Erdal Özyağcılar: O rol bana yazılmıştı

Erdal Özyağcılar, özel hayatına dair bugüne kadar hiçbir yerde anlatmadığı konuları ifade etti.

Çok mutlu bir ailede çok mutlu bir çocukluk geçirdiğini belirten Erdal Özyağcılar, Bursa'dan İstanbul'a konservatuar için geldiğini söyledi. Mustafa adındaki abisinin 3 aylıkken 10 kilo olduğunu ve abisini aşırı kilosu yüzünden 10 aylıkken kaybettiklerini söyleyen Özyağcılar, ailesinin bu yüzden kendisinin üzerine çok düştüğünü ve beslenmesine çok dikkat ettiklerini açıkladı.

"Akademide okuyan talebeler gibiydik"

Sinemadaki anılarından bahseden usta sanatçı: "Ertem Eğilmez çok büyük bir enerjiydi. Şener Şen ile epeydir görüşmüyoruz ama dünya şekeridir. Biz o zaman bir akademide okuyan talebeler gibiydik. Kemal Sunal olsun, ben olayım, Şener Şen, Ayşen Gruda... Hep gülüşür ederdik. Ertem Eğilmez gerçekten özel bir beyindi. Hepimize yetecek kadar bilgisi, kültürü, hayal dünyası vardı. Güzel günlerdi ben de vakit buldukça sabahları gidiyordum. Kemal Sunal ile film çekerken öğle yemeği hiç yemezdik. Kemal köfte yemeği çok severdi, bir köftecimiz vardı, oraya giderdik. Ertem Abi filmdeki öğle yemeklerine özellikle çok dikkat ederdi. Her film çekilmeden önce aşçı seçilirdi. Aşçı, aşçının yeri ve daha sonra yemek seçilirdi. Çünkü Ertem abi bir oyuncunun yiyeceği öğle yemeği çok önemli derdi" şeklinde konuştu.

"Arabesk filmindeki Uğur Yücel'in rolü bana yazılmıştı"

'Bizimkiler' dizisinin kendisi için çok önemli olduğunu vurgulayan Özyağcılar, dizi oyunculuğunun başlangıcını anlattı: Müjde Ar, Şener Şen, Uğur Yücel'in rol aldığı 'Arabesk' filminde Uğur Yücel'in rolünü bana yazılmıştı, o rol benimdi. 'Ben oynayacağım' demiştim fakat o günlerde Güner Namlı 'Erdal bir dizi yapıyoruz, Bizimkiler dizisi. Biz 3 kişi düşünüyoruz. Biri Macit Koper, biri sen, diğeri de Şener Şen' dedi. 'Tamam' dedim ama Şener de 'Arabesk' filminde oynuyor. O zaman dediler biz Macit ile konuşacağız. Sonra bana ısrar ettiler, öyle bir hale geldim ki ya Bizimkiler'deki Şükrü rolüne ya da Arabesk filmine tamam diyeceğim. Düşündüm, taşındım, eşim Güzin'le de konuştuk. Dedim iyi güzel de dizi daha yeni başlıyor, çok fazla dizi de yok. Bu daha hayırlı olabilir diye düşündüm."

Rol tercihlerine güvendiğini belirten sanatçı, "Neyi reddettiğimi, neyi reddetmediğimi çok iyi bilirim. Asla böyle bir pişmanlığım olmaz. Gelen rolleri iyice bir düşünürüm. Reddettikten sonra ne olursa olsun geriye dönmem. Öyle de bir şey hiç olmadı çünkü tespitlerim doğru oldu" dedi.

"Şamanizm kitaplarında yazılanları yaşadım"

Hayatındaki mucizenin inanmak olduğunu dile getiren usta sanatçı, "Ben Şamanım, biliyor musunuz? 9-10 yaşlarındayken bizim set başında bir evimiz vardı, büyük bir bahçesi vardı. Mermer merdivenle çıkılıyordu. Halamlar geldi bir bayram günü, ben fazla enerjiğim, hızla kendimi tırabzanlardan aşağı attım. Çenemin üstüne düştüm. Komaya girmişim. İki gün hiç uyanmadım, ateşler içinde yandım. Biliyorum her akşam yatağımdan balonla yükseliyorum, çatı açılıyor, gökyüzüne çıkıyorum. Bir yerlere gittim. Kazanlara koydular, hatta o Şamanizm kitaplarını okuduğumda 'Hepsini yaşadım bunların' dedim. İki gün sonra kendime geliyorum. Babama anlattım, sonra babam anlattı bana, çünkü o Şaman olayı ya bir travmadan ya da böyle bir olaydan olurmuş, ölüme yakınken olurmuş" ifadelerini kullandı.