THY Yönetim Kurulu Başkanı Aycı: Sorumluluktan kaçan havayolları var
Habertürk yazarı Güntay Şimşek, THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ile yaptığı görüşmeyi kaleme aldı.
Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, İstanbul Havalimanı’nın hem THY’nin yeni transit merkezi olması açısından hem de Türkiye’yi ticarette transit merkez haline getirme vizyonu bakımından başarıya ulaştığını ifade etti. Habertürk yazarı Güntay Şimşek, THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı.
Şimşek’in yazısı şöyle;
“Türk Hava Yolları (THY) Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı ile birlikte Meksika’ya uçtum. THY’nin seferlere başladığı 126’ncı ülke olan Meksika’da iki yeni hattın; Mexico City ve Cancun’un uçuş ağına ekledik... Bu uçuşumuzda Aycı ile THY’nin yeni merkezi İstanbul Havalimanı’nı, buradaki operasyonlarını, taşınma sonrası gelişmeleri ve uçamayan uçaklar sebebiyle kapasite düşürülmesini konuştuk. Aycı açıklamalarda bulundu, biz de sorularımızla meraklarımızı giderdik.
İlker Aycı, İstanbul Havalimanı’nın hem THY’nin yeni transit merkezi olması açısından hem de Türkiye’yi ticarette transit merkez haline getirme vizyonu bakımından başarıya ulaştığını şu sözlerle ifade etti; ‘Bu havalimanı verimli mi, değil mi olduğunu size tek bir göstergeyle açıklıyorum. Bakın %5,6 artış var transitte. Nokta. Top ağlarda. Bunun üzerine kim üzerine ne yazarsa yazsın. Açıldığından bu yana THY’nin %5,6 artışı var. Meydan engel olsaydı bu başarı yakalanmazdı.’
‘Yeni havalimanında bir kış bir yaz geçirmeden, operasyonun Atatürk Havalimanı’ndaki gibi kompakt ve mükemmel olmasını beklemeyin.’ Uyarısını yapan Aycı, 18-19 dakikalara inen uçak taksi sürelerinin de yeni pistle birlikte mesele olmaktan çıkacağını belirterek, THY’den çok daha büyük oranlarda kapasite kesen şirketlerin olduğunu, bu şirketlerin sorumluluktan kaçtığını söyledi. Aycı’nın açıklamalar şöyle:
Ortadoğu’da 3 havayolunun koyduğu fazla kapasite şu anda başlarına bela oluyor. Airbus A380’lerle yıllarca HUB’tan (uçuş merkez) HUB’a alt segment yolcu taşıyan, lüks yolcu segmentini oluşturup bununla yolcuyu etkileyen iş modelleri bugün artık geçerliliğini kaybetti. A380’leri kullanan havayolları için meydanlar en pahalı garaj konumuna geldi. Üretimden kaldırıldılar. Bana da 5 yıl boyunca çokça soruldu, ‘Neden A380 yok’ diye. Tam da bu yüzden yok. Boeing 747’lerde yok, ama geniş gövdeli iki modelde bu projenin yürümeyeceğine A380 adet model oldu.
Meksika hattı; Mexico City ve Cancun açılışını Boeing 777 ile yaptık, ama bu hatta 787 Dreamliner kullanacağız. Bu uçaklarımız 300 kişilik. 270 ekonomi 30 business class. Haftada 3 sefer Dreamliner kullanacağız. Haftalık 1800 kapasiteyle yola çıkacağız. Yıllık yaklaşık yüz bine yakın yolcuyu bu pazarda karşılıklı taşıyacağız. Bu sadece bir başlangıç. Böylece dünyada 126. Ülkeye, 314 ve 315’ncu hatlarımıza kavuşmuş olacağız.
“Yüksek rakımlara bağlantılı uçuş”
THY her geçen gün dünyanın en fazla ülkesine ve noktasına uçan konumunu güçlendiriyor. Yeni rotaları da araştırıyoruz. Bu yeni hatlarla kalmaya biliriz belki ilerde gelişmeler ışığında Meksika’da Cabo San Lucas’ı da düşünebiliriz.
Bütün mesele Meksika’da yüksek rakımın olması. Mexico City 2.250 rakımda bulunuyor. Bunu düşünerek yüksek rakımda tam kapasite (yolcu ve kargo) kalkamadığımız için deniz seviyesine yakın düşük rakımlı ikinci bir noktayı da uçuş ağımıza dâhil etmemiz gerekiyor. Mexico City’den sonra birleştirerek uçmak için Cancun da çok iyi bir adres.
Türkiye-Meksika arasında önce pazarı bir kazacağız. İyi bir potansiyel görürsek haftada 4-5 hatta Daily (günlük) frekansa çıkabiliriz. Şu anda Los Angeles’ta günde 2 sefere çıkmak için arkadaşlarımız çalışmalarını tamamladılar, çıkıyoruz. Las Vegas’a uçmak için de çalışıyoruz. Pazar araştırmalarımız devam ediyor. Güney Amerika ise daha zor bir pazar. Bu sebeple daha dikkatli çalışıyoruz. Türkiye ile Meksika arasında bu seferlerimiz her türlü ilişkiyi, kültürel ilişkileri geliştirecektir.
“Havacılık için zor bir yıl”
THY bu sene nasıl bir sene yaşıyor? Dünya bu sene nasıl bir sene yaşıyor? Dünyada da maalesef talep şoku yaşanıyor. Yaşanan ticaret savaşları, bölgesel gelişmeler, kur dengesizlikleri, büyümedeki zorlanma, bunların hepsi dünyada talep bakımından zayıf bir yıla işaret ediyor. Avrupa pazarında aşırı rekabet, Ortadoğu’da ciddi anlamda talep fazlası şu anda talebi aşağıya çekiyor. Bu yüzdende zor bir yıl yaşanıyor. Havayolları birbiri ardına önemli zararlar açıkladılar. Bizde kendi açımızdan zorluklarla, global zorlukları bir arada bir yılı yaşıyoruz. Rekabetten korkmuyoruz. Ama akılcıl bir rekabet istiyoruz.
“Boeing 777X’de ilk müşteri olmayacağız”
Bu sebeple 787-9 ile Airbus 350 tercihlerimiz çok doğru tercihlerdi. Bunların faydasını yakında göreceğiz. Boeing 777X için de çalışıyoruz, ama artık launch customer (ilk müşteri) olmak gibi bir hevesimiz kalmadı. Uçak üreticileri bakımından çok zorlukların olduğu ve istikrarsız bir dönem yaşıyoruz. Hem Boeing 737 MAX’lerle ilgili global bir kriz var şu an, hem de Airbus tarafında da NEO’ların geç teslimi söz konusu.
Bu açıdan iki üretici de teslim planları yerine getiremeyecek krizleri havayolu şirketlerine yaşattılar. Bu açıdan istikrarsız üreticilerin üzerine, istikrarlı bir büyümeyi inşa edemezseniz. O yüzden büyüme planlarımızda bazı revizyonları, büyüme planlarımızda daha akılcı, daha ihtiyatlı planları gözden geçiriyoruz. Bu açıdan filomuzdaki eksiklikleri kapatarak 2019’daki kapasite sorunlarımızdan kaynaklı hem dış hatlarda hem de iç hatlarda belli kapasitelerden feragat ettik. Bunun sonucunda bazı şehirlerimizde ve bazı hatlarımızda kapasite kestik. Her şeye rağmen yurtiçinde Zonguldak, Siirt ve Çanakkale’yi açtık.
“Direkt turizm hamlesi başlattık”
Turizm Bakanlığı ile özellikle 11 destinasyonda ve 34 şehirde 67 frekansla direkt uçuşlar başlattık. Dalaman, Antalya, Milas- Bodrum, İzmir havalimanlarından buralara direkt uçuşlar vermek suretiyle business classlı tarifeli uçuşları başlattık. Bu direkt uçuşlarla bu yıl turizm hamlemize ilave kapasiteyle destek olduk. Sunexpress üzerinden 500 milyon yolcu, THY üzerinden de bir milyon yolcu gelebilmesini sağladık. Böylece gelen yolcu profili de olumlu etkiledi. Ayrıca 11 ihracat şehrimize de bağlantı vererek dünya ile irtibatlarını güçlendirdik.
“Yeni havalimanı ne ifade ediyor?”
Yeni havalimanı da THY için büyük bir vizyonu ifade ediyor. İstanbul bir transfer merkezine dönüştürerek, İstanbul’dan ticaret, kültür, sanat, spor, turizm dünya ile her anlamda işbirliğini, dünya ile entegrasyonu artıracak bir transfer merkezi olma projemiz var. Berlin, Frankfurt, Münih çok önemli bir merkez, Paris önemli, Londra’da öyle. Moskova veya Dubai de öyle, ama kendi aramızda rekabet ederek kapasite büyütüyoruz. İstanbul bunların hepsini geçerek merkeze oturdu. İstanbul Havalimanı’nda %5,6 artış var dıştan dışa, transfer yolcumuzda. Direkt İstanbul’a uçan dış hat yolcusunda ve iç hatlarda bir miktar düşüş var, ama sebepleri belli. Bölgesel dalgalanmalar, iç gelişmeler, dövizin dalgalanması bunların hepsinin bir etkisi var.
“Tayland hattı New York ile yarışacak”
Yıllar sonra Tayland için frekans artırdık. Yıllarca isteyip alamıyorduk. İddia ediyorum Tayland pazarı New York pazarını zorlayacak. Afrika’da yeni noktalara uçmaya başladık. Endonezya’da Bali hattını açtık ve %80 doluluk var. Önümüzdeki günlerde New York JFK Havalimanı’nda inşaat var. Neden New York Havalimanı’na uçmuyoruz? Kendi eksikliklerimiz de var. Bu hatta devreye alıp New York yolcusunu mutlu etmemiz lazım. Gelecek yıllarda Asya’da, Uzak Doğu Asya ve Afrika’da büyüme vizyonumuz var. Japonya’da ikinci noktamız Haneda hayırlı olsun, başlıyoruz. Tokyo Haneda için Sayın Cumhurbaşkanıma çok teşekkür ediyorum. Büyük çabalarıyla Haneda’ya uçuş izinlerini aldık. Tokyo’da Narita ve Haneda’ya beraber uçacağız. Çin’in yaptığını Japonya bize yapmadı. Hindistan’da öyle. Bize Çin ve Hindistan’ı daraltan havayollarına karşı bizde kendi lobilerimizi yaparak, bir biçimde Çin ve Hindistan’da yeni destinasyonları alacağımızı düşünüyorum. THY, dünyanın her yerinde Emirates, Etihad ve Katar havayollarıyla yarışıyor.
“THY %8-9 kapasite kesti”
Bu dönemde THY’nin %8-9 kapasitenin %40’ını iç hatlardan, %60’ını ise dış hatlardan azalttık. Dengeli bir biçimde oradaki uçuş sıklığına, talebe bakarak, özel konumlarına dikkat ederek kapasiteyi azalttık. 24 tane uçağımız (Boeing 737 MAX) yerde. 12’si İstanbul’da 12’si ise Seattle’de fabrikada.
“Sol ve sağ pist olsaydı”
Dünya havacılık tarihinin en büyük taşınmasını yaşadık. Hasarsız, kazasız, belasız 12 saat sonra çatır çatır uçtuk. Dünyada havalimanı değişikliği yapıp batan şirketler var. Taşınmanın belgeseli yakında yayınlanacak. Biz her iki bayramda da 2,5 milyonluk operasyonlar yaptık. Toplam 5 milyon yolcuyu getirip, götürdük.
Havalimanı şu anki haliyle zor bir yer. İki sol pist olunca uçakların taksi yapmasında zorlanırsınız, doğal olarak. Önümüzdeki yıl sağ pist gelince taksilerde rahatlama olacaktır. Bir sol bir sağ pist olsaydı daha mantıklı olurdu, daha rahat olurdu. Ama şu anda oranın şartları gereği böyle olması gerekiyordu, böyle oldu. Ama biz şu an şikâyet etmiyoruz. Biz burada da operasyonumuzu optimize edip, verimli hale getirdik. Şimdi işletmeci, DHMİ, hava kontrolörleri ve biz oturup çalıştık. Şimdi taksi sürelerini 28-29 dakikalardan ortalama 18-19 dakikalara indirdik.
“Uçaklarımız 10 km taksi yaptı”
Bazı durumlarda 10 km taksi yapmak zorunda kaldığımız uçuşlarımız oldu. Bir uçağın yerde 10 km taksi yapması ne demek? Zor, kolay değil. Yeni pist geldiğinde bu sorun %80 bitmiş olacak. Geriye 15-20’lik bir mesele kalacak. Onu da operasyonu optimize edip, akıllı çözümlerle kapatırız. Bunu sorun olmaktan çıkarttık, çıkartıyoruz. Dünyanın hem en büyüğünü yapıp, hem de en verimlisini yapmak zor. Ama herkes üzerine düşeni yapıp verimliliği artırmaya çalışıyor. Bir kış bir yaz geçirmeden, operasyonun Atatürk Havalimanı’ndaki gibi kompakt ve mükemmel olmasını beklemeyin.
Özellikle 10 km taksi yolu yaptığında fazla ısınma yaşayan uçakların atamalarını yakın kapılara atayıp durumu çözüyoruz. Bunların hepsini yaptık oldu. Bu sayede 36 tane Airbus A330 var, oraya atamalarını yaptık. Buradan sorunsuz gidiyor, geliyorlar. Yani bunları inceliyoruz. Filo bazında, uçak bazında destinasyon bazında hepsini inceliyoruz. Bu sayede de operasyonu kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Daha yapacağımız işler var bir de kışı görelim.
“Yeni havalimanı verimli mi?”
Bu havalimanın verimli mi, değil mi olduğunu size tek bir göstergeyle açıklıyorum. Bakın %5,6 artış var transitte. Nokta. Top ağlarda. Bunun üzerine kim ne yazarsa yazsın. Açıldığından bu yana THY’nin %5,6 artışı var. Meydan engel olsaydı bu başarı yakalanmazdı. Bu rakamları da 24 uçak eksiğimizle yaptık. Konma ve konaklama sayılarında da Atatürk Havalimanı’nı geçtik. Bir de 24 uçağımız olsaydı, 600 üzerinde kalkışla rekorları kırardık.
“Airbus’ta Boeing kadar gedik açtı”
Boeing 737 MAX için üretici şirket Ekim’de uçar diyor, ama ortada net bir durum yok. Biz regülatörlere bakıyoruz. Hukuksal anlamda Boeing’e karşı doğru adımları doğru zamanda atıyoruz. THY, MAX’lerde launch customer’dır. O yüzden bu konudaki mağduriyetimizin giderilmesi hususunda ilk adım atılacak şirket Boeing için THY’dir. Dönüyorum Airbus’a. Bir öyle de diğeri farklı mı? Airbus, bu yıl piyasaya arz ettiği uçak sayısını 303’ten 380’lerin üzerine taşıdı. İlk 6 ayda piyasaya 386 uçak arz etti. Üretimde kapasite artırdı. Karlılığı arttı bu durumdan çok iyi faydalandı. Ama maalesef kullanıcılara teslim ettiği uçak tipini, doğru uçak tipini, doğru zamanda teslim edemedi. Airbus 3 ile 4 aylı minimum gecikmelerle NEO’ları bize yolluyor. Gelecek yıl içinde aynı. Bu da operasyonel anlamda bize büyük bir verimsizlik, kar kaybı, üretim kaybı, planlamada öngörülemez eksiklikler getiriyor. Yani el ele baş başa. Boeing’in açtığı gedikle, Airbus’ın açtığı gedik hemen hemen birbirine çok yakın.
“Dünyanın dört bir yanında uçak arıyoruz”
Dünyanın dört bir yanında ekiplerimiz uçak temini için çalışmalar yapıyor. Hepsinin çalışmalarını yapıyoruz ve bayramdan sonra da adımları atıyoruz. Bir daha bu duruma yakalanmak istemiyoruz. Böyle bir istikrarsız üreticilerin yaşattığı talihsiz dönem üzerine istikrarlı büyümeyi inşa edebilmek için riskleri azaltacak adımları atmak üzere ekip olarak çok ciddi bir strateji hazırladık. Bütün dünyada fırsatları takip ediyoruz. Bundan sonra uçak eksikliği yaşamak ve yaşatmak istemiyoruz. Ama maalesef üreticiler tarihlerinin en kötü dönemlerini yaşıyorlar. Rekabette üzerlerine o kadar çok gittiler ki, çok ciddi sorunlar yaşıyorlar.
“Tavan fiyat düşük kaldı”
İlk tavan fiyat 2013’te geldiğinde rakam 309 TL idi. 2013’te bu yana 6 yılda gelinen tavan fiyat 352 TL oldu. Otobüs ve tren fiyatlarının o günden bu yana nereye geldiğine bakarsak, havayollarındaki enflasyon, kur etkisine bakarsak, yakıttaki artışı koyup buraya kadar gelmemiz halinde rakamın daha yukarı da olması gerekiyor. Bundan minimum % 20 daha pahalı olması gerekiyordu. Biz olması gerekenin % 20 altında uçuyoruz. Biz ne yapıyoruz dış hatlarda kazanıp, iç hatlar fiyatlarıyla dengeliyoruz.
Trabzon’da ekonomi sınıfı uçak bilet fiyatı 352 TL. Trabzon’a giden otobüs firması 210 TL alıyor. Yani 16-17-18 saat yolculuk yapıp yolda her molada yaptığınız harcamalar da hariç. Denizli’ye uçak 190 TL, otobüs 140 TL.
Tavanda 352 TL uçak bileti fiyatı, 250 TL otobüs fiyatı, fakat 20-22 saat yolculuk yapıyorsun, kaç mola verirsin, her molada ne harcarsın onu da 250 TL’nin üzerine eklemek lazım. Ayrıca 340 TL Diyarbakır uçak fiyatı, 210 TL de otobüs fiyatı. Konfor farkını, emniyet farkını da koymuyorum.
Öte yandan İstanbul Havalimanı için raylı sistem de bitmek üzere. Havaist başarılı bir şekilde taşımalarını devam ediyor. Havalimanı ilk açıldığındaki rivayet gidilemez, gelinemez, ulaşılamaz şu anda İstanbul’da Beşiktaş’tan Taksim’den bütün merkezlerden kolaylıkla ulaşım sağlanıyor. Raylı sistem bittiğinde rahatlama getirecek. Şu anda insanlar 25-30-35 dakikalarda yeni havalimanına vardıklarını söylüyorlar ve varıyorlar.
Toplu taşımanın olduğu yerlere geldiğiniz zaman, toplu taşımayla seyahat edenlere bakmak zorundayım. Çünkü genele baktığınızda havayolu halkın yolu olabiliyor mu olamıyor mu? Ben buna bakıyorum. Biz bunu başarmışız. Raylı sistem bitmek üzere bittiği zaman çok farklı olacak. Taksi ile ulaşım maliyetleri konusu ayrı ise bir mesele. Ben kendi taksi sorunumuzu çözmeye çalışıyorum 28-29 dakika yerine bunu 15-16 dakikalara indirdiğimiz an güzel olacak. Biz buna çalışıyoruz.
“Yeni havalimanı sert bir kış görmeli”
Bu kış çok sert geçmedi, yumuşak geçti. Ben sert bir kış istiyorum, operasyondaki bütün kırılganlıkları yakalayıp onları düzeltmek istiyorum. Yani hazırlık maçlarında rakibi sert istersin ki ligde iyi gidesin. Bizde ilk kışımızı yaşadık, ama çok sert bir kış değildi. Sert bir kış yaşarsak bende bir şey görürsem, öngörülemeyen her şeyi hesaplayabilirim. Operasyondaki bütün o kırılganlıkları düzeltiriz ve operasyon zor günlerde de işler. Ben bunu istiyorum yumuşak kış –yaz o kadar da bizim için eğitici olmaz öğrenmemiz lazım, tecrübe etmemiz lazım. Uçuş emniyet puanlarımızda gördünüz bu anlamıyla da dünyada en iyilerden biri olduğumuzu açıkladık.
“Diğer havayolları nerede?”
Biz yüzde 8-9 kapasite keserken iç hatlarda bizim dışımızdaki havayollarının kestiği, azalttığı rakamlar THY’den çok daha fazla. Artık iç hatlarda 50 şehre uçuyoruz. Uçtuğumuz 50 şehrin bazılarında göklerde kendimizi yalnız hissediyoruz. Diğer havayollarını da yanımızda görmek istiyoruz. Özelikle yüzde 20-25 kapasite kesenlere söylüyorum. Yüzde 30’un üzerinde kapasite kesen şirketler var. Bunu da halkımızın takdirine o uçucu arkadaşlarımızın takdirine bırakıyorum. THY ne kadar risk alıyorsa, yükü paylaşıyorsa gönlüm onların da güçleri nispetinde yükü paylaşmalarını arzu ediyor.
“Sorumluluk paylaşmaya davet”
Bazı havayolları günün sonunda işin külfetinden kaçarak, ‘Bakın bizim bilançomuz ne mükemmel! Bakın bizim bilançomuz ne kadar büyük! Bakın onlar aşağı mı gidiyor?’ Diye kimse nispet yapmasın. THY, Türkiye’ye olan Türkiye şirketi olma sorumluluğunu sonuna kadar yerine getirmeye çalışıyor. Bu konudaki haksız ve haklı eleştirileri de alıp başımızın üzerine koyuyoruz.
‘Kapasite kesiyorlar, bize gelmiyorlar, bizim şehirde yoklar, bize pahalı uçuyorlar.’ Bunların hepsini bizim verdiğimiz tüm hizmetleri aynı anda vererek uçtuğunda kimin fiyatı daha pahalıya geliyor ona bakalım. Hadi bakalım bunları kamuoyunda paylaşmayı istiyorlarsa tartışmaya da hazırım. Kimsenin ticari kazancında gözümüz yok. Bütün firmalarımız başımızın tacı, arkadaşlarımız kardeşlerimiz, ama lütfen yükü THY’nin üzerine bırakıp, başka havayolu hakkında medya da bu konuda haber var mı diye bakıyor musunuz? ‘Onlarda kestiler’ diyen var mı? Yok. Onlarda pahalı diyen var mı? Yok. Onlarda rötar yaptı diyen var mı? Yok. Bayramda 376 ek sefer koyduk. Ama kusura bakmayın
%30’un üzerinde sefer kesen arkadaşlarda başı dik gezmesinler, biraz utanıp başı eğik gezsinler lütfen. Bizim paylaştığımız sorumluluğu paylaşmaya davet ediyorum. O soru soranlarında sektöre bütüncül bakmalarını ve maksatlı eleştiri değil, hakkaniyetli eleştiri yapmalarını kendilerine tavsiye ediyorum. Eksik bilgi ile konuşuyorlar.
“THY eski havalimanına dönecekmiş!”
Neymiş, Eylül ayından havalimanı kapanacakmış, THY eski havalimanı geri dönüyormuş. Hangi bilimsel veriye göre konuşuyorlar. Ne konuştuğunu, hangi bilimsel veriye göre konuştuğunu, nerede yaşadığın biliyor musun? Aynı gezen ve aynı şehirde yaşıyoruz. Bir kere gurur duymak lazım. Türkiye dünyanın en büyük havalimanına sahip. Taşınmayı tamamladı, operasyonun başarıyla yürütüyor mu? Dünya tarihinde bir ilk başarıyla gerçekleştirdi mi? THY taşındıktan 5 ay sonra ikinci çeyrek rakamlarını açıkladı. Faaliyet karı 15 milyon, net kar 25 milyon dolar. Halen daha neyi spekülasyonunu yapıyorsunuz? Şirket kısa sürede karlı noktaya bilançosunu getirmeyi başardı mı? Operasyonu iyileştirmeyi başardı mı? Dimdik ayakta duruyor muyuz? Elbette böyle bir dönemlerden, imtihanlardan geçen şirketin karlılığının aynı olmasını bekleyemezsiniz. Oyunun veya meselenin adı her yıl kar değildir ki, Bazen dimdik durmak, pazara hâkim olmayı sürdürmek, dünyadaki taşıdığı unvanları hala elinde tutabiliyor olmak ve hala büyümeye devam ediyor olmak, bu havalimanın yapılıyor olmasının en büyük amacı burayı bir transit merkez haline getirmekti. Türkiye’yi transit geçiş yollarının tam merkezine oturtmaktı. Biz daha ilk birkaç ay tamamlandığında transit yolcuda %5,6’lık artışı başardıysak maksat hâsıl olmuştur. Yeni havalimanı vizyonu yerini bulmuştur.
“Kargoda dünya 7’ncisi olduk”
THY olarak dünyada en çok uluslararası yolcu taşıyan 5’nci havayolu şirketiyiz. Filo büyüklüğümüz ise dünyada 10’ncuyuz. Dünyanın en fazla bağlantı veren, dünyanın en fazla noktasına ve ülkesine uçan havayolu biziz. Bu unvan elimizde mi, güçlü tutuyor muyuz? Kargoda dünyanın en fazla destinasyonuna uçan havayolu olduk mu? Kargoda Avrupa’nın bir numarası olduk mu? Şimdi dünyada kargoda 7 numaraya yükseldik mi? Çinlilerin de önüne geçtik mi? Belki Çinliler daha sonra dünyanın bir numarası olacaklar, ama biz şu anda büyüme hızımızda 7 numaraya yükseldik. Kargoda büyümemizi ilk 6 ay sonunda %11’lere oturduk mu? Ve iki havalimanında (İstanbul ve Atatürk) operasyon yapıyoruz. Daha yeni meydanda kargo terminalimiz bitmedi. 2 milyon kapasiteli terminal bittiğinde biz dünyada ilk 5 girmekle ilgili tüm alt yapıyı bitirmiş olacağız. Kargoda 23 uçağımız var. İlk 6 ayda da 800 milyon ciroyu geçtik. Bundan 4 yıl önceki THY Kargo’nun cirosu yılsonunda 800 milyon doların altındaydı. Dolayısıyla dünyanın en büyük kargo şehri de yeni havalimanımız olacak.
“4 yılda 20 milyon yolcu artırdık”
Son 5 yılda, bu benim 5’nci yılım, bu sürede 20 milyonun üzerinde yolcu sayımızı artırmışız. Yaklaşık 55 milyon (54,5) yolcuyla devraldık, bugün 75 milyonun üzerinde yolcu taşıyoruz. 2016 yılına rağmen. Malum 2016 özel bir yıl terör, türbülans vs. Eğer bu mücbir yılı ayırırsak 3,5 senede 20 milyonun üzerine çıkmışız. Bu yarım yılda da 24 uçak uçmuş olsaydı, 25 milyonu geçmiş olurduk.”