Zeyrek: 24 Haziran’ın seçmen dinamikleri ve ihtimaller
Yazar Deniz Zeyrek 24 Haziran’da yapılacak seçimler hakkında bir yazı kaleme aldı.
24 Haziran’da cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri bir arada yapılacak.
AK Parti ve MHP’nin kurduğu BBP’nin de destekleyeceğini açıkladığı Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Erdoğan olurken, CHP’nin adayı ise Yalova Milletvekili Muharrem İnce oldu. İYİ Parti’den Meral Akşener, Saadet Partisi’nden Temel Karamollaoğlu, HDP’den Selahattin Demirtaş, Vatan Partisi’nden ise Doğu Perinçek aday gösterildi.
Zeyrek Türkiye’de yapılmış her seçimin ‘çok önemli’ ve ‘kritik’ olduğunu belirtti.
Zeyrek 24 Haziran’da yapılacak seçimlerde bu iki sıfatın da kullanılabileceğini belirtti.
Zeyrek’in yazısı şöyle:
“Bana sorarsanız 24 Haziran seçimleri hakkında kullanılması gereken sözcük “farklı” olmalı.
Çünkü, gerek dinamikleri, gerekse ortaya çıkacak ihtimaller açısından daha önce hiç yaşanmamış bir seçim deneyimi ile karşı karşıyayız. Kamuoyu araştırmacılarının karşılarındaki tabloyu analiz ederken zorlanmaları da bu etkenlerin ve ihtimallerin çokluğundan kaynaklanıyor.
Gerek siyasi partilerin stratejilerinden, gerek yapılan kamuoyu araştırmalarının sağladığı verilerden (oy oranlarını değil, eğilimleri kastediyorum), gerekse sokaktan edindiğim izlenimlerden yola çıkarak 24 Haziran seçimlerinin dinamiklerini ve temel seçmen eğilimlerini şöyle sıralayabiliriz:
‘Cumhur ittifakı’:
1) Hem Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hem ‘cumhur ittifakı’nı oluşturan partilere oy verecek olanlar.
2) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a oy verip AK Parti’ye oy vermeyecek olanlar (ittifak içinden MHP’yi ve ittifak dışından Saadet Partisi’ni tercih edebilirler).
3) MHP’ye oy verip Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermeyecek olanlar.
‘Millet ittifakı’:
1) Cumhurbaşkanlığı seçiminde partisinin adayına, genel seçimlerde partisine oy verecek CHP, İYİ Parti ve Saadet Partililer.
2) Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye oy verip genel seçimlerde HDP’ye oy verecek CHP’liler (bu kesim, CHP listelerinde solun dışarıda bırakıldığına inanıyor ve hem bu durumu protesto edip hem HDP’nin baraj sorunu yaşamasının önüne geçmek istiyor.)
3) Cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce’ye, genel seçimlerde İYİ Parti’ye oy verecek CHP’liler (bu grup da Ege Bölgesi başta olmak üzere bazı bölgelerde CHP’nin listelerine tepki gösteren muhalifleri içeriyor).
4) Genel seçimlerde Saadet Partisi’ne oy verip Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy verecek SP’liler.
CHP, KAN GRUPLARINDAN ‘0 RH (-)’ GİBİ
Kan gruplarını bilirsiniz. Birinin kan grubu “sıfır Rh (-)” ise genel vericidir ve sadece aynı gruptan olanlardan kan alabilir. Yukarıdaki maddelerden de anlaşılacağı üzere, 24 Haziran seçimlerinin “sıfır Rh (-)” grubu CHP olacak. Oy geçişkenliği açısından HDP ve İYİ Parti gibi oy kaybedecek ve sadece CHP’lilerden oy alacak. İlk seçimine giren İYİ Parti ise bütün oylarını “AB Rh (+)” grubu gibi başka siyasi partilerden alacak, başka partilere oy kaptırma ihtimali olmayacak.
Saydığım yedi maddeden şu sonuçları çıkarmak mümkün:
1) MHP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde alıp 1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti’ye kaptırdığı seçmenlerin bir kısmını ittifak içinde geri alabilir.
2) Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oyu her durumda ‘cumhur ittifakı’nın parlamento oyundan yüksek olabilir.
3) CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin alacağı oy CHP’nin parlamento oyundan hissedilir seviyede yüksek çıkabilir.
4) Tersi beklense de (CHP’den gelecek tepki oyları sayesinde) HDP’nin oyu Selahattin Demirtaş’ın oyundan yüksek çıkabilir.
Araştırmacılar, seçmen tercihlerine ilişkin sağlıklı verilerin ancak bu haftadan itibaren toplanabileceğine inanıyor. Bu yüzden yukarıda sıraladığım her bir ihtimal için oy oranlarının ne olacağını şimdiden kestirmek zor.
Buna karşın oy oranlarına bağlı olarak ortaya çıkacak siyasi tabloya ilişkin ise sadece iki ihtimal var. Birincisi cumhurbaşkanı ile TBMM çoğunluğunun aynı ittifaktan çıkması, ikincisi ise cumhurbaşkanının farklı, TBMM çoğunluğunun farklı ittifaktan olması.
Birinci durumda, yeni sistemin planlandığı gibi çalıştırılması mümkün. Ancak ikinci ihtimal gerçekleşirse yürütme ile yasama farklı siyasi tavırlar takınabilir ve bu da yeni sisteme geçiş sürecinin biraz sancılı olmasına neden olabilir.”