Kılıçdaroğlu’ndan Mansur Yavaş açıklaması: Sinan Bey bana anlattı ben de Mansur Bey’i aradım!

 CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetecilerle bir araya gelerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gazetecilerin sorduğu sorular ve Kılıçdaoğlu’nun açıklamaları şöyle;

Mansur Yavaş ile Sinan Aygün arasındaki ‘rüşvet tartışması

“Mansur Yavaş’la da görüştüm, binanın yapılması ile ilgili yargı sürecini anlattı. Kendisi zaten haksızlıklara karşı çıkan, ranta karşı çıkan bir isim. Dolayısıyla böyle bir uyuşmazlıkta yapılması gereken, yasanın öngördüğü çerçevede hareket etmesidir. Biz de kendisine onu söyledik; ‘Yasa, hukuk neyi öngörüyorsa gereğini yapın’. Yavaş da yasanın öngördüğü çerçevede hareket etmiştir. İşin özü, büyük paralar dönüyor. Gerçekten de haksız rant elde edenlere karşı belediye başkanının mücadele etmesi lazım. Mansur Bey’in yaptığı da yargı kararlarını uygulamak, hukukun gereğini yerine getirmek.

Bu olaydan önce Sinan Bey ile görüştünüz mü?

Sinan Bey geldi bana anlattı. O nedenle ben de Mansur Bey ile ‘Nedir bu’ diye konuştum. Hukukun gereği neyse onu yapın dedik. Başka söyleyeceğimiz bir şey yok.

Sinan Aygün’ün ‘Benden rüşvet istiyorlar’ diye bir sözü oldu mu?

Bir haksızlığa uğradığını ifade etti. Ben de belediye başkanına; ‘Var mı bir haksızlık, olay nedir’ dedim. Sonuçta şuna vardık; yargı neyi öngörüyorsa gereğini yapın. O kadar. İşin özü bu zaten.

Sinan Bey görüntüler olduğunu söyledi!

Olabilir. Bir iş hanına girer çıkarken görüntü olabilir. Bugün pek çok yere giderken, bugün bu otele de gelirken görüntüler vardır.”

Kanal İstanbul parasını vermeyeceğiz

“Kamu kurumlarının ‘Bu yanlıştır’ dediği yazıları bile ÇED dosyasına koymuyorlar. Sırf vatandaşın sorunları tartışılmasın diye bir Kanal İstanbul tutturmuş gidiyor. Paran var mı kardeşim? Yap bakalım. Nerede bunun ÇED raporu, kamu kuruluşlarının bu konudaki görüşü? Birileri kalkıp da öyle köprü gibi, yol gibi garantileri alıp Kanal İstanbul’u yapacağım buradan garantiler de aldım, ileride de haklarımı ararım, gelen iktidar da bana bir şey yapamaz demesin. Bu işe soyunacak olanları uyarıyorum. İktidara geldiğimizde kesinlikle parasını vermeyeceğiz. Devletin devamlılığı, Türkiye’nin çıkarları üzerine esastır. Yolsuzlukta, haksızlıkta, yandaşa rant paylaşımında devamlılık olur mu? Beyefendi oturuyor, sabah kalkıyor ben bunu yapacağım diyor. Ben de diyorum ‘Sen bunu yapamazsın’.”

“Siyaseten yeni bir başlangıç”

“2020’de Türkiye siyaseten yeni bir başlangıç yapacak. Toplumun yerel seçimlerde elde ettiği umudu 2020’de daha da büyüteceği kanısındayım. Bizim belediye başkanlarımız gerçekten çok iyi çalışıyorlar. Onların çalışmalarını düzenli olarak ölçüyoruz zaten. Her şey güzel olacak demiştik. Şimdi her şey çok daha güzel olacak. Çok daha güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz. Asla karamsar olmadım. Hepimizin ortak çaba harcaması lazım. Türkiye çok daha güzel yönetimlere layık.”

Libya’da içsavaşa taraf olmayız

Türkiye’nin Libya ile kıta sahanlığı bağlamında yaptığı anlaşmayı önemli bir anlaşma olarak görüyoruz. Parlamentoda oylanırken de destek verdik. Libya’ya asker göndermeyi ise doğru bulmuyoruz. Orada bir içsavaş var. İçsavaşa taraf olamayız. Yapmamız gereken diplomatik olarak çaba harcamak.

İYİ Parti’nin yeni partilerle bir araya geleceği iddiası

Bugünden görüş beyan etmek doğru değil. Seçim sürecine girince ittifak nasıl olur, partiler nasıl bir araya gelir, o günün sorunu.

“Yaptırımlar doğru değil”

ABD ile olan ilişkilerin düzelmesi, diplomatik kanalların o çerçevede zorlanması gerekir. Yaptırım uygulanmasını asla tasvip etmiyoruz. Bu sadece Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürer. ‘Amerikalılar yaptırım uyguladı o  nedenle kriz çıktı, işsizlere tam çözüm bulacakken Amerikalılar yaptırım uyguladı...’  Bunu söyleyecekler.

Tank Palet Fabrikası

Devletin silah fabrikasını siz 25 yıllığına beş kuruş para almadan Ethem Sancak, Talip Öztürk ve Katar Ordusu’na teslim ediyorsunuz. Bunun adı vatana ihanettir. Özellikle bu obüs, Fırtına toplarının üretildiği bölümde ciddi askeri sırlar var. Ordunun sırlarını BMC’ye teslim edeceksin.

İşsizliği çözemez

Erdoğan işsizleri sadece istatistikteki rakamlar olarak görüyor. Bir işsizin yaşadığı dramı, toplumsal maliyetini, yatabileceği ahlaki deformasyonu göremiyor, görmek istemiyor. Erdoğan işsizlik sorununu çözemez. Böyle bir birikimi yok. İşsizliğin çözümü üretimden geçer.”