Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde 4 akademisyeni öldüren Volkan Bayar'ın ifadesi ortaya çıktı. Bayar'ın öldürdüğü Fatih Özmutlu ve Serdar Çağlak ile husumetinin olmadığını söylediği ifadesinde 30 mermisinin bulunduğunu, soruşturma evrakını okuduktan sonra arabaya koştuğunu anlattı.
İşte Hürriyet gazetesinin ortaya çıkardığı katil Volkan Bayar'ın ifadesi:
"Tam 30 mermim vardı..."
“Saat 13.10’da enstitüye gittim. Tabancam ve şarjörlerim aracın içindeydi. Tam otuz mermim vardı. Saat 14.00’te eşimle enstitüde buluştuk. Bize ait zarfları almak üzere enstitü binasına gittik. 14.10’da iki zarfı aldık. Zarfı açtım, Yasir Armağan’a sözlü olarak hakaret ettiğim iddiasıyla başlatılan soruşturmanın evrakını gördüm. Yasir’in zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalıştığını gördüm ve koşmaya başladım. Eşim ‘Dur, nereye gidiyorsun’ diye bağırdı. Aracıma gittikten sonra silahın bulunduğu poşeti alarak enstitü binasına girdim. Asansörün bulunduğu taraftaki merdiveni kullanarak üçüncü kata çıktım. Üçüncü kattaki tuvalette silahı poşetten çıkarıp doldurdum, başka yere uğramadan Yasir Armağan’ın odasına gittim. İçeride tanımadığım başörtülü bir kadın vardı. Hiçbir şey söylemeden Yasir’in üst kısmına altı-yedi el ateş ettim. Diğer bayan masanın altında cenin pozisyonunda çığlık atıyordu. Kendisine silah sıkmadım.
"Özmutlu'yu vurma niyetim yoktu"
Az mermi kaldığını düşünerek yedek şarjörü taktım. Aynı kattaki merdivenle birinci kata indim. Birinci katta Dekan Cemil Yücel’in odasına gittim, kendisini göremedim. Mekânda bulunan Fakülte Sekreteri Fatih Özmutlu ile bir sorunum yoktu. Vurmak gibi bir niyetim de yoktu. ‘Cemil nerede?’ dedim. ‘Yok’ gibi bir şey söyledi. Bunun üzerine kendimi kaybettiğim için iki el ateş ettim.
"Beni gördü, kapıyı kapattı ama..."
Daha sonra aynı katta, iki yan kapıda bulunan Mikail Yalçın’ın odasına gittim. Mikail beni görür görmez kapısını kapattı. Arkadan kapıyı zorluyordu. İki el ateş ettim, vurulduğunu fark ettim. Kapıyı açtığımda Mikail yerdeydi. Yerdeyken iki-üç el ateş ettim. Odada isimlerini bilmediğim iki bayan vardı. Onların yüzüne bile bakmadım. Onlara silah doğrultmadım.
"Çağlak'ın göğsüne ateş ettim"
Yine aynı merdivenlerden zemin kata indim. Serdar Çağlak’ın yanına gittim. Serdar koltukta oturuyordu. Odanın diğer tarafında Ümit diye biri vardı. Serdar’a bir şey söylemeden göğsüne ateş ettim. Ümit korkmuştu, ona silah doğrultmadım. Sonra elimde silahla güvenlik kapısına yöneldim, polis çağırmalarını söyledim. Dışarı çıktım, kapıda polis arabasını gördüm. El salladım, silahımı yere bırakıp teslim oldum.”
Yorumlar