Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Habertürk’te Kübra Par’a konuştu. Karamollaoğlu burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunurken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptı görüşmeye de değindi.
Karamollaoğlu'nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
"Türkiye'nin gidişatıyla ilgili endişelerimi dile getirdim"
Ben ziyaret etmek istedim. Daha önceden 15 gün önce bir talebimiz olmuştu. İlk ağızdan benim açımdan hangi endişeleri şu anda taşıyoruz Türkiye'de onu doğrudan kendisine aktarmak istedim. Kendisi de sağolsun kabul ettiler. Yaklaşık 2 saat sürdü. Hemen hemen herşeye temas ettik desek yanlış olmaz. Her konuya. Özel konular da kısmen vardı. Kendisiyle geçmişte politika yaptığımız zamanlar da oldu, 2002 yılına kadar. Öyle sitemkâr falan değil. Problemli olabilecek, münakaşaya vesile olacak hiçbir konuya girmek istemedim. Şu anda Türkiye'nin gidişatıyla ilgili endişe duyduğum konuları kendisine açıkça ifade ettim. Kendileri de o konuyla ilgili görüşlerini, karşılaştığı problemleri ve kendi politikalarını anlattı. Hiçbir münakaşaya sebep olacak tartışma konusu gündeme gelmedi. Ben de kendisi de özen gösterdi bu duruma.
“Şu anda Türkiye çok badireli bir yoldan geçmektedir"
Ana hatları itibarıyla Türkiye'de şu anda, Türkiye'nin çok badireli bir dönemden geçtiği. Bölgemizin de, Ortadoğu'nun çok badireli bir dönemden geçtiğini. Kutuplaşmanın önlenmesi gerektiğine vurgu yaptım şahsen. Türkiye'de adalet anlayışının da mutlaka kendi rayına oturması gerektiğini ilettim. Tabii ki haklı olarak 'Bir problem mi var' diye düşünebilir. Ama açıkça bu benim kendi endişelerim ve çevremden edindiğim endişelerim. Şu anda Türkiye'nin badireli dönemden geçtiğini biliyoruz. Türkiye'de Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra askeri müdahaleler oldu. Sonunda da en ciddi kalkışmalardan birisini yaşadık 15 Temmuz'da. Geçmişte yaşadığımız müdahalelerin hepsinin 1-2 senede üstesinden geldik. 15 Temmuz belki onlardan çok daha farklı, tahripkâr bir kalkışma denemesi olmasına rağmen bundan kurtulmakta süratle ihtiyacımız var. Başı ihanet, ortası ticaret, tabanı ibadet denmişti. Alttakiler 'biz dini eğitim veren çocuklarımızı okullara gönderiyoruz, dini kültür alsınlar' diye. Bunlar o hainliğin içinde değiller, ne olduğundan haberleri yok.
"Afla ilgili hazırlıkların yapıldığı kanaatini edindim"
Ben şunu söyledim, bugün 150 bin civarında KHK ile görevlerinden uzaklaştırılmış insan var. Ayrıca farklı kanaatlerle ceza görmüş veya itham altında insan var. Bunların içinde mahkemeye gidip masum olduklarını ispat edip görevlerine dönemeyenler var. Başka işle uğraşamıyorlar. Ben 'Bunun üstesinden gelinmesi lazım, bunu yapacak olan sizsiniz, bu af yoluyla da olabilir. Kendiniz birtakım çalışmalar yapıyorsunuz, bu mağduriyetlerin gecikmeden giderilmesine ihtiyaç var' dedim. Kesin olarak bir ifade kullanmamasına rağmen bu konuda birtakım hazırlıkların yapıldığı intibaı bende doğdu.
"Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener'le de görüşeceğim"
Biz görüşmelerimizi bitirdikten sonra ayağa kalkınca, çıkarken 'birlikte çalışalım' dedi kendisi. Ben de kendisine 'bu konuya girmek istemiyorum' dedim. Biz herkesle birlikte çalışırız, prensipler, politikalar üzerinde ittifak kurarsak. Bizim esas derdimiz makama gelmek, mecliste temsil edilebilmek değil. Biz geçmişte bu konuyla karşı karşıya kaldık, tavrımızı belirttik. Türkiye'de uygulanacak politikaları konuşmamız, ne yapacağımızı konuşmamız gerekir. Bu konuşulmadan bizim gündemimizde ittifak olmaz. Ben bu hafta içinde Sayın Kılıçdaroğlu, sayın Meral Akşener'le görüşeceğim. Bugün yeni oluşumlar var. Sayın Babacan, Sayın Davutoğlu ile görüşeceğim. Bu onlarla birlikte hareket edeceğiz anlamına gelmez. Ülkemiz çok badireli dönemden geçiyor, biz bu dönemden kurtulmak için ne yapmalıyız? Asıl konu bu.”
Yorumlar