Medyada "Paralı Röportaj" kavgası devam ediyor

Hürriyet gazetesi yazarı Ayşe Arman ve Habertürk yazarı Sevilay Yılman arasındaki "Paralı Röportaj" gerilimi devam ediyor.

Habertürk yazarı Sevilay Yılman'ın kaleme aldığı "Demirören Ayşe Arman’dan başlayabilir mi?" başlıklı yazısı medyada yeni bir tartışmanın odak noktası oldu.

İşte o yazı...

Demirören Medya Grup başkanı Mehmet Soysal birkaç defadır medyayla ilgili yazılar kaleme alıyor. Medyanın genel olarak sorunlarına değinen Soysal’ın yazdıklarına katılmamak mümkün değil. Dokunduğu her nokta medyanın yaşadığı gerçek sorunları işaret ediyor maalesef. Bizler de, yani biz gazeteciler de, kendi aramızda sık sık bu konuyu tartışıyoruz. Doğru söylüyor gerçekten Soysal, reklam ve PR ajansları geleneksel medya kuruluşlarını neredeyse esir almış durumda.

Çok acıklı bu tabii medya için ama dediği gibi maalesef bazıları parayla bizim mahalleyi dizayn ediyor. Şahsen ben Türkiye’nin şu anda en büyük medya kuruluşlarından biri olan Demirören’in en tepesindeki ismin bu sorunları açıklıkla dile getirmesinden çok memnun oldum.

Zira gazetecilik ilkelerinin göz göre göre yok edildiği, eski ahlaklı gazetecilik düzeninin yerle bir edilip, yozlaştırılmasının öncüsü kendi medya grubudur... Çok şey var yazabileceğim örnek olması açısından ama elimde Ayşe Arman meselesi dışında ispat edebileceğim başka bir şey olmadığı için şimdilik sadece bunu dikkatine sunmak istiyorum Mehmet Soysal’ın. Haberi var mı bilmiyorum ama Hürriyet’in haftalık röportajlarını yapan Ayşe Arman bazı röportajlarının karşılığında ücret alıyormuş. Evet. Yanlış okumadınız değerli okurlarım.

Basbayağı para karşılığında yapıyormuş röportajlarını. Ben de bunu bir plastik cerrahla yaptığı röportaj dolayısıyla öğrendim. Şimdilik isim vermiyorum ama eğer bir inkara gidilirse her şeyi apaçık yazacağımı da belirtmek istiyorum.

Ben de inanamadım ilk duyduğumda. Hatta bu bilgiyi ileten şahıs, kendisinin de röportaj için önce Ayşe Arman’ın menajeri denilen şahısla görüştüğünü sonra ise bizzat Arman’ın kendisini aradığını ve röportaj için rakam telaffuz ettiğini ilettiğinde, “Olamaz! Yalandır bu!” deyip reddettim.

Çünkü evet, duyarız bazı gazetecilerle ilgili böyle şeyler ama bunların bir kısmının karalama amaçlı olduğuna inanırız. Bir de böyle açıktan, dümdüz yapıldığını duymadık hiç. Yapanlar varsa da el altından yaparlar bu işi diye biliriz. Gizli kapaklı yani... Ama Ayşe Arman bunu gizli kapaklı yapmıyormuş. Bayağı açıktan yapıyormuş. Önce menajerine ulaşılıyormuş, fiyat belirleniyormuş ve peşin ödeme yapıldıktan sonra da röportaj yapılıp yayınlanıyormuş Hürriyet’te.

Tesadüf işte… Ben bu bilgiyi öğrendikten hemen sonra başka medya kuruluşlarında çalışan gazetecilerin ve Hürriyet’ten de üst düzey bir yöneticinin bulunduğu bir ortam oluştu. Biz bize medyanın sorunlarından filan bahsederken ben de Ayşe Arman'la ilgili bu duyumumu aktardım ve Hürriyet’in o yetkin ismine haberi olup olmadıklarını sordum.

Biz, “Yok öyle bir şey! Yalan bunlar!” şeklinde bir yanıt beklerken o üst düzey yönetici ”Evet. Bilgimiz dahilinde!” yanıtını verdi. Şoka girdik tabii. İnanamadık duyduklarımıza, kulaklarımız havaya dikildi ve, “Nasıl yani?” dedik… Anlattı o da…

Arman daha önce gazete yönetiminden habersiz yapıyormuş bu paralı röportaj işini. Bu durum o dönem gazetenin patronu olan Aydın Doğan’a iletilince, Aydın Bey de, “Aldığının yarısını gazeteye bırakırsa devam etsin” demiş.

Tabii bir numaralı patrondan bu işe vize verilince devam etmiş Ayşe Hanım reklam röportajlar yapmaya. Aldığı ücretler de öyle ufak ücretler değil. Mesela bana bu bilgiyi aktaran kişi yapılacak röportaj için önce 100 Bin TL talep edildiğini ancak rakam astronomik gelince röportaj isteyen kişinin vazgeçtiğini ve hatta bu yüzden de iki kez ikna için Ayşe Arman tarafından bizzat arandığını söyledi. Diyebilirsiniz ki, “Ee canım ne var bunda? Sonuçta gazete yönetiminin haberi varsa bundan kime ne!” Haklısınız ama gazetecilikte bu işler öyle olmuyor. Hürriyet yönetimi madem böyle bir şeye göz yumuyor o zaman Ayşe Arman’ın ücret mukabili yaptığı röportajlarının ücretli olduğunu okurlarına belirtmek zorunda.

Yani o röportajın bir yerlerine, “Bu röportaj reklam içeriklidir” ibaresini koymak zorunda. Hülasa… Birkaç zamandır medyanın, gazetecilerin reklam verenle bu grifit ilişkilerine dikkat çeken Demirören Medya Grubu Başkanı Mehmet Soysal eğer medya etiği, ahlakı adına bir temizlik yapacaksa en önce gazetecilik ilkelerini yerle bir eden bu işten başlamalı! Hiçbir biçimde kabul edilemez Ayşe Arman’ın ya da başka birilerinin gazetede para karşılığı röportaj yapması! Haksız mıyım?

Tartışmaya Fatih Altaylı da tahil oldu

Herkesin bildiği sırrı Sevilay Yılman ifşa etti. “Ayşe Arman röportajlarını para karşılığı yapıyor.” Doğru ve bu bir sır değil. Ancak Ayşe Arman’a haksızlık yapmayalım. Bu durumu gazetesi de biliyor ve gazetesi de bu işten para kazanıyor. Dünyada bunun örnekleri var. Buradaki büyük ayıp ise bu röportajların “Reklam ve tanıtım” olarak yapıldığının açıklanmamış olması. Gizli reklam olarak yapılması.

Bu da gazetenin editoryal ayıbı, Arman’ın değil. Ama asıl mesele bu olmamalı. Asıl meselemiz bunu, gazetesini de, okurunu da kandırarak “el altından” yapanlar. Ayşe bu işi kendisi açısından “namuslu” bir biçimde yapıyor. Bir anlamda gazetenin reklam servisinin bir parçası gibi çalışıyor. Ama gazeteye hiçbir katkı sağlamadan, kendi PR ajansları üzerinden bu parayı cebine indirip, hem gazetenin hissedarlarından para çalan hem de o gazetedeki diğer emekçilerin hakkını gasp edenler var. Asıl rezalet orada.

Hincal Uluç

"Ayşe Arman'ın ya da başka birilerinin gazetede para karşılığı röportaj yapması"

Hürriyet'in haftalık röportajlarını yapan Ayşe Arman bazı röportajlarının karşılığında ücret alıyormuş. Basbayağı para karşılığında yapıyormuş röportajlarını. Ben de inanamadım ilk duyduğumda. Hatta bu bilgiyi ileten şahıs, kendisinin de röportaj için önce Ayşe Arman'ın menajeri denilen şahısla görüştüğünü sonra ise bizzat Arman'ın kendisini aradığını ve röportaj için rakam telaffuz ettiğini ilettiğinde, "Olamaz! Yalandır bu!" deyip reddettim. Çünkü evet, duyarız bazı gazetecilerle ilgili böyle şeyler ama bunların bir kısmının karalama amaçlı olduğuna inanırız. Yapanlar varsa da el altından yaparlar bu işi diye biliriz. Ama Ayşe Arman bunu gizli kapaklı yapmıyormuş. Bayağı açıktan yapıyormuş. Önce menajerine ulaşılıyormuş, fiyat belirleniyormuş ve peşin ödeme yapıldıktan sonra da röportaj yapılıp yayınlanıyormuş Hürriyet'te.

Hürriyet'in bir yetkin ismine haberleri olup olmadıklarını sordum. Biz, "Yok öyle bir şey! Yalan bunlar!" şeklinde bir yanıt beklerken o üst düzey yönetici "Evet. Bilgimiz dahilinde!" yanıtını verdi. Anlattı... Arman daha önce gazete yönetiminden habersiz yapıyormuş bu paralı röportaj işini. Bu durum o dönem gazetenin patronu olan Aydın Doğan'a iletilince, Aydın Bey de, "Aldığının yarısını gazeteye bırakırsa devam etsin" demiş. Tabii bir numaralı patrondan bu işe vize verilince devam etmiş Ayşe Hanım reklam röportajlar yapmaya. Aldığı ücretler de öyle ufak ücretler değil. Mesela bana bu bilgiyi aktaran kişi yapılacak röportaj için önce 100 Bin TL talep edildiğini ancak rakam astronomik gelince röportaj isteyen kişinin vazgeçtiğini ve hatta bu yüzden de iki kez ikna için Ayşe Arman tarafından bizzat arandığını söyledi. Hiçbir biçimde kabul edilemez Ayşe Arman'ın ya da başka birilerinin gazetede para karşılığı röportaj yapması!

Ahmet Hakan'dan Hıncal Uluç'a yanıt

Bir kör kuruşçuk bile menfaat sağlamadan... Tamamen yerli ve milli bir markamızı, bir yabancı marka karşısında azıcık öne çıkarmak maksadıyla yazdığım bir yazı dolayısıyla... Beni yayın grubumuzun en tepe yöneticisine şikâyet eden Hıncal Uluç’a sadece tek bir soru sorup bırakacağım:

Yahu Hıncal Uluç! Sen utanıp sıkılmayı ne zaman öğreneceksin?

Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal, konuya ilişkin bir yazılı açıklama yaptı

Son günlerde, başta Ayşe Arman olmak üzere gazetemiz yazarlarına yönelik bir karalama kampanyası kamuoyunun gündemini meşgul etmektedir. Türk basınının ‘amiral gemisi’ olan Hürriyet Gazetesi, güçlü yazar ve muhabir kadrosu ile 70 yıldır Türkiye gündemini belirlemektedir. Bu vasfından ötürü gazetemiz, başta sosyal sorumluluk çalışmaları olmak üzere geniş kitlelere ulaşmak isteyen tüm sektörler ve projeler için en çok tercih edilen yayın organlarının başında gelmektedir.

Proje yönetimi kapsamında paydaş sıfatıyla pek çok kurumla reklam işbirliği yapan Hürriyet Gazetesi, ‘haber değeri’ anlayışından ödün vermeden bu işbirliklerini haber içeriği olarak da kamuoyuna ulaştırmaktadır. Özellikle yazarların katılımı ile gerçekleştirilen bu tip çalışmalarda, projeyi gerçekleştiren kurum ile gazetemiz arasındaki reklam anlaşması haricinde gazetecileri bağlayan herhangi bir ticari işbirliği söz konusu olmamıştır. Dolayısıyla gazetemiz yazarlarının da herhangi bir proje komisyonu ile çalışması mevzu bahis değildir. Bu vesile ile Hürriyet Gazetesi ve yazarlarına yöneltilen bu ithamın gerçek dışı olduğunu belirtmek isteriz. Gazetemiz 70 yıldır olduğu gibi bundan sonra da gündemi belirlemeye, ses getiren haber çalışmalarına imza atmaya ve projeler geliştirmeye devam edecektir.

Ayşe Arman'dan paralı röportaj iddialarına ilişkin bir açıklama daha

Meslek hayatım boyunca pek çok gerçek dışı ithamla karşı karşıya kaldım. Bu, en iğrenciydi. Benimle ilgili bu iftirayı çıkaran, iftiraya iftira ekleyen, köpürten herkes şerefsizdir! Bugüne kadar susmamın nedeni gazetemin açıklamayı kendisinin yapmak istemesi. Açıklama dün birinci sayfadan duyuruldu ve yapıldı.

Ben açık bir kadınım. Her konuda şeffaf oldum. 26 yıldır Hürriyet’te çalışıyorum. İşimi de hep tutkuyla yaptım. Herhangi bir röportajdan para aldığımı, para istediğimi söyleyecek bir babayiğit varsa gelsin karşıma, yüzüme söylesin. Ya da çıksın medyaya söylesin, “Evet verdim!” diye. Bu yapılan aşağılık bir şey, isim vermeden muallak bir şekilde gazetede yayınlanan her röportajda para alışverişinin olduğunun ima edilmesi... O zaman açıkla! Söyleyeni de getir karşıma! Düşmanlığın, kıskançlığın, alt oymanın bu kadarı fazla! Bir de gazetem bana iyi bir maaş ödüyor, niye böyle bir şeye ihtiyaç duyayım? Benim menajerim filan da yok, ben şarkıcı mıyım? Neresinden tutarsan tut elinde kalacak bir iftira. Benim alnım açık. Gizli saklı bir şeyim yok. Saklayamam da zaten. Her şeyi anlatırım ben. Evet, markalarla işbirliği yapılmıştır. Sadece bizde değil, tüm dünyada projeler geliştiriliyor. Üstelik sadece ben değil, pek çok yazar dahil olmuştur. Her şey kurumun bilgisi dahilinde gerçekleşmiştir ve Hürriyet’in işidir...

 Ayşe Arman’ın da bazı röportajları para karşılığı yaptığını ilk duyduğumda...

İnanamadım gözlerime dün yazdıklarını okuyunca. Artık nasıl bir yaraya parmak bastıysam… Ve nasıl canını sıktıysam… Fatih Altaylı’nın da dediği gibi, medyada herkesin bildiği “Para karşılığı röportaj” sırrını ilk kez net bir şekilde dile getirdiğim için hem beni hem de bana destek verenleri iftiracılıkla, yalancılıkla itham ediyor.

Yetmiyor tam bir suçluluk psikolojisi ile; “Şerefsizler” diyerek bizlere alenen küfrediyor. Ve son derece kendinden emin bir şekilde de, “Kim benim röportajlardan para aldığımı iddia ediyorsa çıksın babayiğit gibi açıklasın!” diyerek aklınca posta koyuyor! Sanıyor ki, bağırıp çağırarak, hakaret ve küfür ederek gazetecilik ilkelerine ettiği tecavüzü dile getiren bendeniz ve bana inanıp yazdıklarıma destek olanlar susup geri çekilecek.

Bir kere şu bir bilinsin… Gazetecilik hayatım boyunca, ne kimseye iftira ettim ne de edilmesine göz yumdum! Ayşe Arman’ın da bazı röportajları para karşılığı yaptığını ilk duyduğumda… Söyleyen insanlara güvenim tam olmasına rağmen gazetecilikte böyle bir rezaletin olabileceğine inanamadığımdan atlamadım hemen üzerine.

Hataya düşmemek ve teyidini almak adına bekledim. İlahi adalet işte… O teyit ben hiç uğraş vermeden Hürriyet’in en tepesindeki kişiden geldi. Arşive bakınca görebilirsiniz. Geçtiğimiz ay, Cengiz Holding’in bir yatırımını görmek için Mardin’e davet edilen gazetecilerden biri de bendim ama başka gazeteciler de vardı tabii o günübirlik seyahatte. Bunlardan biri iletişimci Ali Saydam’dı mesela. Bir diğeri Sabah Ekonomi Müdürü Yardımcısı Dilek Güngör. Milliyet’ten ise Genel Yayın Yönetmeni Mete Belovacıklı, Hürriyet Gazetesi’nden de Genel Yayın Yönetmeni Vahap Munyar davet edilmişti. İşte bu konu orada gündeme geldi. Yatırım ziyaretimizin ardından soluklanmak için oturduğumuz öğlen yemeğinde…

Medyadan filan bahsederken aklıma geldi Ayşe Arman’la ilgili bu korkunç ötesi iddialar ve Munyar’a “küt” diye aynen şu şeklide sordum: “Ayşe Arman’ın bazı röportajlarını parayla yaptığı söyleniyor. Bizzat röportaj yaptığı kişilerden birinden duydum! Bu çok büyük rezalet değil mi Vahap Ağabey!” Ve biz, yani ben ve yanımdaki gazeteciler bu iddiaya karşılık Munyar’ın, “Böyle bir şey yok! Yalandır!” cevabını vereceğini beklerken o ise olayı doğruladı ve dahası tüm hikayesini de anlattı.

Ve hatta daha önce gazetenin ombudsmanının bu durumu defalarca eleştirdiğini hatırattı. Bunları zaten isim vermeden ilk yazımda dile getirmiştim. Okursanız bir kez daha o yazıyı, özellikle şunu da dediğimi göreceksiniz: “Şimdilik isim yazmıyorum ama eğer inkara gidilecek olursa her şeyi tek tek dökerim!”

Bu arada… Hani diyor ya Ayşe Arman dünkü zorunlu açıklamasında… “Utanmadan Aydın Doğan’ın bile adını karıştırdılar. Yok efendim ben açıktan para almışım da Aydın Bey, 'Madem öyle yarısını bize versin' demiş de! Rezillik bu...” Haklı gerçekten de! Bence de büyük rezillik ama bu rezilliği ben uydurmadım.

Bu bir senaryo değil çünkü bunu da Hürriyet’in Yayın Yönetmeni Vahap Munyar anlattı bizlere. Ve bende o ne anlattıysa eksiltmeden, çoğaltmadan sizlerle paylaştım. Gelelim şimdi bir de işin diğer boyutuna…

Küfrediyor, hakaret ediyor, yalancılıkla, yalan yazmakla itham ediyor ve dahası onu rakip gördüğüm için alenen karalama yaptığımı söylüyor ama yazısının sonunda paralı röportaj yaptığını da kabul ediyor Ayşe Arman. Efendim ama o yapmıyormuş bu paralı röportajları… Gazetesi yapıyormuş ve sadece o değil, Hürriyet’teki bu paralı röportajlar projelerinin yapılmasına gazeteden başka yazarlar da dahil oluyormuş. O yazarlar kim bilmiyorum.

Kim ya da hangi Hürriyet yazarları da gazetenin bu paralı röportaj projelerine dahil oldu isimlerini açıklarsa seviniriz. En azından okur bundan böyle onları da ona göre takip eder. Tabii bir de gazetenin dün birinci sayfasındaki, “Hiçbir yazarımız haber içeriği taşıyan röportaj ya da yazıların karşılığında para almamıştır. Gazetemizde ücret karşılığı yapılan röportajların tamamı sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde yapılmıştır” açıklaması var. Neymiş bu sosyal sorumluluk adı altında yapılan röportajlar bilmiyoruz. Eğer bunların da ne olduğunu yazarlarsa memnun oluruz ama…

Ben madem yeri geldi sorayım hem Arman’a hem de gazetenin o açıklamasına imza atanlara… “Haydi diyelim parayla yaptığınız tüm röportajların bir sosyal sorumluluğu vardı. Kabul ettik diyelim bunu da, merakımı bağışlayın ama kadınlara vajina estetiği ya da memelerini basketbol topu gibi nasıl yaptırabilecekleri konusunda tavsiyelerde bulunan bir plastik cerrahla röportajın neresinde var sosyal sorumluluk durumları?” Eğer buna doğru cevap verirseniz, beni ikna ederseniz uzatmayacağım bu işi.

Yok yine zeytinyağı gibi üste çıkıp, küfredip, hakaret edip olayı boğuntuya getirmeye kalkarsanız… Emin olun, bu meseleyi kaşımaya devam eder ve “Sosyal sorumluluk projesi” kılıfı uydurduğunuz parayla yapılan diğer röportajlarınızı da ortaya dökerim...

Eczanelere 5 litrelik etil alkol sınırlaması İsrail'in hedefindeki yeni ülke belli oldu! Balıkesir'de patlayıcı fabrikasında patlama! İçişleri Bakanı Yerlikaya Suriye'ye dönenlerin sayısını açıkladı Şifreli dil geliştirmişler! Özgür Özel CHP'yi siyasi çıkmaza sürüklüyor