Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın kardeşlik hukuku sona erdi mi?
Buket Aydın'ın sunumuyla CNN Türk ekranlarında yayımlanan 40 programına Gazeteci Nedim Şener konuk oldu.
Gazeteci Nedim Şener, "Ahmet Şık’la kardeşlik hukukumuz devam etmiyor. Siyasi bakış açısıyla bakanlarla kardeşlik hukuku devam etmez. O Silivri Cezaevi koşullarıydı ve ben onu ikinci defa tutuklandığı zaman da hep korudum. Fetullahçı Terör Örgütü başta olmak üzeri onun arkadaş grubu kendini sol, sosyalist zanneden PKK'ya yakın gruplar özellikle Ahmet’le beni kıyaslamaya kalktılar. Ve ben bu durumu hiçbir zaman araya mesafe koyan bir açıklamada bulunup 'Ya ben Ahmet'le aynı kişi değiliz' şeklinde bir açıklamada bulunmadım. Çünkü bu bir tuzaktı. Ona düşmemek için elimden geleni yaptım. Ama maalesef o tweeti atarak tuzağa düştü bence. Bunun da nedeni şu. Ben gözaltına alındığımda FETÖ’cü Savcı Zekeriya Öz’e verdiğim ifadede ‘Ahmet Şık’ı tanır mısın diye sordu?’ Evet ben Ahmet’i tanıdım. Nereden tanırım? Bu binada! Daha önce Radikal ve Milliyet gazeteleri vardı. Milliyet alt kattaydı. Bizim zaman zaman yaptığımız haberlerden dolayı konuşmalarımız oldu. Bunun haricinde hiçbir zaman dışarda bir ilişkimiz olmadı. Bunun Zekeriya Öz’e de söyledim. Ama çok dürüst iyi bir gazeteci de olduğunu söyledim. Arkadaşlığımız da bu bağlamdadır. Zekeriya Öz şunu yaratmak istiyordu, 'Birbirini tanıyan örgüt elemanları' çıkarımı yapmak istiyordu. Onun maddi temeli de yoktu zaten." açıklamasında bulundu.
"Hiçbir siyasi örgütün içinde bulunmadım"
Şener, "Ben kendimi hiçbir zaman muhalif olarak konumlandırmadım, gazeteci olarak konumlandırdım. Ben siyasi bir figür değilim. Böyle gazetecilik de vardır ama benim yapmak istediğim gazetecilik olgusal gazetecilik. Ben gerçek kimin işine yarar diye bakmayan bir insanım. Gerçek AK Parti'li de olsun CHP'li de olsun HDP'li de olsun hiç fark etmez. O gerçek kendini savunacak konumda güçlü olacak ve insanlar sadece o gerçeği görecekler. Benim derdim soruşturmacı gazetecilik, insanların reddedemeyeceği gerçekleri ortaya koymak. Ben bugüne kadar hiçbir siyasi partinin toplantısına katılmadım, hiçbir siyasi örgütün içinde bulunmadım. Legal illegal hiçbir grubun içinde olmadım. Beni tanıyanlar bir siyasi figür olmadığımı sadece salt bir gazeteci onun da altında sadece muhabir olduğumu bilirler. Böyle bir tavır değişikliği bende yok. İlgilendiğim konulara bakıyorlarsa eğer, ben 2007'den beri Hrant Dink cinayeti ve bunun arkasındaki FETÖ'nün kötülüklerini anlatmaya çalıştım. 17- 25 Aralık, MİT Müsteşarı'nın tutuklanma girişimi ardından 15 Temmuz kanlı darbe girişimine kadar hep bunun uyarısını yapmaya çalıştım. Bugün de köşe yazılarımda bunları anlatmaya çalışıyorum." dedi.