Kılıçdaroğlu’ndan S-400 açıklaması: Türkiye'nin yaptırıma maruz kalması kabul edilemez
Yazar Deniz Zeyrek’e konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, S-400’ler hakkında, “S-400'ler gerekli, Türkiye savunma sistemini güçlendiriyor diye yaptırıma maruz kalması kabul edilemez" dedi.
ABD ile Türkiye arasından gerilime neden olan S-400’ler Türkiye’ye geldi. Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı.
Zeyrek’in yazısı şöyle;
“Rusya'dan satın alınan S-400 füze sisteminin Türkiye'ye intikali tamamlanmak üzere. Ülke genelinde S-400'lerin alınması konusunda bir mutabakat gözleniyor ama gözler yine de ABD ve NATO'nun atacağı adımlarda.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na dün yaptığımız görüşmede S-400 tartışmalarını sordum. Öncelikle Türkiye'nin ABD'den Patriot almak istediğini ama alamadığını anımsattı. İkinci tespiti, ülkemizin ateş çemberinin ortasında bulunduğunu ve hava savunma sisteminde bir gedik olduğu yönündeydi.
Irak'ta, Suriye'de, Körfez'de, Doğu Akdeniz'de yaşanan önemli gelişmelere dikkat çeken Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“F-35 meselesi, NATO ile ilişkiler meselesi önemli ama bu coğrafyada hava savunma sistemindeki açıklar kabul edilemez. Sistemin güçlendirilmesi, bu kapsamda S-400'lerin alınması gereklidir.”
Kılıçdaroğlu, dışa bağımlılığın giderilmesi gerektiğini de vurgularken S-400'lerle birlikte teknoloji transferi yapılıp yapılmadığının hem Türkiye hem Rusya tarafından açıklanması gerektiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, ABD'nin olası yaptırımları konusunda da şunu söyledi:
“Amerika'nın yaptırımları ne olacak bilmiyorum ama Türkiye'nin savunma sistemini güçlendiriyor diye yaptırıma maruz kalması kabul edilemez. Biz doğru bulmayız. Türkiye, dışa bağımlılığını azaltıp savunma sanayisini yeterince güçlendiremedi. Bir taraftan S-400 alıp, diğer taraftan tank paleti Katarlılara devrederek savunma sanayi güçlendiremez. Günübirlik politikalarla savunma sanayi ve dış politikanın geliştirilmesi mümkün değildir.”
“Demokrasiye yönelik kumpasa halk direndi”
Bugün 15 Temmuz. Büyük bir kumpasın 3. yıl dönümü. Öncelikle kanlı darbe girişimine direnirken yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum. Yaşadığımız bu günlerin bedelini onlar canlarıyla ödediler.
Kılıçdaroğlu, sözlerine 15 Temmuz şehitlerini anarak, ölenlere rahmet dileyerek başladı. Ardından şunları söyledi:
“Hain darbe girişimine hep birlikte karşı durduk. Bütün partiler bir araya gelip parlamentoyu açık tuttuk. Demokrasiyi hedef alan darbe girişimine direnen parlamentonun önemini bir kez daha gördük. Halkımız da demokrasiye kumpas kuranlara direnme hakkını kullandı ve geçit vermedi darbecilere.”
Kılıçdaroğlu, 20 Temmuz'da OHAL ilan edilmesi konusunda ise “sivil darbe” yapıldığı yönündeki görüşünü yineledi. KHK'lıların durumunu, akademisyenlere yapılanları, “FETÖ borsası” iddialarını, Fettah Tamince gibi isimlerin soruşturmalardan etkilenmemesini, FETÖ'nün siyasi ayağına dokunulmamasını eleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun bir eleştirisi de TBMM'de kurulan araştırma komisyonuna dönemin Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar ile MİT Başkanı Hakan Fidan'ın ifade vermemesineydi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın darbe girişiminin en önemli iki tanığının ifade vermesini engelleyerek, hain girişimin bütün boyutlarının aydınlatılmasının önüne geçtiğini savunan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
“Bir diğer sorun da anayasanın, OHAL koşullarında değişmesi ve tek adam rejimine geçilmesiydi. 15 Temmuz'da darbeye direnen, demokrasiye sahip çıkan Gazi Meclis'in yetkileri güçlendirileceğine, tırpanlandı.”
“Bırakmıyorlar çünkü yolsuzlukları açığa çıkacak”
Kılıçdaroğlu ile yerel seçimler sonrasında Ankara ve İstanbul'da büyükşehir belediyelerinde yaşanan iştirak yönetimlerinin değiştirilmesi sorununu da konuştuk. İstanbul örneğini veren Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun yenilenen seçimi 806 bin oy farkla kazandığını anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“İstifa etmeyenlerin demokrasi kültürü yok. Başkan yeni bir kadro ile çalışıp, İstanbul'a hizmet etmek istiyor. Bu fırsatı kendisine vermeliler. Bırakmadıkları için benim aklıma tek şey geliyor: Oralarda büyük yolsuzlukları var. Ortaya çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. Verilemeyecek hesabınız yoksa yönetimleri devredin.”
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu tür kadroların seçimle gelen yöneticilerle birlikte gelip, birlikte gitmesi gerektiğine dair sözlerini de sıkça kullandığını anımsattı.
Görevlerinden istifa ettikleri halde şirketlerin yönetimini bırakmayanların meseleye çıkar odaklı baktıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Bütün bu engeller aşılacak. Ancak yaşanacak zaman kaybı İstanbulluların zararına olacak” dedi.”