Yatay şehirleşme nedir? | Yatay mimari nedir? | Yatay şehirleşme nasıl yapılır?

Yatay şehirleşme nedir? | Yatay mimari nedir? | Yatay şehirleşme nasıl yapılır? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yayımladığı manifestosundan gecen bazı söylemler merak konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladı Yatay şehirleşme nedir? | Yatay mimari nedir?

Yatay şehirleşme nedir? | Yatay mimari nedir? | Yatay şehirleşme nasıl yapılır? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün yayımladığı manifestosundan gecen bazı söylemler merak konusu oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıkladı Yatay şehirleşme nedir? | Yatay mimari nedir? | Yatay şehirleşme nasıl yapılır? sorusunun yanıtını haberimizde bulabilirsiniz.

Yatay mimari nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının ardından Yatay şehirleşme nedir? sorusunu sizler için araştırdık. Özellikle metropollerde yaşanan arazi sıkıntısı gayrimenkul geliştiricilerini dikey mimariye yöneltiyor. Ancak gün geçtikçe artan dikey mimari yaklaşımı şehirlerin siluetini bozmaya başladı. Şehirlerde dikey mimariyi en iyi gökdelen ve rezidanslar temsil ediyor. Yatay mimari; şehrin inşasında enine gelişen yapılara yer verilmesini kapsıyor. Yatay yapılaşma, doğayla iç içe olmak için de fırsat sunuyor. Dikey yapıların aksine, yatay yapılar aslında Türkiye insanın alışkın olduğu bir değeri hatırlatıyor. Sıcak ve samimi bir ortam sunuyor. Özellikle tarihi değerleri olan yerlerde, bölgenin dokusunu bozmamak adına yatay mimarinin tercih edilmesi daha uygun görünüyor. Çünkü uzun binalar, şehrin tarihi dokusunu deforme ediyor.

Yatay şehirleşme nedir?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin seçim manifestosunu açıklarken yatay şehirleşmeyi şu ifadelerle tanımladı: Yatay şehirleşme Şehirlerimiz toprakla daha çok buluşan, toprağa daha yakın bir yaşamı yatay mimari ile geliştireceğiz. Böylece pek çok sorunu aynı anda çözebileceğiz. Her şehirlerimizde pilot uygulamayla başlayarak ülkemizin her yerine yaygınlaştıracağız. Yeni imara açılan bölgelerde buna öncelik vereceğiz.

İstanbul

İstanbul, Türkiye'de yer alan şehir ve ülkenin 81 ilinden biri. Ülkenin en kalabalık, ekonomik, tarihi ve sosyo-kültürel açıdan en önemli şehridir. Şehir, iktisadi büyüklük açısından dünyada 34., nüfus açısından belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa'da birinci, dünyada ise Lagos'tan sonra altıncı sırada yer almaktadır.

İstanbul Türkiye'nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. İstanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa'daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya'daki bölümüne ise Anadolu Yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç'in sardığı bir yarımada üzerinde kurulan İstanbul'un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır.

Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395-1204 ile 1261-1453 yılları arasında Bizans İmparatorluğu, 1204-1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453-1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, Hilâfetin Osmanlı İmparatorluğu'na geçtiği 1517'den kaldırıldığı 1924'e kadar İslam'ın da merkezi oldu.

Son yıllarda birbiri ardına ortaya çıkartılan arkeolojik bulgularla insanlık tarihine ilişkin önemli bilgiler elde edilmiştir. Yarımburgaz Mağarası'ndan çıkarılan taş aletlerle, ilkel insan izlerinin 400.000 yıl öncesine dayandığı ortaya çıkmıştır. Anadolu Yakası'nda yürütülen kazı çalışmaları ve bunlara bağlı araştırmalar, şehirde tarım ve hayvancılığa dayalı ilk yerleşik insan topluluğunun MÖ 5500'lere tarihlenen Fikirtepe Kültürüolduğunu göstermiştir. Bu arkeolojik bulgular yalnızca İstanbul'un değil, tüm Marmara Bölgesi'nin en eski insan izleridir. İstanbul sınırları içinde kent bazında ilk yerleşimler ise Anadolu Yakası'nda Kalkedon; Avrupa Yakası'nda Byzantion'dur. Cumhuriyet dönemi öncesinde egemenliği altında olduğu devletlere yüzlerce yıl başkentlik yapan İstanbul, 13 Ekim 1923 tarihinde başkentin Ankara'ya taşınmasıyla bu özelliğini yitirmiş; ancak ülkenin ticaret, sanayi, ulaşım, turizm, eğitim, kültür ve sanat merkezi olma özelliğini sürdüregelmiştir.

Karadeniz ile Marmara Denizi'ni bağlayan ve Asya ile Avrupa'yı ayıran İstanbul Boğazı'na ev sahipliği yapması nedeniyle, İstanbul'un jeopolitik önemi oldukça yüksektir. Bugün tamamına yakını doldurulmuş olan ya da kaybolan doğal limanları vardır. Bu özellikleri yüzünden bölge toprakları üzerinde uzun süreli egemenlik anlaşmazlıkları ve savaşlar yaşanmıştır. Başlıca akarsular Riva, Kâğıthane ve Alibey dereleridir. İl toprakları az engebelidir ve en yüksek noktası Kartal ilçesindeki Aydos Tepesi'dir. İldeki başlıca doğal göller Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu gölleridir. İl ve yakın çevresinde, Karadeniz ile Akdeniz makro iklimleri arasında geçiş özellikleri görülür. Hava sıcaklıkları ve yağış ortalamaları düzensiz; bitki örtüsü dengesizdir.

Maliye, kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin peşinde En fazla at ve eşek eti satılan iller belli oldu Kremlin'den Esma Esad açıklaması Narin cinayetinde 4 sanığın dışında 'korunan' 1 kişi daha var Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne büyük zam Türkiye'de öğrenciydi memleketinde bakan oldu