Medyada troll tartışması
Yeni Şafak gazetesi yazarları, ‘trollük’ hakkında bir yazı kaleme aldılar.
Yeni Şafak gazetesi yazarları Aydın Ünal ve Hüseyin Likoğlu bugünkü köşelerine, ‘troll’ konusunu taşıdılar.
“NEREDE O ESKİ TROLLER”
Aydın Ünal bugün Yeni Şafak'taki köşesinde “Eski zamanlarda trollük mücadeleydi. Şimdilerde trollük tetikçiliğe, şantajcılığa dönüştü. Eskiler kendilerini lidere adamışlardı; şimdikiler kendilerini paraya adayıp birer ‘elektronik bodyguard’ oldular” diye yazdı.
“Zamane trollerinde fedakarlık duygusu, ruh, heyecan, dava şuuru yok, ahlak ve ilke hiç yok” diyen Ünal şöyle devam etti:
“Nevzuhur troller, öncüllerini örnek almak yerine Gezici trolleri, FETÖ’cü trolleri örnek alıyorlar. Artık sadece kod isim değil kendi isimlerini de kullanıyorlar. Sadece sosyal medyada değil medyada bile trollük yapıyorlar. Sinsice arkadan vuruyor, Moğol sürüsü gibi önlerine ne gelirse yakıp yıkıyorlar. Tehdit, şantaj, komplo, iftira… Ne derseniz var. Sırtlarını kendileri gibi ahlaksız güçlere dayayıp pervasızca saldırıyorlar. Beslendikleri kapıların bekçiliğini yapıyor, ‘saldır!’ denildiğinde saldırıyor, tasmaları ne yöne çekilirse oraya gidiyorlar. Bukelamun gibi her renge hızlıca uyum sağlıyorlar. Temiz insanları kirletmekten tarifsiz zevk alıyorlar. Partinin, teşkilatın içine sızıp fitneyle, fesatla, fücurla hareketi zehirlemek istiyorlar. Gerçek dava insanlarını tek tek küstürüp, tasfiye edip, kendileri gibi yüzsüzleri destekliyorlar. Kimi zaman örgütlü hareket ediyor, çekirge sürüsü gibi, bir tarlayı kemirip diğerine konuyorlar.”
Aydın Ünal yazısını şöyle sonlandırdı:
“Eski zamanlarda troller karşılık beklemezlerdi; şimdinin trolleri parayla çalışan müzik kutularına, paralı askerlere, lejyonerlere benziyorlar.
Ah nerede o eski troller!… Çok zekiydiler, ince esprileri vardı, naziktiler, hakka hukuka riayet ederdiler… Gezicilerin, FETÖ’cülerin kabusuydular. Hiç birinden iz, eser kalmadı, kaybolup kenara çekildiler.
Şimdiki troller kirli hesaplar peşinde bayağılık saçıyorlar…
‘Sadıkları tahkir ile red kaide oldu/ Hırsızlara ikram u inayet yeni çıktı’ diyor Ziya Paşa… Velhasıl o güzel troller güzel atlara binip gittiler. Meydan ‘ahlaksız trollere’ kaldı…”
“KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK”
Hüseyin Likoğlu ise “Tehlike geçmedi, aksine daha tehlikeli hale geldi. Fetullahçılar bitmedi, aksine daha kripto hale geldi. Fetullahçılarla mücadele kolaylaşmadı, aksine daha çetin hale geldi. Artık bizim gibi düşünen, bizim gibi yaşayan, Fetullahçılarla mücadele saflarında yer alan, bizden çok Fetullah Gülen’e söven Fetullahçılarla karşı karşıyayız. Daha doğrusu iç içeyiz” ifadelerini kullandı.
“17/25 Aralık öncesi ve sonrası birtakım şantaj-montaj ses kayıtları, kasetler vardı. Sahi ne oldu onlara? Kimin eline geçti? Bu ahlaksız troller, bu FETÖ materyallerini ele geçirmiş olabilir mi?” sorularını yönelten Hüseyin Likoğlu şöyle devam etti:
“Bu ahlaksızların yöntemleri Fetullahçıların yöntemlerine çok benziyor. Acaba FETÖ materyalleri ile kimlere ne tehditlerde bulunuyorlar! Türkiye çok kritik kavşaklardan geçerken, içerde bu şekilde enerjimizi harcayanlara mutlaka hesap sormalıyız.
Tamam, birileri, FETÖ ile mücadelenin eninde sonunda gelip kendilerine dayanacağını bildikleri için büyük bir korku içinde. Onlara tavsiyem ‘korkunun ecele faydası yok’. Bir an önce gidip itirafçı olsunlar. Ama yok işi sulandırıp yırtacaklarını düşünüyorlarsa, hatta suç ortaklarını bile kurtarabilecekleri hayali içindelerse, Hocaları’nın rüyaları nasıl kâbusa döndüyse, onların hayalleri de hüsrana dönüşecek.
Sözün özü, Oflu Hoca kadar açık söyleyemeyeceğim. Birilerinin korkusu vatan sevgisinin önüne geçmiş durumda. Eğer bu korkakları FETÖ ile mücadeleden uzaklaştırmazsak, savunacak bir vatanımız kalmayabilir…”