Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın önceki gün gerçekleştirdiği Moskova ziyaretinin ve yapılan ikili görüşmelerin ardından, sınır hattındaki hareketlilik dün daha da arttı. Bölgeye gerçekleştirilen askeri teçhizat ve araç sevkiyatının tamamlandığı kaydedildi.
56 İŞ MAKİNESİ BÖLGEDE Daha önce Doğu ve Güneydoğu’daki ‘çukur’ operasyonlarında kullanılan iş makinelerinin tamamının Afrin operasyonu için bölgeye taşındığı kaydedildi. Şu an sayısı 56 olan zırhlı iş makinelerinin, Ankara’dan yapılacak takviye ile artacağı öğrenildi.
Habertürk'te yer alan habere göre,Operasyona katılacak askerlerin sınır hattından geçeceği 7 bölgede 12 geçiş noktası belirlendi. Askerlerin kalacağı bölgelerde de çadırlar kuruldu. Askerler için sıcak yemek, sağlık hizmetleri için cephe gerisinde 7 bölgede hazırlıklar tamamlandı.
17 KİLOMETRELİK DAĞLIK ALAN TEMİZLENECEK Operasyonun ilk aşamasının ‘örgütün 17 kilometrelik dağlık ve kırsal alandan temizlenmesi olduğu ve bunun da en az 3 ay sürmesinin beklendiği kaydedildi. Diğer bir ifade ile operasyonun ilk aşamasında dağlık bölgeler temizlenecek, ileri harekât kordinasyon merkezleri kurulacak. Afrin merkezinde ise en erken 3 ay sonra operasyonun ikinci aşamasına geçilecek ve ‘temizlik’ yapılacak.
Moskova görüşmesi sonrası Rusya’nın 17 kilometrelik alandan 170 askerini çekmek için talimat verdiği öne sürüldü. Sınır hattındaki Rus gözlemci ve irtibat askerlerinin Afrin kent merkezine çekileceği operasyonun ikinci aşamasında ise kent merkezindeki toplam 395 Rus askerinin Minnig Askeri Üssü’ne gideceği iddia edildi. Diğer taraftan Azez-Tel Rıfat ve Mare hattındaki 84 Rus askerinin de Minnig Askeri Üssü’ne çekilmeleri için talimat aldıkları ileri sürüldü. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’dan aksi yönde açıklama geldi.
PKK’nın Suriye kolu YPG’nin ise Türkiye sınır hattının ilk 5 kilometrelik bölümünü PKK’lı teröristlere terk ettiği, bölgeye 390 PKK’lının yerleştirildiği belirtiliyor. Ancak Afrin operasyonunu en ilginç kılan nokta ise Türkiye Suriye’nin toprak bütünlüğünden bahsederken, Suriye rejimin paramiliter gücünün komutanı konumundaki terör elebaşı Mihraç Ural ve kendisine bağlı ‘Şebbia’ların bölgeye gittiği iddiası.
Terör elebaşı Ural’ın başını çektiği terör örgütü ‘İskenderun Halk Kurtuluş Cephesi’, dün yayımladığı bildiride, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) tam desteğini ve Afrin’deki askeri operasyonlar bağlamında Türk ordusunun karşısında durduğunu ilan etti. Bildiride, “İsrail siyonizmine ve Türk faşizmine karşı mücadele tarihimiz boyunca PKK ile birlikte savaştığımızı ve terör zihniyetine karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi ifade ederiz. Afrin’in yalnız olmadığını söylüyoruz” denildi.
"TÜRKİYE'NİN MEŞRU MÜDAFA HAKKI ORTADA" AA'nın haberine göre; Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Rainer Breul, Suriye sınırlarının korunmasının Türkiye için meşru ve çok önemli olduğunu, yine de Türk hükümetinin Suriye’ye asker gönderme konusunda itidalli hareket etmesini umduklarını söyledi. Breul, başkent Berlin’deki basın toplantısında, “Türkiye’nin bugüne kadar olduğu gibi siyasi ve askeri açıdan itidalli davranmasını bekliyor ve ümit ediyoruz. Ancak aynı zamanda Türkiye’nin, Suriye sınırı boyunca meşru menfaatleri olduğu da ortadadır” diye konuştu.
"ENDİŞELİYİZ, ABD ALTERNATİF GÜÇ İÇİN ÇALIŞIYOR" Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “ABD’nin Suriye’de sınır güvenliği gücü oluşturulması konusundaki çelişkili açıklamalarından endişe duyuyoruz. ABD, Suriye’de alternatif bir güç oluşturmaya çalışıyor” dedi. Lavrov, “Rusya, Afrin’deki silahlı kuvvetlerini gerçekten çekmeye başladı mı?” sorusuna, “Bu yöndeki haberler daha sonra yalanlandı” yanıtını verdi. Rus bakan, “Türkiye ve İran ile birlikte şu anki başlıca vazifemiz, İdlib’deki gerilimi azaltma bölgesinin tam anlamıyla işlevlerini sağlamak” diye konuştu.
"SINIR GÜCÜ YANLIŞ BİR İFADEYDİ" ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonu hakkında, “Suriye’nin kuzeyinde askeri bir operasyonun bölgesel istikrara, Suriye’nin istikrarına ve hatta Türkiye’nin sınır güvenliğiyle ilgili endişelerine hizmet edeceğine inanmıyoruz. Bu tür adımlar istikrar bozucu olabilir” dedi. Adı açıklanmayan yetkili, Afrin veya SDG’nin yer aldığı diğer bölgelere yönelik askeri adımların “faydalı olacağına” inanmadıklarını dile getirdi ve ekledi: “Bakan Rex Tillerson’ın da dile getirdiği gibi, ‘Sınır Güvenliği Gücü’ yanlış bir ifadeydi. Orada yaptığımız şey, iç güvenlik unsurlarına eğitim sağlamaktır. Bu (Suriye’de) bir iç güvenlik oluşumudur ve kuzey ve kuzeydoğudaki tüm etnik kesimleri kapsamaktadır. Türkiye’ye bir tehdit değildir.”
Yorumlar