Türkiye'yi F-35 programında çıkarmanın maliyeti ağır oldu
Türkiye’nin F-35 programında ortaklığının askıya alınmasının ABD’ye ve programa neden olacağı maliyet ortaya çıktı.
Türkiye’nin F-35 programında ortaklığının askıya alınmasının ABD’ye ve programa neden olacağı maliyet netleşmeye başladı. Tedarik zincirini değiştirmek için 600 milyon dolar kaynak ayrılırken, uçak başına da birim maliyet 8 milyon dolar (45.2 milyon TL) civarında artacak. Yaklaşık 75 uçağın teslimatında da iki yıllık bir gecikme yaşanacak.
Türk firmalarının F-35 programında 937 parça ürettiğini ve bunlardan yaklaşık 400’ünün de tek üreticisi durumunda olduğunu belirten Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, askıya alınma kararının ABD’ye çıkaracağı maliyetle ilgili Hürriyet’e değerlendirmelerde bulundu. Türk firmalarının bugüne kadar 1 milyar doların üzerinde ciro elde ettiğini hatırlatan Oğuz, ABD Savunma Bakanlığı’nın satın alma, teknoloji ve lojistikten sorumlu Müsteşarı Ellen Lord’un açıklamasına göre projenin ömür devri boyunca 9 milyar dolar civarında bir üretim öngörüldüğünü söyledi. Türkiye’ye alternatif tedarik kaynağı oluşturmak için ABD’nin çalıştığını ve bu sorunun Mart 2020’ye kadar çözülmesinin hedeflendiğini kaydeden Oğuz, tedarik kaynağının değiştirilmesi için harcanacak miktarın da 500 ile 600 milyon dolar arasında tahmin edildiğini belirtti. Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir’in açıklamalarını hatırlatan Oğuz, şöyle devam etti:
"Toplantıda sözleşmenin ‘feshi’ değil ‘askıya alınması’ ifadesinin kullanılması"
İsmail Demir, Türkiye’nin dışlanması durumunda F-35 projesinde her bir uçak başına 7 ila 8 milyonu aşacak bir maliyet artışı olacağını ifade etti. F-35 Program Direktörü Mathias Winter ise işin teknik tarafı konusunda 4 Nisan 2019’da yaptığı açıklamada, tüm üretimin yaklaşık yüzde 7’sinin Türkiye’de yapıldığını, eğer Türkiye programdan çıkarılırsa 2 yılın üzerindeki bir süreçte 50 ila 75 uçağın teslimlerinin gecikebileceğini belirtti. Sözleşmenin askıya alınması sebebiyle üretici firmalarımızın sürecin başlangıcında doğal olarak etkilenmesi beklenmekteyse de yerine konulacak aynı sayıda uçağın üretimlerinde bu tecrübeleriyle yine rol alacakları değerlendirilmekte. Dikkati çeken diğer bir konu da ABD Savunma Bakanlığı’nın 17 Temmuz 2019 tarihli basın toplantısında sözleşmenin ‘feshi’ değil ‘askıya alınması’ ifadesinin kullanılması.
Bunun hukuki açıdan özellikle seçildiği düşünülmekte. Çünkü İsmail Demir’in beyanına göre F-35 programından bir ortağın çıkarılması kararı ortakların oybirliği ile alınmak zorunda. Onun kendine has hükümleri de yerine gelmediği için şu anda hukuki zemini oluşturulamıyor. Biz de bu konuya itiraz etmek için yazılı kararı bekliyoruz. (hürriyet)