‘Devlet millet içindir, millet devlet için değil!’ diyordu Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal. Ve daha nice sözleri vardı akılda kalan.
Özal kimine göre serbest piyasa ekonomisini getirerek Türkiye’nin gelişmesine katkıda bulundu, kimine göre ise dış borçlar, enflasyon ve hayali ihracatçıların sorumlusuydu. Nitekim her siyasetçi gibi destekleyenleri ve eleştirenleri oldu. Bugün Turgut Özal’ın ölümünün üzerinden 24 yıl geçti. Ölüm sebebi ise tam olarak belirlenemedi.
SİYASETE GİRİŞİ
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Özal siyasi hayatına 1977’de Milli Selamet Partisi’nden İzmir milletvekili adayı olarak başladı ancak seçilemedi. 43. Hükümet döneminde (1979-80) Başbakanlık Müsteşarlığı ve DPT Müsteşar Vekilliği görevlerine getirildi. Bu dönemde 24 Ocak kararlarını hazırlayarak Türkiye’nin neo-liberal sisteme entegre olmasının önünü açtı. 12 Eylül darbesiyle birlikte ise bu entegrasyon süreci devam etti.
Nitekim 1960 darbesinin Türkiye ekonomisinde devletçiliğin, 1980 darbesinin ise liberalizm, diğer bir adıyla serbest piyasa ekonomisinin benimsenmesini sağladığı bilinmekte. Özal’ın 24 Ocak kararları da Türkiye’de serbest piyasa ekonomisinin uygulanmasını sağladı. Bu kararlarla birlikte kemer sıkma politikaları uygulandı, faizler serbest bırakıldı.
12 EYLÜL TÜRKİYE’Yİ YIKINTIDAN KURTARDI
Turgut Özal, 12 Eylül darbesinden sonra Bülend Ulusu Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı oldu. Ancak göreve başlamasından 22 ay sonra Banker olayı nedeniyle Maliye Bakanı Kaya Erdem’le birlikte istifa etti. Darbeye ilişkin olarak ise “Sayın Evren’in Türkiye’yi 12 Eylül ile beraber bir yıkıntıdan, çöküntüden kurtardığına canı gönülden inanıyorum” açıklamasında bulundu.
BANKER OLAYI
24 ocak kararları sonrası faizlerin serbest bırakılmasıyla bir anda çoğalan bankerlerin, zaman içinde piyasanın faiz yükünü kaldıramayıp çökmeleri sonucu banker olayı meydana geldi.
Olay sonrası bankerlerin birçoğu, paraları alıp yurtdışına kaçtı. Yaşanan ekonomik durgunluk Turgut Özal’ın istifasına sebep oldu.
ALIŞIRSINIZ, ALIŞIRSINIZ
Özal, 20 Mayıs 1983’te Anavatan Partisi’ni kurdu. Parti, 1983 seçimlerinde tek başına iktidar oldu ve Özal 45. Hükümetin Başbakanı oldu. 1983-89 yılları arasında iki dönem boyunca Başbakanlık yaptı. 1989’dan 1993’te ölümüne kadar da cumhurbaşkanlığı görevini sürdürerek Mustafa Kemal Atatürk’ten sonra görevi başında vefat eden ikinci cumhurbaşkanı oldu.
9 Kasım 1989’da resmi olarak göreve başladıktan sonra ‘alışamadık’ diyenlere ‘alışırsınız, alışırsınız’ cevabını verdi. 17 Nisan 1993’te 5 ülkeyi kapsayan 12 günlük Türkistan gezisinden sonra vefat etti.
EKONOMİ BÜYÜDÜ
24 Ocak kararları her ne kadar Türkiye’nin bugün olduğu haline, yani serbest piyasa koşullarına eklemlenmiş haline gelmesini sağlasa da banker olayı nedeniyle ekonomik durgunluğa neden olmuştu. Ancak Özal’ın Başbakanlığı döneminde ekonomi yılda % 5.2 oranında büyüdü. Bu büyümede Türkiye’nin yabancı sermayeye açılması büyük rol oynadı. Öte yandan bu ekonomik büyümenin bir getirisi de dış borçlar oldu.
II. KÖPRÜ ÖZAL DÖNEMİNDE YAPILDI
1986’da yapımına başlanılan Fatih Sultan Mehmet köprüsü 1988’de tamamlandı. Açılışını Özal yaptı ve eşiyle birlikte köprüden ilk geçen de o oldu.
SUİKAST GİRİŞİMİ
Turgut Özal, 18 Haziran 1988’de başbakan iken partisinin Ankara’da gerçekleşen 2. Olağan Kongresi’nin düzenlendiği sırada suikaste uğradı. Suikastin zanlısı Kartal Demirağ Özal’ı elinden vurdu. Özal’ın korumalarıysa 18 kişinin yaralanmasına neden oldu.
Kartal Demirağ önce ölüm cezasına çarptırıldı, daha sonra cezası 20 yıl olarak onandı. Özal cumhurbaşkanlığı döneminde Demirağ’ı affetti.
Öte yandan suikastin ardından “Allah’ın verdiği ömrü O’nun izninden başka alacak yoktur! Biz de O’na teslim olmuşuzdur.” açıklamasında bulundu.
Suikastin zanlısı Demirağ 2010’da Habertürk’e verdiği demeçte Turgut Özal’a neden suikast düzenlediği sorulduğunda "Perde kalkarsa ne sen kalırsın ne de ben. Perde kalkarsa kıyamet kopar. Tanrının huzuruna çıkmadan perde kalkmaz, bu sırları ailemle bile paylaşmadım, kitabın içinde var bu sırlar ama sadece arif olan anlar, benim sırlarıma da kimsenin aklı ermez. Benim aklım bile ermiyor hâlâ" cevabını verdi.
1989’da 20 yıl hapse mahkum edilen ve 1992 yılında serbest kalan Demirağ, tehdit ve saldırı suçlarından tekrar hapse girdi. Halen İzmir 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde kalmakta.
KÖRFEZ SAVAŞI DÖNEMİ
1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle I. Körfez Savaşı başladı. ABD öncülüğünde, Birleşik Krallık, Fransa, Suudi Arabistan, Suriye, Mısır'ın da aralarında bulunduğu 37 ülkenin dahil olduğu koalisyon gücünün Irak'a karşı askeri harekat başlattı. Bu dönemde Cumhurbaşkanlığı görevini sürdüren Turgut Özal Türkiye’nin de ABD’yle birlikte hareket etmesini savunmuş, “Irak Savaşına Amerikalıların yanında girersek bir koyar üç alırız” demişti. Savaşa girilmemesini savunan Genelkurmay Başkanı Necip Torumtay istifa etti.
Öte yandan dönemin Irak Başbakanı Taha Yasin Yılmaz’ın “Saddam Hüseyin Hükümeti’ne karşı ABD ve İngiltere’ye İncirlik üssünü açarsanız sizi düşman biliriz” sözlerine şu cevabı vermiştir:
O Saddam’a selam söyle. Eğer Türkiye topraklarına bir top mermisi düşerse, seni de Saddam’ı da Bağdat’ın ortasında asarım.
ÖLÜMÜ VE SUİKAST İHTİMALİ
Türkiye’nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal 17 Nisan 1983’te vefat etti. "Öldükten sonra beni İstanbul’a defnedin, kıyamete kadar Fatih Sultan Mehmed’in manevi ruhaniyeti altında bulunmak istiyorum" vasiyeti üzerine Adnan Menderes’in mezarının yanına kendisi için anıt mezar yapıldı. Ölümünün üzerine 3 gün yas ilan edildi.
Özal’ın ölümünden sonra suikaste uğramış olabileceği konuşuldu ancak bu durum hiçbir zaman netlik kazanmadı. Eşi Semra Özal zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etmiş, 2012’de Özal’ın kabri açılarak otopsi yapılmıştı. Yapılan otopsi sonucuda Özal’ın vücudunda zehir bulunmuş, ancak ölümünün kaynağı tespit edilememişti.
Yorumlar