele ettik. Burada ve gittiğimiz her yerde evlatlarımızın gözlerindeki heyecanı azmi gördükçe mücadelemizin boşa gitmediğini anlıyorum.
Erdoğan'ın daha önceki mankurt açıklaması:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Mankurt' ifadesinin yer aldığı konuşmasının ilgili bölümü ise şu şekilde:
"Almanya Başbakanı Türkiye’ye geliyor. Bir güruh çıkıp ‘gelmeyin, bu Erdoğan ve Davutoğlu’na destek anlamına gelir’ diyor. Bu girişimin adı 5. Koldur. Bu girişimdekilere ben ‘mankurt’ diyorum. Bu güruhtakilerden bir kısmı kamuda görev yapan, devletten maaş alan kişiler olmalarıdır."
Mankurt ne anlama geliyor? Mankurt kimlere denir?
Mankurt, "köle" anlamında kullanılan bir kelime.
TDK'ya göre mankurt: Ulusal kimlikten uzaklaşan, içinde bulunduğu topluma yabancılaşan.
İnsanlar nasıl mankurta dönüştürülür?
Bilinçsiz köle anlamına gelen mankurt, eski dönemde insanları köleleştirmenin bir yöntemi olarak kullanılıyordu. 'Mankurt' haline getirilmek istenen insanın saçları kazınıp başına devenin boyun derisi gerdirilerek geçirilir ve güneş altında birkaç gün bekletilirdi. Devenin derisi kafatasına yapışan insanın saçları uzayamaz hale gelir ve bir süre sonra saçlar kafatasının içine doğru uzayarak kişiye büyük acılar vermeye başlardı. Bu acılar neticesinde 'Mankurt' ismini alan insan, anne ve babasını dahi tanıyamaz hale gelir ve kendisine söylenen herşeyi sorgusuzca yapan bir köle haline getirilirdi.
Tarihte Mankurtlar
Mankurt - Türk, Altay ve Kırgız efsanelerinde bahsedilen bilinçsiz köle. Mankurt haline getirilmek istenen kişinin başı kazınır, başına ıslak deve derisi sarılır ve böylece elleri kolları bağlı olarak Güneş altında bırakılır. Deve derisi kurudukça gerilir. Gerilen deri başı mengene gibi sıkar ve inanılmaz acılar vererek aklını yitirmesine neden olur. Böyle bir kişi bilinçsiz ve her istenen şeyi sorgusuzca yapan bir köleye dönüşür.
Cengiz Aytmatov'un 1980 yılında yazdığı Gün Olur Asra Bedel adlı eserinde, Orkun Uçar'ın ise Metal Fırtına 2 / Kayıp Naaş adlı eserinde Kırgız destanlarından yararlanarak güncelleştirdikleri bir kişiliktir. Mankurt bazı işlemler sonucu öz benliğini yitirerek kendisini kimliksizleştiren düşmanının kuklası haline gelmiş bir zavallı insan tipidir. Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" adlı eseri pek çok Batı diline ve Türk lehçelerine çevrilip yaygınlaşırken "mankurt" kavramı da kabul görerek literatüre girmiş ve “mankurt” ve “mankurtlaştırma” temaları yaygınlaşmıştır. Fransa'da V. Lackhine tarafından "yılın kitabı" olarak gösterilen[kaynak belirtilmeli] Aytmatov'un "Gün Olur Asra Bedel" eserinden yapılan iktibasla "Mankurtizm" "sosyal kimlik değiştirme ve öz köküne yabancılaşma" temalarını karşılayan bir terim olarak sosyal psikoloji literatüründe yerini almıştır.
Çağdaş Sovyet Kazak şairlerinden Muhtar Şahanov "Yenilen Galip ya da Cengiz Hanın Halası" konulu Otrar manzumesi’nin doğuşunu anlatırken şunları söylemektedir: "Eserimizde kültür tarihimize derin kökler salmanın bizler için pek önemli olduğunu anlatmak istiyordum. Her insanın doğduğu yere sıkı sıkıya bağlı olması gerekir. Bunsuz büyük çaplı yazar olmaz. Köksüz insanlar ortaya çıkınca "mankurtizm" hali olur." Eski Türk, Kazak ve Kırgız destanlarından edinilen bilgi ve Orta Asya Mitlerine göre "Mankurt" dönemin Orta Asya halkları arasında çok yaygın bir İşkence ve zihin kontrol yöntemiydi.
Bir insanı mankurt yapmak istediklerinde:
O kişinin kafası (saçları) iyice kazınır, kafasına devenin boyun derisi iyice gerdirilirek geçirilir ve kafasında deve derisi bulunan Mankurt adayı sıcak çölde güneş altında birkaç gün bırakılırdı. Böylece sıcağın etkisiyle deve derisi büzülür ve kafaya iyice yapışır. Deve derisinin artık kafa derisiyle bütünleşmeye başlamasıyla kazınan saçlarda yeniden uzamaya başlar. Fakat deri kafaya o kadar yapışır ki zaten sert olan deve derisi sıcağın etkisiyle iyice sertleşir ve uzayan saçlar deriyi delip uzamasına devam edemez.
Bu nedenle saçlar uzamaya vücudun dışı yönünde değil de kafanın içine doğru uzamaya başlar. Sıcaktan büzüşen deve derisinin kafatasına yaptığı baskı ve kafanın içinde ters yönde uzayan saçların kafatasını delip beyne doğru ilerlemesiyle mankurt büyük acılar çeker. Bu acılara dayanamayan mankurt bir müddet sonra kuklaya döner. Hafızasını yitirir, anne-babasını dahi tanımaz. Aklını çalıştırıp düşünemez hale gelir. Bu nedenle sahibi ne söylerse ona itaat eder. Günümüzde modern işkence ve zihin kontrol yöntemlerinin kullanılması nedeniyle Mankurt tekniği geçmişte kalmıştır.
(Bun/Ban/Man) kökünden türemiştir. Bun sözcüğü akıl yoksunluğunu ifade eder. Moğolca Munu/Mung (Türkçe Bunu/Bung) fiilleri aklını yitirmeyi, Munah (Türkçe Bunak) sözcükleri yaşlılık nedeniyle aklını yitirmiş olan kişileri anlatır. Eski Altaycada Manu, Tunguz ve Mançu dillerinde Mana sözcüğü akıl yitimini ve kullanılmaz hale gelmeyi belirtir. Sözcük Türkçedeki Mankafa tabiri ile aynı kökten gelir ve benzer manalar içerir.