Muhammed Mursi Kahire'de defnedildi! Son sözleri ne oldu?
Hayatını kaybeden Muhammed Mursi'nin cenazesi, yoğun güvenlik önlemleri altında ailesi ve avukatlarının eşliğinde Kahire'nin doğusunda yerel saatle 05.00'te defnedildi. Mursi'nin avukatı son sözlerinin, "Ülkemin güvenliği ve selameti için benimle mezara gidecek sırlarım var" dediğini aktardı
Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, 67 yaşındayken mahkeme salonunda hayatını kaybetti.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre, Mursi mahkeme salonunda geçirdiği baygınlığın ardından yaşamını yitirdi.
Yerel basında yer alan haberlerde de Mursi'nin duruşma esnasında hakimden söz alarak konuştuğu belirtildi.
Duruşmanın sona ermesinin ardından mahkeme salonunda bayılan Mursi, yaşamını yitirdi.
Ailesinin katıldığı törenle defnedildi
Muhammed Mursi'nin cenazesi, Kahire'de yoğun güvenlik önlemleri altında yerel saatle 05.00'te Kahire'de defnedildi.
Mursi'nin defni sırasında yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Mursi'nin cenazesi, Kahire'nin doğusunda, Medinet Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler'in (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanda toprağa verildi.
Yerel saatle 05.00'te gerçekleştirilen define, Mursi'nin ailesi ve avukatlarının dışında kimse katılmadı.
"Ölüm nedeni kalp krizi" iddiası
Mısır devlet televizyonunda, "Muhammed Mursi'nin iyi huylu bir tümörü bulunduğu, sürekli tıbbi gözetim altında olduğu ve ölümünün kalp krizinden kaynaklandığı" iddia edildi.
“Mursi hastaneye getirildiğinde ölmüştü”
Mısır Başsavcısı Nebil Sadık, yaptığı yazılı açıklamada, Mursi'nin mahkemede 2013/56458 nolu davanın duruşması esnasında vefat ettiğine ilişkin bilgi aldıklarını aktardı.
Mahkeme sırasında diğer sanıkların savunmalarının bitiminde Mursi'nin konuşmak için izin istediği ve kendisine izin verildiğini aktaran Sadık, Mursi'nin 5 dakikalık konuşmasının ardından duruşmanın sona erdiğini ifade etti.
Açıklamada, diğer sanıklarla mahkeme salonundaki sanık kafesinde bulunduğu sırada bayılarak yere düşen Mursi'nin derhal hastaneye kaldırıldığı ve vefat ettiğinin anlaşıldığı kaydedildi.
Başsavcı Sadık, hazırlanan ilk tıbbi raporda, "Muhammed Mursi'nin soluk alıp vermediği anlaşıldı. Tansiyon ve nabız alınamadı. Göz bebekleri geniş, ışığa ve dış etkilere duyarsızdı. Hastaneye yerel saatle 16.50'de ölü olarak geldi. Ölenin vücudunda yakın zamanda meydana gelen herhangi bir yaralanma olmadığı görüldü." ifadelerinin yer aldığını belirtti.
Sadık, savcılık üyelerinden bir ekibe, Mursi'nin naaşının incelenmesi ve salondaki kameraların saklı tutulması yönünde talimat verdi.
Başsavcılık ayrıca Mursi'nin tedavisine ilişkin tıbbi dosyanın saklı tutulması ve defin işlemlerine hazırlık adına ölüm sebebine ilişkin otopsi raporunun hazırlanması için özel bir heyet oluşturulmasına karar verdi.
"Mısır'ın güvenliği ve selameti için benimle birlikte mezara gidecek sırlarım var"
Mursi'nin avukatı Abdulmunim Abdulmaksut, duruşma salonundaki sanık kafesinde bulunan Mursi'nin son konuşmasında yargılanma sürecini eleştirdiğini belirtti.
Ülkenin seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı'nın, "Şu ana kadar mahkemede neler olup bittiğini anlamıyorum. Avukat görmüyorum. Medya görmüyorum. Ortada bir mahkeme de görmüyorum. Mahkemenin görevlendirdiği avukat da beni savunacak bir bilgiye sahip olmayacak." dediğini kaydeden Abdulmaksut, Mursi'nin bir şiire atıfta bulunarak "kendisine zulmetse de ülkesine bağlı olduğunu" söylediğini aktardı.
Abdulmaksut, Mursi'nin ayrıca şu ifadeleri kullandığını kaydetti:
"Mahkemeden gizli bir duruşma istemiştim. Mahkeme reddetti. Bitti, bu mahkemenin kararı. Ancak ülkemin güvenliği, selameti ve egemenliği için benimle mezara gidecek sırlarım var.”
"korkunç ama öngörülebilir bir durum"
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Orta Doğu Direktörü Sarah Leah Whitson ise yaptığı açıklamada Mursi'nin mahkeme salonunda geçirdiği kalp krizi nedeniyle vefat ettiğini belirtti.
Whitson, sosyal medya paylaşımında, ölüm hadisesinin korkunç olduğunu ancak Mısır hükümetinin Mursi'ye yeterli tıbbi bakımı sağlamaması ve aile ziyaretlerinin gerçekleşmemesi göz önüne alındığında oldukça öngörülebilir bir durum olduğunu ifade etti.
HRW'nin Muhammed Mursi'nin sağlık durumuna ilişkin hazırladığı raporun son aşamalarında olunduğunu belirten Whitson, söz konusu raporun detaylarına ilişkin bilgi vermedi.
Hapishanede sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldı
Uluslararası insan hakları kuruluşları, Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hapishane koşullarıyla ilgili daha önce de raporlar yayımlamıştı.
HRW tarafından yaklaşık 2 yıl önce yayımlanan raporda, Mursi'nin sağlık hizmetlerinden mahrum bırakıldığı, "kanunsuz" şekilde ailesi ve avukatlarıyla iletişim kurmasının ve ziyaret edilmesinin engellediği ifade edilmişti.
Mursi'nin avukatları, 8 Haziran 2017'de başsavcılığa dilekçe yazarak müvekkillerinin hayatının tehlikede olabileceğini belirtmiş ve muayene için özel bir sağlık merkezine naklini talep etmişti.
Mahkeme salonunda hayatını kaybeden Mısır'ın demokratik yöntemlerle seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, iki yıl önce sağlık durumunun iyi olmadığını belirtmiş ancak bu uyarı mahkeme tarafından dikkate alınmamıştı.
Kahire Ceza Mahkemesinde, "yargıya hakaret" suçlamasıyla 6 Mayıs 2017'de hakim karşısına çıkarılan Mursi, yaklaşık dört yıl boyunca görüşmediği ailesi ve savunma heyeti ile görüşme talep etmiş, ayrıca "hayatını tehdit eden bazı durumlar" olduğunu belirterek, bu meseleyi avukatı ile görüşmek istediğini dile getirmişti.
Mursi'nin oğlu Abdullah, o dönem mahkemeden sonra yayımladığı açıklamada, "hukuksuz yargılama" sırasında babasının, hayatını tehdit eden bazı durumlardan şikayet ettiğine dikkat çekmesine rağmen mahkeme tarafından dikkate alınmadığını belirterek, 3 Temmuz 2013'ten bu yana alıkonulan babasının hayatından Mısır yönetiminin sorumlu olduğunu vurgulamıştı.
Öte yandan Mursi’nin ailesi, bu yıl ramazan münasebetiyle yaptığı yazılı açıklamada,Mursi’nin hukuksuz şekilde, tek başına bir hücrede tutulmasından şikayet etmiş ve sağlık durumu hakkında bilgileri olmadığına dikkati çekmişti.
Ailesi, Mursi'ye yapılanların Mısır'da ve tüm dünyada hukuka aykırı olduğun ifade edilmişti.
Alarm durumu ilan edildi
Mısır İçişleri Bakanlığı, darbeyle görevinden uzaklaştırılan eski Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin vefatının ardından ülkede alarm durumu ilan etti.
Mısır medyasında yer alan haberlere göre, İçişleri Bakanlığı, planlamalarını kapsamlı bir şekilde gözden geçirmeye, ülke genelinde sabit ve mobil binlerce güvenlik devriyesi konuşlandırmaya başladı.
Subay ve emniyet görevlilerinin izinlerini de iptal eden bakanlık, kamu ve özel kuruluşlar ile kiliseler ve otellere yönelik güvenlik önlemlerini artırdı.
Bakanlık ayrıca, yollarda sıkı emniyet tedbirlerinin alınması, meydanlardaki güvenlik görevlilerinin artırılması ve "terörist" unsurlara karşı önleyici operasyonların gerçekleştirilmesini kapsayan "C" planını devreye soktu.
“Müslüman kardeşlerden tepki”
Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan), Mısır'ın demokratik seçimlerle göreve gelmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin kasten öldürüldüğünü ileri sürdü.
İhvan tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Mursi kasten öldürülmüştür" ifadesine yer verildi.
Açıklamada, Mursi'nin ölümü ile ilgili uluslararası bir araştırma komisyonu kurulması çağrısında bulunuldu.
Muhammed Mursi'nin Mısır halkının haklarını mahkeme savunduğu ve şehit olduğu ifade edilen açıklamada, "Mursi çok ağır şartlarda hücre hapsine tutularak, tedavi hakkı gibi en sıradan haklardan dahi mahrum edilerek ölüme terk edildi. Ölümünden Mısır yönetimi sorumludur." ifadelerine yer verildi.
İhvan, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer insan hakları kuruluşlarını göreve çağırarak, Mısır'daki hapishanelerde uygulanan tıbbi ihmal yoluyla yavaş ölümlere son verilmesi için Mısır rejimine baskı yapılmasını istedi.