İBB Başkan Adayı Kurum: Afet yönetim planını yarın deprem olacakmış gibi hazırlayacağız
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Cüneyt Özdemir’in youtube kanalında canlı yayına konuk oldu, soruları yanıtladı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, Cüneyt Özdemir’in youtube kanalında canlı yayına konuk oldu, soruları yanıtladı.
‘’Vatandaşımız oy vereceği adayın geçmişte ne söylediğine,ne gerçekleştirdiğine bakmalı’’
Yerel seçimlerin İstanbul’a yapılacak hizmetlerin oylanacağı bir seçim olacağını belirten Kurum, “Çok önemli bir seçime gidiyoruz. 72 gündür sahadayız. Vatandaşımız gittiğimiz her yerde İstanbul’da çektiği sıkıntıları, problemleri anlatıyorlar. Tabii şu durumda yerel seçimde vatandaşımız belediye başkanı seçiyor. Belediye başkanı bu şehrin sorunlarını, problemlerini çözmek adına çalışacak, bu ekibin ‘Şehremini’, bu şehrin dertlerini çözecek kişi. Ben şunu söylüyorum, önümüzdeki 5 yılda İstanbul’da İstanbulluların sorunlarını çözmek adına ortaya koyulması gereken irade çok çok önemli. Ve iki aday yarışacak. Ya CHP’li adaya ya da Cumhur İttifakı’nın adayı Murat Kurum’a oy verecekler. Burada vatandaşlarımız tercihini yaparken öncelikli olarak şuna bakmalı; burada oyu verirken oy vereceği adayın geçmişte ne söylediği ne gerçekleştirdiği çok önemli. Her ile gittiğimizde orada vatandaşlarımız bizden bir şey bekliyor ve o sorunları çözmek adına biz de bir irade ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla öncelikle buna bakmak gerekir diye düşünüyorum. Bugün verdiği vaatleri bile hatırlamayan bir irade ile 5 yıla 81 ile hizmet etmiş, 81 ilde eseri olan bir kardeşiniz var. Bu iki tercihi vatandaşımızın net bir şekilde yapacağını düşünüyorum.’’ dedi.
‘’İstanbul’un öncü şehir olabilmesi için bize oy vermeleri gerektiğini düşünüyorum’’
Murat Kurum, “İstanbullular neden size oy versin” sorusuna verdiği yanıtı da 5 başlık altında topladı. İlk olarak ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefine dikkat çeken Kurum, “Öncelikle biz İstanbul’un ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ hedefi doğrultusunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayal ettiği muasır medeniyetler seviyesine çıkarabilmek için İstanbul’un çok güçlü olması, öncü şehir olması lazım. İstanbul’un öncü şehir olabilmesi için bize oy vermeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü İstanbul’un lokomotif şehir olabilmesi için atılacak adımları kararlı bir şekilde atmamız lazım. Bu Türkiye’yi ilgilendiren bir mesele. İstanbul sadece kendini ilgilendiren bir şehir değil. Bu manada İstanbul ve ülkemizin geleceği adına bu kararı vermeliler.” diye konuştu.
“İstanbul’da gösterilen en önemli sorunların başında deprem geliyor”
Ardından İstanbul’u bekleyen deprem gerçeğini anımsatanMurat Kurum, “İstanbul’da gösterilen en önemli sorunların başında deprem geliyor. Bunu bilim insanları söylüyor. Bilim insanları İstanbul’da olası bir depremde mal ve can kayıpları oluşabilir, tedbir alınması gerek diyor. Biz de bu konuda ülkemizde 25 yıldır, ama genel müdürlüğüm döneminde ama bakanlık yaptığım süreçte hep bu işle iştigal oldum. Sosyal konutlar ürettim, kentsel dönüşüm konutları yaptım. Ülkemizde yaşanmış bütün afetlerde vardım. Görev yaptığım dönemde birçok afetle karşılaştık. Dolayısıyla depreme hazır hale getirmek için Murat Kurum’a oy vermeliler. Ben 650 bin konut yapacağımızı ifade ettiğimde rakibimiz, ‘yapılmamalı, gerek yok’ gibi talihsiz bir açıklama yapıyor. 5 yıllık süreçte de baktığımızda depremle ilgili çalıştaydan öteye geçememiş bir durumla karşı karşıyayız.” sözleriyle de mevcut İBB yönetiminin afet hazırlığı konusundaki performansını eleştirdi.
‘’İstanbul’da ulaşım bir çile haline geldi’’
Üçüncü olarak da İstanbul’daki ulaşım sorununu örnek gösterdi Murat Kurum. “Vatandaşımızın işe, eve, okula gitmesi büyük bir problem haline geldi. Ulaşımı çözmek için de hem İstanbul’un kaynaklarını çok iyi bir şekilde değerlendirip kullanmak ve buna ilişkin de önümüzdeki 5 yılda hem kaybedilmiş 5 yılı telafi etmek hem de önümüzdeki sürece ilişkin irade ortaya koymamız lazım. Biz burada şunu söylüyoruz; mevcut metro hattını 650 kilometreye çıkaracağız. Yeni kavşaklar, otoparklar, yol düzenlemeleri, tünellerle birlikte İstanbul’daki trafik çilesini bitireceğiz. Şu an 64 dakika olan ulaşım süresini 25 dakika kısaltıp 29 dakikaya düşüreceğiz. Ulaşım çilesini bitirmek istiyorsak eğer 31 Mart’ta bu işe ilişkin irade ortaya koyacak ve gerçekten İstanbul’un sorunları için çalışacak bir kişiye, bunları yapacağıma inandığım ve geçmişte de bu işleri yaptığım için bana oy vermeleri gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Dördüncü olarak, sosyal adalet başlığına dikkat çekti Murat kurum. “Sokakların huzur ve güvenle dolduğu, vatandaşımızın endişesinin olmadığı, sürdürülebilir sosyal yardımların verildiği, kimsenin ayırt edilmediği, adaletli bir şekilde sosyal yardımların dağıtıldığı” bir şehir vurgusu yaptı.
“İstanbul bir afet yaşarken kendi geleceğim için lokantalarda büyükelçilerle yemek yemeyeceğim”
Murat Kurum’un, “seçmen size neden oy versin” sorusuna verdiği beşinci yanıt, zor günlerinde İstanbulluları yalnız bırakmayacağı vaadi oldu. Geçmiş icraatını anlatan Kurum, İBB Başkanı’nı eleştirerek şöyle konuştu: “Afetlerde, yangında, depremlerde vatandaşımızın yanındaydık. Ben her anında İstanbulluların yanında olacak bir belediye başkan adayıyım. Vatandaşımız zor bir duruma düştüğünde tatile gitmeyeceğim. İstanbul bir afet yaşadığında kendi geleceğim için lokantalarda büyükelçilerle yemek yemeyeceğim. İstanbul’un sorunları varken başka gelecek peşinde koşmayacağım. Dolayısıyla ‘her anında hep yanında' olacağım bir başkanlık yürütmek, İstanbul’un beklentilerini çözmek için sahada olacağım. Beni aradıklarında çalışırken bulacaklar. Bir tarafta deprem dönüşümü yaparken diğer tarafta kentsel dönüşümü yapacağız. İstanbulluların evladı, kardeşi olmaya adayım. Her evin, burada yaşayan 16 milyon İstanbullu kardeşimin evladı kardeşi olmak benim için çok önemli. Çünkü ben bakanlık yaptığımda da bu anlayışla çalıştım. Elazığ’a gittiğimde Elazığlılar beni Kara Murat’ımız geldi derler, İzmir’e gittiğimizde mavi montlu çocuk geldi, depremde de yanımızdaydı derler. Hatay’da, Kahramanmaraş’ta yine aynı şekilde. Dolayısıyla kardeşlik hukukunu kurduk. Bu süreçte İstanbul’a da hizmet ettik. Bizi tanıyanlar ‘Murat Kurum söylerse yapar’ derler. Dolayısıyla bu beş başlıkta İstanbulluların 31 Mart’ta sandığa gittiğinde, iradeyi sandığa yansıtırken bunları düşünmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.”
‘’Ülkemizin 81 ilinde kentsel dönüşümle ilgili mücadele ettik’’
Son olarak kentsel dönüşüm meselesine giren Murat Kurum, 81 ilde hayata geçirdikleri projeleri anlattı. Kurum, “2013 yılında 6306 sayılı kanun Meclisimizde kabul edildi ve Cumhurbaşkanımızın onayıyla yürürlüğe girdi. O günden bugüne ülkemizin 81 ilinde kentsel dönüşümle ilgili mücadele ettik. Yönetmelikler değiştirdik, planlamalar yaptık, kentsel dönüşüm strateji belgesini yayınladık. Bu belge çerçevesinde yapılması gerekenleri ortaya koyduk. Bugüne kadar tüm Türkiye’de 2 milyon 200 bin konutun dönüşümünü sağladık. Kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte İstanbul’da 800 bin konutun dönüşümünü gerçekleştirdik. Şu anda İstanbul’da 39 ilçede devam eden173 bin konutumuz var. Sosyal konutları saymıyorum. Yönetmeliklerle birlikte yaptığımız 99 sonrası ki 11 ildeki afete baktığınızda yıkılan yapıların birçoğu 99 ve öncesi yapılan yapılar. Sürekli bu yapıları değiştiriyoruz. İstanbul’da 7,5 milyon bağımsız bölüm var. Bunun 1 milyon 500 bini ticari, 6 milyonu konut. 6 milyon konutun da 1 milyon500 bini riskli. Bu kadar çalıştık, çabaladık ancak hala riskli olan konutlarımız var. 600 bininin ise acilen dönüştürülmesi gerekiyor. Ben bakan olduğum süreçte de en büyük önceliğim buydu. TOKİ’de sosyal konutlar yaparak bunu sağladık. 5 yılda 365 bin sosyal konut yapmış biri olarak, 46 bin afet konutunu bitirmiş biri olarak karşınızdayım. Ve İstanbul’un 39 ilçesinde 173 bin fiilen devam eden kentsel dönüşüm projelerini yapmış biri olarak buradayım. Gayret gösterdik ancak her şey tamamen bitmiş değil.’’ ifadelerini kullandı.
“Afet yönetim planını yarın deprem olacakmış gibi hazırlayacağız”
Afet yönetimini tek bir merkezden yürüteceklerini belirten Kurum, süreci ikiye ayıracaklarını anlattı. İlk olarak afete hazırlık aşamasını örneklendirdi. “Yarın olmayacağının garantisi var mı?” diye soran Kurum, asrın felaketine de atıfta bulunarak, “Depreme hazır olmalıyız. 11 ilde yaşadığımız tecrübelerle öncelikle toplanma alanlarından başlayacağız. İstanbul’da herkes hangi toplanma alanına gideceğini bilecek. Toplanma alanındaki altyapı hazır olacak. Her şeyi çok yönlü yapalım istiyoruz. Bugün o toplanma alanında kreş, kütüphane, çocuk oyun alanı gibi hizmet verirken afet esnasında orası lojistik üs olacak. Diğer taraftan reviriyle, bakım merkezleriyle, arama kurtarma ekiplerinin kalacağı alanlarla, vatandaşlarımızın anlık ihtiyacını gidererek, 6 saatte 2 milyon vatandaşımıza çadır kurabileceğimiz bir altyapıyı tesis etmemiz lazım. Afet yönetim planını yarın olacakmış gibi hazırlayacağız. Ulaşım yollarından tutun da deniz ulaşımının iki katına çıkarılması, lojistik merkezlerinin artırılması gibi. Bunu yapmak zorundayız, çünkü İstanbul sadece kendisini ilgilendiren bir şehir değil, tüm Türkiye’yi ilgilendiriyor.” diye konuştu.
‘’Deprem dönüşümünü gerçekleştireceğiz’’
İkinci olarak da kentsel dönüşüm planlarına açıklık getiren Kurum, “Acil dediğimiz 600 bin konutu bir an önce yenilememiz lazım. Bunun 300 binini KİPTAŞ eliyle her yıl 60 bin konut yaparak 5 yılda tamamlamayı, 250 binini yerinde bir katla vatandaşımızın şu an imardan beklentileri var. Mesela 10 daireli bir apartman, yeni yönetmelikten dolayı 10 dairesini yıkıp yapamıyor. Çünkü asansör gerekiyor, yangın merdiveni gerekiyor. Onlara da imar planıyla düzenlemeler yapacağız. Yüzde 25, 30 artış vereceğiz. Bir kat verdiğinizde Bakırköy’de, Üsküdar’da birçok yer değişebiliyor. Vatandaşımız bekliyor bunu, yapın bu değişikliği, ben gidip özel sektörle birlikte bunu yapayım diyor zaten. Bu iradeyi ortaya koyacağız. 250 bin de böyle yaptık mı, oldu 550 bin. 100 bin de kiralık konut yapacağız. 39 ilçeye yetecek 100 bin kiralık konut ile birlikte hem kira hem de konut fiyatlarını düşüreceğiz. Bu sayede İstanbul’da dört bir koldan dönüşümü başlatmış ve bu iradeyi net bir şekilde ortaya koymuş olacağız.” ifadelerini kullandı.
“Yapamazsınız demek çözüm mü?”
Asrın felaketi sonrası 11 ilde yaptığı çalışmaları anlatanKurum, “3 ayda tüm Türkiye seferber oldu. Gerçekten büyük bir depremdi. 11 ili etkiledi, 53 bin vatandaşımızı toprağa verdiğimiz, çok büyük acılar yaşadığımız süreçte tek yürek olduk. Gittik 11 ilde 3 ayda milletimizle el ele vererek 180 bin konutu başlatmış biri olarak buradayım. 11 ilin hepsine, zarar gören her yere gittim. Gittim vatandaşımızın bizden beklentisi neyse dinledik, yaptık. Gelinen süreçte şu an Çevre Bakanlığımızın yerinde dönüşümle, bizim başladığımız projelerle, köylerde başlayan projelerle birlikte 307 bin konutun inşası başlamış durumda. 46 bini Şubat’ta teslim edildi. Yarın 30 bin konutun daha kurası çekiliyor, toplam 76 bin. Ve etap etap yıl sonuna kadar bu başlatılmış konutlar teker teker bitecek. Bize geçmişte, Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de de ‘yapamazsınız’ dediler, yaptık. 12 ayda yapamadık da 16 ayda yaptık. Bu kadar da eleştirilecek bir konu değil bu. Bakın bir yıl olmuş 76 bin teslim ediliyor. Devam ediyor, her yer şantiye orada. ‘Yapamazsınız demek çözüm mü?’ Yapılıyor demek ki. Oradaki sözümüzü tutmuş durumdayız diğer afetlerde olduğu gibi.” cümlelerini kurdu.
“İstanbul’un kaynaklarını İstanbul’a harcarsanız yapamayacağınız şey yok”
Vadettiği 650 bin konutu yapmak için gereken kaynağı nereden bulacağını da anlatan Kurum, “İstanbul’un kaynakları, gücü İstanbul’a yeter. Bunu kullanırsanız, İstanbulluya harcarsanız emin olun yapamayacağınız hiçbir şey yok. Bizim bütün vaatlerimizin bütçesi 58 milyar dolar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesi yıllık 7 milyar dolar. 5 yılda 35 milyar dolar eder. Yüzde 70’ini yatırıma ayırırsanız yaklaşık yarısı kendi bütçesinden çıkıyor. Diğer taraftan kalan işle alakalı biz diyoruz ki bütçeyi iki katına çıkaracağız. Çevre Bakanlığı’nın bütçesine bakın, bakanlıklar içerisinde en düşük bütçeli kuruluşlardan bir tanesi. Biz oraya gittik, bu işleri yaptık mı yaptık. Sosyal konut da yaptık, kent meydanı da yaptık. Orada bulduk bu kaynağı. Siz kaynağı üretmek için bir irade ortaya koyarsanız İstanbul buna hazır zaten.” yanıtını verdi.
Mevcut yönetimin İBB kaynaklarını ve bütçesini kötü yönettiğini belirten Kurum, şöyle devam etti: “Bugün arıtma tesisiyle ilgili temel atmama töreni yapacağınıza arıtma tesisi yapsanız yurtdışı kaynakları buna müsaade ediyor. Bizim yap-işlet-devret modelleriyle yapacağız, kendi öz gelirini biz yüzde 30’da bırakmışız şu an yüzde 8’e düşmüş. Biz bunu artıracağız. İSPARK niye zarar eder, BELTUR niye zarar eder? İSKİ elektrik faturasını ödeyemez hale gelmiş. Büyükşehir Belediyesi SSK primini ödeyemiyor. Bir kere biz İBB’yi rant olarak görmeyeceğiz. Kaynaklarını kendi içinde iştirakleriyle bütçesini artırarak, yurtdışı fonlarıyla, devletimizin her türlü bakanlıklarıyla uyum içerisinde çalışarak ve İstanbul’a hizmet edeceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’ndan istenen de bu.”
“Anlatacakları bir şey olmadığı için evirip çevirip Kanal İstanbul’u soruyorlar”
Canlı yayında Kanal İstanbul da soruldu Murat Kurum’a. Kurum, “Seçim sürecinde muhalif medya kanalları her gün bana Kanal İstanbul’u sordu. Cevap verdim, yine sordular. Çünkü soracakları başka bir şeyleri yok. İstanbul’un gündemine İstanbul’la ilgili konuları getirip, anlatacakları hiçbir şey yok bakın. Metro, kentsel dönüşüm anlatamıyor. Bırakın onu, vaadini unutuyor. Anlatacağı bir şey olmadığı için çevirip çevirip Kanal İstanbul’u soruyorlar. Bana sordular, ben de cevap verdim. Yine veriyorum: Kanal İstanbul şu anda İstanbul’un gündeminde değil. İstanbul’un öncelikleri var. Biz bakanlık döneminde de böyle çalıştık. Deprem, ulaşım, sosyal yardımlar; şehrin huzuru, güveni; gençlerin umudu, geleceği. Biz bu önceliklere göre hareket edeceğiz. Buna göre hareket etmek zorundayız. Eğer İstanbul’a hizmet etmek istiyorsak şu an önceliğimiz deprem, ulaşım, sosyal yardımlar, gençlerin geleceği. Önceliğimiz Kanal İstanbul değil, dolayısıyla önceliğimiz olmayan bir iş bizim gündemimizde değil. AK Parti’nin de benim de Cumhurbaşkanımızın da gündeminde değil. Niye değil? 11 ilimizde deprem var, devletimiz bir taraftan orada mücadele ediyor. 11 ilimize baktığınızda hamaset siyaseti yapmaya gerek yok, orada evi olmayan vatandaşlarımız var. Onlara verdiğimiz sözler var, o sözleri tutacağız.” yanıtını verdi.
Murat Kurum, Kanal İstanbul faaliyeti devam ediyor söylentilerine de değindi. “Orada devam eden Kuzey Marmara otoyolu var. Kuzey Marmara Otoyolu’nun Bahçeşehir’e olan bağlantısının yolu devam ediyor. Kanal İstanbul olsa da olmasa da o köprünün yapılması gerekiyor. O Kuzey Marmara otoyolunun Bahçeşehir’e olan bağlantısı. O yol neyi sağlayacak Mahmutbey kavşağında her gün çile çeken vatandaşımızın sorunlarının çözülmesi adına bir irade.” diyen Kurum, mevcut İBB yönetimini de “Bunlar hem çözüm ortaya koymuyorlar, hem de koyulan çözüme karşı çıkıyorlar. Bunun dışında burası bir rezerv alanı, burada bir planlama yapılmış. Vatandaşımızın arsası var, planlama adaletli bir şekilde yapılmış. Milletimiz orada kendi arsası üzerinde ama ticaret, ama konut, ama lojistik alanı, üniversitesi var, o alana ilişkin inşa faaliyetini yürüyor. Burada Kanal İstanbul faaliyeti yapılıyor demek 5 yıldır yaptıkları gibi algı çalışması.” ifadeleriyle eleştirdi.
“5 yılda Çevre Bakanlığı’ndan kentsel dönüşümle ilgili bir şey talep etmiş de yapmamış mıyız?’’
Mevcut İBB Başkanı’nın algı yönetimi ve yarı zamanlı başkanlık yaptığını söyleyen Kurum, eleştirilerini “22 yıldır nasıl biz seçiliyoruz? Onlar gibi ikbal peşinde koşmadık, nerede bir menfaat görürsek oraya çadır kurmadık. Her şeyi biliyorlar ama vaatlerini hatırlamıyorlar. Şimdi bize ‘İstanbul mu, Kanal İstanbul mu?’ diye soruyor. Konuyu oraya getiriyor çünkü anlatacağı metrosu yok, depremle ilgili bir dönüşüm iradesi yok. Anlatsa anlatsa CHP’yi nasıl bölmüş onu anlatır. O hayaller peşinde koşmaya alışkın olduğu için, bir bakıyorsun cumhurbaşkanı yardımcısı, bir bakıyorsun genel başkan, eş başkan, hep böyle bir hayal kuruyor. Gündüz bir hayal görüyor, akşam da o hayale inanıyor. 5 yıldır bunu görüyor ve yaşıyoruz. Ekrem Bey 5 yıllık süreçte Çevre Bakanlığı’ndan kentsel dönüşümle ilgili bir şey talep etmiş de yapmamış mıyız?”sözleriyle sürdürdü.
‘’İstanbul’un önündeki engel Ekrem İmamoğlu’dur’’
Ekrem İmamoğlu’nun “engellendim” bahanelerini de yorumlayan Murat Kurum, “Eli kolu bağlanmışsa eğer bundan bir yıl önce Silivri’deki konuşmasında Büyükşehir Belediyesi tıkır tıkır işliyor diyor. Madem tıkır tıkır işliyorsa, mecliste ona bir engelleme olmamışsa neden yapmamış? Engelleme olmadığını kendisi ifade ediyor. Bakın İstanbul’un önündeki tek engel Ekrem İmamoğlu’dur. Bakın İstanbul’un 7 milyar dolar kaynağı var diyorum. Madem biz iş yaptırmadık, madem eser yapamadı bu 7 milyar dolar kaynak nerede? İstanbul’un kaynağı nerede? ‘Engelleniyorum’ dediği yerde devlet bütçesini 6-7 kat artırmış, tıkır tıkır ödenmiş kaynağı. Nasıl engelleniyor ben anlamadım. Hep aynı siyaset, hep aynı ifadeler. Rakibimiz vurdumduymazlığını, tembelliğini, ihmalkarlığını mazeret ve bahane siyaseti yaparak üstünü örtmeye çalışıyor.” dedi.
“İstanbul’da çeşmeden su içemiyoruz, vatandaşımızı çeşmeden su içeceği seviyeye getireceğiz”
5 yıllık süreçte içme suyu yatırımlarını artıracaklarını söyleyen Kurum, “İstanbul’da çeşmeden su içemiyoruz, biz gelince vatandaşımızı çeşmeden su içeceği seviyeye getireceğiz. 5 yıllık süreçte bunu yapacağız. 5 yıllık süreçte içme suyuyla alakalı İstanbul’a bir damla su getirmişler mi? Biz mevcut kapasiteyi yüzde 21 artıracağız. Yeni içme suyu barajları, arıtma tesisleri yapacağız. Bu tesislerle birlikte hem koku parametresini giderecek, apartmanın önünce kadar memba kalitesinde gelecek altyapıyı, yatırımı yapacağız. 5 sene sonra İstanbullular kapısından bu suyu içecekler. Bu işler hayal ederek, söyleyerek, eleştirerek olmaz, yatırımla olur.” diye konuştu.
“Net bir duruşu yok”
Murat Kurum, yerel idarenin merkezi idareyle uyumlu çalışmasının önemini de “81 ile hizmet etmiş, bakanlık yapmış biri olarak söylüyorum. Merkezi idare ile uyum içerisinde çalışan herkesin kazandığını gördüm. Bize Antalya, İzmir, Mersin belediyeleri de geldi, bizimle alakalı bir iş varsa çalıştık. Elimizden geleni yapmaya çalıştık. Devletle uyum içerisinde çalışmak o şehre motivasyon katar, güç katar. Deprem meselesi siyaset üstü bir bakışla yapılması gerekir. Bir taraftan Büyükşehir Belediye, bir taraftan devlet, bir taraftan ilgili bakanlıklar tutacak. Hep birlikte yapacağız. Bu memleket hepimizin. Ona laf yetiştir, o bakana hakaret et, cumhurbaşkanına ağza alınmayacak laflar söyle ondan sonra ‘ben onlar olsa da yaparım olmasa da yaparım.’ Öbür taraftan engellendim diyorsun. Net bir duruş yok. 85 milyona sorsanız aynı cevabı alırsınız. Gideceksiniz, şehrinizin gücünü kullanarak, devlet terbiyesi çerçevesinde söküp alacaksınız.” sözleriyle vurguladı.
“Belediye taksicilik yapamaz”
İstanbul’daki taksi sorunu meselesini de açan Murat Kurum, mevcut İBB yönetiminin ‘UKOME bizi engelledi’ iddiasının algıdan ibaret olduğunu söyledi, meselenin aslını anlattı. Kurum şöyle konuştu: “UKOME’de paylaşımlı yolculukla ilgili karar verme yetkisi yok. Taksi meselesiyle ilgili başvuru yapmışlar, ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak taksicilik yapmak istiyoruz’ demişler. Kanun diyor ki; ‘sen taksicilik yapamazsın.’ Kanun bize bu yetkiyi vermiyorsa yapamazsınız. Bizim kanunumuz gereği belediye taksicilik yapamaz. Anayasa var, kanunlar var, kurallar var. Bu kurallar sana bana göre işlemez ki. Kanun ‘belediye taksicilik yapamaz’ diyor. Sonra ne olmuş, aynı belediye demiş ki, ‘taksicilik yapamazsak burada zarar eden hatlar var. O hatlara taksi plakası verelim’ diye UKOME’ye gelmiş, o taksi plakaları verilmiş. Orada niye engellenmemiş madem? Doğru bir şey istersen yapılır, kendisi doğru bir şey istemiyor. Her konuda insanları ayrıştırarak, soruna sırtını dönerek, sokak hayvanları ile de aynı, deprem ile de aynı, taksi ile de aynı. Özel halk otobüsleri niye çalışmıyor, niye yolda kalıyor bu otobüsler? Adam bakım parası alamıyor, bakamadığınız bir otobüs yolda kalır. Gidip otobüslerin bakım hizmetini yandaşınıza ihale edip verirseniz o otobüs yanar. Sonra da taksi ile ilgili sorunu devlet izin vermemiş gibi bir algı oluşturarak bir yere gidemezsiniz. Biz 6 ayda bunu çözeriz. İstanbul taksisi bir marka olacak.”
İstanbul taksisini dünya markası vaadini yineleyen Murat Kurum; denetim, etkili yönetim ve ödül-ceza sistemiyle bu konuya çözüm getireceklerini yineledi, “O plakayı Büyükşehir Belediyesi’ne alacak. Her yeri rant görüyorlar ya, o rantı nasıl paylaşırız hesabı yapıyorlar.” diyerek, İBB yönetimine eleştirilerini sürdürdü.
“Dil sürçmesini siyasi malzeme olarak kullanmak acizliktir”
Murat Kurum, mitinglerde yaptığı gaflar ile ilgili soruya da,“Çok yoğun bir program yapıyoruz. Sabah 9’da başlayıp gece 3’lere kadar çalışıyoruz. Bir saat önce Küçükçekmece’desiniz, bir saat sonra Büyükçekmece’de oluyoruz. Bazen ister istemez oraya konsantre olurken, aklınız öbür tarafta kalabiliyor. Konuşurken başka bir şey dikkatinizi dağıtabiliyor. Ama ben onlara gülüp geçiyorum. Küçükçekmece’de Büyükçekmece’de demişim, diyebilirim ne olmuş? O da Çekmeköy’e gitti Çerkezköy dedi. Şimdi onunla mı dalga geçelim? Bizimki gafsa, onlar bedelli askerlik yapanların oyunu istemediler. Ev kadınlarını AK Parti’yi siyasi tercihlerinden dolayı eleştirerek ifade ediyorlar. Gafsa, dil sürçmesiyse eğer bu çok normal. Bunu siyasi malzeme olarak kullanmak acizliktir. Benim projelerimi, hizmetlerimi, eserlerimi, söz verip yaptıklarımı eleştiremiyorlar, ‘Küçükçekmece mi Büyükçekmece mi dedi’, ‘baret yukarıya mı takıldı’, ‘çizme ayağına mı geçti’. Bunu konuşmanın İstanbul’a ne faydası var? Ben neysem o olacağım, rol yapamam, geçip orada tiyatro oynayamam. İçimden nasıl geliyorsa öyle davranacağım, böyle oldum böyle buraya geldim. Bundan sonra da böyle olacağım.” yanıtını verdi.
“YRP’li kardeşlerimizin sandıkta bizden yana tavır alacaklarına inanıyorum”
Murat Kurum’a, Yeniden Refah Partisi’nin tutumu da soruldu. “Fatih Erbakan’ın tavrına şaşırıyoruz tabii.” diyen Kurum, sözlerine, “Biz Mayıs seçimlerinde Refah Partili kardeşlerimizle birlikte hareket ettik. Az önce de söylediniz, bu iki aday arasından biri seçilecek. Bu seçimde partiler 3 oy, 5 oy, 7 oy aldılar diye bir hükümetten destek almayacaklar, yardım almayacaklar, var olup yok olma mücadelesi de vermeyecekler. Bu seçim yerel seçim. Yeniden Refah Partili kardeşlerimizin de verecekleri oyun Kuran Kurslarımızı ‘Ortaçağ zihniyeti’ olarak tabir eden anlayışa mı, yoksa Ayasofya’nın zincirlerini kırıp ibadete açan anlayışa mı olduğunu net bir şekilde görerek hareket edeceğini düşünüyorum. 5 yıldır vaatlerini gerçekleştirmeyen Ekrem Bey’e mi fayda sağlayacaklar, yoksa 81 ile hizmet etmiş, 365 milyar lira sadece 5 yılda İstanbul’a harcamış Murat Kurum’a mı oy verecekler? Sandıkta Yeniden Refah Partili kardeşlerimizin bu düşüncelerle bizden yana tavır alacaklarına inanıyorum. Rahmetli Erbakan hocamızın rüyasıdır İstanbul. Biz bu rüyayı gerçekleştirmek, yerli milli sanayisiyle, üreten ekonomisiyle hocamızın rüyasını gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Ben Yeniden Refah Partili kardeşlerimizin bu düşüncelerle sandığa gideceğini, eserden hizmetten yana tavrını net bir şekilde ortaya koyacağını düşünüyorum.” diye devam etti.
‘’İmar Barışı, Kent Lokantaları, TOKİ mağdurları …’’
Canlı yayında, Murat Kurum’a en sık yöneltilen eleştiriler arasında bulunan 3 konu başlığı da hatırlatıldı. Kurum, ‘imar affı’ sorusunu imar barışı olarak düzeltti, “Biz imar affı ile ilgili bir işlem yapmadık. Benden önce çıktı, o imar affı değil imar barışı. İmar barışı ne demek? Vatandaşımızın elektrik, su, doğalgazını alamamış ve bu mülkiyetini teminat gösterememesi sorununu ortadan kaldırmak için yapılmış bir düzenlemedir. Barıştır, af değildir. İmar barışıyla birlikte vatandaşımızın binası sağlam olmuyor, bina legal hale gelmiyor. Dönüşüm yapılana kadar vatandaşımız elektrik, suyunu alabiliyor, ipotek edebiliyor. Dolayısıyla bir barış kısmı hiçbir zaman af olmamıştı. 10 milyona yakın vatandaşımız başvurmuş; ama köyde ama şehirde, bu eksikliklerini gidermek adına barışa tabi olmuştu.” yanıtını verdi.
Kurum, Kent Lokantalarını kapatacak mısınız sorusunu da,“Kent Lokantalarını neden kapatalım? Aksine 39 ilçede 3 4 ay içerisinde kuracağız. Bakın Kent Lokantasında ücretle yemek dağıtılıyor. Biz Kadir Ağabey zamanında Ramazan ayında 500 bin kişiye ücretsiz yemek veriyorduk. Normal zamanlarda 1,5 milyon kişiye ücretsiz yemek veriliyordu. Şimdi bunlar ücretsiz yemekleri kaldırdılar, üstüne para alıyorlar. 11 tane Kent Lokantası yaptık diye davulla zurnayla, büyük bir hizmetmiş gibi anlatıyorlar. Bir kere biz bunu kaldırmayacağız. 2-3 ayda İstanbul’un ihtiyacı olan her yerine BELTUR’umuzla birlikte açacağız. Bizim Fatih Belediyesi’nde 15 tane var, Pendik Belediyesi’nde 11 tane var. Koca Büyükşehir Belediyesi olarak 11 tane açmış, büyük bir işmiş gibi anlatıyor.” diyerek cevapladı.
TOKİ mağdurlarıyla yaptığı görüşmeyi de hatırlatan Murat Kurum, “Tuzla’da hemşehrilerimizle bir araya geldik. Oradaki vatandaşlarımızı dinledim, çözüm bulabilmek için hepsinin fikirlerini aldım. Çevre Bakanımızı, TOKİ Başkanımızı aradık, onlar da üstlerine düşeni yapıp yüzde 25 indirim yaptılar. KDV TOKİ’nin yaptığı bir düzenleme değil; Maliye Bakanlığı ile yapılan düzenlemeyle 1’den 10’a çıktı. Burayı da 6306 sayılı yasa kapsamında değerlendirmek için çalışmaları yapıyorlar. Yüzde 10’dan yüzde 1’e düşürmek için çalışmaları yapıyorlar. Onun mücadelesini beraber vereceğiz. Kaçtığımız bir şey yok, hiçbir şeyden kaçmayız. Duymazlıktan gelmeyiz, sözlerimizi, vaatlerimizi unutmayız. Herkes bize soracak, biz de cevabını vereceğiz.” şeklinde konuştu.
“Kazanmamızı en çok Cumhurbaşkanımız istiyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisine her türlü desteği verdiğini belirten Kurum, “Cumhurbaşkanımızla birlikte 24 Mart’ta Atatürk Havalimanı’nda ‘Yeniden İstanbul’ mitingi yapacağız. 31 Mart’ın provasını yaşayacağımız güzel bir miting olacak. Cumhurbaşkanımız sağ olsun, her türlü desteği veriyor. İstanbul’daki toplantılara, mitinglere katılıyor. 81 ile de bu arada gidiyor. Dolayısıyla İstanbul’a ağırlık vermemesi gibi bir durum söz konusu değil. En çok o istiyor kazanmamızı. O yüzden hem söylemleriyle hem çalışmalarıyla hepimizden fazla mücadele ediyor.” dedi.