AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Demiröz: İstanbul ve Ankara’da risk görmüyoruz

Yerel seçimlere günler kala AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, yerel seçimleri, beka meselesini ve gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, azonceoldu.com Haber Müdürü Zeynep Uzun’a yerel seçimleri, beka meselesini ve gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

"En büyük anket meydanlardır"

Vedat Bey seçime günler kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan “anketlere güvenim kalmadı” açıklamasında bulunmuştu. AK Parti bu açıklamadan sonra anket çalışmalarına devam etti mi? Anketlerde son tablo nasıl?

- Bazıları sanki anketlerden AK Parti için olumsuz sonuçlar gelmiş de bu yüzden Sayın Cumhurbaşkanımız böyle söylemiş gibi bir algı oluşturmaya çalışıyor. Anketlere duyulan güvensizliğin temelinde hem pek çok şirketin son birkaç seçim öncesinde çok yanlış sonuçlar ortaya koyması ve çuvallaması var. Hem de bu seçimle ilgili yapılan anketler de yine çok farklı farklı, istatistik bilimiyle de bağdaşmayacak veriler ortaya konması var. Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi en büyük anket meydanlardır. En doğru anket sonucu da vatandaşımızın bizlere gösterdiği teveccühtür. Biz tabii ki saha araştırmalarımızı yapıyoruz ama ne anket sonuçlarına bakarak ne rehavete ne de yeise kapılırız. Her seçimde olduğu gibi bu seçimden de zaferle çıkmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.      

 

"İstanbul ve Ankara’da çok tecrübeli ve güçlü adaylarımız var"

İstanbul ve Ankara’da risk görüyor musunuz?

- Riskten kasıt bu iki belediye başkanlığını kaybetme ihtimali ise şunu söyleyeyim: İstanbul’da ve Ankara’da çok tecrübeli ve güçlü adaylarımız olduğu için risk görmüyoruz. Adaylarımıza güveniyoruz. İki adayımızın da inşallah rahat bir şekilde kazanacağına inanıyorum. Ama seçim bu, bir demokrasi yarışı. Mücadelesiz, risksiz yarış olur mu? Biz tabii ki vatandaşımızın iradesine saygılıyız. Ancak özellikle bu son günlerde başkan adaylarımızın gayretleri ile İstanbul ve Ankara’da rakipleri ile aralarındaki farkı açacaklarını ve 31 Mart gecesi yine ve yeni bir zafere imza atacaklarından kuşku duymuyorum.

"Hep uyanık olmamız gerekiyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart yerel seçimlerini beka meselesi olarak değerlendiriyor. Geçtiğimiz günlerde Binali Yıldırım yaptığı bir açıklamada beka tartışmalarının yerel seçimde gündemde olmaması gerektiğini söyledi. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? 31 Mart bir beka meselesi midir?

- Aslında ortada bir çelişki yok. Bakın Türkiye zor bir coğrafyada. Dört bir tarafımız kriz, çatışma ve savaşla çevrili. Ülkemize yönelik hesaplar hep oldu ve hep olacak. Biz ne kadar birlik olursak o kadar güçlü oluruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız sözü bunun için önemli. Hep uyanık olmamız gerekiyor. Türkiye zor bir coğrafyada ayakta kalmanın mücadelesini veriyor. Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de, Kuzey Afrika’da oynanan oyunları hepimiz biliyoruz. Uğradığımız tüm saldırıları bertaraf ederek bugüne kadar hep hedeflerimize yürümeye devam ettik. Seçim dönemleri ülkemize yönelik saldırıların arttığı dönemlerdir. Belediye seçimleri diye kimse küçümsemesin. Bu basit bir siyasi rekabet değil kazananın Türkü ile Kürdü ile Arabı ile Lazı ile tüm milletimizin olacağı bir mücadeledir. Eğer tökezlersek, bu oyunları oynayanlara karşı hepimiz birlikte kaybederiz. İşte Cumhurbaşkanımızın kastettiği beka meselesi budur ve aslında bu konuda hepimiz de hemfikiriz.

"Hukuki bir bedel ödeyecekse buna savcılarımız karar verecek"

Mansur Yavaş ile ilgili sahte senet iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu siyasetin mi yoksa yargının konusu mu?

- Siyasetin de yargının da konusu. Ama bizim siyasetimizin değil. Bu CHP’nin kendi problemi. Türkiye’nin Başkenti olan şehirde CHP’nin sahte senetle icra takibi yaptığı iddiası olan bir kişiyi aday göstermesi kendi sorunudur. Biz sürecin başından beri takip ettik ama CHP’nin bir açıklama yapmasını bekledik. Bu iddialara onların cevap vermesi gerekiyor. Bir söz vardır: Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir alışkanlığı vardır. Biz kendi işimize bakıyoruz. Sayın Özhaseki’nin rakibi olan şahıs hukuki bir bedel ödeyecekse buna savcılarımız, hâkimlerimiz karar verecektir. Siyasi bir bedel ödeyecekse de buna 31 Mart günü vatandaşımız karar verecektir.      

"Yeni dönemde yeni bir yol haritası çizilecek"

Seçim sonrası ekonomi ile ilgili hedefler nelerdir?

- Hamdolsun son dönemde olumlu veriler geldiğini ve en kötü senaryoyu geride bıraktığımızı görüyorum. Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan sorunlar yapısal sorunlar değil. Dış etkenlere bağlı manipülatif saldırılardı. Hükümetimizin hızla müdahale etmesi, ekonominin tek çatı altında toplanmış olması, 7 lira dolaylarında olan doların 5,20 seviyelerine düşmesini sağladı. Seçimden sonra gelecek olan istikrarla ekonomimizin daha sağlam bir zemine oturacağına inanıyorum. Yeni dönemde reformlara ağırlık verilerek yeni bir yol haritası çizilecektir. Burada önemli olan Türkiye’nin potansiyeline güvenmek ve bu güvenden vazgeçmemek.31 Mart sonrası Türkiye’nin önünde seçimsiz 4 yılı aşkın bir süre olacak. Bu süreçte daha fazla yatırım, daha fazla istihdam olanağı ortaya çıkacak. Yatırımcı önünü daha net görecek, kamu yatırımcının önünü açma noktasında çok daha esnek ve rahat olacak. Biz başkanlık sisteminin avantajlarını ekonomide inşallah 31 Mart’tan sonra çok daha net bir şekilde göreceğiz diye düşünüyorum. Vatandaşımız müsterih olsun. Türkiye hiçbir ülkenin baş edemeyeceği badireleri atlattı son 17 yılda ve bugün hala güçlü bir ülke, büyük bir ekonomiyiz. 1 Nisan sabahı çok daha aydınlık ve umut dolu bir güne uyanacağız inşallah.