Merkez Bankası 2019 yılının son faiz kararını dün açıkladı. Faizleri yüzde 14’ten yüzde 12’ye indirdi. Habertürk yazarı Abdurrahman Yıldırım 2020 yılında Merkez Bankası’nın vereceği faiz kararları hakkındaki yazısını köşesine taşıdı.
Yıldırım’ın yazısı şöyle;
“Merkez Bankası politika faizini 2 puan daha düşürerek yüzde 12’ye indirdi. 24 Temmuz’da 4.25 puanla başlayan önden yüklemeli faiz indirimi 4 hamlede 12 puana vardı ve yarı yarıya düşürüldü. TCMB bu indirimle 2019’da faizi yarı yarıya düşüren dünyadaki tek merkez bankası da oldu. Bu indirimin ardından Türkiye’nin dünya faiz ligindeki 6’ncılık sırası ise 24’üncülüğe indi. TradingEconomist’e göre en yüksek nominal faiz yüzde 63 ile Arjantin’e ait.
Faizin hızı enflasyonu katladı
Faiz indirimi başladığı Temmuz ayında yüzde 16.65 olan tüketici enflasyonu kasımda yüzde 10.56’ya indi. Enflasyondaki düşüş 6.09 puan. Buna karşılık politika faizi yüzde 24’ten yüzde 12’ye indi ve azalma 12 puan. Son 4.5 ayda faiz düşüşü enflasyon düşüşünün iki katına çıktı.
Ancak indirim süreci başlamadan önce enflasyon ile faiz makası da çok açılmıştı. Arada 7.35 puana varan bir fark oluşmuştu. Dolayısıyla da bu farkın faiz tarafına açılmış olması ve enflasyondaki düşüş sürecinin de hızlanması, faizde ardı ardına 4 cesur hamlenin yapılamasına imkan verdi. Piyasalarda da ciddi bir bozulma yaşanmadı.
Büyük indirimlere yer yok
Fakat önden yüklemeli indirim dönemi artık geride kaldı. Çünkü, yılı yüzde 11 civarında kapatacağı varsayarsak enflasyon ile faiz arasındaki fark 1 puana kadar indi. Öyle büyük indirimler yapmaya yer kalmadı. Artık küçük adımlar, bebek adımları atmanın zamanı geldi.
Temel neden enflasyonun bir süre yatay gidecek olmasıdır. İnişli çıkışlı olacak ama yüzde 10 civarında bir seyir en azından yılın ilk çeyreğinde devam edecek.
Kuru tutabilirsek ve tarım üretimi de yeterli olursa yılın devamında enflasyon kademeli olarak aşağı çekilebilir.
Enflasyonun kırılması nisanda
Dolayısıyla yılın ilk çeyreğinde Merkez Bankası’nın faiz indirmede eli bu yılki gibi rahat olmayacak. En ideali ilk çeyreği beklemekle geçirmek.
Nisan ayındaki yüzde 1.69’luk rakamın hesaplamadan çıkmasıyla enflasyon yönünü aşağıya çevirebilir. Yılı kademeli şekilde düşerek tamamlayabilir. Yani nisan ayı enflasyonda yatay ve çift hane çizgisinde seyrinin kırılma ayı olabilir.
Merkez Bankası da 21 Mayıs’taki toplantısında başlayarak faiz indirimlerine yeniden başlayabilir.
Toplamda 3 puanlık indirim olabilir
Ancak bu kez dev adımlarla hareket yerine bebek adımlarına dönmek durumunda.
Çünkü yıl sonu için hedeflenen yüzde 8.5’luk enflasyon tutturulduğu durumda yapılabilecek faiz indirimi 2.5 puan veya en çok 3 puan kadar.
Bu durumda enflasyon yüzde 8.5, faiz yüzde 9 olur ki, marj da iyice daralır. Toplamda 2020’de elde 8 toplantı ve 3 puanlık indirim kalıyor.
Faiz yerine enflasyona yatırım
Dolayısıyla yeni yılda enflasyonun seyri faiz düşüşleri için yol gösterici olacak. Ne kadar enflasyon düşüşü olursa faizler de o kadar aşağı çekilebilir.
Enflasyon düşmeden faizler düşürülürse önce kafalar karışacak, sonra negatif faizden kaçış eğilimi başlayabilir. Bu durumda alternatif finansal araçlar bulunursa iyi de, bulunamazsa tüketim zorlanabilir. Bu da ister istemez enflasyonu besler. Faize yatırımdan kaçınanlar bu kez enflasyona yatırım yapmaya başlayabilir.
Durumu ne kurtarır?
Canlanacak olan yurtiçi taleple birlikte büyümenin yüzde 5’e yaklaştığı bir yılda negatif faiz uygulaması enflasyon düşüşünü zora sokabilir.
Yurtiçi talebin artmasına karşılık enflasyon düşmesinin yolu ise döviz kurlarının düşmesinden veya TL’nin değerlenmesinden geçiyor.
Bu da ancak yurt dışından sermaye girişlerinin artmasıyla olur. Durumu kurtaracak altın formül de bu.
Ne kadar sermaye girişi o kadar kur ve enflasyon düşüşü, ne kadar enflasyon düşüşü o kadar faiz indirimi olacak gibi.”
Yorumlar