Kadını boşandığı erkeğe 'yük' etmeyin
Arabul, Adalet Bakanlığı’nın nafaka çalışmalarını tamamladığını da belirterek “Bu noktada Adalet Bakanlığı’nın yanındayız. Nafakaya süre sınırlandırması şart. Ancak Aile, Sosyal Politikalar Bakanlığı ‘Olmaz’ diyor. Bu rahatsızlık verici. Hukuk, Adalet Bakanlığı mı yoksa bu konuda bir fikri olmayan Aile Bakanlığı’nın mı konusu?” diyor ve kadın dernekleri ile şahsi kavgası olmadığını söyleyerek şöyle devam ediyor: “Kavgamız sistemin yanıltılmaya çalışılmasından kaynaklı. Nafakanın süresiz olmadığı, kolay şekilde iptal edilebileceği algısı oluşturuldu. Oysa öyle değil. ‘Kadınlar mağdur’ deniyor. Sanki boşanan kadınların hepsi evde oturuyor. Eski Türkiye yok artık! Kadınlar iş hayatına çoktan entegre oldu. Kadın-erkek ayrımı yapmadan insanlığın kazanacağı ortak bir düzenleme olsaydı keşke. Olmadı! Kadını boşandığı erkeğin sırtına yük olarak verirseniz o yükü kaldırmayan erkek de maalesef istenmeyecek durumlara meyledebilir.”
Süreli ama yüksek miktarda verilsin
Avukat Mesut Öcal yoksulluk nafakası miktarının nafaka borçlusunu ekonomik darboğaza soktuğu söylemlerine katılmıyor ve “Türkiye’de yoksulluk nafakası ortalama 300-500 TL aralığındadır. Bu miktar ortalama bir yükümlünün maaşının 5’te birinden daha az. Durumun kendilerini icralık ettiğini, hapislere düşürdüğünü iddia edenlerin iddiaları pek de gerçekçi değil. Bu konuda asıl mağdur nafaka alacaklılarıdır ki çoğundan bu para ile geçinmesi beklenmekte. Amaç adaletsizliğin giderilmesiyse nafaka miktarlarının insani bir seviyeye yükseltilmesi gerekir” diyor.
Öcal’ın önerisi nafaka süresinin takdirinin, alt-üst süre kısıtlaması olmadan hâkime bırakılması yönünde:
“Hâkim somut olayın özelliklerine göre yoksulluğun ortadan kalkacağı süreyi tespit edip buna göre süreli yoksulluk nafakasına hükmedebilir. Bu sayede hem nafaka borçlusu için yıllara yayılan ağır bir yükümlülüğün sürmesi engellenecek, hem de nafaka alacaklısının iş hayatına katılımı teşvik edilecektir.”