Formula 1 efsanesi Niki Lauda hayatını kaybetti
Üç kez Formula 1 şampiyonu ve aynı zamanda Mercedes Formula 1 takımı yöneticilerinden olan Niki Lauda, 70 yaşında hayatını kaybetti.
Geçen sene geçirdiği rahatsızlık sonucu akciğer nakli gerçekleştirilen Niki Lauda, o günden beri hiç padoğa gelmedi.
Lauda, akciğer nakli sonrası grip enfeksiyonu geçirmiş ve 2019'un başında tekrar hastaneye kaldırılmıştı.
70 yaşındaki Lauda'nın son günlerde böbrek problemleriyle boğuştuğu söylentileri vardı.
Formula 1'in efsane pilotları arasında gösterilen Lauda'nın ailesi bugün bir açıklama yayınladı ve Lauda'nın hayatını kaybettiğini duyurdu.
Ailesinden yapılan açıklamada Lauda'nın pazartesi günü 'huzur içerisinde' hayatını kaybettiğine yer verildi ve şöyle denildi:
"Niki bir rol model ve baz noktasıydı. Halktan uzakta ise sevgi dolu, sevecen bir eş, baba ve büyükbabaydı. Çok özlenecek."
Daha sonra Mercedes Formula 1 takımı yöneticilerinden olan Lauda, 1975, 1977 ve 1984'te Formula 1 dünya şampiyonu olmuştu.
NİKİ LAUDA KİMDİR?
1949'da Viyana, Avusturya'da doğan Andreas Nikolaus Lauda ya da bilinen adıyla Niki Lauda kariyerine teknik ekip üyesi olarak başlamış. Varlıklı olan ailesinin bütün karşı çıkmalarına rağmen 1971 yılında March takımına girmiş ve hem F1 hem de F2'de yarışmış. 1973'de BRM'ye katılan Lauda, 1974 yılında ise BRM'den ayrılıp Ferrari'ye geçen Clay Regazzoni'nin tavsiyesiyle, Enzo Ferrari tarafından takımın pilotu olarak kariyerine devam etmiştir.
İlham Veren Bir Yaşam: Niki Lauda
Formula1’in en iyi pilotlarından ve efsanelerinden biri olarak gösterilir Niki Lauda. Hırsı, yarış sevgisi, hayata tutunma gücü herkese ilham verecek niteliktedir. James Hunt ile olan rekabetini anlatan Rush (Zafere Hücum) adında bir filmi bile yapılmıştır. Film, belki de Niki Lauda’nın hayatındaki en önemli yılları, hayatının dönüm noktasını çok güzel anlatıyor. Ayrıca en iyi yarış filmleri arasında sayılıyor. İçimizdeki otomobil tutkusuyla ikinciyeni.com olarak her yaştan ve her kesimden insana ilham veren yaşamıyla Niki Lauda efsanesini anlatmak istedik;
Niki Lauda’nın Gençliği ve Formula1’e Başlaması
1949 doğumlu, Avusturyalı Niki Lauda, sanılanın
aksine ilk kez yarışlara katıldığında pilot değil teknik ekip üyesi
idi. Kısa sürede takım arkadaşının tavsiyesiyle Ferrari, kendisiyle
yarışmaya karar verdi. Bu kararın doğruluğunu zaman kanıtladı ve
Lauda, 1950’lerin sonlarında düşüşte olan Ferrari’yi tekrar ayağa
kaldırdı.
Teknik tarafı Güçlü Bir Yarış Pilotu
Ünlü yarış pilotu, henüz alt klasmanlardayken özellikle teknik ve
motor bilgisiyle dikkat çekmiş ve bu özelliğini Ferrari takımında
da sürdürmüştür. Hayatını anlatan meşhur filmde de konu edildiği
üzere en büyük rakibi James Hunt’tır. Hunt, Formula1 tarihine
geçmiş çok iyi ve cesur bir pilottu. Hunt ve Lauda’nın
kariyerlerinin neredeyse tamamı birbirleriyle yarışarak geçmiştir.
Niki Lauda, James Hunt’ın plansız cesaretinin aksine iyi
pilotluğunun yanında güçlü teknik bilgisiyle arabasını geliştirip,
stratejik olarak daha iyi kararlar alabilen yapısıyla yarış
kazanmıştır.
Maceraperest Değil Temkinli Bir Pilot
Yakınlarının verdiği bilgilere göre pistteki korkusuzluğunun aksine
normal hayatında arabasını çok sakin süren bir yapısı olan
Lauda’nın bir Formula1 pilotu olduğuna inanmak zormuş. Yine
arkadaşlarının yorumlarına göre Lauda, yaptığı işi ne kadar sevse
de bunun sadece bir iş olduğunu ve hayatından değerli olmadığının
farkındaydı.
İlk Şampiyonluk
Niki Lauda, 1974’te ilk Formula 1 yarışına çıktı ancak şampiyon
olamadı. Ancak bu ilk yarış, Ferrari’nin ne kadar iyi bir pilot
seçtiğini anlamasını sağladı. İkinci yılında teknik detaylarında
pilotun kendisinin büyük emek harcadığı arabayla 1975’te ilk
Formula 1 şampiyonluğuna ulaştı.
Korkunç Kaza ve Niki Lauda- James Hunt Rekabeti
Niki Lauda and James Hunt in 1977
Credit: Hulton Getty/Grand Prix Photo
Niki Lauda, James Hunt’ın aksine çalışkanlığı ve pist dışındaki
çekingenliğiyle tanınmıştı. İyi pilot olmalarının dışında bu iki
yarışçı, karakter açısından birbirlerinin çok farklıydılar. 1976
yılına Niki Lauda inanılmaz bir başlangıç yapmış ve en yakın
rakibinin 2 katı kadar önünde şampiyonluğa ulaşmıştı. Sırada
Almanya Grand Prix’i vardı. O gün Niki Lauda’nın başına gelebilecek
en kötü şeylerden biri geldi. Kaza yaptı ve kazadan sonra aracında
sıkıştı. Alev alan aracının içinde dakikalarca kaldı. Sonunda Niki
Lauda’yı çıkarttılar ancak vücudu ve yüzü yanmıştı. Haftalarca
hastanede kaldı. Ciğerleri su toplamıştı ve yüzü tanınmayacak
haldeydi. Onun düşündüğü tek şey ise sezon bitmeden pistlere dönüp
şampiyon olmaktı. Nitekim öyle de oldu. 6 hafta gibi inanılmaz bir
süre de piste geri döndü. Herkes Niki Lauda için sezonun belki de
yarış hayatının bittiğini düşünürken, o sadece 3 yarış kaçırarak
pistlere döndü. Gözleri hala tam iyileşmediğinden eskisi kadar iyi
yarışamıyor ama en azından puan alıyordu. Özellikle yağmurlu bir
hava onun için ölüm olabilirdi. James Hunt onun yokluğunu fırsat
bilip aradaki farkı kapamıştı. Sezonun son yarışı öncesi Niki Lauda
çok az farkla öndeydi. O gün hava yağmurluydu ve Niki Lauda
yarışmayı reddederek yarıştan çekildi. Yarış sonunda ise James Hunt
1 puanla şampiyon oldu.
Sonraki Yarış Yılları
Ertesi yıl 1977’de Niki Lauda zorlanmadan şampiyon oldu. Ferrari
ile arası bozuldu ve başka takıma geçti. Daha sonra da emekli oldu
ancak çok fazla dayanamadı ve 1982’de pistlere geri döndü. 1984’te
bir dünya şampiyonluğu daha yaşayarak tekrar emekli oldu.
Çok Çalışkan Bir Adamın Emeklilik Hayatı ve
Girişimleri
Dünyanın en hızlı
arabalarını kullanan efsane pilot, Formula 1’i bıraktıktan sonra
Lauda Havayollarını kurdu. Bu havayolu şirketi 2003’te Avusturya
Havayolları tarafından satın alındı ve 2012’de tamamen Avusturya
Havayolları’na geçti. 2001, 2002 yıllarında Jaguar takımının
patronluğunu yapmıştır. “For The Record: My Years With Ferrari”,
“To Hell and Black”, “The Art and Science of Grand Prix Driving”,
“The New Formula One: A Turbo Age” adlarında 4 adet kitap
yazmıştır. Şu anda Formula 1’in dergisinde yazarlık ve yorumculuk
yapmaya devam etmektedir.
Niki Lauda ve James Hunt efsanaleri için çekilen film: Rush (Zafere Hücum)
Zafere Hücum, iki yarışçı arasındaki rekabeti konu ediyor. 1976 yılında gerçekleşen Alman Grand Prix yarışında Niki Lauda'nın kullandığı Ferrari ikinci round'un sonunda yaşadığı bir sorun nedeniyle yarış dışı kalır ve birincilik ezeli rakibi James Hunt'a gider. Bu kaza sonrasında Lauda yaralanır; aradan geçen altı haftanın ardından olağan hırsı ve öfkesiyle pistlere geri döner. İki yarışçı arasında italyan Grand Prix'i ile başlayan mücadele diğer yarışlarda katlanarak devam eder. Hedef dünya şampiyonluğudur...
Avusturyalı F1 yarışcısı Niki Lauda ve İngiliz rakibi James Hunt
arasındaki dillere destan rekabeti konu alan film, Formula 1'in
altın döneminde, 1970'lerde geçiyor.
A Beautiful Mind filminin Oscar ödüllü yönetmeni Ron Howard'ın
yönettiği filmin başrollerini Daniel Brühl ve Chris Hemsworth
paylaşıyor.