Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye'nin kaybedecek tek bir günü daha yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM yeni açılış yılında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan TBMM yeni açılış yılında açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başlıkları:

600 yıllık bir çınarın yerine dikilen genç Türkiye Cumhuriyeti fidanı 4 yıl sonra, bir asırı geride bırakacaktır. Cumhurbaşkanlığı forsunda sembolleri olan devletlere baktığımızda 2200 yıllık bir mirasa sahip olduğumuzu görüyoruz. Bu süreklilik bizim hiçbir zaman esareti kabul etmediğimizi gösteriyor. Türkiye'yi sınırları cetvelle çizilmiş, müesseseleri suni bir şekilde kurulmuş toplumlar ve devletciklerle karıştıranlar oluyor.

Bir asır önce hasta adam diyerek gömmeye hazırlandıkları bu millet, İstiklal Savaşı'yla bağımsızlığını tekrar kazanmıştır.

15 Temmuz gecesi bu millete sıkılan her kurşun, bizi büyük Türkiye mücadelemizden vazgeçirmek bir yana kararlılığımızı artırmıştır. Şayet bugün geleceğimize çok daha güven ve cesaretle bakıyorsak, bu mücadelenin sayesindedir. Bu nedenle herkesi 15 Temmuz'un şanını, şerefini, anlamını koruma konusunda azami hassasiyet göstermeye davet ediyorum.

Çok partili siyasi hayata geçişi sağlayan bu meclise sahip çıkmak, milli irade ve hukuk devletine sahip çıkmak demektir. Tüm darbelerin, cuntaların, nice ayak oyunlarının ilk hedefinde bu meclis olmuştur. TBMM, İstiklal Harbi'ni yönetirken de 15 Temmuz'da darbecilerin karşısına dikilirken de milletimiz adına eşine az rastlanır bir mücadele veriyordu.

"TBMM'nin sorunları çözme iradesinin büyüklüğüne inandık"

Önce milletim, önce memleketim demeyen kimsenin bu kutlu kurumun çatısının altında yer almaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Türkiye'nin en büyük gücü milleti ve onu temsil eden kurumlarının dayanışmasıdır. İşte bunun için her fırsatta, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız diyoruz. İşte bunun için terörle arasına mesafe koyan tüm kesimleri birlikte hareket etmeye davet ediyorum. Milletimizin temsilcisi olan milletvekillerimizin sesine asla kulağımızı kapatmadık, kapatmayacağız. İnşallah önümüzdeki yasama dönemi meclis çatısı altında örnek bir dayanışma sergileyeceğimiz bir dönem olarak kayıtlara geçer.

Geriye dönüp baktığımızda demokraside, ekonomide, eğitimde, sağlıkta, her alanda uzunca bir süre milletimizin oldukça düşük standartlara mahkum edildiğini görüyoruz. Yaklaşık 18 yıl önce Türkiye'nin yönetimine geldiğimizde, siyasetin üslubu ve tarzını değiştirerek işe başladık. Biz ülkemize inandık, milletimize inandık. Kendimize ve politikalarımıza inandık. TBMM'nin sorunları çözme iradesinin büyüklüğüne inandık. 

Demokrasimizin hak ve özgürlükleri tüm kesimler için genişleterek gerçek anlamda tesis edebileceğimize inandık.

Enerjide kendi su, güneş, termal ve kömür kaynaklarımızı en etkin değerlendirebileceğimize inandık. Büyümemizi ülkemizin potansiyeline uygun seviyeye yükseltebileceğimize inandık. Yeni yönetim sistemimiz artık sorunlarımızı demokrasinin imkanlarıyla çözebileceğimizin en büyük ispatıdır. 

"Suriye'ye sırtımızı dönemeyeceğiz"

Suriye'ye sırtımızı dönemeyeceğimiz gibi Asya coğrafyasının hiçbir köşesine bigane kalamayız. Sınırlarımız dışındaki hiçbir faaliyetmiz işgal, istismar amaçlı değildir. Akdeniz'in Ege'nin Karadeniz'in her karşısındaki gelişme bizi doğrudan ilgilendirir. Ne bedel ödersek ödeyelim insani duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. 

"Geri dönen sığınmacı sayısı 360 bini buldu"

Suriyeli kardeşlerimiz rejimin ve terör örgütlerinin baskını altında ezildiğinde sınırlarımızın ve gönlümüzün kapısını açtık. Bize düşen sığınmacıların bir an önce kendi ülkelerinde hayatlarını sürdürebilecekleri güvenli iklimi oluşturmaktır. Geri dönen sığınmacı sayısı 360 bini buldu.

"Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları kararlılığımızın somut birer tezahürüdür"

Ülkemize yönelik Suriye kaynaklı terör tehdidi artık tahammül edilemez boyutlara ulaştı. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğünden siyasi ve idari birliğinden yanadır.  Biz asla savaştan, kan dökülmesinden yana değiliz. Hem kendimize hem de tüm Suriye halkı için güvenli gelecek istiyoruz. Türkiye, masa başında yazılan senaryoların figüranlığını yapacak kadar köksüz bir ülke midir? Millet olarak gerekirse ser veririz, ama istiklalimizden ve onurumuzdan asla ödün vermeyiz.  Türkiye'yi terör örgütünün tasfiyesi için yıllardır oyalayanların bizzat yüzlerine artık bu oyunun sonuna geldiğini söyledik.  Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatları kararlılığımızın somut birer tezahürüdür.

"Türkiye'nin kaybedecek tek bir günü daha yoktur"

Türkiye'nin kaybedecek tek bir günü daha yoktur. 30 kilometre derinliğindeki güvenli bölgede 2 milyon kişiyi iskan ettirmeyi planlıyoruz. Projelerimiz hazır. Devlet başkanlarıyla BM'deki ikili görüşmelerde paylaştık.  Bölgeyi terör örgütünün işgalinden kurtardıktan sonra uluslararası alacağımız destekle bu projeyi başlatacağız.

"50 milyon turist hedefini inşaallah yakalayacağız"

Finans sistemine saldırılar ekonominin kendi dinamikleri içinde gerçekleşen hadiseler değildi. Ağustos ayındaki sıkıntının ardından ekonomi yönetimimiz pek çok önlem aldı. Sadece bir gecede 10 milyar dolardan daha fazla ülkemizdeki cari kurun çok üzerinde döviz satın alma emirleriyle karşılaştık. Döviz kuru istikrarlı çizgiye oturtulmuştur. Faizin inmesi için adımlar atılmıştır. Faizler, bir önceki yıl sonuna göre bugün, ticari kredilerde 10 puan konut kredilerinde 15 puan gerilemiştir. Yeni verilerin açıklanmasıyla birlikte önümüzdeki günlerde enflasyonun yeniden tek haneli rakama ineceğine inanıyorum. Turizmde çok bereketli bir sezon geçiriyoruz. 50 milyon turist hedefini inşaallah yakalayacağız.

"IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattık" 

Merkez Bankamızın döviz rezervleri yeniden 100 milyar doların üzerine çıktı. Şu aralar 103 milyar dolar seviyesine ulaştı. IMF defterini tekrar açılmamak üzere Mayıs 2013'te kapattığımızın altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Dengelenme ve yeniden büyüme sürecini başarıyla sürdürüyoruz. Mali disiplinden asla taviz vermiyoruz. 11'inci kalkınma planındaki yol haritamızı takip ederek, önümüzdeki seçimsiz 4 yılı en iyi şekilde değerlendireceğiz. Ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirinceye kadar gece gündüz çalışacağız.

Yargı reformu strateji

Yargı reformu strateji belgesinin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Yargı reform paketlerinin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyorum. Elbette cumhurbaşkanı, milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hakimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir. Kuvvetler ayrılığı demek güçlerin çatışması değil makul bir denge içinde aynbı hedefler doğrultusunda faaliyetlerini yürütmeleri demektir.

Yargı reformu strateji belgesinin ilk paketinin hazırlıklarını tamamladık. Yargı reform paketlerinin yapıcı bir anlayışla tartışılacağını umut ediyorum. Elbette cumhurbaşkanı, milletvekillerinin yerine geçip kanun çıkarmaya, hakimlerin yerine geçip hüküm vermeye kalkacak değildir. Kuvvetler ayrılığı demek güçlerin çatışması değil makul bir denge içinde aynbı hedefler doğrultusunda faaliyetlerini yürütmeleri demektir.

"Nüfusumuzun ve sanayi tesislerimizin 4'te 3'ü deprem bölgelerinde yer alıyor"

İstanbul'da yaşanan 5.8 büyüklüğündeki deprem bize karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi bir kez daha hatırlatmıştır.Ülkemizin yüzde 70'i birinci derece deprem bölgesinde bulunuyor.  Nüfusumuzun ve sanayi tesislerimizin 4'te 3'ü deprem bölgelerinde yer alıyor. 'Deprem değil bina öldürür' gerçeği her depremde yüzümüze adeta şamar gibi inmiştir.  TOKİ vasıtasıyla 4 milyona yakın vatandaşımızın yaşadığı 850 bin konutu tamamlayıp sahiplerine teslim ettik. Önümüzdeki acil dönüşümü yapılması beklenen 1.5 milyon yapı var. 

400 bin kişinin GSS borçları silinecek İstanbul’daki aile vahşetinde ölü sayısı 8’e çıktı! Trafik sigortasında yeni dönem başlıyor Gelin Evi Sultan Şiray kimdir, kaç yaşında, nereli? Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava! İmamoğlu'ndan kreşler konusunda hodri meydan