Selvi: Başkanlar yerine e-imzayı Kandil mi atıyordu?
Yazar Abdulkadir Selvi, Diyarbakır, Van ve Mardin’e atanan kayyumlar hakkında ve oğlu HDP ile binasına girdikten sonra bir daha çıkmayan Hacire Akar hakkında bir yazı kaleme aldı.
Diyarbakır’da Hacire Akar isimli kadın, oğlu HDP ile binasına girdikten sonra çıkmadığı gerekçesiyle il binası önünde oturma eylemi yapmıştı. Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, il binasın önünde eylem yapan kadını ve Diyarbakır, Van ve Mardin’e kayyum atanma gerekçelerini köşesine taşıdı.
Selvi’nin yazısı şöyle,
“Diyarbakır’da Hacire Akar’ın PKK’ya karşı eylemi başarılı oldu.
Hacire Akar, hem oğluna kavuştu hem de diğer anneler için umut ışığı oldu.
Oğlunun HDP il binasına girdikten sonra bir daha çıkmadığını belirterek il binasının önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar’ın direnişi olmasa oğlu bugün Kandil’deydi. Bir ana yüreği PKK’yı dize getirdi.
Ama sorun bitmiş değil.
Jandarma Genel Komutanı Org. Arif Çetin, “Dağlar teröristlerden temizlendi” dedi. Suriye ve Irak’taki içsavaş koşulları devam ederken, PKK ve DEAŞ’la mücadelede çok büyük başarılara imza atılıyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun çabaları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği güçlü destek unutulmayacak.
Ancak İçişleri Bakanlığı’nın Van, Diyarbakır ve Mardin’e kayyım ataması seçim, milli irade ve seçilmişler tartışmasını yeniden gündeme getirdi ki bu bizim kadim tartışmamızdır.
‘Ben yaptım oldu’ olmaz
“Ben yaptım oldu” yaklaşımı yerine, HDP’li üç belediye başkanının yerine kayyım atanmasını gerektiren bilgiler kamuoyuyla paylaşılsa yararlı olurdu inancını taşıyorum.
Darbelerin dahi FaceTime’den önlendiği günümüzde, insanların seçilmiş belediye başkanlarının neden görevden alındığını bilmeleri hakları.
Her zaman seçimle gelenin seçimle gitmesine taraftar oldum. Sandıktan çıkan iradenin yok sayılmasına sıcak bakmadım. Ancak seçilmişlerle terör arasında bir bağ olamayacağına inandım.
Ayrıca Türkiye’de yaşıyorum ve 1990’lardan beri PKK terör örgütünün ve bölgenin gerçeklerinin farkındayım. PKK’nın ilk kanlı eylemi olan 1984 yılındaki Şemdinli ve Eruh baskınlarından sonra rahmetli Özal’la bölgeye giden ilk gazetecilerden biriyim.
‘Belediyeler dağa çıkışları başlattı’ iddiası
O yüzden Diyarbakırlı Hacire Akar’ın HDP binasının önünde gerçekleştirdiği oturma eylemini önemsedim. Bir anne çocuğunun dağa kaçırılmasını böylece önledi. Eğer kayyım atanmasaydı Hacire Akar bu eylemi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın önünde yapacaktı. Aynen 2014 yılında bir grup annenin aylarca süren oturma eyleminde olduğu gibi. Çünkü son gelen bilgiler kayyım atanan belediyelerin yeniden dağa adam göndermeye başladığı yönünde. Diyarbakır, Van ve Mardin’de iki yönlü bir trafik tespit ediliyor. Bana ulaşan bilgiler şu yönde:
1- Belediye üzerinden dağa çıkışlar başlıyor. HDP’nin seçimleri yeniden kazanması üzerine Kandil’in belediyelere mutlak bir hâkimiyet kurduğu ve kayyım atanmasıyla kesilen dağa çıkışların yeniden organize edilmeye başlandığı söyleniyor.
2- HDP’li belediyelerin seçimden sonraki en büyük işi, özellikle şehit ailelerinin bulunduğu çok sayıda belediye çalışanını işten çıkarmak olmuştu. HDP’lilerin işten çıkarılanların yerine KCK tarafından belirlenen isimleri aldıkları söyleniyor. Ama asıl ilginç olanı PKK’ya katılmalarla ilgili olan taraf. Bir çocuk dağa çıkıyorsa o aileden bir kişinin belediyede işe alındığı şeklinde. Sanki kampanya düzenleniyor. Dağa giden yerine biri belediyede kadroya. Bunlar güvenlik birimlerinin tespiti.
Başkanların e-imzası Kandil’den mi?
Önce size HDP’li bir belediyeden bir görüntü aktarmak istiyorum. Seçimlerin üzerinden 3 ay geçmiş. Belediye başkanının sekreterinin kullandığı oda boşaltılmış. Belediye başkanı sekreterin odasına geçmiş, başkanın makamına ise 2’si kadın 5 KCK’lı yerleşmiş.
Bu tabloyu paylaştım ki bundan sonra aktaracağım bilginin kıymeti daha iyi anlaşılsın.
Kayyım atanan yerlerde belediye başkanlarının elektronik imzasının KCK tarafından kullanıldığı yönünde bir iddia var. Seçilmiş başkanların resmi kurumlarla yazışmaları ve günlük rutinleri imzaladıkları, ancak akçeli işlere ve bürokrat atamalara KCK’nın karar verdiği yönünde. Trilyonluk hakedişler ve belediyeye alınacak personel ve atanacak bürokratların evrakları altındaki elektronik imzaların KCK tarafından atıldığı söyleniyor. Belediye başkanı çalışacağı daire başkanının atamasına karar veriyor, atamanın altına Kandil imza atıyor. Böyle bir demokrasi olmaz...
Seçimle gelenler seçimle gitmeli ama Diyarbakır, Van ya da Mardin halkı Kandil’i mi seçti ki başkanlar yerine e-imzayı KCK atıyor? Kayyım içimize sinebilecek bir karar olmayabilir ama KCK’nın belediye başkanı yerine e-imza atmasını hangi demokrasiyle izah edeceğiz?
Kayyım sıcak bakılacak bir uygulama olmayabilir ama Kandil’in elektronik imza ile belediyeleri yönetmesinin de kabul edilebilecek bir tarafı var mı?”