Kılıçdaroğlu'ndan Abdullah Gül açıklaması: Tek başıma karar almam kurduğumuz ittifaka ihanet olur

Abdullah Gül'ün aday olacağı iddialarına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, "Ortada bir aday yok, bir adaylık yok, bir talep yok. Millet İttifakı'nın liderleri ile oturup konuşmadan benim tek başıma oturup karar almam o zaman kurduğumuz ittifaka ihanet olur" dedi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir televizyon programı canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın, bugün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya cevaben bazı açıklamalar yaptığı ifade edilerek, bu açıklamayı nasıl bulduğu sorulan Kılıçdaroğlu, "Son derece doğru. Bir yargıcın vermesi gereken cevap aslında. Ama Soylu, bu cevabın ağırlığını kavrayabilir mi, biraz endişelerim var." dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Çünkü, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturup Türkiye'nin güvensiz bir ülke olduğunu itiraf etmek aslında enterasan bir şey. 'Ben bisiklete binip gezebilirim ama sen bisiklete binip gezebilir misin?' diyor. 'Teröre karşı durabilir misin?' gibi ifadeleri var. Doğru değil tabii bunlar. Devleti yönetenler, hele hele İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturanlar, çünkü emniyet bağlı, jandarma bağlı, tam tersine demokrasiyi, demokrasi kültürünü, terörden Türkiye'nin soyutlanması gerektiğin söyleyebilir, bir Anayasa Mahkemesi Başkanını muhatap alıp onu eleştiriyorsa verdiği bir karar dolayısıyla, demokrasiyi içselleştirmediği anlaşılır. Zaten Türkiye'nin temel sorunu da bu."

Süleyman Soylu'nun bazı sessizlik dönemleri olduğu, ancak zaman zaman da bazı çıkışlar yaptığı belirtilerek, bunun nedeni sorulan Kılıçdaroğlu, "Samimi söylüyorum bilemiyorum. Siyasette ciddi zikzakları olduğunu biliyoruz. Geçmişte Erdoğan'a çok sert eleştiriler getirdiğini gayet iyi biliyoruz. Sonra Erdoğan'ın korumalığını yaptığı bir sürecin içine girdiğini ve İçişleri Bakanlığı koltuğunu da gayet iyi biliyoruz. Arada bir çıkışı neden yapar, AYM Başkanını hangi gerekçeyle muhatap alır, belki programınıza davet eder sorarsınız, biz de merakımızı gidermiş oluruz." yanıtını verdi.

Halk arasında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın etrafında emniyetten bağımsız olarak silahlı bir güç oluşturuluyor" şeklinde algı oluştuğu belirtilerek, böyle bir endişesi olup olmadığı sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, "Ondan daha ciddi olanı şu, bir kişi televizyonlara çıktı, bir dini cemaate atıf yaparak 'şu kadar yerde silahlanıyor' dedi. Bu önemli bir şey." değerlendirmesinde bulundu.

Bunu söyleyen kişinin, "Eğer Cumhuriyet Savcılığı beni davet ederse, o cemaatin nerelerde silahlandığını onlara söylerim" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Merak ediyorum bu ülkenin istihbarat örgütü yok mu? Savcılık o kişinin söylemi üzerine harekete geçti ve kendisini davet etti. Eğer o ekolden gelen bir kişi bunu biliyorsa, bir cemaatin silahlandığını biliyorsa, bunun pek çok ilinde ya da ilçesinde olduğun biliyorsa savcılık onun söyleminden sonra harekete geçiyorsa, o zaman sormak lazım, bu ülkenin istihbaratı yok mu? Bunları koruyan güç neydi? Aslında bunu sorgulamak lazım. Şimdi harekete geçtiler, bende merak ediyorum sade vatandaş olarak, bunlar silahlanırken bu devlet neredeydi? Bu silahlar nereden sağlanıyor?"

Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz sonrası çok sayıda silahın dağıtıldığını, hatta bunların tekrar toplanmadığını da bildiklerini iddia etti. Kılıçdaroğlu, bu silahlanmanın Türkiye açısından ilerde ciddi bir sorun oluşturabileceğini öne sürdü.

Sandık güvenliği

Kılıçdaroğlu, "Bu silahlanma sandık güvenliği açısından sorun oluşturabilir mi?" sorusu üzerine ise "Demokrasi açısından, insan hakları sorunu oluşturabilir ama sandık güvenliği derseniz biz sandığa sonuna kadar sahip çıkacağız ve onun güvenliğini sağlayacağız." dedi.

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Vatandaşlarımız, sakın 'acaba sandıkta şu olur mu bu olur mu? Millet İttifakı kazandığı zaman Cumhur İttifakı'nın tarafları iktidardan gitmemek gibi bir arayış içine girerler mi?' Ne yaparlarsa yapsınlar göndereceğiz. Gücünü akıldan değil de silahtan alanlar, dünyanın hiçbir yerinde başarılı olmamıştır. Her şey onların elinde, hem ciddi silahlı güç olacak elinizde hem kalkacaksınız güvenlikten söz edeceksiniz o zaman bir zafiyet var demektir."

Bir başka soru üzerine, bu konularda istihbarat birimlerinden kendilerine bilgi verilmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ama ben eminim bu ülkenin en azından MİT'in bütün bu gelişmelerden bir şekliyle haberi vardır, olmaması mümkün değil. Kimler silahlanıyor, belirledikleri hedefleri nedir, MİT'in bunu bilmeme şansı yoktur." diye konuştu.

"Sizce Anayasa Mahkemesi Başkanı yerinde kalabilecek mi, görevini yaptırabilecekler mi?" denmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"En azından anayasal güvencesi var. Belli bir süre görev yapıyor orada. Ben bütün yargıçların, hukukun üstünlüğüne inanarak görev yapmalarını isterim. Bütün yargıçlar böyle değil. Bazı yargıçların doğrudan doğruya saraydan talimat aldıklarını, hatta Erdoğan'ın avukatlarından talimat aldıklarını ve o avukatların taleplerini yerine getirdiklerini, savcıların o avukatların sigara küllerini dökmek için kül tablası istedikleri zaman ayağa kalkıp kül tablası getirip onun önüne koyduğunu gayet iyi biliyorum. Ama bunların sayısı az. Bunlar yeri geldiğinde mahkeme mahkeme dolaştırılıyorlar. Talimat alanlar belli. Benim tazminat davalarından ben bunun tanığıyım. Bunlara biz yargıç ya da hakim demiyoruz, bunlar akıllarını saraya kiralamış kişilerdir."

Demirtaş'ın açıklamaları

Selahattin Demirtaş hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocamanı terör örgütü üyelerine hedef gösterdiği suçlamasıyla hazırlanan iddianame hatırlatılarak, Demirtaş'ın açıklamaları sorulan Kemal Kılıçdaroğlu, "Doğru. Bir savcı evlenebilir, evlendi diye kendisini kutlayabiliriz de ama soluğu sarayda alır ve bir fotoğraf verirse bu doğru değildir. Bu artık Cumhuriyetin savcısı diyemeyiz biz buna." açıklamasında bulundu.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Cumhuriyet sözcüğü sadece savcılar için kullanılan onların unvanları için kullanılan bir kavram. Cumhuriyet Savcısı yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin savcısı aslında. Eğer siz, sarayın savcısı olursanız, cumhuriyeti kullanmayacaksınız. Sarayın savcısı diye imza da atabilirsiniz biz çok yadırgamayız bu tür insanlar çok var. Erdoğan'ın avukatının önünde esas duruşa geçen savcılar da var, biz bunları da gayet iyi biliyoruz. Bu mesleği seçenler yargıçlar ve savcılık mesleğini seçenlerin özel yaşamlarına da çok dikkat etmeleri gerekir."

"Selahattin Demirtaş'a bu kadar hızlı iddianame düzenlemesine tepkiniz olacak mı?" denmesi üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Yazılsın ne olacak? Bu tür iddialar, aslında Selahattin Demirtaş Bey alacak göğsüne şeref madalyası olarak takacaktır, ne söylemiş yani. Savcı dikkat etmek zorunda. Yargıç, savcı eleştirilmeyecek mi? Adaletsizlik olacak ben eleştirmeyeceğim. Olmaz, herkes eleştirinin ne kadar değerli olduğunu bilecek ve o eleştiriye kulak kabartacak. Eğer siz birinin söylediğini ertesi gün talimat görüp hemen iddianame düzenlerseniz öte yandan aylardır içerde olanlar hakkında bir iddianame dahi hazırlamazsanız o ülkede adaletten söz edemezsiniz." diye konuştu.

"Abdullah Gül siyaset dünyamızın önemli aktörlerinden birisidir"

Bir röportajında "Abdullah Gül'den bu AK Parti'liler çok korkuyorlar" demeci verdiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "CHP'nin adayı Abdullah Gül mü olacak? Gül ile görüşme yapıyor musunuz?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Sayın Gül en son kız kardeşimin vefatı dolayısıyla aradı, başsağlığı diledi. Ondan önce de ben bir konu dolayısıyla telefonla görüştüm. Ondan önce de yüz yüze de görüştük. Yani Sayın Abdullah Gül bizim siyaset dünyamızın önemli aktörlerinden birisidir, kabul etmek gerekir. Demokrasiye bağlılığını değişik ortamlarda vurgulamıştır. Bunu da saygıyla karşılarım ama cumhurbaşkanlığı adaylığı için bana böyle bir soru sorulduğu için, ya niye bu soru soruluyor yani. Özellikle AK Parti kanadı Abdullah Gül ismini bir türlü içine sindiremiyorlar ve sindiremeyebilirler yani. Niye korkuyorlar diye bu soruyu da sordum. Bu hemen 'efendim, siz koşulsuz işte bilmem ne falan filan işte, CHP'nin adayı vesaire falan filan' bir kısır bir gereksiz bir lüzumsuz tartışma başladı. Ortada bir aday yok, bir adaylık yok, bir talep yok, bir şey yok. Yani biz bir Millet İttifakı'yız. Millet İttifakı'nın aktörleri ile yani liderleri ile oturup konuşmadan benim tek başıma oturup karar almam o zaman kurduğumuz ittifaka ihanet olur. Yani biz böyle bir söylem üzerinden bütün ittifakı darmadağın edip, efendim onları tamamen dışlayıp, ben bildiğimi okurum derseniz, bu demokrasi kültürüne de zarar verir."

"Şu aşamada bir cumhurbaşkanlığı tartışması doğru değil"

Bu süreçte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın isimlerinin geçtiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Belediye başkanlarımız, belediye başkanlıklarını yapacaklar, güven tazeleyecekler, başarılı olacaklar, sıcak siyasetin olabildiğince dışında kalacaklar ama bütün çabalarını, bütün emeklerini yönettikleri kente verecekler. Bunu istiyorum ben. Ekrem Bey de başarılı olacak Mansur Bey de başarılı olacak. Onların başarı çıtasını izliyoruz, diğer büyükşehir belediye başkanlarımızın da başarı çıtasını yakından izliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Şu aşamada bir cumhurbaşkanlığı tartışması yapmanın doğru olmadığını, tamamen dikkatleri başka alanlara yönlendirmek için bu tartışmaların yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, şu anda toplumun gündeminin ekonomi olduğunu söyledi.

Kimi kamuoyu araştırmalarında İmamoğlu ve Yavaş'ın popülaritesinin Kılıçdaroğlu'nun isminden yüksek çıktığının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "O arkadaşların belirlenmesinde, aday olmasında benim emeğim vardır ve dolayısıyla partilerimizin emeği vardır. Onlar ne kadar başarılı olursa ben o kadar gurur duyarım." dedi.

Balıkesir'de patlayıcı fabrikasında patlama! İsrail'in hedefindeki yeni ülke belli oldu! İçişleri Bakanı Yerlikaya Suriye'ye dönenlerin sayısını açıkladı Eczanelere 5 litrelik etil alkol sınırlaması Şifreli dil geliştirmişler! Özgür Özel CHP'yi siyasi çıkmaza sürüklüyor