Zeki Müren'in vefatının ardından 23 yıl geçti
"Ortapazar Caddesi'ne her yaz çadır tiyatroları gelir, boş arsalardan birine kurulurdu. Bayılırdım o çadır tiyatrolarına. Babama hep yalvarırdım, 'Ne olur önden bilet al' diye. Benim hatırım için evdekiler iki gecede bir çadır tiyatrosuna taşınırdı. Sahneye önce bir saz heyeti çıkardı. Ardından şarkıcılar sırayla sahne alırdı. Oturduğum yerden onlarla birlikte mırıldanır, şarkılar söylerdim. Hele hele çadırın assolisti çıktığı zaman nefesim kesilirdi, heyecandan yerimde duramazdım. Sahne kokusunu ilk defa çadır tiyatrosundaki şarkıcıları izlerken hissettim. Ne garip bir kokuydu o. Şarkıcıların süründükleri esans, yaptıkları makyaj, hatta sahnenin arkasındaki tuvaletten yayılan koku! Bu rutubetli kokuyu ciğerlerimin ta derinliklerine kadar teneffüs ederdim. Ben o günlerde koyu bir Müzeyyen Senar hayranıydım. Müzeyyen Hanım'ın evimizde her plağı vardı. Okul dönüşü o plakları dinler, sonra ilk dersleri almaya başladığım Bursalı tambur üstadı İzzet Gerçeker Beyefendi ile Müzeyyen Hanım'ın şarkılarını birlikte geçerdik."