Salgın devam ederse yeme-içme sektörünü gelecekte neler bekliyor?
Yeme-içme sektörü hepimizin bildiği gibi çok yoğun tempo gerektiren bir sektör. Pandemi süreci ile beraber birden evde oturmaya başladınız. Bu durum sizde ve çalışanlarda nasıl bir etki yarattı? Ruh halinizde ne gibi değişiklikler yaşadınız?
Pandemi sürecinden önce Kozmonot ekibi olarak kalabalık bir kadroyla bizler sabah 09.00 itibariyle gece 02.00’a kadar çok yoğun bir tempoda sürekli çalışıyorduk. Son dönemde mekanlarımızın giderek popülerleşmesi, müşteri memnuniyeti ve etkinliklerimizle oluşan talepler sonucunda geniş bir kadromuz olmasına rağmen yine de işe zor yetişiyorduk diyebilirim. Çok iyi bir ivme yakalamıştık. Bu tempoda haftalık izin bile zor yaparken birden genelgeyle birlikte 'tüm mekanlar kapatılacak’ denince ve dönen dedikodular bu sürecin bir en fazla bir buçuk ay süreceğiydi. Biz de işe olumlu yanından bakıp 1 ay gibi bir süre hiç çalışmadan kendimize vakit ayırabileceğimizi düşünerek örneğin; şu kitabı okumak için zamanım olacak, kalan filmleri izleyebileceğiz diye sevinmedik diyemeyeceğim. Çünkü insan bizim tempomuzda kendine zaman ayıramıyor. Evi çok görmüyoruz durum böyle olunca başta iyi geldi ama o ilk bir ay geçtikten sonra o tempoyu aramaya başladım. Biz iş yerinde sürekli birileriyle iletişim halinde olduğumuzdan dolayı karantina sürecinde iletişim kısırlığı yaşamaya başladım. Bir gün boyunca kimseyle konuşmadığım günler oldu. Bu bende bir boşluk yarattı ve bundan sonra hayatımız hep böyle mi olacak? , iş yerimiz açılacak mı? diye sorgulamaya, kaygılanmaya başladım. Beni ve ekibimi rahatsız eden bu belirsizlikti. İlk bir ayı dinlenme olarak değerlendirdik, yaşadık fakat günler geçtikçe ve iç açıcı haberler olmadıkça endişe yerini paniğe bıraktı. Neyse ki 1 Haziran itiabariyle yepyeni bir düzenle hayata geri dönebildik.