Payitaht Abdülhamid Hüdhüd teşkilatı nedir, özellikleri nelerdir?
Payitaht Abdülhamid Hüdhüd teşkilatı nedir, özellikleri nelerdir? İşte dizide geçen teşkilatın ayrıntıları..
TRT 1 ekranlarının ilgiyle izlenen dizileri arasında yer alan Payitaht Abdülhamid dizisindeki Hüdhüd teşkilatı merak konusu oldu. Payitaht Abdülhamid Hühhüd teşkilatı nedir, özellikleri nelerdir?
Hüdhüd teşkilatı nedir?
Payitaht Abdülhamid 57.Bölüm'de Padişah, Halil Halid'e Hüdhüd teşkilatından bahsediyor. Hüdhüd teşkilatı adını Hüdhüd kuşundan alır. Hüdhüd kuşu bilmeyeni bilen görmeyeni gören zeki bir kuştur. Bu teşkilat dizide iyilik yapmak için kurulmuş bir teşkilattır. Güçsüzün yanında yer alır. Ülkeyi dış tehlikelere karşı korumak için görevlendirilmiştir. Diziye göre birçok yerde teşkilatı vardır. Bu teşkilata üye olanlar padişaha bağlıdır.
Hüdhüd kuşunun tarihçesi
Kur’ân-ı Kerîm Hz. Süleyman’dan bahsederken diğer vasıfları yanında kendisine kuş dilinin öğretildiğini ve onlardan müteşekkil orduları bulunduğu bildirilirken; hüdhüd kuşu ile ilgili şu mealde bir âyet de var: “Ve kuşları teftîş edip, şöyle dedi: ‘Bana ne oldu da Hüdhüd’ü göremiyorum, yoksa kayıplardan mı oldu?” (Neml Sûresi, 20.) Hüdhüd, Hz. Süleymanın ordusunda yer almış, su arama işinde vazifelendirilmiş, Belkıs’ın bahçelerini gezmiş ve ondan haberler getirmiştir. Hüdhüd’ün İslâmî literatürde “ebü’l-ahbâr, ebû seccâd” gibi birçok künyesi vardır. Arapça olan hüdhüd, Türkçe’de ibibik, büdbödek, çavuş kuşu; İngilizce’de hoop poo; Fransızca’da, huppe diye isimlendirilir... Yuvasını genellikle ağaç kovuklarına, duvar deliklerine ve kaya oyuklarına yapar. (EBr., VI, 47). Hüdhüd, Talmud’da “yaban horozu” olarak adlandırılmakta (EJd., VIII, 970), Tevrat’ta eti yenilmeyecek kuşlar arasında sayılmaktadır (Levililer, 11/19; Tesniye, 14/18). Hüdhüd kuşunun belli başlı diğer özellikleri ise şöyle sıralanır: Toprağın altındaki suyu görür. Eşine çok bağlıdır, eşi ölünce yeni bir eş aramaz. (Câhiz, III, 510-514).
Hüdhüd Kuşu nedir, özellikleri nelerdir?
Hüdhüd. Hudhud, çavuş kuşu, Scansores (tırmanıcılar) sınıfına mensup olup, başında dikkate şâyân bir sorguçu vardır. Tabiat ve itiyatları hakkında pek çok şey söylenmiştir ki, burada bunların ancak bir kısmını zikredebiliriz. Ana ve babasına karşı gösterdiği hürmet ve riâyet bilhassa belirtilmektedir. Umayya b. Ebi 'l-Şalt'ta hüdhüdün ölen anasını kefeleyerek cesedini, bir istirahatgâh buluncaya kadar, sırtında ve başında taşıdığını anlatan bir hikâye vardır; sırtının kahve rengi oluşu da bundanmış. Başındaki sorguçun bu hareketine ödül olarak kendisine verildiği anlatılır, eşi ölünce, hüdhüd yeni bir eş aramaz. Ebeveyni yaşlanınca, onların yiyeceklerini temin eder. Yürürken sorgucunun sallanışına göre, Arapçada muhtelif künyeleri vardır; msl. Aba'ibâd, Abu'l-sacâda gibi. Gübre içine yaptığı için, yuvası pek fena kokar. Tüyleri, yüreği v.b. muhtelif şekillerde kullanılır. Hz. Muhammed'in hüdhüdün öldürülmesini men'ettiği söylenir; bâzılarına göre, eti haramdır, bâzılarına göre, değildir. Süleyman ile Belkıs kıssasında hüdhüdün büyük rolü vardır; Kur'an, Neml Suresi, 20. Ayet v.dd.'dan istihraç edileceği üzere, bunun Peygamber zamanında dahi bilindiği anlaşılmaktadır. Burada Süleyman'ın bütün kuşları içtimaa çağırdığı, fakat hüdhüdün gelmediği anlatılır. Geç geldiği zaman ise, Saba melikesine dâir bir haber getirir ve Süleyman da kendisine bir mektup vererek, Saba'lılara gönderir.
Daha sonraki müellifler, istisnasız olarak, bütün hikâyeyi aşağıdaki şekilde anlatırlar: hüd-hüd toprağın altında bulunan suyu görebilmek kudretine sahip imiş; bu sebepten Süleyman Mekke'ye seferi esnasında hüdhüdü su bulmak üzere kullanmakta imiş. Fakat bir defasında, Süleyman'ın bu vazifede kullandığı Yafûr veya Yağfür ismindeki hüdhüdü, yolculuk esnasında suya doğru uçarak, Belkıs'in bahçesine varır ve orada Ufayr isminde başka bir hüdhüd ile tanışır. Bu hüdhüd kendisine Saba melikesi hakkında bir çok şeyler anlatır. Bu esnâda Süleyman ordusu için (bîr başka rivayete nazaran, abdest almak için), beyhude yere su arar bütün kuşları bir araya toplattırmak üzere, akbabayı (nasr) gönderir, fakat hüdhüd gelmez. Kartal (ukâb) hüdhüdü çağırmak üzere gönderilir. Hüdhüd zâten dönmek üzere bulunduğundan, kartal tarafından Süleyman'ın huzuruna getirilir. Süleyman kendisine sertçe söz söyler; fakat Belkis'e dâir söylediklerini dinledikten sonra, bir mektup vererek, kuşu Saba'lilere gönderir.