Dervişoğlu'ndan yargı eleştirisi: Sinan Ateş'in kanıyla iddianame değil ibraname hazırladılar

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin grup toplantısında iktidarı yargı üzerinden eleştirdi. Dervişoğlu, "Tek adam sisteminde Sinan Ateş'in kanıyla iddianame yerine hatır senedi yazan da o senedi cirolayan da yine aynı yargıydı. İddianame değil ibraname hazırlamışlardır." dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin TBMM grup toplantısında gündemdeki konulara ilişkin konuştu. 28 Şubat Davası'ndan Sinan Ateş soruşturmasına kadar pek çok karar ve sürece atıfta bulunan Dervişoğlu, iktidarı yargı üzerinden eleştirdi.

Dervişoğlu, Sinan Ateş soruşturmasına ilişkin, "Tek adam sisteminde Sinan Ateş'in kanıyla iddianame yerine hatır senedi yazan da o senedi cirolayan da yine aynı yargıydı. İddianame değil ibraname hazırlamışlardır." ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

İKTİDARA YARGI ELEŞTİRİSİ

İktidar, olanlara darbe diyor ya da operasyon diye tanımlıyor. İktidar, adeta kendini yemeye çalışan bir yılan misali kendi kuyruğuyla savaşıyor. Kendi geçmişini unutan bir meczup gibi aynada gördüğü suretine terörist diyor, albümde gördüğü fotoğraflarına ise darbeci diyor, FETÖ'cü diyor. Vesayet vesvesesine sığınarak millete operasyon çekiyor.

Daha kötüsü ise her vesayet döneminin muktedirlerine göre karar veren Türk yargısının durumu idi. Oysaki milletimizin vesayetçilere karşı sığınacağı tek liman Türk yargısı olmalıydı.

1960'da oy sandığını idam sehpasına çeviren aynı yargıydı. Bir başbakan iki bakan asmanın tarihi kara lekesini hiç ama hiç umursamadı.

1980'de her renkten kalemi eşitlik ilkesi gereğince umarsızca kıran yine aynı yargıydı.

28 Şubat zulmünde muktedirleri memnun, milleti mağdur eden ve o haklı mağduriyetten insafsızca nemalanları abat eden yine o yargıydı.

Şerefli Türk ordusuna kurulan şerefsiz kumpaslarda yalanları doğruların üzerine boca ettiren yine aynı yargıydı. Türk Devleti'nin harim-i ismetine giren düşman askerinden bile düşmanca devlet sırlarını yağmalayan da yine o idi.

FETÖ ile sözde mücadele edenleri senin FETÖ'cün benim FETÖ'cüm borsasında yatırımı muktedirlere yapan yine o yargıydı.

SİNAN ATEŞ CİNAYETİ

Tek adam sisteminde Sinan Ateş'in kanıyla iddianame yerine hatır senedi yazan da o senedi cirolayan da yine aynı yargıydı. İddianame değil ibraname hazırlamışlardır.

Mahkemelere, yargıya, adalete artık kim güvenebiliyor ki? Kendisine yapılan haksızlığa karşı, güvenle ve inançla “Ankara’da hakimler var diyerek.” kim kendini teskin edebiliyor? Hangimiz karakoldan aranınca, adliyeden tebligat gelince, gönül rahatlığıyla yaptığından ve yapmadığından emin olarak oralara gidebiliyor ki?

Çok yakın zamandan bir örnek olarak Ankara Organize Suçlar Müdürü, savcılığa gidip ifade vermek istiyor. Savcı, ifade vermeye gelene gözaltı kararı çıkartıyor. Emniyete güvenmeyip, jandarmaya aldırıyor. Jandarma alıp İstihbarat Teşkilatı’na götürüyor. İl Emniyet Müdür Yardımcısı ve beraberindekiler tutuklanıyor hiçbir şey olmasa bile belli ki bir şeyler oluyor.

KOBANİ DAVASINDAKİ KARARLAR

Açılım sürecinin tarafları hatırlatılmasını sevmezler ama ben unutturmayacağım. O ağalar Dolmabahçe’de 6-7-8 Ekim’den 4 ay sonra 28 Şubat 2015’te buluşup sonrasında da barış bildirisi okudular. Mahkemenin gerekçeli kararını merakla bekliyoruz. Ülkemizi ateşe çevirmek isteyenlere verilen cezaları da ayrıca değerlendireceğiz ama onlarla Dolmabahçe’de pazarlık edenleri de asla unutmayacağız.

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ ELEŞTİRİSİ

Birileri takke alırken, birilerinin külah verdiği bu simsar sahnesinde hikaye hep üstünlerin hukukunu anlatır. Yönetmense hep muktedirlerin koltuğundadır. Yeni bir şey lazımsa Türkiye’ye eğer değişecek bir şey varsa o da bu hilkat garibesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir.

Karşı karşıya kaldığımız tüm sorunlarla ilgili olarak ilgilileri zamanında uyardık. Yapmayın etmeyin dedik. İYİ Parti bu ülkenin, erken uyarı sistemidir. Gelin erkleri birbirine karıştıran, ülkeyi tek adamın hırslarına ve hevesleri terk eden bu ucube sistemden kurtulmanın yollarını arayalım.

'EMEKLİLER İKTİDARIN ZULÜM SOPASINDAN PAYINA DÜŞENİ ALIYOR'

Önce yumuşama ve normalleşme, sonra içeriği belli olmayan yeni anayasa daha sonra da etki ajanı tartışmaları ve ekonomik felaketleri konuşulmaz kılma tiyatroları...

Adalet terazisini hurda demir fiyatıyla görenler, Türk milletine pul kadar bile değer biçmiyor. Nereden mi biliyoruz? Emeklilerin feryatlarını duymayıp KYK yurtlarında 1 ay tatil teklif edenlerden. Toplumun her kesimi gibi emekliler, iktidarın zulüm sopasından payına düşeni fazlasıyla alıyor.

O yurtları depremzedelere açmak için 40 takla attıkları zaman hatırlamışlardı ki o zaman bile nazlanmışlardı. Depremzede konusunu da tamamen unutturdular. Halen binlerce insanın perperişan yaşadığı koşulları unuttular, verdikleri ev ve iş sözlerini yok saydılar, o yurtları da düşen asansörlerle hatırlamışlardı. Sonra ne oldu, sorumlular cezalandırıldı mı, asansör ve binalara bakım yapıldı mı bilen yok.

EMEKLİ MAAŞLARINA İLİŞKİN ÇAĞRI

Bugün milyonlarca emekli vatandaşımızın asgari ücretin altında emekli maaşı almasının tek sebebi, AKP iktidarının 2008 yılında yapmış olduğu düzenlemelerdir. Güncelleme katsayısını yüzde 100’den yüzde 30’a düşürdüler. Aylık bağlama oranını yüzde 75’lerden yüzde 50’ye düşürdüler. Sonuç ise 2003 Ocak’ında en düşük emekli maaşı asgari ücretten yarı yarıya fazla iken bugün en düşük emekli maaşı asgari asgari ücretin altındadır. Emekli vatandaşlarımızın dertlerini bir nebze olsun çözecekseniz saçma sapan vaatler yerine en düşük emekli maaşını 21 sene önceki haline getirin ve asgari ücretin üstüne çıkarın.

Milletini yoksullukta eşitleyen iktidarın, diplomalı yoksullarımızla bastonlu yoksullarımızı bir araya getirdiği nokta haline geldi KYK yurtları.

'ERDOĞAN TÜRKİYE'Sİ GAZETELERDE ÜÇÜNCÜ SAYFA HABERİNDEN İBARET KALDI'

Ülkemizin 81 ilinden gelen haberler gasp yaralama vahşet cinayet sanılmasın ki sadece organize suç var sanılmasın ki sadece mafya ve devlet ilişkisi var. Dillerine pelesenk ettikleri Türkiye Yüzyılı’nda market kuyrukları Sovyetler Birliği, sokaklar Orta Doğu, yollar Latin Amerika haline geldi. Tayyip Erdoğan Türkiye’si gazetelerde koskoca bir üçüncü sayfa haberinden ibaret kaldı.

'İNFAZ DÜZENLEMELERİ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ'

Artık büyükşehirlerin bazı yerlerinde suç gettoları oluşmuş durumdadır. Can, mal, ırz güvenliği kalmamış haldedir. Alınan bekçiler nerededirler? Alınan bekçiler görev saatlerinde gerçekten dolaşmaktadır mıdır? Yargıda reform iddiaları ortaya atanlar, güvenlik birimlerinize yardımcı olmanızın bir yolu da infaz düzenlemelerini gözden geçirmektir. Katili caniyi gözü dönmüş ıslah olmamışları sokaklara salmamaktır. İktidarın görevi sokakları ölünebilir değil yürünebilir yapmaktır.

Bu memleket siyasileşmiş cemaatlerin, mafyalaşmış siyasetçilerin ve siyasallaşmış mafyaların devlet içindeki güç mücadelesinden bıkmıştır. Bu millet artık iktidarın zaaflarından beslenen karanlık güç odaklarından yorulmuştur. Bugün Türkiye'de bürokrasi ve yargı şayet devlet içinde yapılanmış ve siyasallaşmış cemaatlerin oyun sahası haline gelmişse ve suç örgütlerinin hakimiyet ve hesaplaşma alanına dönüştüyse bunun tek sorumlusu vardır o da iş bilmez Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan'dır.

'YOKSULLUĞUN SEBEBİ İKTİDARIN YANLIŞ VE AKIL DIŞI POLİTİKALARDIR'

Hem pahalı gıda hem zehirli gıda yiyoruz. Tarım ürünlerini bir borsa yatırım aracı gibi görenler yüzünden memleketteki buğdaydan habersiz buğday ithal eden bir toprak mahsulleri ofisi olduğunu ifade ediyoruz. Enflasyonun sebebini esnafta, üreticide ya da halk arasında aramaktan vazgeçin. Hayat pahalılığının ve yoksulluğun tek sebebi izlediğiniz yanlış ve akıl dışı politikalardır. Eğer bugün birileri haksız kazanç elde ediyorsa sebebi izlediğiniz yanlış politikalardır. Bugün Türkiye dolara en yüksek faizi veren ülke konumundaysa sebebi bu iktidarın uyguladığı yanlış politikalardır. Merkez Bankası, iftiharla sunduğunuz tasarruf tedbirlerinin 8 katı kadar yani 818 milyar zarar ediyorsa ve bunu da sadece 2023 yılında yapmışsa sebebi izlediğiniz yanlış politikalardır.

Eğer başarılı bir istikrar programı izleyeceksiniz en başta tarımda reform yapacaksınız. Ürün zincirlerinde oluşan simsar yapılanmayı kıracaksınız. Barınma ve gıda krizini çözmek için yeni bir kentleşme modeli ile köy ve kent dengesini yeniden sağlayacaksınız.

'ALKOLE SİGARAYA SAVAŞ AÇTINIZ DA UYUŞTURUCU TACİRLERİNE RESMİ KORUMA VERDİNİZ'

Sayın Erdoğan nüfus artış hızından yakınıyor. Aileden ve ailenin kutsallığından bahsediyor. Ben size söyleyeyim sayın Erdoğan; sınır güvenliği olmayan bir ülkede can ve mal güvenliği, sokak güvenliği, iş güvenliği, sosyal güvenlik, milli eğitimi, barınacak ev kalmamış bir ülkede aile de olmaz, beklediğin nüfus artışı da gerçekleştirilmez. Şayet doğan çocuk güvenlik altında değilse bu millet bunu kabul etmez.

Ülke güvenliği diye güvenlik koridorlarına soktunuz. O koridorlardan geçen milyonlarca kaçağı da ensar masallarıyla, güvenlik masallarıyla uyutup şehirlerimize doldurdunuz. Hepimizi, Cumhuriyet'in 100. yılında bütün güvenlik krizlerini aynı anda yaşadığımız bir cendereye mahkum ettiniz.

Bu arada, her şeyi satılabilir her şeyi ihale edilebilir gördünüz. Vatan toprağına kupon arazi muamelesi yaptınız. Haliyle Türk vatandaşlığını da eşantiyon malzemesi olarak gördünüz. Kamyon kasalarına, TIR dorselerine doluşan herkes bu sınırlardan girerken mafyalara, çetelere pasaport verdiniz. Alkole ve sigaraya savaş açtınız da uyuşturucu tacirlerine resmi korumalar verdiniz.

'ÜLKEYİ DUYGUSUZ BİR ÇÖLE ÇEVİRDİNİZ SAYIN ERDOĞAN'

Siz bu ülkenin çocuklarını değil, başka ülkenin çocuklarını daha fazla sevdiniz sayın Erdoğan. Kendi çocuğunu sevmeyen taş kalpli bir baba gibi sevgiyi ve şefkati bu ülkenin lügatından çıkardınız. Aynı ihtilalcilerin yaptığı gibi kendi nesillerinizi yetiştirmek isterken tüm yetişmiş fidanları kırdınız, tüm ağaçları kestiniz, bu ülkeyi duygusuz bir çöle çevirdiniz sayın Erdoğan.

Patronlar vize alamıyor, işçiler anında kabul ediliyor TBMM'de Merkezi Yönetim Bütçesi kabul edildi Osmaniye'de asansörde sıkışan kadın öldü İstanbul'da deprem CHP, millilikten ve yerlilikten daha fazla uzaklaşıyor Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan Almanya'daki Noel saldırısına kınama