Gelini Sebahat Bilici'nin o dönem sürekli kendilerini kandırdığını öne süren Ayşe Keleş, yıllardır yaşadığı süreci anlattı. 15 yıldır oğlu için sürekli ağladığını ifade eden Keleş, şunları söyledi: ''15 yıldır gözyaşı döküyorum. Oğlum, Sebahat ile evlendikten sonra ayrı ev tuttu. Babasının vekaleti oğlumdaydı. Sebahat bu vekaletle, tarlaları kendi üzerine almış. Her Allah'ın günü oğlumla kavga etmiş. Tarlaları alınca, oğluma boşanma davası açmış. Necati'ye 'Evimize dön kuzum, sıcacık evinde yat' dedim. 'Anne bana bir şey yapamazlar' dedi.
Kaybolmadan önce ziyaretime gelmişti, ayrılırken de, 'Anneciğim çok kalbini kırdım, eski günlerime geri döneceğim öz çocuklarıma bakmadım. Ben senin hakkını ödeyemem, anacağım. 'deyip beni yanaklarımdan öpüp gitti. Maalesef bir daha geri dönemedi. Kaybolunca da, 'Acaba o gün kuzum bana veda mı etmişti' diye düşündüm. Cumartesi günü geleceğini söylemişti, gelmeyince de karakola gidip kayıp müracaatında bulundum.''
Ayşe Keleş, oğlu ortadan kaybolduktan sonra da evini çilingir yardımıyla içeri girip kontrol ettiğini belirterek, '' Çilingirle kapıyı açıp, içeri girdik. İçeride kimseyi bulamadık. Oğlumun içtiği çay bile yarım kalmış. Ayakkabısı bile evde kalmış." dedi.
Ayşe Keleş, oğlu ortadan kaybolduktan sonra gelini Sibel Bilici'nin, Necati Keleş'in, Adıyaman Menzil'e gittiğini ve orada olduğuna dair de kendilerine fotoğraf gösterdiğini öne sürdü. Bunun üzerine yakınlarıyla birlikte 3 kez Menzil'e giderek oğlunu aradığını belirten Keleş, aramalarına rağmen oğlunun izine rastlamadığını, hatta gelinin Antalya ve İstanbul'a gittiğini söylemesi üzerin ede o kentlerde de oğlunu aradığını anlattı.