5 Aralık Dünya Kadın Hakları gününde Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı

Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları günü ve Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilişinin 83. yıl dönümü. 5 Aralık Dünya Kadın Hakları günü ve Türk kadını.

5 Aralık Dünya Kadın Hakları gününde Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanındı
Son Güncelleme: 23 Ağustos 2019 Cuma 11:46
5 Aralık 2017 Salı 11:11

Bugün 5 Aralık Dünya Kadın Hakları günü olarak kutlanırken, Türkiye'de de özel öneme sahip. Zira Türk kadını 5 Aralık 1934'de, yani 83 yıl önce bugün seçme ve seçilme hakkını kazandı. Fransa ve İtalya'da 1946, İsviçrede'yse 1971'de kabul edilen kadınların seçme ve seçilme hakkı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildi.

'TÜRK KADININI ÇALIŞMALARIMIZA ORTAK ETMELİYİZ'

Bazı Avrupa ülkelerinden daha önce kadınların haklarının ülkemizde tanınmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, Birleşmiş Milletler'in 20 yıl sonra kabul ettiği Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin 1 ve 2. Maddesindeki İlkeleri 1925 yılında Kastamonu da yaptığı konuşmada dile getirerek, konuşmasında şu ifadelere yer vermişti:

“Toplumu kalkındırmak istiyorsak Türk Kadınını çalışmalarımıza ortak etmeli, hayatımızı onunla yürütmeli, toplumsal, bilimsel, ekonomik hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve koruyucusu yapmalıyız.”
Türk Kadını, 1934'te Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmesinden önce, 1930 yılı Belediye Seçimlerine Aday olma hakkını Belediye Kanunu'nun Kabulüyle, 1933'teyse Köy Kanunu'nun kabulüyle Muhtar Seçme ve Köy Heyetine Seçilme hakkını elde etmişti.

Dolayısıyla yasalar kapsamında kadın haklarının gelişmeye başlaması 1930'larda oldu. Bu kapsamda;

KADINLAR SİYASAL HAKLARINI İLK KEZ BELEDİYE SEÇİMLERİNDE KULLANDI

-Kadınların belediye seçimlerinde seçme ve aday olma hakkı 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunu'nun kabul edilmesiyle tanındı.Kadınların katıldığı ilk belediye seçimleri yine aynı yıl gerçekleşen seçimler oldu.
Dolayısıyla, kadınlar siyasal haklarını ilk kez 1930 yılındaki belediye seçimlerinde kullandılar. Seçimler, Eylül ayının başından Ekim’in 20’sine kadar sürdü.

Buna göre; şehir meclislerine girebilen kadınlar arasında İzmir seçimlerinde Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF)’nın iki kadın adayı olan Hasane Nalan ve Benal Nevzat Hanımlar ile, İstanbul seçimlerinde CHF adayı olan Rana Sani Yaver (Eminönü), Seniye İsmail Hanım (Beykoz), Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu), Nakiye (Beyoğlu), Latife Bekir (Beyoğlu) Hanımlar bulunur.

KADINLARA MUHTARLIK HAKKI

-Köy Kanunu'nun 20. Maddesinin değiştirilmesine dair 26 Ekim 1933 tarihli ve 2329 sayılı kanunun çıkarılmasıyla birlikte kadınlar, muhtar olma ve ihtiyarlar heyetlerine seçilme hakkı elde ettiler.

İLK KADIN MUHTAR

Aydın'ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde (Bugünkü Karpuzlu ilçesi) yaklaşık 500 oy alarak seçimi kazanan Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın muhtarı oldu.

İlk eşini ve 6 erkek kardeşinden 5'ini Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sürecinde kaybeden Gül Hanım; köyde muhtar olma koşulunu sağlayan, yani okuma yazma bilen tek kadındı.

Gül Hanım, 1933'deki seçimlerde 8 adayın arasından sıyrılarak Türkiye'nin ilk muhtarı seçildiğinde otuz iki yaşındaydı.

'TÜRK KADININA BENLİĞİNİ TANITAN CUMHURİYET'TİR'

Seçimlerden sonra basına bir beyanat veren zamanın Çine Kaymakamı Mehmet Ali Bey:

"İlçemiz yeni Kanun'un uygulanması konusundaki öncülüğünden dolayı bahtiyarlık hissetmektedir. Halkımız Cumhuriyet'in yeniliklerini severek benimsemekte ve 'Türk kadınına benliğini tanıtan ve medeni haklarını veren Cumhuriyet'tir.' gerçeği bu gibi yeni tezahürlerle kuvvet bulmaktadır."diyerek önemli bir gerçeği dile getirmektedir.

RECEP PEKER'DEN GÜL HANIM'A TELGRAF

Yine o günlerde, Türkiye'nin tek siyasi partisi konumundaki Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Sekreteri -ve daha sonra da Başbakan- olan Recep Peker de Gül Hanım'a çektiği telgrafta:

"Türkiye'nin ilk kadın muhtarı olmak büyük bir şereftir. Kutlu olsun. Sizin ve aynı vazifeleri alacak bütün kız kardeşlerimizin Türk kadınının üstünlüğü hakkındaki davamıza hak kazandıracak örnekler vereceklerine şüphe yoktur."demektedir.

KADINLARIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKI MÜCADELESİ

Belediye ve muhtarlık seçimlerine katılabilen kadınlar, milletvekili olabilmek içinse ilk adımı 1923’te atmışlardı. Öyle ki 1923 yılında Nezihe Muhiddin önderliğinde ilk kadın partisi “Kadınlar Halk Fırkası” adıyla kuruldu. Ancak 1909 Seçim Kanunu sebebiyle bu parti kurma girişimi, Kadınlar Halk Fırkası’nın Türk Kadınlar Birliği adlı derneğe dönüşmesiyle sonuçlandı.

Kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına sahip olması ikinci olarak 1924 anayasası hazırlanırken gündeme geldi, ama kadınlara bu hak verilmedi.

5 ARALIK KADIN HAKLARI GÜNÜ

Gerekli yasal değişiklik ancak 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 191 milletvekilinin sunduğu Anayasa ve Seçim Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisiyle gerçekleşti. Yani Türk kadınının 10 yılı aşkın süre devam eden mücadesi 5 Aralık 1934'te zaferle sonuçlandı.
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi önerisi 5 Aralık 1934’te Meclis'te görüşüldü. Yapılan oylamada, 317 üyeli Meclis'te, oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edildi.

Anayasanın 10. ve 11. Maddeleri değiştirilerek kadınlara 22 yaşında seçme, 30 yaşında seçilme hakkı verildi. Bu anayasa değişiklikleri çerçevesinde İntibah-ı Mebusan Kanunu (Milletvekili Seçimi Kanunu)’nda 11 Aralık 1934’de yapılan değişiklikler sonucu anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendi.

İLK SEÇİMDE 17 KADIN MİLLETVEKİLİ

Yasanın çıkmasının ardından 7 Aralık 1934’te, Türk Kadınlar Birliği İstanbul’da Beyazıt Meydanı’nda büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıt’tan Taksim’e bir yürüyüş düzenledi.

Kadınların katıldığı ilk genel seçimler ise, 8 Şubat 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimleridir. Bu seçimlerde 17 kadın milletvekili Meclis'e girerken, 1936 yılı başında boşalan milletvekillikleri için yapılan ara seçimnde emekli öğretmen Hatice Özgenel’in Çankırı milletvekili olarak seçilmesiyle meclisteki kadın milletvekili sayısı 18’e çıktı.

 

 

Bu içeriğimize de göz atabilirsiniz clear_all

Yorumlar